Esirgeyen, Bağışlayan Rabbimin adıyla başlar, O’nun Yüce Elçisi ve Kainatın Efendisine salat u selam ederim



Yüklə 18,45 Kb.
tarix15.01.2019
ölçüsü18,45 Kb.
#96861

Esirgeyen, Bağışlayan Rabbimin adıyla başlar, O’nun Yüce Elçisi ve Kainatın Efendisine salat u selam ederim.

Sayın Cumhurbaşkanım, kıymetli davetliler, İstanbul Medeniyet Üniversitesinin değerli mensupları ve sevgili öğrencilerimiz… Hepinizi en derin muhabbetlerimle ve hürmetle selamlıyorum. Bizim için çok önemli olan bir günde, ilk kalıcı binamızın açılışı ve kütüphanemizin temel atma törenine teşrifinizden ötürü teşekkürlerimi arz ediyorum. Bizleri onurlandırdınız; hoş geldiniz, safalar getirdiniz efendim.


Sayın Cumhurbaşkanım,
2010 yılında takdir ve tensiplerinizle kurulan İstanbul Medeniyet Üniversitemiz 3 fakülte 6 bölümde öğrenci alarak başladığı yolculuğuna bugün 10 fakülte 40 farklı bölüm ile devam etmektedir. Öğrencilerimiz an itibarıyla, 5 ayrı yerleşkede, 40 farklı lisans, 43 farklı yüksek lisans ve doktora programında eğitim görüyor. 8000’e yakın sayıdaki öğrencimize 695 akademik personel ve 165 idari personelle hizmet veriyoruz. Doluluk oranımız öğrenci aldığımız günden bu yana her sene %100 olarak gerçekleşiyor. Lisans düzeyinde her 8 öğrencimize bir öğretim elemanı düşüyor ki bu ülkemiz için oldukça iyi bir orandır. Son dört sene içerisinde gösterdiğimiz performansın en güzel göstergesi; yeni açıklanan URAP raporuna göre, 2000 yılından sonra kurulan 86 üniversite içinde dördüncü sırada olmamızdır. Rakamlar yenilikçi, girişimci ve dinamik bir üniversite olduğumuzu gösteriyor. Ama bunlar kadar güzeli, herhalde, öğrencilerimizin açtığı bir sosyal medya hesabında yaptıkları tanım olsa gerektir. Evet, onların ifadesiyle biz, “ülkenin en samimi üniversitesiyiz” ve bununla iftihar ediyoruz.

Sayın Cumhurbaşkanım,


Kuruluşuna vesile olduğunuz bu güzide kurumun nicel büyüklüklerin ötesinde hepimizin ruh köküne istinat eden büyük bir manası olduğunun farkındayız. “Medeniyet rüyası” olarak adlandırdığımız bu manayı, emaneti tevdi ettiğiniz ilk günden bu yana iliklerimize kadar hissettik ve mimarisinden müfredatına, beşeri sermayesinden projelerine kadar her boyutta hayata geçirme gayreti içinde olduk. Aslında medeniyetimizin rüyası; örnek insan modelimizin, kâmil insanın rüyasıdır. O insan; algoritmaların hâkimiyeti altındaki, yıkıcı değişim ve dönüşümün esas olduğu bir dünyada, bilgi ve beceriyi kadim değerlerimizle birlikte özümsemiş, analiz ve sentez yapma yetkinliğini haiz, fikri hür, vicdanı salim ve hissi selim insandır. Üniversiteye düşen bu insanın yükseleceği ve yüceleceği velut muhiti ve ortamı sağlamaktır. Takdir edersiniz ki hayata, insana ve zamana yönelik köklü, esaslı ve sağlam bir medeniyet telakkisi olmadan böyle bir muhit oluşturmak mümkün olmaz. İnsanlığa yüzyıllar boyunca öncü olarak hizmet etmiş bir ecdadın ahfadı olarak biz, bu telakkiyi, kurtarıcı inancımız, necip milletimiz, zengin tarihimiz ve eşsiz coğrafyamızdan tevarüs ediyoruz. Bu telakki; yaşanmış, tecrübe edilmiş, gücün ve imkânların, adalet ve refahı temin edecek şekilde kullanılmasının eşsiz örneklerinden birisi olarak kendisini ispatlamış dipdiri bir hayat nizamıdır. Bugün mesele; bir zamanlar hayatı, insanı ve zamanı gerçek anlamı ile buluşturmuş ve bu bağlamda canlı cansız herkese saadet bahşetmiş o eşsiz medeniyet telakkisi ile insanlığı bir kez daha nasıl buluşturacağımızı bulmak meselesidir. İstanbul Medeniyet Üniversitesi’ni klasik ya da yeni nesil herhangi bir üniversiteden ayıran işte bu medeniyet telakkisinin, rüyasını görmenin ötesinde, derdine ve yoluna düşmüş olmasıdır. Bizler bu açıdan zatıâliniz tarafından önümüze açılan Medeniyet yolunda, milletimize ve insanlığa katkı sağlayacak özgün bilgilerin, hikmet ve marifet gaye-i hayaliyle üretileceği bir ortamı elbirliğiyle oluşturmanın gayreti içinde olduk. Henüz kuruluş safhasında olmamıza rağmen, bu gayretle, özellikle entelektüel sermayemiz bağlamında ciddi mesafe aldığımıza inanıyorum. Bunun hamd ve şükrünü tariften acizim.

Sayın Cumhurbaşkanım ve kıymetli misafirler,


Bugün mutlu bir vesile ile bir aradayız. Rüyasını gördüğümüz Medeniyet ufkumuza giden yolda ilk kalıcı binamız olan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Bilim ve İleri Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi Laboratuvarı (İMÜ-BİLTAM)’nı açıyoruz. Bugün yine, Ziraat Bankamızın desteğiyle inşa edilecek Merkez Kütüphanemizin temel atma törenini de gerçekleştireceğiz. Genç bir üniversite olarak kalıcı binalarımızın ilk ikisini laboratuvar ve kütüphane olarak seçmiş olmamızın özel önemine dikkatinizi çekmek isterim. Bu önem, ruhumuzun ufkunda ışıldayan medeniyet rüyamızın madde ve mana bütünlüğünü ifade eden “zü’l-cenaheyn” vasfından tebarüz ediyor. “Oku” emri ile önümüze açılan görkemli yolculukta biz; içimizdeki ve dışımızdaki ayetleri, satırları ve sadırları, insanı ve maddeyi birlikte tahlil eder, akledebildiğimiz her şeye kalbimizin sıcaklığı ile bakmaya çalışırız. Zira biliriz ki şu yaşadığımız evren zıtların meşheridir. Aykırılıkların cirit attığı şu cümbüş aleminin sırrı birlemede, bütünleştirmededir. Biz dahi birlemeye, bütünleştirmeye gelmişizdir, bölmeye ve ayırmaya değil.

Bugün açılışını yapacağımız merkez laboratuvarımız 20 bin metrekareden büyük kapalı alanı ile ülkemizin en büyük yekpare bilim ve araştırma merkezlerinden birisi olacaktır. Temel tıp bilimleri ile fen ve mühendislik alanlarının çok değişik branşlarının bir arada çalışabileceği bu güzide eser Üniversitemizin deney, analiz, Ar-Ge ve Ür-Ge faaliyetlerinin topluma yararlı olacak proje faaliyetlerine dönüştürülmesi için gerekli her türlü donanıma sahiptir. Özellikle sağlık alanında ihtiyacımız olan yerli kit üretimi de yapacak olan laboratuvarımız, üstün nitelikli bir araştırmacı ekibine sahiptir.

Araştırmacılarımızın hâlihazırda ürettikleri ve patentini aldıkları ürünler ilgili sektörlere katkı sağlamaktadır. Sadece bir örnek olması kabilinden İstanbul Medeniyet Üniversitesinde üretilen özgün bir üründen bahsetmek isterim. Tamamen kendi imkânlarımızla ve ilgili hocamızın orijinal tasarımıyla vücut bulan “magnetron katodu” isimli ince film kaplama cihazımız, malzemeleri katı fazda eritmeden gaz fazına geçirmekte ve başta medikal olmak üzere uzay teknolojisi gibi alanlarda kaplama amacıyla kullanılmaktadır. Bu ve benzeri ürünlere kuluçka hizmeti verecek laboratuvarımızın ülkemiz sanayii, bilim ve teknolojisine çok değerli katkılar sağlayacağına içten inanıyoruz.

Türkiye'de bir kamu kurumunun içerisinde yer alacak olan ilk tütün analiz laboratuvarı da yine bugün açılışını yapacağımız tesisimizin içinde bulunacak. Bu birim ile, yurtdışında yapılan ve milyonlarca lira harcanan analizler böylelikle ülkemizde, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Bilim ve İleri Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde yapılmış olacak.

Bugün burada bir de temel atma gerçekleştiriyoruz. Kalıcı kampüsümüzün ikinci binasını, bir ilim ve kitap medeniyetinin varisleri olduğumuzdan yola çıkarak, kütüphane olarak belirlemiştik. Bugün hamdolsun temelini sizlerle birlikte atmaya muvaffak oluyoruz. Kütüphanemiz sahip olduğu 28.000,00 m²’lik kapalı alanıyla ülkemizin en büyük üniversite kütüphanelerinden birisi olacak. Kütüphanemiz tamamlandığı zaman 1 milyon kitap kapasitesine sahip olacak ve 7/24 esasına göre hizmet verecek.

Ziraat Bankası tarafından desteklenen ve “İstanbul Medeniyet Üniversitesi Ziraat Bankası Kütüphanesi” olarak isimlendirilecek bu abide eserin bu safhaya gelmesinde zat-ı alinizin destek ve yönlendirmesini zikretmem bir vefa borcudur. Yine bu güzel eserin ortaya çıkmasında başından bu yana yapıcı, olumlu ve samimi katkılarından ötürü Ziraat Bankası üst yönetimine, Sayın Genel Müdürün şahsında teşekkürlerimi arz ediyorum.

Her iki eserin projesinden ihalesine, uygulamasından takibine kadar emekleri geçen, kamu ve özel sektörden tüm kişi ve kurumlara şükranlarımı sunuyorum.

Göreve başladığımız günden bu yana birkaç farklı alanda Teknopark kurma teşebbüsümüz oldu. Bu teşebbüsler geçtiğimiz aylarda meyvesini verdi ve Teknoparkımız 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu uyarınca faaliyete geçti. Halen başvuruları, proje bazlı kabul etmeye başlayan Teknoparkımızın ülkemizin ihtiyacı olan katma değeri yüksek, yenilikçi ve sürdürülebilir ürün ve hizmetler ortaya çıkartmada, özellikle de biyomedikal kümelenme alanında öncü rol oynayacağına inanıyorum.



Üniversitemizin fiziki ve nicel gelişimi yanında bizi en çok heyecanlandıran esas gelişme damarı beşeri sermayemize ilişkindir. Bugün İstanbul Medeniyet Üniversitesi, rüyasını gördüğü medeniyet ufku ile yüreği çarpan seçkin ve nitelikli bir akademik kadroya sahiptir. Arkadaşlarımızın gerek ulusal ve gerekse uluslararası alanlarda yaptıkları çalışmalar, aldıkları ödüller ve ortaya koydukları başarılar göğsümüzü kabartmaktadır. Son örneğimizi geçtiğimiz ay hep birlikte yaşadık. Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültemiz bünyesinde gerçekleştirilen “Sosyo-Ekonomik Düzeyi Düşük Ailelerin Özel Yetenekli Çocuklarının Bilim ve Zekâ Oyunları Yöntemi İle Erken Yaşta Tespiti” konulu projemiz 2018 "YÖK Üstün Başarı Ödülleri" kapsamında Topluma Hizmet Ödülüne layık görüldü. Zat- Alileriniz tarafından verilen ödülü Üniversitemiz adına iftiharla aldık. Başarıları, performansları ve özverileri ile gurur duyduğum mesai arkadaşlarımı buradan sevgi ile selamlıyor, çalışmalarında daha nice başarılara erişmelerini diliyorum.
Sayın Cumhurbaşkanım ve kıymetli misafirler,
Bizler dört sene boyunca ülkenin en samimi üniversitesine en samimi hislerimizle hizmet etme gayreti içinde olduk. Bu süreçte her daim desteğini gördüğümüz ve İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nin başarılarının altında öncü imzası bulunan Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı ifade etmeyi bir borç bilirim. Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsıma, üniversite yönetimimize ve İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nin gaye ve hedeflerine gösterdiği yakın alaka bizler için daima ilham kaynağı olmuştur. Medeniyet; vefadır! Ben bu vesileyle çalışma arkadaşlarıma, üniversite yönetimimize, akademik ve idari personelimize de teşekkürlerimi sunuyorum. Bir özel teşekkür ise pırıl pırıl gençlerimizedir. Hayalimiz; Medeniyet Üniversitesi çatısı altından mezun olan gençlerimizin ruh kökümüzden beslenerek; insanlığın iki cihanda mutluluğuna uzanacak yeni yollar inşa etmesidir.

Son olarak şunu ifade ederek sözlerimi tamamlamak istiyorum. Göreve ilk başladığımızda bütün kalbimizle inandığımız bir gaye vardı. Üniversitemiz; hepimizin ve bütün insanlığın ihtiyaç duyduğu; Allah’a, insana, havaya, toprağa, suya dost bir “medeniyet”in teşekkülüne zemin ve iklim hazırlayacak bir niyet ve gayretin adresidir. Dört senelik hizmet dönemimizin sonunda bu gayenin ufkumuzda daha kuvvetli ışıdığını görmekten bahtiyarım. Bu inanç ve düşüncelerle hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyor, açılışını yaptığımız ve temelini attığımız birimlerimizin hayırlara vesile olmasını niyaz ediyor, teşriflerinizden ötürü en içten şükranlarımı arz ediyorum efendim.
Yüklə 18,45 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin