Su altı fotoğrafçılığı için özellikle tercih ettiğiniz bölgeler var mı? Neden?
Her bölge ayrı bir deneyim ayrı bir keyif. Ancak Türkiye’de en keyif aldığım bölge Kaş. Burada su altı çok güzel. Dalabileceğiniz birçok nokta var. Zaten Akdeniz genel olarak bu anlamda çok zengin. Sonra da Bodrum geliyor. Daha sonra Ayvalık’a doğru yukarı çıkılıyor. Kaş bölgesi özellikle çok sıcak olmayan aylarda daha keyifli. Su sıcaklığının düşük olduğu zamanlar daha çok su altı canlısı ile karşılaşıyorsunuz.
Katıldığınız yarışmalardan bahseder misiniz? Çektiğiniz su altı fotoğrafları size bir ödül getirdi mi?
Yaşayan Marmara Festivali’nde, Marmara’da çektiğim fotoğraflarla derece aldım. Onun haricinde birtakım su altı dergilerine fotoğraf verdim. Daha sonra 100’ün üzerinde su altı fotoğrafçısının, ikişer karesiyle oluşan bir sergi olan “Su Altına Işık Tutanlar” adındaki sergisinde yer aldım. Aslında fotoğraflarımı çok paylaşmıyorum, emek verilerek çekildiği için daha çok bu işle ilgilenen ve değerini anlayabilecek insanlarla paylaşıyorum. Mesela Mandarin balıklarını çektiğim fotoğraf… Sadece gün batımında çekim yapabiliyorsunuz. O balıklar mercanın içinden beş saniye süreyle çıkıyor ve yakalıyorsunuz. Bakıldığı zaman kolay görünse de onu çekmek hem ışık azlığı açısından hem de anlık bir olay olduğu için oldukça zordur. Dışarıdan bakan biri “güzel bir fotoğraf” gibi değerlendirebilir. Ama anlayan birisi o fotoğrafın çok zor çekildiğini bilir. Bunun gibi iki tane pigme denizatı fotoğrafım var. Onların da boyları çok küçük. Yarım cm ya da 4-5 mm civarında. Onu su altında görüp, belli bir hale geldiğinde mercan üzerinde çekmek inanılmaz zordur. Belki de bu yüzden anlayan birileriyle paylaşmak daha fazla hoşuma gidiyor.
Dostları ilə paylaş: |