Bir Lafızla Üç Boşama: Bir adamın karısını üç talâkla birden boşadığı Hz. Peygamber'e haber verildiğinde kızarak kalkmış ve: "Ben aranızda iken Allah'ın kitabı/ hükmü ile alay mı ediliyor?!"572 demişti. Bu hadisin isnadı Müslim'in şartına göre sahihtir.
Müslim'in rivâyetine göre, üç talâk, Hz. Peygamber ve Hz. Ebû Bekir'in devirleri ile Hz. Ömer devrinin de ilk yıllarında bir talâk kabul edilirdi.573 Hz. Ömer: "İnsanlar, daha yavaş hareket etmeleri gereken bir hususta (talâkta) acele etmeye ve düşkünlük göstermeye başladılar. Keşke onu aleyhlerine saysak." dedi ve bunu onların aleyhlerine saydı. Müslim'in bir başka rivâyetinde: Hz. Ömer, insanların talâka çabucak başvurduklarını görünce: "Bu üç talâkı onlar aleyhine geçerli sayınız." demiştir.
İmam Ahmed'in Müsned'indeki rivayete göre, Rükâne b. Abdü Yezîd, karısını bir mecliste üç talâkla boşamıştı. Buna çok üzüldü. Resûlullah kendisine: "Onu nasıl boşadın?" diye sordu. O da: "Üç talâk(la) boşadım." dedi. Hz. Peygamber: "Bir mecliste mi?" diye sordu. O: "Evet" dedi. Allah Resûlü: "Şüphesiz o bir talâktır. Dilersen ona dön!" buyurdu. Râvî, onun eşine döndüğünü, söylemektedir. İmam Ahmed bu hadisi sahih ve hasen görmüştür.574
Hadisteki "Şüphesiz o bir talaktır." ifadesi, üst üste olan boşamada, mükellefin hanımını bir defada boşayamayacağını göstermektedir. Tıpkı liânda olduğu gibi ki, koca: "Eşhedü billahi erbea şehâdâtin innî lemine's-sâdıqîn, yani Allah'ı dört kez şahit tutarım ki ben doğru söyleyenlerdenim." dese, bu, sadece bir şehâdet/tanıklık olur. Allah Resûlü'nün: "Kim, her namazın ardından otuz üç kez 'sübhânallah', otuz üç kez 'elhamdülillah' ve otuz dört kez de 'Allahu Ekber' derse…"575 hadisi de bu cümledendir. Bu tesbihâtı peş peşe söylemeyen, bununla amel etmemiş olur. Bunun örnekleri çoktur. Bu durum, hem dil ve hem de akla uygun örfe muvafıktır. "(Dönüş yapılabilecek) boşama iki defadır."576 âyeti de bu hususla ilgilidir. Sünnet, bu naslarda kastedilen hususları açıklamıştır.
İbn Vaddâh, Amr b. Şuayb'dan naklettiğine göre, Hz. Peygamber: "Bir kadın kocasının kendisini boşadığını iddia eder ve adil bir şâhid de getirirse, kocaya yemin verdirilir. Eğer (boşamadığına) yemin ederse, şâhidin şehâdeti geçersiz olur. Yemin etmekten kaçınırsa, onun bu hali (nükul) başka bir şâhid yerine geçer ve talâkı caiz olur."577 buyurmuştur.
15. Zıhâr578
Sünenlerde ve İbn Hanbel'in Müsned'inde yer aldığına göre Evs B. Sâmit, hanımı Havle bt. Mâlik'e zıhâr yaptı. Bu kadın, bu konuda Hz. Peygamber'le mücadeleye giren ve Allah'a şikayette bulunan kadındır. Bu kadın Allah Resûlü'ne: "Ey Allah'ın Elçisi! Evs B. Sâmit, ben genç ve arzulanan biri iken benimle evlendi. Yaşım ilerleyip, karnım yayılınca/çocuk doğurdum, beni anasının yerine koydu." dedi. Hz. Peygamber ona: "Senin hakkında benim yapabileceğim bir şey yok!" buyurdu. Kadın: "Ey Allah'ım! Ben halimi sana şikayet ediyorum!" dedi. Bir rivâyete göre kadın: "Benim küçük çocuklarım var. Eğer onlar ona verilse, ziyan olurlar, yok bana verilse aç kalırlar!" dedi ve bunun üzerine âyet(ler) indi. Hz. Aişe: "Her sesi işiten Allah'a hamdolsun! Havle bt. Sa'lebe, Hz. Peygamber'e şikayetçi olarak gelmişti. Ben evin bir köşesindeydim. Bazı sözlerini duyamıyordum. Hemen Allah: 'Allah, kocası hakkında seninle tartışan ve Allah'a şikayette bulunan kadının sözünü işitmiştir.'579 âyetlerini indirdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber: "(Kocan) bir köle azat etsin!" buyurdu. Kadın: "Bulamaz." dedi. Allah Resûlü: "Öyleyse peş peşe iki ay oruç tutsun." buyurdu. Kadın: "O yaşlı bir ihtiyardır!" dedi. Hz. Peygamber: "Öyleyse altmış fakiri doyursun!" buyurdu. Kadın: "Onun tasadduk edebileceği hiçbir şeyi yok!" dedi. Allah Elçisi: "Ben onun adına bir sepet hurma vererek yardımcı olacağım." buyurdu. Kadın: "Ben de başka bir sepet hurma dağıtarak yardımcı olacağım." dedi. Hz. Peygamber: "İyi yaparsın, onun adına altmış fakiri doyur, sonra da amcanın oğluna dön."580 buyurdu.
16. Îlâ581
Buhârî'de Enes'den rivâyet edildiğine göre Hz. Peygamber, hanımlarına îlâ yaptı. Hanımlarının yanına gitmedi. Kendisine ait bir odada yirmi dokuz gece kaldı. Sonra oradan indi. Sahâbe: "Ey Allah'ın Resûlü! Bir ay îlâda bulunmadın mı?" diye sordular. Hz. Peygamber: "Bir ay, bazen yirmi dokuz gün olur."582 buyurdu. Îlâ konusunda Allah Teâlâ: "Eşlerine yaklaşmamaya yemin edenler için dört ay bekleme süresi vardır. Eğer (bu süre içinde) dönerlerse şüphesiz Allah, çok bağışlayan, çok acıyandır. Eğer (yemin edenler yeminlerinden dönmeyip kadınlarını) boşamaya karar verirlerse, şüphesiz Allah her şeyi işiten, her şeyi bilendir."583 buyurmaktadır.
Dostları ilə paylaş: |