İlk Çağ İnsan Barınak Duvarı (Ankara Arkeoloji Müzesi)
TÂRİH NEDİR ?
“Târih” kelimesi İbranice “verrehe” kelimesinden gelir. Verrehe ise gökyüzündeki ayın şekillerinden olan “hilâli görmek” demektir.
(Burada bir adım geriye dönersek İbranice verrehe kelimesinin de İbranice “ay” mânâsına gelen “YAREX” kelimesinden geldiğini görürüz.)
En basitinden târih kelimesini; hâdiselerin kamerî (ay takvimi) takvime göre zamanını belirleme işi olarak tarif edebiliriz.
Batı dillerindeki târihi karşılayan kelime olan “historia, history vb..” kelimeler ise Yunanca(=Grekçe=Hellence) “istoria” kelimesinden gelmektedir ki bu da “tek tek hâdiseleri araştırmak ve incelemek” demektir.
“…Bu, öncekilerin efsanelerinden=masallarından (esâtîri’l-evvelîn) başka bir şey değildir derler..” Kur’an.. En ‘am Sûresi 25
Bu ayette geçen efsane=masal karşılığı kullanılan Arapça kelime “esâtir” kelimesidir.
Esâtir kelimesi de Arapça’ya, Grekçe istoria kelimesinden geçmiştir (Ustûre olarak)
Küçük bir soru: ŞEY nedir ?
Nasıl bir şey bu şey (şeyy) kelimesi ?
Şey oldu / Şeye gittik / Şeyler vs…
Arapça bir kelime olan Şeyy; bilinmeyen, nesne anlamlarına gelip şu anda metamatikte kullanılan X’ e denktir.
Şeyy’in çoğulu Eşyâ’dır.
“Ve Hüve a ‘lâ külli şeyyin kadîr… { O (Allah) her şeye gücü yetendir.} Kur ‘an-ı Kerim
Ve tekrar TÂRİH…
T.S. ELİOT; “Târihi idrâk; geçmişi, sadece geçmiş olarak değil, onun hâli hâzırdaki mevcudiyeti (tesirleri ve devamlılığı) olarak idrâk etmektir” demektedir.
Voltaire ;
“Târih gerçekmiş gibi tasvir edilen hikayelerden, fabl ise muhayyile mahsulü imiş gibi anlatılan gerçeklerden ibarettir” diyor..
İbn-i Haldun, MUKADDİME isimli eserinde;
“ Mânâsına nüfuz edilmediği, târihî hâdiselerin sebepleri anlaşılmadan kaldığı takdirde, târih hususunda âlim ile câhil müsavidir(eşittir)” der..
Romalılar; “historia est magistra vitae” (Târih hayatın üstâdıdır – Hayatımıza kılavuzluk etmesi için ona müracaat ederiz- derlerdi.
Yorumun işe karışmadığı Târih bilgisi faydasızdır !
Hâdiseleri anlamaya çalışır, sebeplerini izah etmeye kalkışarak, kendinize göre bir târih yorumu yaparsanız; târih felsefesi yapmış olursunuz. Târih felsefesi, târihi yorumlamak, târih hakkında düşünmek demektir. (Şahin UÇAR – Tarih Felsefesi Yazıları Sayfa 14)
Târih Felsefesi alanında ülkemizde önemli bir eser Ege Üniversitesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Doğan ÖZLEM’in “Târih Felsefesi” isimli eseridir.
Diğer bir eser Kubilay Aysevener ve E.Müge Barutca’nın yazdıkları “Târih Felsefesi” eseridir.
“LİSAN ,( d i l ) TÂRİHİN ARŞİVİDİR”
Çünkü; geçmiş kavramlarda gizlidir. Kavramlar ise lisânın ürünüdür.
Ayrıca zaman içinde; kelimeler, kavramlar anlam genişlemesine, daralmasına ve değişimine uğrayabilirler. Bunları tesbit edebilmek için târih ve filoloji(dilbilim), semantik(anlambilim), etimoloji(dil kökenbilim) birlikte düşünülmelidir.
Az da olsa her gün çalış, tekrar et !
“Endek endek hayli şeved
Katre katre seyli şeved”
(Azar azar çok olur / Damla damla sel olur)
Şirazlı Şeyh Sâdi(1193-1292)
DİKKAT !
Arkansaslı bir çiftçi, evinin damı aktığı halde bir türlü tamir edemiyormuş; çünkü havalar güzelken tamire gerek görmüyormuş, havalar kötüyken de, hava muhalefeti sebebiyle çalışamadığı için tamir fırsatı olmuyormuş.