KlasiSİZM



Yüklə 37,97 Kb.
tarix07.08.2018
ölçüsü37,97 Kb.
#67662




K L A S İ S İ Z M .



Ali AK


Filolog
Klasisizmi incelediğimiz zaman, onun Rönesans ve hümanizmaya dayandığını görüyoruz. Orta Çağ’da ilkçağın rasyonalizmi ve estetiği bir kenara itilmiş, onların yerini doğmalar ve skolastik felsefe almış ve böyle bir dönem bin yıla yakın bir süre devam etmiştir . Bazıları bu döneme karanlık çağ deseler de, yine de ortaçağ, Rönaesans ve Hümanizmanın tekrar canlanmasına ve verimli bir kültür ortamının doğmasına zemin hazırlamıştır. Klasisizm, bu kültür temeline dayanır.

Sokrates, ilk çağda insana “Kendini bil, kendini tanı” derken, dikkati insan üzerine çekmek istemişti. Klasisizmde temel konu insandır. İnsanı esas alırken onu iki temel ideal içinde ele aldığını ve onun mükemmelliğini aradığını görürüz. Orta Çağda düşünce bakımından unutulan veya unutturulan insan, bu yüzyıllarda 17. ve 18. yüzyıllarda düşünen insanı aramaya ve yaratmaya başlar. Bu yüzyıllarda mantık veya düşünme sanatı ile düşünme ufkunu açan felsefe üzerine art arda eserler ortaya çıkar. Amaç, düşünme yol ve metotlarını öğretmek ve dolayısıyla doğru düşünmeye sevk etmek olur. İnsanı insan yapanın düşünce olduğu fikri değişik kanallarla topluma sunulur. Descartes (159o-1650) işe, tüm bilgilerden önce şüpheyle başlar, hatta şüphe etmediği şeyin şüphe ettiği şey olduğunu söyleyecek kadar bu düşüncesini ileri götürür. “Düşünüyorum öyleyse varım (cogito ergo sum)” derken “düşündüğünü düşündüğü için var olduğunu” söylemiş olur. Çağdaşı Blaise Pascal (1623-1662) da insanın ancak düşüncesi ile güçlü olabileceğini söyler. “Düşünceler” adlı eserinde Düşünen Saz (Le Roseau Pensant) başlığı altındaki paragrafta şöyle der: «İnsan sadece bir sazdır, tabiatın en zayıf bir sazıdır, fakat düşünen bir sazdır. Onu öldürmek için tüm evrenin silahlanmasına lüzum yoktur. Bir buhar zerreciği, bir damla su onu öldürmeye kâfidir. Fakat Evren onu öldürse bile o yine de kendisini öldürenden daha asil olurdu, çünkü öldüğünü, evrenin kendisinden daha güçlü olduğunu bilir, oysa evren kendi büyüklüğünün, gücünün farkında değildir.



Bütün liyakatimiz o halde düşünceden ibarettir. O halde iyi düşünmeğe çalışalım.» (5) . Yine adı geçen eserde Pascal «Bir insanı elsiz, ayaksız, başsız [beden ], tasavvur edebilirim, zira başın ayaklardan daha lüzumlu olduğunu öğreten sadece tecrübedir. Fakat düşüncesiz bir insanı tasavvur edemiyorum; düşüncesiz bir insan olsa olsa bir taş veya bir hayvan olurdu.» Dekart’la başlayan metotlu düşünme yeni rasyonalizm felsefesinin dışında edebî eserlerde de kendini göstermesi aşağı yukarı bir yüzyıl hüküm sürmüştür.
Klasisizmin varmak istediği hedef ve bunun için koyduğu kurallar:
Boileau (Buvalo) Art Poétique adlı eserinde bu hareketin teorisyeni olarak ortaya çıkar. Eleştirilerinde ve koyduğu kurallarda çok serttir. Klasikler iki temel konuyu hedef alırlar ve klasisizmi bu iki konunun etrafında şekillendirmeğe çalışırlar. Şimdi bunları açıklayalım:

A.İdeal estetik (esthétique idéal)

B- İnsanî ideal (idéal humain)
A. İdeal estetik

a) Antikite eserlerinin taklidi
Klasik sanatta ilk çağlardaki (antikite)çağındaki edebi eserler sıkça referans gösterilir. !7. yüzyılın eğitimli tüm aydınları kendilerini, Yunan ve Roma mitolojileri ile edebiyatları konusunda yetiştirmişlerdir. Antikiteden alıntılar yapmak veya onları taklit etmekten pek çekinmezler. Örneğin La Fontaine, Esop’tan yararlandığını; Racine, Europides’ten yararlandığını inkâr etmezler. Fakat taklit ettiklerini veya alıntı yaptıklarını yeni bir sanat anlayışla yoğururlar. Arının çiçek çiçek dolaşıp topladığı tozlardan yepyeni bir ürün yani bal yapması gibi, onlar da aynı konuları ele alırlar fakat onlardan farklı ve amaçlarına uygun yeni eserler ortaya koyarlar. Onlara göre antikite mükemmelliğin garantisidir. Antikitede yaratılan eserler, sosyal depremleri aşarak kendilerine kadar ulaşabilmiş, ayakta kalabilmiş önemli eserlerdir. Bu nedenle, klasikler onların ne yaptıklarını ve nasıl yaptıklarını incelemek ve onlardan yararlanmak gerektiğine inanırlar ve bu şekilde ideal bir estetiğe ulaşmayı hedeflerler.

Antikite dönemi eserleri deyince eski Roma ve Yunan edebiyatlarını kastediyoruz. Antikite nereden başlar ve nerede biter? Petrarka (1304-1374) onun sınırlarını şöyle çizmektedir: “Romalıların Hıristiyanlığı kabul ettikleri tarihten önceki döneme “eski (antiqua)” dönem” sonraki döneme de “modern (nova) dönem” adını verir (1)


b) Evrenseli yakalamak çabası

XVII. yüzyıl toplumu geleneğe dayanır. Düzenin sağlanmasına önem verir ve hakikate ve onun daimi değerlerinin olduğuna inanır. Onlara göre insanın değişmezliği esastır (l’homme immuable), yani insanın her zaman aynı insan olduğu düşünülür. Klasik eserler bu anlayışı ifade ederler. Ele aldıkları insan, soyut insandır, onlar evrensel insanı tasvir ederler. Klasikleri ilgilendiren, somut fertlerden çok insanın doğasıdır.

Her devirde cimrilere (Harpagon), ikiyüzlülere, sahtekârlara, sonradan görmüşlere rastlamak mümkündür. Burada bir örnek verecek olursak, Daniel Mornet, Molière’in cimri Harpagon’u ile Balzac’ın (1799-1651) Eugénie Grandet’desindeki modern cimri tipi olan Grandet Baba’yı karşılaştırır. Molière’in klasik cimrisi servetini olduğu gibi korumaya çalışır, buna karşılık Grandet Baba, bir taraftan servetini korurken bir taraftan da onu arttırmak için bütün ihtirasını vahşice ortaya koymaktan çekinmez. (9)
c) Aklın Hakimiyeti

Akıl tüm insanların ortak bir melekesi olduğundan, estetik alanda ona güvenmek lazımdır. Burada aklı, sağduyu (bon sens) anlamında almak lazım. Bir nevi ortak akıl anlamındadır, toplumun büyük çoğunluğu tarafından paylaşılan akıldır. Sağduyu hâkim olunca düzen denilen şeyden sapma pek olmaz. Düzen aklın yapılmasını zorunlu bulduğu temel dayatmalarından doğar.

Orta Çağ’da aklın yerini doğmaların alması, yüzlerce yıl bu doğmaların hakim olması insanda düşünme melekelerini zayıflatmış, bunun yerini Kilise öğretileri almıştır. Aklın yerine doğmalara yönelen Avrupa insanı Rönesans ile yeniden aklın ışığına kavuşmuş fakat birden ışığa çıktığı zaman uyumsuzluk nedeniyle sendelemeye başlamıştır. Fakat filologların süratle Ortaçağ öncesi yani antikite çağındaki temel eserleri tercüme etmeleri bu dönemin yükselişine yardımcı olmuştur.


d) Hakikate benzerlik (vraisemblance) ve kuralları

Bu devirde Sosyal yaşamda sarayda ve salonlardaki yaşam ön plana çıkmış ve hakim durumdadır.

Buralarda ise kurallar geçerlidir. Her davranışın, oturup kalkmanın kuralları vardır.. Bu kurallara uymamak veya değiştirmeye kalkmak gülünç duruma düşmek demektir. Esas olan olabildiğince bu kuralları bilenlere uymaktır.

Aynı şekilde edebiyatta da kurallar uygulanır:

İlk kural: sanatın bir fantezi, bir eğlence olmadığıdır. Sanat, ahlakın hizmetindedir ve bir eserin öğretici bir tarafı varsa ancak bu özelliğiyle sanat olduğunu ispat eder .

İkinci kural ise kuralların varlığını kabul etmektir. Bu kurallar tartışılabilir fakat varlıklarından şüphe edilemez.
B. İnsanî ideal (İdéal humain)

a)Seçkin insan (honnête homme)

Klasisizmin ideal insanı, eğitimli (honnête homme)» insandır, dürüst insandır, nezaket kurallarını bilen ve uygulayan soylu davranışlı havası olan bir insandır. Önemli olan, lüzumlu olan seçkin, eğitimli ve aydın insan « (honnête homme)» olmaktır. İsmail Habib Sevük bu insan tipini münevver ve mümtaz insan” tanımı ile karşılamıştır (15) s. 5. Mümtaz insan denilince, nezaket kurallarını bilen ve uygulayan soylu davranışlı, eğitimli ve akıllı, dolayısıyla düşünen bir insandır. Daha doğrusu böyle bir insan ve bu insanların meydana getireceği bir toplum yaratılmak istenmiştir. Bu ideal insan tipidir. Bu karaktere özenen, sonradan görme insan tipleri çıkmış ise de bunlarla alay edilerek toplum nazarında gülünç duruma düşürülmüşlerdir. Molière’in Le Bourgeois gentilhomme (Kibarlık Budalası) buna örnek verilebilir.



Yakup Kadri Karaosmanoğlu Kiralık Konak adlı romanında bu insan tipine yakın bir İstanbulin tipini Naim Efendi’nin portresinde şöyle anlatır:

«İstanbulda iki devir oldu; biri İstanbulin; diğeri redingot devri… Osmanlılar hiçbir zaman bu İstanbulin devrindeki kadar zarif, temiz ve kibar olmadılar. Tanzimat-ı Hayriyenin en büyük eseri İstanbulinli İstanbul Efendisidir. Bu kıyafet dünyaya yeni bir insan tipi çıkardı ve Türkler bu kıyafet içinde ilk defa olarak vahşi Asya ile haşin Avrupanın arasında gayet hususî yeni bir Millet gibi göründü. Akdeniz kıyılarındaki medeniyetlerin bir hülâsası şeklinde tecelli ediyordu… »


Klasisizmin niteliklerinden biri de bir sosyal edebiyat olmasıdır. Klasik hareketin kendisini en üst düzeyde gösterebildiği yer, tiyatro ve kürsü belagatıdır (éloquence), ki bunlar da ister dinsel ister din dışı olsun törensel bir amaçla bir araya gelmiş bir halkın varlığını gerektirir. Kürsü hitabeti daha çok dini belâgatdır. Bu konuda Bossuet ün kazanmıştır. Bu zamanın sıkı hiyerarşisine, saray adâbına tekabül eden klasik kaideler bütünlüğüdür: «Klasik mükemmellik, ferdin silinmesini düşünmez fakat ferdin baş eğmesini, hiyerarşi içinde yer alırken kurallara uymasını ister, fert, tıpkı cümledeki kelimenin, sayfadaki cümlenin, eserdeki sayfanın bir düzene uyarak yer alması gibi kurallara uymak zorudadır.(André Gide)» (5)
b) Beğenilmek, hoşa gitmek sanatı (l’art de plaire)

Her ne kadar bu devirde düzen ve kurallar hep ön planda tutulmaya çalışılsa da, hayatta ve olabildiği kadar edebiyatta hoşa gitmek, beğenilmek ve hoş şeyler söylemek arzu edilmiştir. Şüphesiz salonlarda hâlâ «bilginler»e saygı duyulmaya devam edilmektedir, fakat git gide bilgiç geçinen ukalâlarla alay etme temayülü de görülmektedir.



17. yüzyılın başlıca klasik Fransız yazarları:


Boileau (1636-1711)

Eserlerinden bazılar.: L’Art Poétique, Lutrin, Satires



Molière (1622-1673)

Eserlerinden bazıları: L’Avare), L’Ecole des Femme, L’Ecole des Maris , Tartufe, Le Malade iimaginaire Les Fourberies de Scapin (Skapen’in Dolapları), Le Bougeois gentilhomme, v.b.



Racine (1639-1699)

Eserlerinden bazıları: Andromaque (Andromak), Britannicus (Britanikus), Bérénice (Berenis), Phèdre (Fedr), Esther (Ester), v.b.



Corneille (1606-1684)

Eserlerinden bazıları: Le Cid (Lö Sid), , Cinna (Sinna), Horace (Horas), Polyeucte.(Poliyökt), v.b.



La Fontaine (1621-1695)

Eserlerinden bazıları: Les Fables.



La Bruyère (1645-1696),

Eseri: Les Caractères (Karakterler)

La Rochefoucauld (1613-1680)

Eseri: Maximes



Bossuet (1627-1704)

Eserlerinden bazıları:Dinî hitabet alanında eserler vermiştir. Bunlar:



Oraisons Funèbres (Orezon fünebre), Sermons

Madame De Sévigné (1626-1696)

Eseri : Les Lettres.

Madame de Sévigné Mektup nevi ile edebiyat tarihine geçmiştir.


Bazı Klasik İngiliz yazarları



Dryden (1631-1700)

Eserlerinden bazıları:

Wild Gallant. 1663

Conquest of Granada, 1669-70.

All for Love, 1678
Addison (1672-1719)

Caton, The Tatler, The Spectator, The Drummer
Pope (1688-1744)
Tenkide Dair Tecrübe, İnsana Dair Tecrübe.

_____________



YARARLANILAN KAYNAKLAR
1- W.K. FERGUSON, La Renaissance dans la Pensée Historique, traaduit par Jacques MARTY, Payot, Paris, 1950; s. 17

2--Paul Van TiIEGHEM, Le Romantisme dans la Littérature Européenne, éditions Albin Michel, Paris 1948

3- André Lagarde, Laurent Michard, XVIIIe SIÈCLE Les Grands Auteurs Français du Programme, Tome IV, Collection Textes et Littérature, Bordas, 1963

4- Madame de Staël, De l’Allemagne, tome 1, Ganier Flammarion, Paris, 1968

5- André Lagarde, Laurent Michard, XVIIe SIÈCLE. Les Grands Auteurs Français du Programme.,tome III, Collection Textes et Littétarutre, Bordas, Paris, 1963, s. 157 A. G.E. s.13

6-André Lagarde, Laurent Michard, XIXe Siècle Les Grands Auteurs Français du Programme, Tome V, Collection Textes et Littératures, Bordas, Paris, 1965

7-P.-G. Castex, P. Surer, Manuel des études littéraires françaises, XıXe siècle Hachette, Paris 1966

8-Emile Faguet, Dix-Neuvième Siècle études Littéraires,Editions contemporaines, Boivin & Cie, Paris, (baskı tarihi yok. Önsöz: Juillet 1887)

9-Daniel Mornet, La Littérature française enseignée par la dissertation, IIème partie Larousse, Paris, 1936, s.254

10-Paul Van Tieguem, Histoire Littéraire de l’Europe et de l’Amérique de la Renaissance à nos jours, Librairie Armand Colin, Paris, 1946

11.Blaise Pascal, Pensees, tome I, yayına hazırlayan Zacharie Tourneur, Editions de Clluny, Paris, 1942

12..Blaise Pascal, Pensees, tome II, yayına hazırlayan Zacharie Tourneur,Editions de Clluny, Paris, 1942 , .§ 105

13.Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Kiralık Konak, dördüncü basılış, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1966; s. 6
14. Paul Aron, Denis Saint-Jacques , Alain Viala , Le Dictionnaire du Littéraire, P.U.F., 1ere édition, Paris, 2002

15. İsmail Habib Sevük; Avrupa Edebiyatı ve Biz, 2inci cild, Remzi Kitabevi, İstanbu, 1941.




ãhttp://www.ege-edebiyat.org
Yüklə 37,97 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin