Üstünlükleri ve kusurlarıyla...
Bu yoldaşlar elbette ciddi kusurları da olan yoldaşlar. Ama üstünlükleri ile bu denli yücelmiş insanların tutup kusurlarını tartışmanın ne anlamı var ki. Kusur gidici, üstünlük kalıcıdır. Partimizin de çok kusuru var. Bir parti “Devirmeyen darbe güçlendirir” derken, kendini darbeye yolaçan zaaf ve yetersizliklerin dışında düşünebilir mi? Nihayetinde darbeyi yiyen kendisi. Parti kendi zaaflarından ve yetersizliklerinde dolayı darbe yer. Nitekim aynı konuya ilişkin değerlendirmelerde; bu bizim geçmişimizdir, bu bizim küçük-burjuva yanımızdır, bu mesele bireylerden ötedir denilmiyor mu? Partimizin de çok zaafı var, yeri geldiğinde bunları yüreklice ortaya(100)da koyuyor. Ve partimizin ciddi zaaflarından sözettiğimiz bir durumda ona mensup kadroların zaaf ve yetersizlikleri haydi haydi vardır.
Tuna yoldaşın da bazı kusurları olmalı ki, MK üyeliğine aday gösterilmesi vesilesiyle kendi tercihiyle oturup kongre önünde 6 sayfalık bir özeleştiri yapmak ihtiyacı duymuş. ’97 sonunda Ümraniye Cezaevi’nde iken de özeleştirel bir değerlendirme olarak, oturup “Devrimci bütünleşme” başlığı taşıyan, kendisinin bütünleşme sorunlarını tartışan bir metin kaleme alma ihtiyacı duymuş. Örgüte ilk başvurusuna “Devrimci birleşme” başlığı koyan bu yoldaş, yıllar sonra kaleme aldığı özeleştirel değerlendirmeye ise “Devrimci bütünleşme” başlığı koyuyor ve bunun sorunlarını değerlendiriyor. Bu yoldaş laf olsun diye bunları yapmıyor, ne yaptığını ve ne dediğini çok iyi biliyor.
Ümit yoldaşın “Devrimci birleşme” başlığı taşıyan ilk başvurusu yazık ki bugün arşivimizde yok. Yoldaş İstanbul İl Komitesi’ne üyelik başvurusu yapıyor. Bu başvuru “alışıldık” türden bir özgeçmiş içermediği için belli bakımlardan yadırganıyor ve geri iade edilerek yenisi isteniyor. Yoldaş bunun üzerine “Devrimci bütünleşmeye ek” başlıklı ikinci bir başvuru kaleme alıyor.
Ümit bu ikinci metnin “İdeolojik sağlamlık” ara başlıklı bölümde, örgüt bir EKİM üyesinin başlıca üç temel alanda değerlendirilebileceğini saptamıştır, diyor ve bu konuda MK tutanaklarından alıntı yapıyor. Bu alanlar; bir ideolojik kimlik, iki devrimci kimlik, üç devrimci örgüt yaşamına uyumdur; bu ölçülerin ışığında dönüp benim durumuma bakalım, diyor. Konuya ideolojik kimlikten başlamış, ardından devrimci kimlik ve örgüt yaşamına uyumla devam etmiş. Bu konular(101)ekseninde kendisine ilişkin övgüler de içeren açıklamalardan oluşan bir metin bu. Oldukça açık ve dobra konuşuyor, kendi emeğini ve kişiliğini cepheden savunuyor. Bunu herkes kolay kolay yapamaz, bu rahatlığı bu kadar kolay göstermez, gösteremez. Uzun uzun bunları anlatıyor. Örneğin düşünsel cephede ne yapmış? Daha o safhada Merkez Yayın Organı’na bilmem kaç tane yazı iletmiş. Bunu hatırlatıyor ve bu harekette bu davranış bir ölçüdür diyor, bunlar üzerinden kendisini savunuyor.
İlk başvurusunun geri iade edilmesini kastederek, eğer “yeterli açıklığın ve anlaşılamamanın ürünüyse, bu ‘ek’ sorunu ortadan kaldıracaktır” diyor ve şöyle devam ediyor; “Ama bu karar (red kararı) bu yazıya rağmen sürerse, hiç değilse bir yazılı değerlendirme istiyoruz. Neler yetersizdir? Birikimimiz mi, iddiamız mı, pratiğimiz mi, ilerlememiz mi? Bunca süredir çabamızın karşılığı hiç değilse böyle bir değerlendirme olmalıdır ki, yarından itibaren nelerin eksik olduğu üzerinden bilinçli bir aşma çabası verelim.” Ve metnin sonunda bir şiar: “Herşey komünizm için!”
Dostları ilə paylaş: |