Yüzölçümü : 15. 355 km2



Yüklə 33,31 Kb.
tarix18.01.2018
ölçüsü33,31 Kb.
#38885



Genel Bilgiler

 


 

Yüzölçümü

: 15.355 km2

 

 

Nüfusu:

: 1 milyon 364 bin 209  (2000 sayımına göre)

 

 

Komşu olduğu iller

: Malatya, Elazığ, Bingöl, Muş, Batman, Mardin, Şanlıurfa, Adıyaman.

 

 

İlçeleri

: Bismil, Çermik, Çınar, Çüngüş, Dicle, Eğil, Ergani, Hani, Hazro, Kocaköy, Kulp, Lice, Silvan.

 

 

Köy sayısı

: 743

 


            Mezopotamya’nın kuzeyinde yer almaktadır. Malatya, Elazığ, Bingöl, Muş, Siirt, Mardin, Urfa, Batman ve Adıyaman illeriyle çevrelenmiş olan Diyarbakır ili, bölgenin tüm özelliklerini taşır. Bağlı 13 ilçe merkezi bulunmaktadır.Diyarbakır kent merkezi 7 bin 500 yıllık bir geçmişe sahiptir. Tarihin her döneminde büyük uygarlıkların, kültürel ve ekonomik hareketlerin merkezi olarak kabul edilen kent, birbirini izleyen 26 değişik uygarlığa beşiklik etmiştir.M.Ö.3000 yıllarında Hurriler’den başlayarak Osmanlılar’a kadar uzanan yoğun bir tarihi geçmişi olan  Diyarbakır’da yaşayanlar, dönemlerine ait izlerle kenti ölümsüzleştirmişlerdir.Bu eserlerin başında, kuşbakışı bir kalkan balığını andıran biçimiyle kenti baştanbaşa kuşatan surlar gelir. Diyarbakır surları uzunluk bakımından Çin Seddinden sonra dünyada ikinci, ama eskilik bakımından birinci sırada kabul edilmektedir.

 

            YÜZEY ŞEKİLLERİ




            Diyarbakır ilinde yüzey şekilleri oldukça sadedir. Çevresi yüksekliklerle kuşatılmıştır. Ortası çukur bir havza durumundadır. Diyarbakır havzası denen bu çukur alanın eksenini batı-doğu doğrultulu geniş Dicle Vadisi oluşturur. Kuzeyden Güneydoğu Toroslar yayı ile kuşatılmıştır. Bu dağlar Doğu Anadolu Bölgesiyle Güneydoğu Anadoluya birbirinden ayırır. Diyarbakır havzasının güneybatısında ise Karacadağ kütlesi yükselir. Urfa-Diyarbakır il sınırı üstündeki bu kütle, koyu renkli lavların yığılmasıyla oluşmuş eski bir volkan kütlesidir. Koni biçiminde olmadığından fazla heybetli görülmez. Yüksekliği, en yüksek noktası olan Kolubaba doruğunda 1.957 metreyi bulur. Karacadağın lavları, doğu yönünde Dicle Vadisine kadar uzanır. Bu lavların yapısı çok geçirimli olduğundan, Karacadağ kütlesi üstünde akarsu aşınımı hemen hiç rol oynamamakta, dağın içine süzülen sular ancak eteklerde ve uzaklarda kaynaklar halinde yeryüzüne çıkmaktadır.

 

            İKLİM




            Diyarbakırda sert bir kara iklimi egemendir. Yazları çok sıcak geçer. Ama, kış soğukları Doğu Anadolunda olduğu kadar şiddetli değildir. Bunun başlıca nedeni, Güneydoğu Toroslar yayının kuzeyden gelen soğuk rüzgarları kesmesidir. İl merkezindeki meteoroloji istasyonunun gözlemlerine göre, en sıcak ay ortalaması 31 derece, en soğuk ay ortalaması ise 1,8 derecedir. Bugüne değin ölçülen en yüksek sıcaklık 46,2 derece ile 21 Temmuz 1937 gününde, en düşük sıcaklık ise -24,2 derece ile 11 Ocak 1933 günü olmuştur. 496 milimetre olan yıllık ortalama yağış tutarının ancak yaklaşık yüzde 2si yaz aylarında düşer. Kuzeydeki dağların eteklerine doğru gidildikçe yağışlar da artar. Örneğin yıllık yağış tutarı Silvanda 729, Erganide 767, Kulpta 1.156, Licede ise 1.293 milimetredir. Son yıllarda yapılan barajların oluşturduğu yapay göller (Karakaya, Atatürk, Batman, Silvan Barajları) geniş buharlaşma yüzeyleri oluşturmaktadır.Bu nedenle de Diyarbakır Havzasının kuru havasının nisbi neminde bir artış olmuştur. Ortalama nispi nem, en çok Aralık ve Ocak aylarında ölçülmüştür. Bu aylarda % 77ye çıkar.Temmuz-Ağustos aylarında ise nispi nem değerleri % 20ye düşmektedir. 

 

             BİTKİ ÖRTÜSÜ




             Doğal bitki örtüsünü, genellikle otsu bitkilerin ağır bastığı bozkır bitkileri oluşturur. Bunlar ilkbaharda kısa bir süre içinde yeşerip çiçeklenir, ama yağışların kesilmesiyle yaz başında kururlar. Çevredeki dağlar, yer yer meşe ormanlarıyla kaplıdır. Orman bakımından çok yoksul olan Karacadağın Diyarbakır ili içindeki kesimlerinde yer yer meşe topluluklarına rastlanır. Ama ormanlar, ilin toplam yüzeyinin onda birini bile bulmaz.
 

             AKARSULAR




             İlin en önemli akarsuyu Dicledir. Elazığ ili sınırları içinden çıkan bu akarsu, hemen sonra Diyarbakır ilinin topraklarına girer. Eğilin doğusunda Dipni Çayını alır. Sonra güneye yönelir. Diyarbakıra ulaşımından az önce Devegeçidi Suyu kendisine kavuşur. Diyarbakır kenti önünde geniş bir yatak içinde akar. En büyük kollarını Diyarbakır il sınırlarını terkettikten sonra alır. GAP kapsamındaki alt projelerden bazıları Dicle Havzasındadır. Dicle Diyarbakır ilindeki akarsuların tümüne yakınını toplar. Yalnızca ilin kuzeybatı köşesindeki küçük bir alanın suları Fırat ırmağına gider (Çermik ilçesinin suları). Diyarbakır ili sınırları içinde önemli göl yoktur.

 

            İDARİ YAPI




            Diyarbakır, merkez ilçe dahil 14 ilçe, 15 belde, 826 köy ve 1100 mezra olmak üzere 2000e yakın yerleşim biriminden oluşuyor. 1990 genel sayımına göre, kentin genel nüfusu 1 milyon 096 bin 447 iken; 1997 genel nüfus sayımı geçici sonuçlarına göre yüzde 17lik bir artış göstererek 1 milyon 285 bin 382ye ulaşmıştır. Türkiye ortalaması yıllık artış hızı Binde 14,74 iken; Diyarbakırın yıllık artış hızı Binde 22,13tür. 1997 sayımı geçici sonuçlarına göre, ilçe merkezlerinden yüksek nüfusa sahip olanlar sırasıyla Bismil, Silvan ve Ergani gözükürken; en az nüfusa sahip olanlar Çüngüş, Eğil, Kocaköy ve Hazro ilçeleridir.
 

 

            TARIM




            Kentimizin sahip olduğu 15.355 km2.lik alanın 791.470 hektarını tarım alanı oluşturmakta ve bu toplam alanın % 51.5ini oluşturur. Küçük ve çok parçalı olan tarım alanlarında yaklaşık 53.000 aile tarımsal faaliyette bulunmaktadır. Tarımsal üretim açısından ana ürünleri pamuk, buğday, arpa ve kırmızı mercimek oluşturmaktadır. Özellikle sulu tarım yapılan arazilerin büyük kısmında pamuk ekimi yapılmakta, tütün, ayçiçeği, susam gibi ürünler de yetiştirilmektedir.791.470 hektar tarım alanının 29.474 hektarı devlet, 16.751 hektarı halk sulaması olmak üzere toplam 46.175 hektarında sulu tarım yapılmakta, geriye kalan alanda ise kuru tarım olarak adlandırılan yağmura dayalı tarım gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. GAP Projesinin devreye girmesiyle Kralkızı-Dicle sulama projeleri, Batman Sağ Sahil Sulama Projesi ve Batman-Silvan Sulama projelerinin yanı sıra planlama aşamasındaki diğer projeler ile birlikte sulanan arazi 465.000 hektara çıkacak , halen % 6’sı sulanan tarım alanlarının % 60’ı sulanabilir hale gelecektir.
 

            HAYVANCILIK




            Diyarbakır, doga sartlarinin tarim ve hayvanciliga uygun ve hayvan varlığı bakimindan Türkiye’nin önde gelen illerinden biri olmasina karşılık hayvancilik özellikle son on yılda giderek önemini kaybetmiştir. Hayvancilik agirlikli olarak geleneksel yöntemlerle yapilıyor. Hayvan beslemesi, çogunlukla meraya bagli olarak yapilmaktadir. Diyarbakır’daki temel hayvan varlığı içerisinde düsük verimli yerli irklar, büyükbas mevcudunun % 93’ünü, küçükbas mevcudunun ise %98’ini olusturmaktadir.
 

            DİYARBAKIR KARPUZU




            Karpuz denildiğinde ilk akla gelen Diyarbakır ilidir.Diyarbakır karpuzu başta iriliği olmak üzere kendine özgü birçok niteliğe sahiptir.Yetiştirme tekniği alışıla gelmiş karpuz yetiştiriciliğinden farklıdır.Diyarbakır karpuzu Dicle nehrinin çekilmesinden sonra kalan kumlu-çakıllı nehir yatağında açılan ve adına kuyu denilen yerlerde güvercin gübresi ile yetiştirilmektedir. Halen uygulanmakta olan “Diyarbakır Karpuzu Yetiştiriciliğini Geliştirme Projesi” çerçevesinde,Diyarbakır karpuzu yarışmaları düzenlenmektedir.1998 yılında 45 kilo 160 gramlık karpuz birinciliği almıştır.
 

            ULAŞIM




            İl merkezi karayollarının kavşak noktasındadır. Diyarbakır’ı hem karayolu, hem hava ve demiryolu ile ulaşım sağlanabilmektedir. Her gün Ankara ile İstanbul’dan düzenli uçak seferleri yapılmaktadır. Diyarbakır’dan hemen hemen Türkiye’nin her yerine otobüs ile yolculuk etmek mümkündür. Ayrıca Ortadoğu ülkelerine taksi ile yolcu taşımacılığı da yapılmaktadır.
D.Bakırın bazı illere olan karayolu uzaklıkları şöyledir:
Diyarbakır -Adana 536 Km. 
Diyarbakır -Adıyaman 207 Km.
Diyarbakır -Ankara 940 Km. 
Diyarbakır -Gaziantep 329 Km. 
Diyarbakır -İstanbul1381 Km. 
Diyarbakır -İzmir 1436 Km. 
Diyarbakır -Elazığ 162 Km. 
Diyarbakır -Malatya 263 Km.
Diyarbakır -Mardin 86 Km. 
Diyarbakır -Mersin 610 Km. 
Diyarbakır -Siirt 216 Km.
Diyarbakır -Şanlıurfa 184 Km.


Diyarbakır - Konya 950 Km.
Demiryolu bulunan tüm hatlarda Diyarbakır’dan tren seferleri yapılmaktadır.
 

             KONAKLAMA




             Başta Dedeman Oteli olmak üzere, aralarında Demir Otel , Turistik Otel ve Mardinkapı semtinde, tarihî Deliller Hanı’nın onarımıyla açılan Kervansaray  Otel ve turistik tesislerinin de bulunduğu 10  kadar turizm belgeli ve çok sayıda da Belediye denetiminde otel bulunmaktadır. Otellerin çoğu kent merkezinde yer alıyor ve yerli ve yabancı konukların ihtiyaçlarına ve isteklerine cevap verebilecek niteliktedirler. Diyarbakır’da kamping alanı olmamasına karşılık; Diyarbakır-Mardin karayolunun başlangıcındaki Karayolları Bölge Müdürlüğü’ne ait alanda kamp yapma olanağı sağlanmaktadır.
 

              YEME-İÇME VE EĞLENCE YERLERİ




              Kentte Belediye belgeli lokantaların yanısıra, yöreye özgü yemeklerin yenebileceği turizm belgeli restoranlar da vardır. Diyarbakır’ın ünlü yerel yemeği Kaburga’dır. Son derece lezzetli olup, kaburga etlerinin içine baharatlı pilavın konup, fırında pişirilmesiyle hazırlanır. Yerel yemeklerin bulunabileceği lokantalar genellikle Dağkapı semtinde yer alır. Gece hayatı bakımından bölgenin en hareketli kenti olan Diyarbakır’da birçok içkili lokanta, birahane, gece kulübü ve lokaller bulunmaktadır. Ancak bu eğlence yerlerine yerli halk tarafından ilgi gösterildiği söylenemez.
 

              EL SANATLARI




              Geleneksel el sanatları içerisinde kuyumculuk, ipekçilik, bakırcılık önde gelmektedir. Diyarbakır el sanatları Birinci Dünya Savaşı’na kadar çok ileri bir düzeydeydi. Örneğin Konya’daki Mevlana Türbesi’nin ikinci kapısı, Bağdat’taki  İmam-ı Azam Türbesi’nin nefis altın ve gümüş işlemeli kapısı ile avize, şamdan ve kandilleri Diyarbakır’da yapılmıştır. Eskisi kadar olmamakla beraber günümüzde de önemini koruyan bu el sanatlarında ‘hasır bilezik, ‘kişniş gerdanlık’ ‘gümüş işlemeli nalın’ ve ‘çekmece’ler, Diyarbakır kuyumcularının beğenilen ürünleri arasında yer alır. Eski Diyarbakır kuyumcularının önemli bir bölümü uzun yıllar önce İstanbul’a göç ederek yerleşti. Kuyumcular, Balıkçılarbaşı semtinde, Hasanpaşa Hanı’nın bitişiğinde, restore edilen Kuyumcular Çarşısı ile bu Kapalı Çarşıın bitişiğindeki eski Kuyumcular Çarşısı’nda hizmet veriyorlar. Köylerde el dokumacılığı ve halı, kilim üretimi de yapılmaktadır.
 

               DİCLE ÜNİVERSİTESİ




               1966 yılında Ankara Üniversitesi bünyesinde açılan Diyarbakır Tıp Fakültesi 1968’de Diyarbakır’a taşındı. 1974’de Fen Bilimleri Fakültesi’nin de açılmasıyla Diyarbakır Üniversitesi kurulmuş oldu. 1982’de Dicle Üniversitesi adını aldı. Dicle’nin doğusunda 2 bin 700 dekarlık arazi üzerine kurulan kampusu ile  bölgeye hizmet veren üniversitenin Tıp, Fen-Edebiyat, Diş Hekimliği, Eğitim, Mühendislik-Mimarlık, Hukuk, Siirt Eğitim, Ziraat, Veterinerlik ve İlahiyat olmak üzere 10 fakültesi bulunmaktadır. Ayrıca 11 yüksek okul, 3 enstitü, 6 uygulama ve araştırma merkezi ile 1400 yataklı Uygulama ve Araştırma Hastanesi ile bir bir Sağlık Lisesi de Dicle Üniversitesi’nin birimleri arasındadır.   

 

             



               BARAJLAR


              GAP çerçevesi içinde inşa edilen ve edilmekte olan Karakaya, Devegeçidi, Kral Kızı, Dicle gibi barajların önemli bir bölümü Diyarbakır çevresindedir. Hidroelektrik enerji yanında baraj ve göletlerden elde edilen su, tarımsal alanlarda yeni olanaklar sağlamaktadır.

 

 



                 Diyarbakır ve çevresi tarih öncesi dönemlerden itibaren her devirde nemini korumuş, Anadolu ile Mezopotamya, Avrupa ile Asya arasında doğal bir geçiş yolu, bir köprü görevi yapmış bu nedenle de çeşitli uygarlıkların tarihi ve kültürel mirasını günümüze kadar taşımıştır.


                Tarih boyunca Amida, Amid, Kara-Amid, Diyar-Bekr, Diyarbekir, Diyarbakır adlarını alan kent Güneydoğu Anadolu bölgesinin orta bölümünde, Elcezire denilen, Mezopotamyanın kuzey kısmındadır. Yontmataş ve Mezolitik devirlerde, Diyarbakır ve çevresindeki mağaralarda yaşanmış olduğu, yapılan arkeolojik araştırmalar ile anlaşılmıştır. Eğil-Silvan yakınlarındaki Hassun, Dicle Nehri ve kolları üzerinde Ergani yakınlarında Hilar mağaralarında bu çağdan kalma kalıntılar tespit edilmiştir. Anadolunun en eski köy yerleşmelerinden biri olan tarımcı köy topluluklarının en güzel örneğini veren Ergani yakınlarındaki Çayönü Tepesi, günümüzden 10.000 yıl önceye tarihlenmesi ile sadece bölge tarihimize değil Dünya uygarlık tarihine de ışık tutmaktadır. M.Ö. 7.500-5.000 yılları arasında aralıksız olarak daha sonra da aralıklarla iskan edilmiş olan günümüzdeki kent uygarlığının ilk temellerinin atıldığı Çayönü, insanların göçebelikten yerleşik köy yaşantısına, avcılık ve toplayıcılıktan besin üretimine geçtikleri Neolitik Devrim olarak da bilinen teknoloöjik yaşam biçimi, beslenme ekonomisi ve insan doğal çevre ilişkilerinin tümü ile değiştiği kültür tarihi ile ilgili buluşlarda bir çok ilki de içeren canlı ve ilginç bir yerleşmedir. Yabani buğday, mercimekgiller gibi bitkilerin tarıma alınması, koyun ve keçinin evcilleştirilmesi ile Çayönü bilim dünyasında önem kazanmıştır. Yine Ergani yakınlarındaki Grikihaciyan Tepesinde M.Ö. 5.000 yılları başına tarihlenen Gelişkin Köy Evresi ya da Kalkolitik Çağ olarak adlandırılan Halaf Kültürünün sonlarına tarihlenen tek bir kültür evresi görülmüştür. Halaf Kültürü, Kuzey Irak, Suriye ve Güneydoğu Anadoluda görülen yuvarlak planlı kubbeli evleri zengin boya bezeli çanak-çömleği ile ünlüdür. Diyarbakırın Bismil İlçesi yakınlarındaki Üçtepe Höyükte yapılan ve henüz bitirilmemiş olan kazı çalışmalarında ise 2. Bin, Yeni Asur, Helenistik ve Roma İmparatorluk dönemine tarihlenen önemli bir merkez ortaya çıkarılmıştır. Öte yandan Lice yakınlarındaki Birkleyn mağaraları ve Eğildeki Eğil Kalesi ve kayalardaki kitabeler Asurlardan kalan önemli eserler bulunmuştur. Diyarbakırın kent merkezinin tarihine baktığımızda ise; M.Ö. 3. Binde kente Hurri-Mitanilerin egemen olduklarını görüyoruz. M.Ö. 1260a dek egemenliklerini sürdüren Hurri-Mitanilerden sonra sırasıyla Asurlular, Aramiler, Urartular, İskitler, Medler, Persler, Makedonyalılar, Selevkoslar, Partlar, Büyük Tigran İdaresi, Romalılar, Sasaniler, Bizanslılar, Emeviler, Abbasiler, Şeyhoğulları, Hamdaniler, Mervaniler, Selçuklular, İnaloğulları, Nisanoğulları, Artuklular, Eyyübiler, Moğollar, Akkoyunlular, Safeviler ve Osmanlılar Diyarbakıra egemen olmuşlardır. Bu uygarlıklar arasında Diyarbakırda en fazla tarihi eser yapan ve iz bırakanlar Romalılar, Abbasiler, Mervaniler, Selçuklular, Artuklular, Hıristiyan ve Osmanlılar olmuştur. Diyarbakır sadece Roma-Bizans değil aynı zamanda Müslüman, Pers, Arap ve Tür devletlerinin zengin tarihi ve kültürel değerlerini taşıyan ortak bir kültür mirası olarak günümüze kadar gelmiştir. Özellikler surlarda birçok medeniyetlerin izlerini kitabe, süsleme, figür, kapı veya görkemli burç şeklinde en canlı şekilde görebilmekteyiz.
Yüklə 33,31 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin