Gerçekten somut olarak görebildiğimiz bir şey değil. Kesinlikle dokunamıyor, tadamıyor, duyamıyor ya da koklayamıyoruz. Yine de her aradığımızda “orada”, dikkatimizi “O”na yönelttiğimizde erişebileceğimiz bir yerlerde



Yüklə 445 b.
tarix04.11.2017
ölçüsü445 b.
#30421



Gerçekten somut olarak görebildiğimiz bir şey değil. Kesinlikle dokunamıyor, tadamıyor, duyamıyor ya da koklayamıyoruz. Yine de her aradığımızda “orada”, dikkatimizi “O”na yönelttiğimizde erişebileceğimiz bir yerlerde.

  • Gerçekten somut olarak görebildiğimiz bir şey değil. Kesinlikle dokunamıyor, tadamıyor, duyamıyor ya da koklayamıyoruz. Yine de her aradığımızda “orada”, dikkatimizi “O”na yönelttiğimizde erişebileceğimiz bir yerlerde.

  • “O”nu bir kitabın sayfalarından, gazeteden veya ekrandaki bir görüntüden yakalayabiliriz. Bilim adamları “O”nu genlerimizde ya da gür, karmakarışık yağmur ormanlarında bir yerlerde depolanmış olarak buluyor.

  • Vatikan kütüphanesinde “O”ndan bir hayli var… Aynı şekilde, Madonna’nın yeni çıkardığı CD’de de… Ve “O” nefes aldığımız havada, insanların çalışmak, eğlenmek veya sadece sohbet etmek için bir araya geldiği ortamlarda…

  • Her yere sinen ama yine de bir o kadar gizemli olan bu şey ne olabilir?

  • “Bilgi” elbette…

  • Business Week, "The Information Revolution (Bilgi Devrimi)", 1994



Herhangi bir biçimde (formatta) bulunabilen, resmi ya da resmi olmayan yollarla iletilen, insan zihnine ait tüm olgular, sonuçlar, fikirler, yaratıcı işler.

  • Herhangi bir biçimde (formatta) bulunabilen, resmi ya da resmi olmayan yollarla iletilen, insan zihnine ait tüm olgular, sonuçlar, fikirler, yaratıcı işler.

  • ODLIS —Online Dictionary for Library and Information Science



Yarınki toplantı ile ilgili bilgi verebilir misiniz?

  • Yarınki toplantı ile ilgili bilgi verebilir misiniz?

  • Şirket yeni bilgi teknolojilerine geçmek için 3 milyon dolar harcadı.

  • Bilgi özgürce erişilebilir olmalıdır!

  • ..bilgi lendirilmiş toplum…



Veri (data): İşlenmemiş, düzenlenmemiş ham gerçekliktir. Bilginin kaynağıdır.

  • Veri (data): İşlenmemiş, düzenlenmemiş ham gerçekliktir. Bilginin kaynağıdır.

  • Bilgi (enformasyon) (Information): İnsanların akıl ya da gözlem yoluyla elde edip, doğru olarak kabul ettikleri bildirimdir. Bilginin alınması ve verilmesi bilinçli yapılır.

  • Bilgi (knowledge): Kişinin bilinciyle ilgilidir. Bilme sürecindeki bir üst basamaktır ve bireysel bilginin oluşmasını sağlar. Kesin değildir. Zamana, çevreye göre değişebilir.

  • Kavrayış (understanding): Bilginin (knowledge) ötesindedir. Kişinin sadece ne bildiğinin farkında olması değil, neyi bilmediğinin ve neye gereksinimi olduğunun ve bunların nasıl birbiriyle ilişkilendirilebileceğinin farkına varmasıdır.

  • Akıl (wisdom): Kavrayışın ötesindedir. Akıl bilginin (knowledge) nasıl kullanılacağını bilmektir.





Bilgiyi işleyen tüm teknolojiler, onları kullanan tüm toplumları derinden etkilemiştir.

  • Bilgiyi işleyen tüm teknolojiler, onları kullanan tüm toplumları derinden etkilemiştir.

    • Johannes Gutenberg’in baskı makinesini icat etmesi, reformistlerin Katolik Kilisesi’nin politik gücünü sarsmasına yardım etmiştir.
    • Basılan kitaplar Vatikan’ın kontrol etmesini imkansız kılacak derecede hızlı bir şekilde “bilgi” yaymaya başlamıştır.


Daha sonra ortaya çıkan Sanayi Devrimi ise üretimden dağıtıma kadar geçen süreç ile işgücünü yönetmek ve ürünlere her geçen gün artan talebi karşılamak için yeni teknolojiler yaratmıştır. Sanayiciler seri üretim ile üretilen ürünlerini yaymak için yollar aramışlardır.

  • Daha sonra ortaya çıkan Sanayi Devrimi ise üretimden dağıtıma kadar geçen süreç ile işgücünü yönetmek ve ürünlere her geçen gün artan talebi karşılamak için yeni teknolojiler yaratmıştır. Sanayiciler seri üretim ile üretilen ürünlerini yaymak için yollar aramışlardır.

  • Sonuç: telgraf, telefon, delikli kartlı tabulatörler, gazeteler, reklamcılık, finansal muhasebe yöntemleri, pazar araştırmaları ve yayın sektörü.



Gündelik bilgi

  • Gündelik bilgi

  • Teknik bilgi

  • Bilimsel bilgi

  • Dini bilgi

  • Felsefi bilgi



Gündelik bilgi

  • Gündelik bilgi

    • Sadece duyu organları aracılığıyla dış dünyanın açıklanma biçimidir. Bu bilginin oluşumunda denemelerin, tecrübelerin ve gözlemlerin etkisi büyüktür. Belirli bir yönteme dayanılarak kazanılmış bir bilgi değildir, genel geçerliliği de yoktur.
    • Örnek: Birkaç yeşil elmanın ekşi olduğunu görünce; “yeşil elmalar ekşidir" genellemesi yapmak.


Teknik Bilgi:

  • Teknik Bilgi:

    • Bir araç gereci kullanmak üzere edinilen bilgi ve beceriler.
    • İnsan hayatında gündelik ihtiyaçları gidermek ya da yaşamı devam ettirmek için gerekli olabilecek bilgi.


Nedir?

  • Nedir?

    • Bilimsel bilgi, bilimsel yöntemler ile elde edilen bilgidir. Bilimsel yöntem akıl, deney ve gözleme dayalıdır. Bir bilginin bilimsel olmasının ölçütü yöntemsel olmasıdır. Bilimsel bilgi objektif, sistemli, tutarlı ve eleştiriye açık bilgidir.
    • Bilimsel bilgi, teknik bilgiden farklı olarak uygulama bilgisi değil, teorik bilgidir. Bilim adamı nesneye "bilmek için bilmek" amacı ile yönelir.


Bilimsel bilginin özellikleri

  • Bilimsel bilginin özellikleri

    • Yönteme dayalı (sistemli, tutarlı)
    • Sınırlı bir konuyu ele alır
    • Olgusal (var olanı inceler)
    • Kanun, teori, yasa
    • Akıl, deney, gözlem
    • Nesnel (kişiye göre değişmez)
    • Evrensel (herkes için)
    • Eleştiriye açık


“... nesnel sağlamlığı olan bilgiler bütünü”?

  • “... nesnel sağlamlığı olan bilgiler bütünü”?

  • “neden-sonuç ilişkilerinin ifade edildiği sistematik bilgiler birikimi”?

  • “insanoğlunun biriktirdiği kaydedilmiş sistematik bilgi”?

  • “kanıtlanmış ve sistemli hale getirilmiş bilgiler”?...



“geçerliği kanıtlanmış sistemli bilgiler bütünü”

  • “geçerliği kanıtlanmış sistemli bilgiler bütünü”

  • Bilimin işlevleri:

    • açıklamak
    • yordamak (tahminde bulunmak)
    • kontrol altına almak


Açıklamak:

  • Açıklamak:

    • Olgu ya da olgusal durumları açıklamak bilimin en temel işlevidir. Bilim adamları olayların ya da olgusal durumların sadece adını vermek, onları sınıflandırmak ya da ne olduklarını bilmekle yetinmezler. İnceledikleri olay ya da olgusal durumların niçin ve nasıl oluştuklarıyla ilgili olarak da açıklamalarda bulunmaya çalışırlar.
    • Örneğin, “kedilerin niçin yeşil ot yediği”, “soğanın niçin acı olduğu”, “limonun niçin ekşi olduğu” sorularının yanıtları üzerinde çalışan bilim adamları niçinlerin yanı sıra nasıl ve hangi durumlarda olduğu sorularının yanıtlarını da bulmaya ve bu yanıtları sitemli bir biçimde açıklamaya özen gösterirler.


Yordamak:

  • Yordamak:

    • Bilinen ya da gözlenen durumlardan yola çıkarak bilinmeyen ya da gözlenmeyen durumlar hakkında kestirimde bulunmak anlamına gelir. Bilim adamları, gözledikleri olgu ya da olayları sadece açıklayan genellemeler ileri sürmekle kalmayıp geleceğe yönelik güvenilir kestirimlerde de bulunurlar.
    • Örneğin, Türkiye’deki elektrik tüketimine ilişkin bu günkü verileri değerlendirerek “Türkiye’nin 2040’lı yıllardaki elektrik gereksinimine yönelik kestirimler”de bulunmak..


Kontrol altına almak:

  • Kontrol altına almak:

    • İstenilen sonuçları elde edebilmek için gerekli olan koşullar kontrol altında tutulmalıdır.
    • Örneğin, belli bir öğretim tekniğinin öğrencilerin akademik başarıları üzerindeki etkisini sınamak isteyen bir araştırmacı söz konusu öğretim tekniği dışındaki diğer tüm değişkenleri kontrol altında tutmaya çalışır.


Güçlüğün sezilmesi: Bu aşamada araştırmacı, kendisine rahatsızlık veren, ancak ne olduğunu bilemediği bir güçlük durumuyla karşı karşıyadır.

  • Güçlüğün sezilmesi: Bu aşamada araştırmacı, kendisine rahatsızlık veren, ancak ne olduğunu bilemediği bir güçlük durumuyla karşı karşıyadır.

  • Güçlüğün problem biçiminde tanımlanması: Araştırmacı, yaptığı gözlemler ve topladığı veriler sayesinde kendisini rahatsız eden durumu, yani problemin ne olduğunu keşfetmiş ve tanımlamıştır.

  • Problemin çözümüne yönelik hipotezlerin önerilmesi: Araştırmacı eski yaşantılarından yola çıkarak problemin çözümüne yönelik tahminlerde bulunmaktadır. Seçilen bir grup olay ya da gözlem, yani kanıt niteliğindeki veriler bir ya da birkaç hipotez şeklinde sunulabilir.

  • Hipotezlerin gözlenebilir sonuçlarının saptanması: Olası uygulama sonuçları düşünülüp tartışılır. Hipotezlerin olası sonuçları kestirilmeye ya da saptanmaya çalışılır. Eğer hipotez doğruysa, beklenen durumların oluşması beklenir.

  • Hipotezlerin sınanması: Araştırmacı olay ya da olgulara bakarak, kanıtlar toplayarak ileri sürdüğü hipotezlerin doğru olup olmadığını belirlemeye çalışır. Böylece hangi hipotezlerin gözlenen olaylarla uyuştuğu, problemin çözümü olduğu ortaya çıkmış olur.



Tezler

  • Tezler

  • Bilimsel Makaleler (!)

  • Araştırma raporları

  • Bilimsel kitaplar

  • vd…











13 saat: Her dakika Youtube’a aktarılan videoların toplam süresi

  • 13 saat: Her dakika Youtube’a aktarılan videoların toplam süresi

  • 412 yıl: Youtube’da yer alan tüm videoları izlemek istesek ihtiyacımız olan toplam zaman

  • 13.000.000: Wikipedia’da yer alan başlık sayısı

  • 3.600.000.000: Haziran 2009 itibariyla Flickr.com’da arşivlenen fotoğraf sayısı (Bu kabaca bu gezegen üzerindeki her iki insan için bir fotoğraf demek!..)

  • 5.000.000.000: Facebook’ta her gün geçirilen dakika toplamı.



“Facebook/Myspace bir ülke olsaydı, dünyanın nüfus açısından 8. büyük ülkesi konumunda olurdu!..”

  • “Facebook/Myspace bir ülke olsaydı, dünyanın nüfus açısından 8. büyük ülkesi konumunda olurdu!..”



Bir ürün pazarlarken 50 milyon kişilik bir hedef kitleye ulaşmak için geçen süre:

  • Bir ürün pazarlarken 50 milyon kişilik bir hedef kitleye ulaşmak için geçen süre:

    • Radyo – 38 yıl
    • Televizyon – 13 yıl
    • Internet – 4 yıl!...


Internet’e ulaşmak için tüm dünyada kullanılan toplam cihaz sayısı:

  • Internet’e ulaşmak için tüm dünyada kullanılan toplam cihaz sayısı:

  • 1984 1000

  • 1992  1.000.000

  • 2006  600.000.000!...



İlk (ticari) metne dayalı elektronik mesaj Aralık 1992’de gönderildi.

  • İlk (ticari) metne dayalı elektronik mesaj Aralık 1992’de gönderildi.

  • Bugün gönderilen ve alınan toplam mesaj sayısı tüm dünya nüfusunu aşıyor!...



Internet’in halk tarafından kullanımının başlangıcı 1995 yılı.

  • Internet’in halk tarafından kullanımının başlangıcı 1995 yılı.

  • 2005’te ABD’de her 8 çiftten biri Internet ortamında tanışıp evlendi!...



Google’da bir ayda 2,7 milyardan fazla arama yapılıyor.

  • Google’da bir ayda 2,7 milyardan fazla arama yapılıyor.

  • Bu kadar soru Google’dan önce (G.Ö.) ;) kime soruluyordu?!...



SİZCE ???...

  • SİZCE ???...



Wikipedia

  • Wikipedia

  • Online Dictionary for Library and Information Science

  • Infosys 103 History of Information Ders Notları (Paul Duguid/Geoff Nunberg, School of Information, UC Berkeley).

  • Yaşar, Şefik (1998). Çağdaş Bilim Anlayışı. G. Can (Ed.), Çağdaş Yaşam Çağdaş İnsan içinde. (s. 153-160). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayınları.



Stevens, N.D. (1986). The history of information. W. Simonton (ed.). Advances in librarianship içinde (c.14, s. 1-44). Orlando: Academic Press.

  • Stevens, N.D. (1986). The history of information. W. Simonton (ed.). Advances in librarianship içinde (c.14, s. 1-44). Orlando: Academic Press.

  • (Beytepe Kütüphanesi’nden fotokopi çektirebilirsiniz)

  • Webster, F. (1996). The Information Society: Conceptions and Critique. In A. Kent (Ed.) Encyclopedia of Library and Information Science içinde (c.58, ek 21, s. 74-112). New York: Marcel Dekker.

  • (Beytepe Kütüphanesi’nden fotokopi çektirebilirsiniz)

  • Tonta, Y. (1999). Bilgi Toplumu ve Bilgi Teknolojisi. Türk Kütüphaneciliği, 13(4): 363-375.

  • (http://yunus.hacettepe.edu.tr/~soydal/bby103_2010/2/tonta1999.pdf)

  • Uçak, N.Ö. (2000). Bilgi üzerine kuramsal bir yaklaşım. Bilgi Dünyası, 1(1), 143-159.

  • (http://yunus.hacettepe.edu.tr/~soydal/bby103_2010/2/ucak2000.pdf)



Yüklə 445 b.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin