Bir ülkenin kalkınmışlık düzeyini belirlemede kullanılan en önemli ölçütlerden biri, o ülkenin sahip olduğu insan kaynaklarını



Yüklə 142,1 Kb.
tarix22.01.2019
ölçüsü142,1 Kb.
#101645


İÇİNDEKİLER

Sayfa

Giriş.............................................................................................................................1


Mesleki -Teknik Eğitimi Etkileyen Olgular.....................................................2

1998-1999 Eğitim Öğretim Yılında Öğrenci Seçme Sınavında Yapılan Katsayı Değişikliği......................................................... .............................. 6

Nedenleri (İçsel ve Dışsal Etkileyicileri).............................................. ............7

Tarafları (Onaylayan, Yürüten, Karşı Çıkan, Yararlanan)............................ .........9

Yürütülme Gerçekleştirme Yöntemleri............................... ......................10

Direnç Yaratan Veya Güçlendiren Boyutları.................................... ........11

Günümüzde Ulaşılan Durum......................................................................................12


Sonuç.........................................................................................................................15

Yararlanılan Kaynaklar...............................................................................................17

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

EĞİTİM YÖNETİMİ TEFTİŞİ PLANLAMASI VE EKONOMİSİ

ANABİLİM DALI

1998-1999 EĞİTİM ÖĞRETİM YILINDA ÖĞRENCİ SEÇME SINAVINDA YAPILAN DÜZENLEMELERİN MESLEK LİSELERİNE ETKİLERİ

Y. LİSANS DERS ÖDEVİ

EĞİTİMDE REFORM

Yrd. Doç. Dr. H. Hüseyin Aksoy



Sinan Temur


ANKARA

OCAK-2004



GİRİŞ

Bir ülkenin kalkınmışlık düzeyini belirlemede kullanılan en önemli ölçütlerden biri, o ülkenin sahip olduğu insan kaynaklarının niteliğidir. Genel olarak bakıldığında, gelişmiş ülkeler, ulusal kalkınma çabalarının gerektirdiği insan kaynaklarını istenen nitelik ve nicelikte yetiştirmiş durumdadır. Buna karşılık, geri kalmış ülkelerin çoğu, ekonomilerinin gereksinim duyduğu insan kaynaklarını yetiştirme konusunda ciddi bir bunalım yaşamaktadırlar.


Toplumsal kalkınmayı gerçekleştirebilecek nitelikli insan gücünün yetiştirilmesi büyük ölçüde eğitim sisteminin görevidir. Eğitim sistemi, bu görevini yerine getirirken öğrencileri üretken birer yurttaş olarak görür ve onları toplum yaşamına, meslekler dünyasına ya da ileri eğitime hazırlar. Özellikle ortaöğretim düzeyinde, sözkonusu işlevler tutarlı biçimde kaynaştırılarak kişisel ve mesleki gelişim açısın dan bütünlüğü olan bir program uygulanmaya çalışılır.

Çoğu ülkede ortaöğretim, genel ve mesleki olmak üzere iki alt sistemden oluşur. Genel eğitim veren kurumlardaki gençler, daha çok akademik bir programı tamamlar ve yükseköğretime hazırlanırlar. Mesleki ve teknik eğitim programlarına katılan gençler ise, genel kültürün yanısıra, belli bir meslek alanında uygulama ağırlıklı eğitim alırlar. Mesleki ve teknik ortaöğretimi başarıyla tamamlayan gençler ya iş yaşamına katılırlar ya da yüksek öğretim kurumlarına giderler.


Ulusal kalkınma çabalarında büyük umutlar bağlanan mesleki ve teknik eğitim kurumları, uzun süredir çeşitli sıkıntılar yaşamakta ve var oluş gerekçelerini oluşturan en temel görevlerini bile yerine getirememektedirler. Bu sorunlara, her ülke kendi koşul ve olanaklarına göre çözümler aramakta, bazıları başarılı olurken, bazılarının durumu daha da kötüleşmektedir. (Şimşek,1999)

Başka bir deyişle, içinde yaşadığımız dünyada "eğitilmiş insan" kavramının anlamı değişmekte ve okullar geçmiştekinden oldukça farklı bir insan tipini yetiştirme yükümlülüğüyle karşı karşıya bulunmaktadırlar. Ortaya çıkan yeni insan tipinin temel nitelikleri arasında toplumsal uyum, ekonomik üretkenlik, kültürel birikim ve politik bilinç ön planda gelmektedir.


Tüm bu niteliklere sahip bireyleri yetiştirmek için eğitim sistemlerinde yapılacak yenileşmeler içinde mesleki ve teknik eğitime ilişkin olanlar önemli bir yer tutmaktadır. Ancak temel sorun, bu köklü değişimin nasıl gerçekleştirileceğidir Çünkü mesleki ve teknik eğitimi etkileyen değişkenler ve bunlar arasındaki ilişkiler son derece karmaşık görünmektedir.

MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİMİ ETKİLEYEN OLGULAR

Mesleki ve teknik eğitimi, işsizlik, teknoloji devrimi, küreselleşme, bilgi patlaması ve verimlilik gibi evrensel olguların yansıra, hızlı sanayileşme çabaları, ara kademe insangücü açığı, niteliksiz işsizlerin fazlalığı, mesleki ve teknik eğitimdeki okullaşma oranının düşüklüğü gibi ulusal ya da yerel olgular da etkilemektedir.



İşsizlik
Mesleki ve teknik eğitimi etkileyen en önemli olgulardan biri işsizlik sorunudur. Birçok ülkede işsizlik ciddi boyutlara ulaşmıştır ve işsizlerin büyük bir bölümü niteliksiz işsizlerdir. Bu insanların iş bulmalarını kolaylaştırmanın en etkili yolu, onlara eğitim vererek geçerli bir mesleğin gerektirdiği yeterlikleri kazandırmaktır.
Birçok ülke bu konuda yoğun çaba göstermektedir. Ancak, hızlı nüfus artışı ve toplam nüfus içinde üretken işgücü oranının azlığı önemli bir engel oluşturmaktadır. Bugün 6 milyara yaklaşan dünya nüfusunun 1 milyarı işsizdir. Bu, yaklaşık olarak %17 demektir. Ayrıca, dünya nüfusu yılda ortalama %2.5 oranında büyümektedir. Afrika, Ortadoğu ve Güney Amerika ülkelerinde nüfus hızla çoğalırken, Avrupa ülkelerinde bu oran %1’in altındadır. Hatta İtalya, Lüksemburg ve Yunanistan'da azalma eğilimleri başlamıştır.
Nüfus artış hızı %1’in altında olan ülkelerde kişi başına düşen ulusal gelir yaklaşık 15 bin dolarken, artış hızı %1.5-%2.1 arasında değişen ülkelerde 1000 dolar kadardır. Hızlı nüfus artışı ve bunun sonucunda yaygınlaşan işsizlik sorunu, ülkelerin gelir dağılımını da olumsuz yönde etkilemekte ve yaşam standartlarını düşürmektedir.

Teknoloji Devrimi
Çağdaş toplumdaki üretim ilişkileri, büyük ölçüde ileri teknolojik sistemlere da yanmakta ve bu teknolojiler eğitim açısından yeni gereksinimler yaratmaktadır. Üretim teknolojileri, insan emeğinin çalışma yaşamındaki önemini azalttığı gerekçesiyle başlangıçta bazı endişelere neden olsa da, kısa sürede kendi insangücü istemlerini yaratarak uygun nitelikleri kazanan kişilerin istihdam şanslarını artırmaktadır.
Eğitim kurumlarından beklenen, bu teknolojileri yaratıcı biçimde kullanabilecek insanları yetiştirmektir. Ancak eğitim kurumları, şu andaki yapı ve işleyişleriyle, bu tür gereksinimleri karşılayabilecek konumda değildirler. Aslında bu durum, okulların teknolojik gelişmeleri algılama konusundaki yavaşlığından kaynaklanmaktadır.
Bu yavaşlık, yeni teknolojik gelişmelerin temelini oluşturan bilgisayarların yay gınlaşması konusunda somut olarak görülmektedir. Gelişmiş ülkelerde, yaşamın her alanında bilgisayar kullanılırken, az gelişmiş ülkelerin bilgisayarlaşma altyapısı oldukça yetersizdir. Oysa, teknolojik altyapıya zamanında yatırım yapılamaması, sanayileşme hızını yavaşlatmaktadır.

Küreselleşme
Mesleki ve teknik eğitimde yeniden yapılanmayı gerektiren bir başka neden, küreselleşme olgusudur. Son yıllarda yaşanan ve teknoloji desteğiyle yürütülen pazar savaşının bir sonucu olarak, ülkelerin ulusal sınırları iyice belirsiz hale gelmiştir. Yeni geliştirilen mal ya da hizmetler kısa sürede tüm ülkelere pazarlanmakta ve geniş halk kitleleri tarafından kullanılmaktadır. Tüketiciler ürün seçimi yaparken, artık satın alacakları ürünün nerede ya da kim tarafından üretildiğinden çok onun sağlayacağı yarar ve kaliteye bakmaktadırlar.
Küreselleşme olgusuyla birlikte, gelişmiş ülkelerin mal ya da hizmet kalitesi tüm ülkeler için geçerli bir ölçüt olmaktadır. Bu ölçütlere uygun üretim yapabilmek için

de, az gelişmiş ülkelerdeki işletmeler kendilerini yenilemek zorunda kalmaktadırlar. Ancak, bu sanıldığı kadar kolay değildir. Teknoloji transferi yapılsa bile, bunları kullanacak insan kaynaklarının yetiştirilmiş olması gerekmektedir. Bu da, özellikle mesleki ve teknik eğitim aracılığıyla, tüm yurttaşlara geçerli ve güncelleştirile bilir bir teknoloji kültürünün kazandırılmasına bağlıdır.


Yurttaşlarına sağlam bir teknoloji kültürü veremeyen ülkelerin uluslararası rekabet gücü azalmaktadır. ülkelerin rekabet gücü ise, başka etkenlerin yanında, eğitim sistemlerinin rekabetçi ekonominin gereksinimlerini karşılayabilme olanağından etkilenmektedir. Bu da, eğitim yatırımlarıyla doğrudan ilişkilidir.

Bilgi Patlaması
Çağdaş insanın öğrenmesi gereken bilgi miktarı sürekli artmaktadır. Yapılan tahminlere göre, bilimsel bilgi her on yılda bir ikiye katlanmaktadır. Dahası, bugün sahip olduğumuz bilgilerin yüzde sekseni halen yaşayan kişiler tarafından üretilmiştir (Şimşek, 1999). Bu da gösteriyor ki, artık bir mesleği tüm ayrıntılarıyla bilmek olanaklı değildir. O nedenle, daha çok bilgi edinmek yerine, işlevsel bilgiyi öğrenmek önem kazanmaktadır Kaldı ki, üretilen bilgiler sonucunda yeni meslek dalları ortaya çıkmaktadır. İnsanların bu mesleklerle yakından ilgilenmeleri ve bunların birkaçını birleştiren bir alan seçmeleri kişisel üretkenliklerini artıracaktır.
Bilgi patlamasıyla birlikte bazı meslekler ortadan kalkarken, bazıları da sürekli eğitim almayı gerektirmektedir. Artık başlangıçta öğrenildiği biçimiyle yaşam boyu değişmeden süren hiç bir meslek kalmamıştır. Bu nedenle, bireyleri yetiştirirken, onların çağdaş gelişmeleri yakından izleyip kendi yaşamlarında gerekli uyarlamaları yapabilmelerini kolaylaştıracak bilgi, tutum ve becerilerle donatılmaları gerekmektedir. Bu yeterliklerin başlıcalar uyum sağlama, iletişim kurma, doğru bilgiye ulaşma, karar verme, sorumluluk alma, yaratıcılık gösterme, işbirliği yapma, sorun çözme, karmaşık sistemleri algılama ve kendini geliştirmedir.
Verimlilik
Mesleki ve teknik eğitimi etkileyen çağdaş olgulardan biri de verimlilik kavramıdır. Geçmişte çoğunlukla üretim sektöründe gündeme gelen bu kavram, son yıllarda hemen her alanda geçerli olmaya başlamıştır. Bunun nedeni, verimli çalışmanın, ekonomik üretkenlik ve toplumsal kalkınma açısından taşıdığı önemdir. Nitekim, bu gerçeğin bilincine varan işletmeler verimliliği artırma yönünde olağanüstü

yatırımlar yapmaktadırlar.


1998-1999 EĞİTİM ÖĞRETİM YILINDA ÖĞRENCİ SEÇME SINAVINDA YAPILAN KATSAYI DEĞİŞİKLİĞİ
1739 sayılı Milli eğitim Temel Yasasının yüksek öğretime girişi düzenleyen 31. Maddesine göre; “ Ortaöğretim, yükseköğretime veya hem mesleğe, hem de yükseköğretime hazırlayan programlarını bitiren öğrencilere, yetiştirildikleri yönde, üniversitelere, akademilere ve yüksekokullara girmek için aday olma hakkı tanınır” Kanunun bu maddesine göre ortaöğretimde yetişen öğrenciler yüksek öğretime geçişte ancak yetiştikleri alanlarla ilgili bölümlere başvurabileceklerdi.

1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunun 31. maddesine göre sadece yetiştikleri alana girebilen mesleki ve teknik lise mezunlarına 16.6.1983 tarihinde 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Yasası’nda yapılan bir değişiklikle tüm yükseköğretim programlarına girme hakkı tanınmıştır.


Yasada yapılan bu değişiklikten sonra 1998-99 eğitim öğretim yılına kadar mezun oldukları okul türü farketmeksizin istedikleri alanda bir yüksek öğretime başvuran mesleki ve teknik lise mezunları 1998-1999 eğitim öğretim yılında öğrenci seçme sınavında yapılan yeni düzenlemeyle alan içi ve alan dışı uygulamasıyla başvuracakları yüksek öğretim programları sınırlandırılmıştır.
Bu uygulamaya göre her aday için hesaplanmış olan SÖZ, SAY ve EA ağırlıklı ortaöğretim başarı puanları, ortaöğretimdeki alanları ile ilgili yükseköğretim programlarına yerleştirme yapılırken 0,5 ortaöğretimdeki alanları dışında bir yükseköğretim programına yerleştirme yapılırken 0,2 ile çarpılarak adayların ilgili 1999-ÖSS (ÖSS-SÖZ, ÖSS- SAY, ÖSS-EA ve varsa ÖSS-DİL) puanlarına katılacak ve böylece adayların Y-ÖSS-SÖZ, Y-ÖSS-SAY, Y-ÖSS-EA ve varsa Y-ÖSS-DİL puanları hesaplanacaktır.
NEDENLERİ (İçsel ve Dışsal Etkileyicileri)
Öğrenci seçme sınavında (ÖSS) yapılan bu değişiklikle ortaöğretimden üniversiteye öğrenci akışında öğrencinin ortaöğretimde gördüğü alanla yüksek öğretimde devam edeceği program türü konusunda bir uygunluk sağlanmak istenmiştir. Bu temel düşünceyle yapılan değişikliğin nedenlerini şu başlıklar altında açıklayabiliriz.
1. Alana Uygunluk
ÖSS’de yapılan bu değişiklikle ortaöğretimde gerek normal gerekse mesleki ve teknik liselerde öğrenim gören öğrencilerin gördükleri alanla tercih edecekleri yüksek öğretim programları arasında bir paralellik kurulmak istenmiştir.
Çizelge 1’de 1997 yılında yapılan ÖSS’de imam hatip lisesi mezunlarının alanlarında ve alan dışında yerleştikleri yüksek öğretim programları gösterilmiştir.

Çizelge 1. İmam-Hatip Lisesi Mezunlarından Alanlarında ve Alanları Dışındaki Programlara Yerleşenlerin Sayısı ve Oranı (%) (1997)

Program Türü


Yerleşenlerin Sayısı

Oranı(%)


İlahıyat

3.230

9.53

İlahiyat dışındaki Programlar

30.653

90.47

Toplam


33.883

100

Kaynak:OSYM

Çizelge 1 incelendiğinde bir yüksek öğretim programına yerleşen imam hatip lisesi mezunlarının %90.47 si alanları dışında ki bir yüksek öğretim programına yerleşmiştir. Yalnızca %9.53’ü alanıyla ilgili bir yükseköğretim programına yerleşmiştir.
Toplumun gereksinim duyduğu din adamlarını yetiştirmek amacıyla kurulan imam hatip lisesi mezunlarının yüksek öğretimde yetiştikleri alanın dışındaki programlara başvurmaları ve yerleşmeleri bu düzenlemenin yapılmasında önemli bir etkiye sahiptir.
Çizelge 2’de 1997 yılında yapılan ÖSS’de teknik lise mezunlarının yerleştikleri program türleri gösterilmiştir.
Çizelge 2. Teknik Lise Mezunlarından Alanlarında ve Alanları Dışındaki Programlara Yerleşenlerin Sayısı ve Oranı (%) (1997)

Program Türü


Yerleşenlerin Sayısı

Oranı(%)


Teknik Eğitim Bilimleri ve Prog.

3.878

48.92

Alan dışındaki Programlar

4.050

51.08

Toplam


7.928

100

Kaynak:OSYM


Çizelge 2’ye göre teknik lise mezunlarının %51’i yetiştikleri alanın dışındaki programlara yerleşmişlerdir. Teknik liselerin normal liselere göre daha pahalı olması yükseköğretimde alanı dışında başka programları tercih eden öğrencilerin eğitim maliyeti açısından ekonomik kayıba sebep olmaktadır.


2. Mesleki ve Teknik eğitimin Maliyetlerinin Yüksekliği
Mesleki ve teknik eğitim, genel eğitime oranla daha pahalıdır. Çizelge 3’de görüldüğü üzere Öğrenci başına birim cari maliyeti en yüksek olan okul türü kız teknik öğretimdir. Kız teknik öğretimden sonra sırasıyla din öğretimi,erkek teknik öğretim ve ticaret turizm öğretim gelmektedir.
Çizelge 3.Ortaöğretim Kurumlarında Öğrenci Başına Birim Cari Harcama

Yıllar


Genel Lise

ERKEK TEKNİK

KIZ TEKNİK

Ticaret ve Turizm

DİN

1994

285.219.427

1.193.113.318

1.760.105.711

740.269.993

583.658.639

1995

233.407.999

897.446.218

1.353.713.241

766.260.789

488.202.967

1996

259.328.167

964.381.502

1.456.919.122

602.399.024

543.004.231

1997

294.510.002

1.087.666.608

1.617.227.548

665.647.161

615.090.142

1998

955.022.129

1.320.155.020

2.075.671.695

749.464.450

1.825.480.204

1999

871.878.389

1.304.151.313

2.068.557.232

730.099.502

1.581.378.806

2000

720.167.906

1.277.444.654

1.804.479.296

668.641.640

1.669.698.343

2001

582.045.648

........................

.................

...................

...................

Kaynak: DİE, MEB, MALİYE BAKANLIĞI
Çizelge 3’de görüldüğü üzere mesleki ve teknik liselerin öğrenci başına birim maliyeti genel liselere oranla daha yüksektir. Meslek liselerin genel liselere göre daha pahalı olması bu alandan mezunların genel lise mezunların tercih edecekleri programlara yerleşmeleri eğitim ekonomisi açısından kayıp olarak görülmektedir.

TARAFLARI (Onaylayan, Yürüten, Karşı çıkan, Yararlanan)
ÖSS’de yapılan bu değişiklik kamuoyuna meslek liselerinin ÖSS’de yaşadığı mağduriyet olarak yansımakta ve çeşitli tartışmaları da beraberinde getirmektedir.
Bu uygulamanın yanında olan ve bu uygulamayı yürüten Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) ve uygulamanın karşısında olan ve değişmesi yönünde çalışma yapan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) arasında yaşanan gerginlik kamuoyuna da yansımıştır.
Bu düzenlemeden en çok yararlanacak olan kitle genel lise öğrencileri olmuştur çünkü düzenlemeden önceki durumda gerek imam hatip liseleri gerekse diğer mesleki ve teknik lise mezunları ile yarışmak durumunda kalan genel lise öğrencileri imam hatiplere ve diğer mesleki teknik liselere getirilen sınırlamalarla büyük bir avantaj sağlamışlardır.
Örneğin 2004 yılına ait ÖSS kılavuzu incelendiğinde genel lisenin sözel bölümünden mezun olan bir öğrencinin tercih edebileceği 4 yıllık bölüm sayısı 72 (yetmişiki) aynı durum Türkçe-Matematik alanı mezunları için 84 (seksendört), genel lisenin sayısal bölümü mezunları için bu sayı 117 (yüzonyedi) dir.
Buna karşın endüstri meslek lisesinin ağaç işleri bölümünden mezun olan bir öğrencinin tercih edebileceği dört yıllık bölüm sadece birdir. O da Mobilya ve Dekarosyon öğretmenliği bölümüdür. Aynı durum endüstri meslek liselerinin bir çok bölümü içinde geçerlidir.
Bu karşılaştırmalı durumda en avantajlı durumda olanlar Genel lisenin sözel, eşitağırlık ve sayısal bölümünden mezun olan öğrencilerdir. Özellikle düzenlemenin yapıldığı yılda gerek imam hatip liselerindeki gerekse diğer mesleki teknik liselerdeki öğrenci sayıları dikkate alındığında bir çok öğrenci sistem dışına itilmişçesine adil olmayan bir yarışa sokulmuştur. Sistem öğrencileri imam hatibe veya diğer mesleki teknik liselere alırken böyle bir düzenlemeden haberdar etmemişti. Düzenlemenin ani bir kararla alınması binlerce öğrenciyi mağdur etmiş ve haksız bir rekabete sokmuştur.
YÜRÜTÜLME GERÇEKLEŞTİRME YÖNTEMLERİ
ÖSS’DE yapılan katsayı değişiklikleri 1998-1999 eğitim öğretim yılından itibaren uygulanmaya konmuş ve günümüzde de devam etmekte öğrencilerin lise seçiminide etkileyen bu uygulama günümüzde hala yürürllükte ve öğrencilerin yüksek öğretim programlarını tercih ederken bu uygulama çerçevesinde seçim yapmaktadırlar.


DİRENÇ YARATAN VEYA GÜÇLENDİREN BOYUTLARI
Bu düzenlemenin temel sorunlarından biri, öğrenci, meslek lisesinin son sınıfında okurken, bu düzenlemeyle üniversitelere giriş hakkının sınırlandığını öğrenebilmektedir. Bu düzenlemenin 1998-1999 eğitim öğretim yılında ve daha önce mezun olanları da kapsaması bu düzenlemenin en büyük sorunlarından bir tanesidir. Halbuki bu düzenlemenin kapsamı düzenlemenin yapıldığı yıl liseleri tercih edecek öğrencilerle sınırlandırılmalıydı. Yani 1998-1999 eğitim öğretim yılında liseye yeni başlayacak öğrencileri kapsamına almalı, 1998-1999 eğitim öğretim yılında ve daha önceki yıllarda mezun olan öğrenciler ile düzenlemenin yapıldığı yıl meslek liselerinde öğrenim gören öğrencileri kapsamamalıydı. Bu düzenleme bu yönüyle hukuksal açıdan tartışma yaratmakla beraber bir çok öğrencinin mağdur olmasına sebep olmuştur.
Bu düzenlemeyle genel liselerin fen bilimleri alanı öğretim programlarına denk bir eğitim veren teknik lisenin bilgisayar bölümünden mezun olan bir öğrencinin bir yüksek öğretim kurumunun bilgisayar mühendisliği programına girmek istemesi halinde bilgisayar programı farklı bir alan olarak kabul edilmekte ve ortaöğretim başarı puanı 0,5 yerine 0,2 katsayısı ile çarpılmaktadır. Aynı durum bir çok meslek programı içinde geçerlidir. Bu durum çeşitli soruları da beraberinde getirmektedir. Öncelikle Mesleki ve teknik liselerin bilgisayar, elektrik, elektronik, makine vb. gibi bölümlerinde okuyan öğrencilerin öğrenim gördükleri alanın mühendisi olmalarına karşı bir engel teşkil eden bu düzenleme kime fayda sağlamaktadır ve hangi düşünceyle sınırlandırılmıştır? Bu sorulara cevap olarak mühendisliğin fen bilimleri alanı olduğu cevabı verilebilir. Fakat eğitim süresi dört yıl olan teknik liselerde uygulanan programlarda fen bilimlerine denk programlardır.

Türk ortaöğretimi, ilköğretimde öğrencilerin mesleki yönlendirmeye tabii tutulacağı varsayımı üzerine kurulmuştur. Bu varsayım gerçekleşmeyince, orta öğretim ilköğretimden kendisine yansıyan sorunların çözümüyle de uğraşmak zorunda kalmıştır. İlgi yetenek ve yeterlilikleri konusunda sağlıklı bilgilere sahip olmayan gençlerin, aşırı şekilde çeşitlendirilmiş ortaöğretim kurumları arasından doğru tercih de bulunma imkanları oldukça zayıftır. İlköğretimde yapılmayan bir yönlendirmenin aile tarafından yapılması ve öğrencinin ileride dönmek isteyeceği bir alanda ortaöğretimini tamamlaması durumunda yapılan düzenleme buna müsaade etmeyecektir.


Bu düzenlemeyle birlikte mesleki ve teknik eğitimde öğrenim gören öğrenciler alanları ile ilgili bir yüksek öğretim programına veya alanlarında bir işte çalışmak zorunda kalacaklardır. Aldıkları mesleki eğitimle seçecekleri yükseköğretim programı veya iş aldıkları eğitime uygun olacaktır. Mesleki ve teknik eğitimin maliyetlerinin yüksekliğini düşünürsek bu düzenlemeyle kaynak savurganlığının önüne geçilmiş olacaktır.
Bu düzenleme sadece meslek liselerinde değil normal liselerde okuyan öğrencileri de değişiklik getirmekte, liselerin sözel, sayısal ve eşit ağırlık alan kollarında okuyan öğrenciler mezun oldukları alan/kol la ilgili bir yükseköğretim programını tercih etmek zorunda kalmışlardır.
GÜNÜMÜZDE ULAŞILAN DURUM
1998-1999 eğitim öğretim yılında uygulanmaya konan bu düzenleme günümüzde de devam etmektedir. Düzenlemenin meslek liselerindeki öğrenci sayılarına etkilerini incelemek için düzenlemeden önceki ve sonraki yıllardaki mesleki ve teknik eğitimdeki öğrenci sayıları alınarak artış yüzdeleri belirlenmeye çalışılmıştır: Bu belirleme iki bölümde gerçekleşmiştir. Birinci bölümde 1982 yılından başlayarak günümüze kadarki öğrenci sayılarındaki artış oranları dörder yıllık arayla belirlenmeye çalışılmıştır. İkinci bölümde ise düzenlemenin yapıldığı yıldan günümüze kadarki öğrenci sayılarındaki artış oranları her yıl için ayrı ayrı olarak belirlenmiştir.
Çizelge 4’de 1982-1983 eğitim öğretim yılından başlayarak 2002-2003 eğitim öğretim yılına kadarki öğrenci sayılarının artış oranları dörder yıllık arayla verilmiştir.


Çizelge 4. Mesleki ve teknik eğitimde öğrenci sayıları ve artış oranları





YILLAR

E.T.Ö

ARTIŞ

%

K.T.Ö

ARTIŞ

%

T.T.Ö

ARTIŞ

%

DİN


ARTIŞ

%

1982-83

124449

----------

59949

-----------

97243

-----------

219931

--------

1986-87

206090

65,6

73644

22,8

106075

9,1

249863

13,6

1990-91

288489

39,9

85758

16,4

170164

60,4

310215

24,2

1994-95

381937

32,4

117864

37,4

206931

21,6

473301

52,6

1998-99

381491

- 0,1

104779

-11,1

256693

24

192610

-59,3

2002-03

382 582

0,3

146 188

39,5

252 609

-1,6

64 534

-66,1

Kaynak: MEB Sayısal veriler

E.T.Ö: Erkek Teknik Öğretim

K.T.Ö: Kız Teknik Öğretim

T.T.Ö: Ticaret Turizm Öğretimi

DİN : Din Öğretimi

Çizelge 4’de dörder yıllık arayla verilen artış oranlarında düzenlemenin yapıldığı yıla kadar artış oranının yüksek olduğu gözükmektedir. Düzenlemenin yapıldığı 98-99 eğitim öğretim yılından sonra belirgin bir düşüş görülmektedir. Fakat 1994-95 eğitim öğretim yılıyla düzenlemenin yapıldığı yıl arasındaki düşüşte dikkat çekmektedir. Bu düşüşün temel sebeplerinden biriside 1997 yılında çıkarılan 4306 sayılı zorunlu eğitim yasasıdır. Bu yasayla birlikte özellikle imam hatip liselerin ve diğer mesleki teknik liselerinin orta okul kısımlarının kapatılması liselere gelen öğrenci akışını etkilemiştir. Yine düzenlemenin yapıldığı yıldan 2002-2003 eğitim öğretim yılana kadar geçen sürede kız teknik öğretimde artış oranı yüksekken diğer bölümlerde artış oranı düşüktür.



Çizelge 5’de düzenlemenin yapıldığı yıldan günümüze kadarki öğrenci sayıları ve artış oranları her yıl için ayrı ayrı olarak verilmektedir.

Çizelge 5. Mesleki ve teknik eğitimde öğrenci sayıları ve artış oranları





YILLAR

E.T.Ö

ARTIŞ

%

K.T.Ö

ARTIŞ

%

T.T.Ö

ARTIŞ

%

DİN


ARTIŞ

%

1997-1998

375770

-------

104102

--------

239253

---------

183781

--------

1998-1999

381491

1,5

104779

0,7

256693

7,2

192610

4,8

1999-2000

362111

-5,2

102311

-2,4

259161

0,9

133778

-30,5

2000-2001

354 275

-2,2

104151

1,8

252390

-2,6

91 620

-31,5

2001-2002

351 783

-0,7

141145

35,5

259713

2,9

71742

-21,7

2002-2003

382 582

8,8

146 188

3,6

252 609

-2,7

64 534

-10

Kaynak: MEB Sayısal veriler

E.T.Ö: Erkek Teknik Öğretim

K.T.Ö: Kız Teknik Öğretim

T.T.Ö: Ticaret Turizm Öğretimi

DİN : Din Öğretimi

Çizelge beş incelendiğinde düzenlemenin yapıldığı 1998-1999 eğitim öğretim yılından 2002-2003 eğitim öğretim yılına kadarki dilimde sürekli düşüş gözlenmektedir. Düşün en çok olduğu alan imam hatip liseleri ve erkek teknik öğretimdir. Artış oranları incelendiğinde düzenlemenin yapıldığı yıldan bir yıl sonraki dönemde bütün bölümlerde düşüş görülmektedir.


Oysaki kalkınma planlarında mesleki ve teknik liselerdeki okullaşma oranlarının yükseltileceği hedef olarak gösterilmiştir. Elimizdeki bu verilerden anlaşılacağı üzere hedefin tam tersi bir durum görülmektedir bu durumun en büyük etkileyicisi 1998-1999 eğitim öğretim yılında ÖSS’de yapılan katsayı düzenlemesidir.
2001-2002 eğitim öğretim yılından sonra öğrenci sayılarında artış görülmektedir bu artışın temel sebebi aşağıda açıklanan meslek liseleri ile ilgili çıkarılan son kanun olan 4702 sayılı kanunudur.
Mesleki ve teknik eğitimle ilgili yapılan son değişiklik 29.6.2001 tarihli 4702 sayılı kanundur. Bu kanunla 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununda değişiklik yapılarak mesleki ve teknik orta öğretim kurumlarından mezun olan öğrenciler istedikleri takdirde bitirdikleri programın devamı niteliğindeki veya buna en yakın programların uygulandığı, öncelikle kendi mesleki ve teknik eğitim bölgesi içinde yer alan veya bölgesi dışındaki meslek yüksek okullarına sınavsız olarak yerleştirilebilme hakkını kazanmışlardır.

Yukarıdaki sonuçlardan anlaşılacağı üzere 1998-1999 eğitim öğretim yılında ÖSS’de yapılan katsayı değişikliğinin meslek lisesindeki öğrenci sayılarını etkilediği görülmektedir. 1998-1999 eğitim öğretim yılı ile 2001-2002 eğitim öğretim yılı arasında erkek teknik öğretimde azalan öğrenci sayısı 30.000 (otuzbin)dir Sanayide çalışacak becerikli işgücü yetiştirmede kritik öneme haiz endüstri meslek liselerinin öğrenci sayısında meydana gelen azalmanın kalkınma planlarındaki hedeflerle uyuşmadığı görülmektedir.


SONUÇ

Üniversiteye giriş sınavında yapılan değişikliğin temel sebebi öğrencinin ortaöğretimde gördüğü alanla yükseköğretime devam edeceği program türü arasında bir uygunluk sağlanmak istenmesidir.


Bu düzenlemenin en temel sorunlarından bir tanesi düzenlemenin yapıldığı yıl bütün öğrencileri kapsaması ve bundan dolayı bir çok öğrencinin bu düzenlemeden mağdur olmasıdır.

Bu düzenlemeyle birlikte düzenlemenin yapıldığı yıldan günümüze kadarki bölümde mesleki teknik eğitimdeki öğrenci artış oranlarında bir azalma olduğu görülmektedir. Bu düzenleme meslek lisesini tercih eden öğrenci sayısında düşüşe sebep olmuştur.


Dünyamız sürekli değişmekte bugün ilgimizi çeken alanlar bundan üç yıl sonra ilgi alanımız dışında kalabilmektedir. Orta öğretimde bir meslek programında olan öğrencinin ilgisi sosyal bilimlere veya tıp bilimine kayabilir. Bu durumda bu öğrencinin karşısına bu düzenlemeyle set örülmekte ve alanını değiştirme imkanı elinden alınmaktadır. Bu durum eğitimde fırsat eşitliğine de ters düşmektedir. Meslek lisesinin torna tesviye bölümünde okuyan bir öğrencinin ilgisinin edebiyata kayması ve bu alanda yüksek öğretim yapmak istemesi kadar doğal bir şey olamaz fakat 1998-1999 da yapılan bu düzenleme bu öğrencideki ilgi değişikliğini kabul etmeyerek onu orta öğretimde gördüğü alanda yüksek öğretim yapmaya zorlamakta bu da bireyin istediği alanda eğitim alma fırsatını sınırlamaktadır.
Bu durumda eğitimde maliyet fayda analizi yapmakla bireyin tercihleri arasında bir çatışma meydana gelmektedir. Fakat herşeyden önce bireyin tercihleri ön plana alınmalı ve bu düzenleme tekrar gözden geçirilmelidir. Çünkü bu düzenleme genel liselere bir çok programda yükseköğretim fırsatı yaratırken mesleki ve teknik liseleri bir veya iki bölümle sınırlamıştır. Bu durum eğitimde fırsat eşitsizliği yaratmaktadır.


YARARLANILAN KAYNAKLAR
MEB. (2001). Milli Eğitim Sayısal Veriler. Ankara: Milli Eğitim Basım Evi
MEB. (2002). Milli Eğitim Sayısal Veriler. Ankara: Milli Eğitim Basım Evi
MEB. (2003). Milli Eğitim Sayısal Veriler. Ankara: Milli Eğitim Basım Evi
MEB. (2000). 2001 Yılı Başında Milli Eğitim. Ankara: Milli Eğitim Basım Evi
ÖSYM (1999) Öğrenci Seçme Kılavuzu. Ankara: Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi
ÖSYM (2004) Öğrenci Seçme Kılavuzu. Ankara: Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi
Şimşek, A (1999). Türkiye’de Mesleki ve Teknik Eğitimin Yeniden Yapılanması, İstanbul

Yasa ve Yönetmelikler
Milli Eğitim Temel Kanunu. 14 haziran 1973 tarih ve 1739 Sayılı Kanun

“ Çırak, Kalfa ve Ustalık Kanunu” Kanun No 2089, Kabul Tarihi 20.6.1977, Resmi Gazete 5 Temmuz 1977, Sayı, 13987


“ Çıraklık ve Meslek Eğitim Kanunu “(3308 Sayılı Kanun) Resmi Gazete, 19139, 16 Haziran 1986.
Yükseköğretim Kanunu, Çıraklık ve Mesalek Eğitimi Kanunda Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Kanun No. 4702 Kabul Tarihi:29.6.20001 Resmi Gazete, 10 Temmuz 2001- Sayı: 24458



Yüklə 142,1 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin