Sayı : 2013/100/1045 Konu : Dersimiz Barış Etkinliği



Yüklə 98,97 Kb.
tarix11.09.2018
ölçüsü98,97 Kb.
#80185


17/05/2013
Sayı : 2013/100/1045

Konu : Dersimiz Barış Etkinliği


ŞUBELERE


24 Mayıs 2013 tarihinde gerçekleştireceğimiz 1 saatlik “Dersimiz Barış” etkinliği için örnek ders planı ve ders notları ekte sunulmuştur. Arkadaşların kendi derslerine uygun olarak barış dersini planlamaları ve 24 Mayıs 2013’ te 1 (Bir) ders saatini barış konusuna ayırmaları , konuyu aynı zamanda ders defterlerine işlemeleri gerekmektedir.

Ayrıca ekte Barış, Şiddet ve Çatışma Kavramlarına İlişkin Bilişsel Davranışları Belirlemeye Yönelik Açık Uçlu Sorular Formu gönderilmiştir. Bu formun liselerde uygulanarak Genel Merkez’e gönderilmesi halinde, sonuçlar değerlendirilecek ve kamuoyuyla paylaşılacaktır


Gereğini bilginize sunar çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Sakine Esen YILMAZ Mehmet BOZGEYİK.y

Merkez Kadın Sekreteri Genel Sekreter


Barış nedir?
Türk Dil Kurumu barış kavramını ‘(1) savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum, sulh; (2) böyle bir antlaşmadan sonra insanlık tarihindeki süreç ve (3) uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam’ olarak tanımlamaktadır. Ancak oldukça tartışmalı olan bu kavramın anlamı kişiden kişiye, kültürden kültüre değişim göstermektedir. İlk bakışta basit gibi görünmesine rağmen kavramın kişiselden küresele pek çok boyutu da bulunmaktadır. Dünya üzerinde yaşayan herkes barış yanlısı görünmekte, barış istenen bir değer olarak sunulmaktadır ancak ne yazık ki uygulamalar ve hatta dildeki pek çok başka kavram, bunun pek de doğru olmadığını göstermektedir. Farklı kültürler ve farklı politik yaklaşımlar barış kavramına farklı yorumlar getirmektedirler. Kavramın anlamı örneğin, gelişmiş ülkelerde yaşayan insanlar açısından ‘güçler dengesi ve uluslar arası şiddetin engellenmesi’ boyutunda algılanırken, az gelişmiş ülke insanları bu kavramı ‘toplumsal adalet ve insan hakları’ boyutunda algılayabilmektedirler (Önür, 1994). Bize göre ise barış, hem doğrudan ve yapısal şiddetin olmaması hali, hem de bireysel gelişim ile bireyler ve uluslar arası uyumlu ilişkileri daha iyi hale getirecek etkileşimlerin varlığı biçiminde, olumlu bir anlamda ele alınmalıdır. Buradan yola çıkılınca barışın ‘basit bir biçimde savaşın karşıtı’ olmadığı anlaşılacaktır. Daha da açık olarak söylemek gerekirse, barış, bu çerçevede çatışmaların işbirliği ve toplumsal adalet bağlamında şiddetsiz yöntemler kullanılarak çözüldüğü yaratıcı bir süreç olarak tanımlanabilir.
Norveçli uzman Johan Galtung tarafından yapılan pozitif ve negatif barış tanımları önemli bir açılım yaratmıştır. Negatif barış, devletler arasında ya da devlet toprakları içinde savaş ya da şiddetli çatışma olmaması anlamına gelir. Pozitif barış ise, eşitlik, adalet ve gelişme durumuyla bağlantılı olan savaş ya da şiddetli çatışma ortamının olmaması anlamını taşır.
Savaş yok = Negatif barış

Savaş yok + sosyal adalet/gelişim = Pozitif barış


Yüksek adalet düzeyi ve asgari düzeyde şiddet pozitif barışı karakterize eder. Bu yüzden barışın sadece bir silahsızlanma durumu olmadığını, beraberinde insanların nasıl yaşadığıyla da ilgili olduğunu belirtmek gerekir. Ayrıca özellikle vurgulamak gereklidir ki, eşitlik ve adaletin sağlanmadığı bir ortamdan gerçek ve pozitif bir barıştan söz edilemez.
Şiddetin de birçok tanımı bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi şöyle formüle edilebilir: ‘Şiddet, bir şeyi vermeye razı olmayan bir kişi ya da grup üzerinde, o şeyi elde etmek amacıyla uygulanan –açık ya da gizli- güç kullanımıdır. Şiddetin çeşitli türleri vardır. Doğrudan ve dolaylı (ya da yapısal) şiddet arasındaki farkı şöyle açıklayabiliriz:
Doğrudan şiddet= fiziksel şiddet

Dolaylı ya da yapısal şiddet= yoksulluk, sömürü, sosyal adaletsizlik, demokrasi olmaması vb.


Dolayısıyla ancak, doğrudan ve dolaylı şiddetin olmaması durumunda barıştan söz edebiliriz. Barış kazanılması gereken bir değerdir ve bireyin hem bilişsel ve hem de duyuşsal gelişimi arasındaki etkileşimi kapsar.
Johnson ve Johnson’a göre (2005) barışı yaşama geçirmenin çeşitli yöntemleri bulunmaktadır. Bu yöntemler zorla gerçekleştirilen barıştan, uzlaşma yoluyla elde edilen barışa kadar çeşitlilik gösteren bir yelpaze üzerinde yer alır. Çatışma halindeki gruplardan birisinin daha baskın olduğu ve zorla diğerlerine dayattığı (askeri ve ekonomik güç kullanarak) barış halinde, şiddet belli ölçüde bastırılabilir ancak, baskılanan grupların gereksinimleri karşılanmadığı için uzun vadeli olumlu ilişkilerden bahsedilemez. Benzer bir durum yaşanan bir savaşın ardından kazanan tarafın zorla dayattığı barış için de geçerlidir. Eğer şiddetin olmadığı süreçte yapısal değişiklikler gerçekleştirilmez ve ‘kaybeden’ ya da daha az baskın/zayıf olan grupların gereksinimleri karşılanmazsa, çatışmanın tekrar ve belki de daha büyük boyutlarda yaşanması beklenmelidir. Ülkemizde bunun pek çok örneğine tanık olmuşuzdur.
Bazen de çatışan gruplara güçlü üçüncü bir grup, yine askeri veya ekonomik gücüyle müdahale ederek barışı yaşama geçirebilir. NATO ya da BM’nin sıklıkla başvurduğu bu yöntemle ilk anda şiddet durmuş gibi görünse de taraflar barışa ikna olmamışsa ya da barışı korumak için yola çıkmış olan grup taraf tutmaya ya da istismara başlarsa çatışma tekrar, belki de daha şiddetli biçimde başlayabilir, hatta barışı gerçekleştiren üçüncü gruba da sıçrayabilir. Bu yolla barışı sağlamanın en önemli avantajı, şiddetin sonlandırıldığı süreçte, gerçek barış görüşmeleri için bir zaman kazanılmasıdır.
Yukarıda bahsi geçen barış hallerinde hep bir kazanan, bir de kaybeden bulunmaktadır ve bu durumun gerçek/pozitif bir barış olduğundan bahsedemeyiz. Gerçek barış hali çatışan tarafların sorunlarını ve gereksinimlerini tam olarak ifade edebildikleri, bu gereksinimlerin uzlaşmayla ve mümkün olan en yüksek oranda gerçekleştiği, her iki tarafın da kendisini kaybeden hissetmediği, adil ve eşitlikçi bir ortamda mümkündür. Bu durumda tarafların hepsi kazanandır.
2001-2010 dönemi Birleşmiş Milletler tarafından ‘Barış Kültürü’nün Geliştirilmesi ve Çocukları Koruma Amacıyla Şiddet Düşmanlığı 10 yılı’ olarak ilan edilmiştir. Bu metinde geçen Barış Kültürü yine Birleşmiş Milletler metinlerinde şöyle tanımlanmaktadır: ‘ Barış kültürü, eşitlik, adalet, demokrasi, insan hakları, hoşgörü ve dayanışma ilkelerine dayanan ve birlikte yaşamayı ve bölüşmeyi destekleyen bir kültürdür. Bu kültür şiddete karşıdır, anlaşmazlıkların kökenlerine inerek önlem almaya çalışır. Diyalog ve karşılıklı görüşmelerle sorunları çözmeye yönelir. Herkesin bütün haklardan yararlanmasını ve toplumun gelişme sürecine katılmasını güven altına almayı amaçlar. Bu amaçlara kültür ve eğitim yollarıyla ulaşır. (Birleşmiş Milletler, A/RES/53/25, Akt. Sertel, Kurt, 2004:8)
Çatışmanın olmadığı bir yaşam düşünülemez. Çatışma yaşamın her alanında vardır ve engellenemez. Önemli olan çatışmaların hangi yollarla çözüldüğüdür. Çatışmanın, hangi yolarla çözüldüğüne bağlı olarak yapıcı ya da yıkıcı olma potansiyeli bulunmaktadır. (Coleman, Yoshida, 2004). Çatışmaların yapıcı yollarla çözülebilmesi için kişilerin, Barış Eğitimi Programı içinde yer alan iletişim, empati, öfke yönetimi, problem çözme ve arabuluculuk gibi becerilere sahip olmaları gerekir. Bireylerarası sorunlar bu tip beceriler kullanılarak çözülmektedir.
Barış Eğitimi
Barış Eğitimi (Birlikte Varoluş eğitimi olarak da adlandırılabilir) daha barışçıl bir toplumu gerçekleştirebilmek için tasarlanmış öğretim araçlarının kullanımını içerir. İnsan hakları, çatışma yönetimi, uluslar arası ilişkiler, kalkınma ve çevre gibi felsefi ve uygulamaya dönük konu başlıklarını kapsar. Temelde, barış eğitimi dezavantajlı grupları güçlendirme ve şiddetsizlik konularına vurgu yaparken, demokratik bir toplumu oluşturmayı, öğretmede işbirliğini, ahlaki duyarlılığı geliştirmeyi, özgüven geliştirmeyi ve eleştirel düşüncenin harekete geçirilmesini hedefler. (Harris, 2003)
‘Barış Eğitiminin hedefi, bireyleri, çatışmaları yaratıcı, yapıcı ve barışçıl şekillerde çözecek becerilerle donatmaktır. (Galtung, 1977, akt. Sertel, Kurt, 2004:11)’ Barış eğitimi, bireylerin farkındalığını ve davranış becerilerini artırarak, kalabalık grupları barışçıl topluluklara dönüştürmeyi amaçlar. Bu ancak, bireyin sorunlarına yapıcı çözümler bulmasına yardımcı olunarak sağlanır. Asıl hedef toplum da olsa, değişim önce bireyde başlar. Temel amaç, bireyin barış kavramını, hayatına ve barışçıl ilişkiler aracılığı ile topluma kazandırmasını sağlamaktır. Ancak, bireylerin kendi içlerinde barışçıl olmalarını sağlayabilmek için, güvende olduklarını hissetmeleri, temel ihtiyaçlarının karşılanması ve saygı görmeleri gerekir (Galtung, 2002). Barış Eğitimi kavramının kurucularından Betty Reardon bir konuşmasında ‘Barış eğitimi cesurun pedagojisini uygulamaktır’ demiştir. Bu noktada, Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Yurtta barış, dünyada barış’ sözünü anımsatmak yerinde olacaktır. Bu sözle de ifade edildiği gibi barış öncelikle içerde başlamakta ve dışarıya doğru genişlemektedir. Benzer biçimde, kişinin kendi içinde barış yoksa evde de, diğer toplumsal çevresinde de barış olmayacaktır.
Etkili bir barış eğitimi programı için bir takım anahtar bileşen tanımlanmıştır:
İlk olarak, programlar zorunlu olmalı ve olumlu ilişkiler geliştirebilmek için diğer gruplarla etkileşimi kurabilmek amacıyla bütünleştirilmelidir. Kuzey İrlanda örneğinde olduğu gibi toplum içi müdahaleler ya da tek kimlik çalışması, birbirine muhalif topluluklar arasında ilişkileri başlatabilmek açısından önemli konulardır.
İkincisi, muhalif tarafların, birbiriyle uyumluluk göstermeyen gündemler ve algılarla programa katılabileceklerini önceden bilmek gereklidir, ancak bu aynı zamanda bir fırsata dönüştürülebilir. Örneğin, birlikte varoluş eğitimi, aralarındaki olası güç dağılımı farklılığı nedeniyle, her iki taraf açısından da farklı anlamlara gelebilir. (Opotow, Gerson, 2004) Gücü az olan gruplar genellikle, daha güçlü gruplara ilişkin daha fazla farkındalığa sahipken, barış eğitimi programları ortak bir farkındalık yaratabilirler.
Üçüncü bir vurgu ise yurttaşlık ile ilgili değerlerin güçlendirilmesine yapılmıştır. Farklı grupların güvenli bir ortamda bir araya gelmelerini sağlayan senaryolar üretmek, daha işbirlikçi ilişkileri geliştirmede yararlı gibi görünmektedir. Koşullar uygun ise, ortak hedefleri ve gruplar arası iletişimi gerçekleştirmek için işbirliği içinde çalışmak değişik gruplar arası tutumları ortaya çıkarabilir. Diyalog, kişisel deneyimleri paylaşmak ve ortak çıkara dönük projeler üzerinde işbirliği yapmak gibi yöntemlerle, karşıt gruplar arasında güven ve işbirliğine dayalı ilişkiler geliştirilebilir. (Maoz, 2005) Rekabetçi durumlardan kaçınılmalı ve etkileşim yüzeysel paylaşımların ötesine geçmelidir.
Dördüncüsü, paylaşılan hedefler ve ortak kader duygusunun oluşturulmasının yanı sıra, üretilenlerin, nihayetinde ortak bir kimlik inşa etmek için adil biçimde dağıtılacağı konusunda ortak bir kabule gereksinim vardır. Güçlü ve empatiye dayalı kişiler arası ilişkilerin geliştirilmesi, ötekinin görüşlerinin önemsenmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Beşincisi ise pek çok kişi zor kararları vermede becerileri geliştirmeye ve politik söylemle ilişkilendirmeye yardımcı olan yapıcı tartışma süreçlerini savunmaktadır. Ancak, özellikle çatışma devam ederken, program katılımcılarının kendi görüşlerini rakiplerininkilere adapte etmeye zorlamak, tehdit edici olarak algılanabilir. Programın uygulandığı yerden başka ortamlarda ortaya çıkan çatışmaları ele almak daha verimli görünmektedir.
Altıncı anahtar bileşen ise yapıcı biçimde çatışma çözme aracı olarak bütünlüklü uzlaşma/ müzakere ve akran arabuluculuğunu öğretmektir.
Yedinci olarak barış eğitimi zaman baskısına direnebilmek için sürekli olmayı gerektirmektedir. Çünkü barış eğitimi alan kişide öncelikle beyinde ve yürekte değişiklikler oluşurken, kısa süreli programlar davranış değişikliğinde yetersiz kalmaktadırlar, sonuç olarak bir süre sonunda kendi ortamına dönen katılımcı öğrendiği becerileri kullanmazsa unutabilir. Barış eğitimi programları, ayrıca, yerel çatışma koşullarının da farkında olmalıdır.
Geniş anlamıyla barış eğitimi bireylere, çatışmaları şiddetsiz biçimde çözmek ve ortak çıkarlara dayalı uyumlu ilişkileri kurmak ve devam ettirmek için gerekli bilgi, tutum, değer ve davranışsal yeterlilikleri öğretmek/kazandırmak olarak tanımlanabilir. Barış eğitiminin nihai hedefi, bireylerin kendileriyle barışık olmalarını(içsel barış), bireylerarasında (kişiler arası barış), gruplar arasında (gruplar arası barış) ve ülkeler, toplumlar ve kültürler arasında (uluslar arası barış) barışı kurabilmelerini sağlamaktır. Barış eğitiminin içeriği, kazandırılacak beceriler ve hedeflenen davranış değişikliklerine ilişkin öneri bir tablo aşağıda verilmiştir:

Barış Eğitiminin İçeriği, Kazandırılacak Beceriler ve Hedeflenen Davranış Değişiklikleri (Tapan, 2006).

İçerik

Beceriler

Davranışlar

Başkalarının farklı kültürel unsurları

Var olan basmakalıp tiplemeler ve önyargılar

Barışçıl çatışma çözme yöntemleri

Barışçı çabalar için modeller

Barış tarihi – yerel, ulusal ve uluslar arası

Birleşmiş Milletler ve hükümet dışı örgütlerin (STK) rolü

Toplumun barışçıl değişimi nasıl gerçekleştirebileceği

Okul zorbalığı ve bununla mücadele yöntemleri

Akran arabuluculuğu

Siyasi ve toplumsal değişim

Savaş ve baskının ekonomisi

İnsan hakları ve yurttaşlık

Şiddet ve savaşın yanı sıra, diğer yerel, ulusal ve uluslar arası anlaşmazlıkların nedenini anlama

Medyada savaş ve barış çabaları

Edebiyat ve sanatın diğer alanlarında şiddetsizlik

Irk ve cinsiyetler arasındaki eşitlik ve adalet mücadelesinin bugünü ve tarihi

Dil üzerinden başka toplumları anlama

Dinsel ve laik dünya görüşleri içinde barış değerine ilişkin yaklaşımlar

Bilim ve teknoloji etiği

Çatışma çözme

Gelecek öngörüsü

vb.


İletişim

Empati


Öfke kontrolü

İşbirliği

Eleştirel düşünme

İşbirlikli görüşme ve arabuluculuk

Özsaygı

Problem çözme



Eşitliğe adanmışlık/bağlılık

Bireylerin ya da grupların olumlu bir değişim yaratabileceklerine inanç

Çatışma çözme becerileri


Barış ve çatışmanın öneminin farkına varma

Diğerleriyle etkileşime gönüllü olmak

Benzerlikleri kabullenme ve farklılıklara saygı gösterme

Önyargıların üstesinden gelme

Toplumsal adalete, adil paylaşıma ve şiddetsizliğe bağlılık

Yaşadığımız yerin ekosistemdeki konumunu anlamak ve çevre sorunlarına karşı duyarlılık

Sorunları doğru biçimde ifade edebilme

Barışın savaşsızlıktan daha öte bir kavram olduğunu fark etme

Tüm canlılara saygı temelinde daha geniş bir barış anlayışı geliştirme

Korkularını tanımlayabilme

Silahlanmaya ayrılan bütçenin farkına varma

Toplumlararası eşitsizliğin ve bunun nedenlerinin farkına varma

Şiddete ve savaşa dair yeni görüşler edinme

Çatışmaları yapıcı bir biçimde çözebilme

Barış çerçevesinde oluşturulmuş şiddetsiz toplum düzenlerini hayal edebilme

Öfkeleriyle yapıcı bir şekilde başa çıkmayı ve duygusal anlamda zorlayıcı durumlarda barışçıl kalabilmenin farklı yollarını keşfetme

İnsan hakları, eşitlik, toplumsal adalet vb. kavramlar içselleştirme

Öz-saygı ve güven kazanma Eleştirel düşünce, iletişim, empati ve etik anlayış konularında gelişme

Değişik ortamlardaki şiddetin varlığına, bunun etkilerine ve şiddete alternatif sunan davranışlara ilişkin farkındalık kazanma

vb.



Barış eğitiminde kullanılan yöntem ve süreçler

- Etkin öğrenme/ katılımcı yöntemler

- Deneyerek yaşayarak öğrenme

- Öğrenci katılımıyla katılımcı öğrenme

- Diyalog

- Kendini ifade edebilme

- Öykü anlatma ve anlatılan öykülere tepki verme

- Soruları tanımlama ve yanıtları araştırma üzerine yoğunlaştırılmış proje tabanlı çalışma

- Farklı kültürlerden çocuklarla deneyim paylaşımı

- Yaratıcı öğretme ve öğrenme

- Eleştirel düşünceyi geliştirici etkinlikler

- Daha geniş toplum katmanları ile ilişkili olarak, okul personelini de içerecek biçimde tüm okul yaklaşımı


Barış Eğitiminin her yaş grubuna verilmesi çok önemli ve gerekli olmakla birlikte, özellikle ergenlere mutlaka verilmesi gereklidir. Çünkü bu yaşlarda yoğun bir şekilde arkadaşlık grupları oluşturulur, gruptan olmak ya da grup dışında kalmak kavramları ön plana çıkar (Harris, 1943; Reardon, 1995). Erickson’a göre (Senemoğlu, 2005) kimlik kazanmaya karşı rol karmaşası dönemi 12-18 yaşlar arasını kapsamaktadır. Ergen bu dönemde ‘Ben kimim?’ sorusunun yanıtını bulmaya çalışırken, akran gruplarından çok fazla etkilenir, antisosyal davranışlar sergileyebilir. Aynı zamanda yine bu yaşlarda Reardon’a (1995) göre, kimlik oluşturma çabalarıyla karmaşa yaşayan ergen, farklılıklara karşı tahammülsüzlükler geliştirebilir. Bu gruplaşmalarda biz ve onlar/ötekiler tarzında ayrışmalar oluşturulur ki, tam da bu, şiddete ve insan hakları ihlallerine neden olan tutumlardan birisidir. Okullarda, akran zorbalığının yine en fazla bu yaşlarda görülmesi (Little, 2002), barış eğitiminin ergenlik öncesi ve ergen yaştaki gençlere sunulması gereğini bir kez daha göstermektedir. Ergenlerde soyut düşünme becerileri gelişmeye başlamıştır ve toplumsal olay ve sorunlara duydukları ilgi de artmaktadır. Görsel ve yazılı iletişim araçlarından öğrendiklerini analiz edecek, eleştirel biçimde yorumlayabilecek bir zihinsel alt yapı oluşturmaya başlarlar. Tüm bunlar, ergenlikte barış eğitiminin önemini destekleyen yaklaşımlardır.
Ne yazık ki gençler ve özellikle de ergenler arasında şiddet oldukça yaygındır. Gençlerin şiddet uygulamasında pek çok etkenden söz etmek mümkündür (Özcebeci ve arkadaşları, 2006): Kişisel faktörler (biyoloji, kişilik özellikleri vb.), aile (ailenin yaklaşımı, aile içi şiddet vb.), kültürel faktörler (şiddeti destekleyen, normalleştiren ya da karşı çıkan normlar, vb.) ve durumsal faktörler (ateşli silahlar, çete üyeliği, sosyal etkinlikler için sınırlı olanaklar vb). Bütün bu faktörlerin yanı sıra ekonomik eşitsizlikler, adalet sistemi, medyada şiddet, şiddete karşı tutum ve cinsiyet rollerinin de etkisi vardır.

Gözütok’un (2008) 1992–2006 yılları arasında gerçekleştirilen Karşılaştırmalı Okulda Dayak araştırmasının sonuçlarına bakıldığında okulda fiziksel şiddetin bazı türlerinde azalma eğilimi gözlenirken, bazı durumlarda biçim değiştirdiği ancak tamamen yok olmadığı anlaşılmaktadır. Toplumumuzda çok yaygın olan şiddet ortamında yalnız evinde ve aile ortamında değil okul ortamında da karşılaşan ve şiddeti normalleştirmeye, sıradanlaştırmaya başlayan ergen açısından şiddet, karşılaşılan sorunların, çatışmaların en kolay çözüm yöntemidir. Bu ise, en tehlikeli durumdur. Barış eğitimi tam da bu noktada, gereksinim duyulan becerileri kazandırma açısından önemlidir.


Barış eğitiminin başarısı, büyük ölçüde öğretmenlerin bakış açıları, motivasyonları ve yeteneklerine bağlıdır. Çünkü henüz eğitim fakültelerimizde konu ile ilgili dersler verilmemektedir. Öncelikle, öğretmenlerin barış eğitiminin önemini ve değerini tam olarak kavramaları, bu eğitimin öğrencilerin yalnız duyuşsal eğilimleri ile değil, becerileri, davranışları ve kazandıkları değerlerle de ilgili olduğunu benimsemeleri gerekmektedir.
Yapılan alan yazın araştırması sırasında barış eğitim programlarının eğitim programının dışında ve derslerden bağımsız olarak, genellikle modüler bir sistemle uygulandığı ya da var olan ders programlarından birisi (Edebiyat, Fen Bilgisi, Tarih, Coğrafya, Yabancı Dil vb.) ile bütünleştirilerek uygulandığı görülmüştür. Her toplumun barış eğitimi ile ilgili olan kendi özel sorunları bulunabilir. Bu nedenle barış eğitiminin içeriği toplumların kültürel özelliklerini de yansıtmalıdır. Barış eğitiminin içine yerleştirileceği programlar ise bu farklılıkları mutlaka göz önüne alarak hazırlanmalıdır.

KAYNAKÇA

Ashton, C. (2007). Identifying Theories of Change in the Design and the Implementation of Three UNICEF Peace Education Programs. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Trinity University.

Çoban, R. (2002). Effect of Conflict Resolution Training Programme on Elementary School Students’ Conflict Resolution Strategies. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Danesh, R. Youth and Peacebuilding 1 Ocak 2009 tarihinde http://www.tc.edu/centers/epe/ ‘ den elde edildi (Encyclopedia of Peace Education Columbia University).

Değirmencioğlu, S. (2006). Okulda Şiddeti ve Öğrencilerin Rolünü Yeniden Düşünmek. MEB 1. Şiddet ve Okul: Okul ve Çevresinde Çocuğa Yönelik Şiddet ve Alınabilecek Tedbirler Sempozyumu. 28-31 Mart 2006. Ankara.

Dökmen, Ü. (1994). İletisim Çatısmaları ve Empati. İstanbul: Sistem Yayıncılık

Fountain, S. (1999). Peace Education In UNICEF. UNICEF Staff Working Papers. Working Paper Education Section Programme Division UNICEF New York. PDED- 99/003

Galtung, J. (1997) Peace Education is Only Meaningful If It Leads To Action. Unesco Courier, 50, 4-8.

Galtung, J. Form and Content of Peace Education. 1 Ocak 2009 tarihinde http://www.tc.edu/centers/epe/ ‘ den elde edildi (Encyclopedia of Peace Education Columbia University).

Gan, B. Nonviolence and Peace Education 1 Ocak 2009 tarihinde http://www.tc.edu/centers/epe/ ‘ den elde edildi (Encyclopedia of Peace Education Columbia University).

Gözütok, D., Er, O., Karacaoğlu, C. (2006) Okulda Dayak: 1992-2006 Yılları Karşılaştırması. MEB 1. Şiddet ve Okul: Okul ve Çevresinde Çocuğa Yönelik Şiddet ve Alınabilecek Tedbirler Sempozyumu. 28-31 Mart 2006. Ankara.

Gözütok, D. (2008). Eğitim ve Şiddet. Gazi Kitabevi. Ankara.

Gürkaynak, İ., Gözütok, D., Akipek, S., Baglı, T., Erhürman, T., Özdemir Uluç F. (1998). Yurttas Olmak İçin. İstanbul: Umut Vakfı

Harris, M.I. (1943). Peace Education. MacFarland and Company Inc. Jefferson North Carolina.

Hendrickson, J. (1990) An Interprative Study on The Meaning of Peace Education in the Province of Alberta High School Social Studies Curriculum. Yayımlanmamış Doktora Tezi. Arizona State University.

İşcan, C.D. (2007). İlköğretim Düzeyinde Değerler Eğitimi Programının Etkililiği. Yayımlanmamış Doktora Tezi. Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara.

Johnson, D. W., Johnson, R.T. (1991). Teaching Students To Be Peacemakers. Interaction Book Co. Edina MN.

LaSeur, M.(2005). Francelia Butler's Contribution to Peace Education: Peace Games a Curriculum for Teaching Peace through Play. Yayımlanmamış Doktora Tezi. University of Texas at Austin.

Önür, A. (1996) A Study on Peace Education: Resolving Classroom Conflicts. Yayımlanmamış Doktora Tezi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara.

Özcebeci, H., Çetik, H. Üner, S. (2006). Adölesanlarda Şiddet Davranışları. MEB 1. Şiddet ve Okul: Okul ve Çevresinde Çocuğa Yönelik Şiddet ve Alınabilecek Tedbirler Sempozyumu. 28-31 Mart 2006. Ankara.

Page, J. The United Nations and Peace Education 1 Ocak 2009 tarihinde http://www.tc.edu/centers/epe/ ‘ den elde edildi (Encyclopedia of Peace Education Columbia University).

Reardon, B. (1995). Educating For Human Dignity. Learning About Rights and Responsibilities. A K-12 Teaching Resource. University of Pennsylvania Pres. PA.

Reardon, B. Human Rights as Education for Peace. 1 Ocak 2009 tarihinde http://www.tc.edu/centers/epe/ ‘ den elde edildi (Encyclopedia of Peace Education Columbia University).

Sertel, J.M., Kurt, G., Oral, Z. (2004). Barış Bireyde Baslar. İstanbul: Ekspres Basım

Tapan, Ç. (2006) Barış Eğitimi Programının Öğrencilerin Çatışma Çözme Becerileri Üzerindeki Etkilerinin İncelenmesi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü. İzmir.

Türnüklü, A. (2006). Yeni İlköğretim Programları ve Öğretmen Yeterlikleri Işığında Sınıf ve Okul Disiplinine çağdaş Bir Yaklaşım: Onarıcı Disiplin. Ankara. Ekinoks Yay.



Eğitimin Toplumsal Cinsiyet Açısından İncelenmesi: Türkiye 2003. UNICEF Raporu.

Türk Dil Kurumu. www.tdk.gov.tr




EK 1. Şiddetten Arınmış Okullar İçin Avrupa Sözleşmesi (Çev. Doç.Dr. Serdar Değirmencioğlu)

1. Okuldaki her bireyin güvenli ve huzurlu bir okulda yaşamaya hakkı vardır. Okuldaki herkes olumlu ve esin veren bir öğrenme ve kişisel gelişim ortamı yaratmaya katkıda bulunmakla sorumludur.

2. Her bireyin sahip olduğu herhangi bir farka bakılmaksızın eşit muamele ve saygı görmeye hakkı vardır. Herkes ayrımcılığa ve bastırılmaya maruz kalmadan ifade özgürlüğünü kullanabilir.

3. Okul topluluğu, herkesin hakları ve sorumluluklarının farkında olmasını sağlar.

4. Her demokratik okul, demokratik bir şekilde seçilmiş, öğrenciler, öğretmenler, ebeveynler ve uygun olduğu durumlarda okuldaki diğer bireylerden oluşan karar verici organa sahiptir. Bu organın bütün üyeleri oy kullanma hakkına sahiptir.

5. Demokratik bir okulda yaşanan çatışmalar, okuldaki tüm bireyler ile işbirliği içinde şiddetten uzak ve yapıcı bir şekilde çözümlenir. Her okulda çatışmaları danışmanlık ve arabuluculuk yolu ile önlemek ve çözmek için eğitilmiş personel ve öğrenciler bulunur.

6. Her şiddet vakası, bu vakaya karışanların okuldaki öğrenciler veya diğer kişiler olup olmadığına bakılmaksızın hemen incelenir, ele alınır ve çözüme ulaştırılmak üzere takip edilir.

7. Okul, çevresindeki toplumun bir parçasıdır. Yerel kişiler ve ortaklar ile işbirliği yapmak ve bilgi alışverişinde bulunmak, sorunların önlenmesi ve çözümlenmesi için esastır.


(TÜRKÇE YA DA TÜRK EDEBİYATI DERSLERİ İLE BÜTÜNLEŞTİRİLMİŞ) BARIŞ EĞİTİM PROGRAMI İÇİN ÖRNEK DERS PLANI 1
Dersin Konusu: Barış Kavramı (Bu etkinlik Sertel ve Kurt (2002)’den uyarlanmıştır.)

Hedef Davranışlar: Bu dersi tamamlayan öğrencilerden

1. Barış kavramını tanımaları,

2. Kendi barış tanımlarını oluşturabilmeleri,

3. Barış temalı şiirleri okuduklarında, bunları dil ve anlatım ve tema açısından yorumlayabilmeleri

4. Şiir okumaktan zevk almaları

beklenmektedir.



Süre: 2x45=90 dak.

Etkinlik 1: Barış nedir?

Araç-Gereç: Tahta, renkli kalemler, birkaç parça büyük kâğıt

Yöntem ve teknikler: Beyin fırtınası, grup çalışması

İşleyiş:

  1. Öğretmen, yapılacak çalışma sırasında herkesin katılımının önemli olduğunu, tüm sınıfın birbirini yargılamadan, dudak bükmeden, dalga geçmeden dinlemesinin gerekli olduğunu belirterek derse başlar.

  2. Bu girişin ardından öğretmen, tahtaya büyük harflerle ‘Barış’ sözcüğünü yazar ve öğrencilerden barışın çağrıştırdığı sıfat ya da eylemleri düşünmelerini ister. Öğretmen öğrencilerden gelen öneri sözcükleri barış sözcüğünün altına yazar, beyin fırtınası etkinliğine tüm öğrencilerin katılımını sağlamaya çalışır.

  3. Daha sonra sınıftaki öğrenciler 3 ya da 4’lü gruplar halinde çalışarak ve tahtadaki sözcükleri de kullanarak barış sözcüğüne ilişkin kendi grup tanımlarını yaparlar.

  4. Gruplar, sözcüleri aracılığı ile tanımlarını yüksek sesle sınıfla paylaşırlar, her bir tanım duvara asılı bulunan büyük kâğıda yazılır.

  5. Tanımların tamamı bittiğinde tüm sınıfın üzerinde hemfikir olduğu ortak bir tanıma ulaşılmaya çalışılır.

  6. Sınıf içinden gönüllü bir öğrenci üzerinde uzlaşılan barış tanımını ayrı bir büyük kağıda yazarak, duvara yapıştırır.

  7. Öğretmen daha sonra kalan sürede öğrencilere barışın sözlük tanımını ve ünlü kimselerin yaptığı barış tanımlarını okur ve öğrencilerin kendi tanımları ile karşılaştırmalarını ister.


Etkinlik 2: Barış temalı şiirler

Araç-gereç: Fotokopi materyal, projeksiyon cihazı, bilgisayar (ya da asetat ve tepegöz), makas, kalem

Yöntem ve teknikler: Grup çalışması, yazma

İşleyiş:

  1. Öğretmen sınıfa 10 adet çoğaltılmış ve teması barış olan bir şiir getirir. Bu şiirlerin dizeleri önceden kesilerek, birer zarfa yerleştirilmiştir.

  2. Sınıftaki öğrenciler 3’er kişilik gruplara ayrılır ve öğretmen elindeki her bir zarfı gruplara dağıtır, öğrencilerden zarflarda bulunan dizeleri karışık durumdaki şiirleri grupta tartışarak ve uzlaşma ile düzgün bir sıraya sokmalarını, bir şiir oluşturmalarını ister.

  3. Verilen 10 dakikalık süre içinde öğrenciler çalışmalarını tamamlarlar.

  4. Öğretmen şiirin aslını bilgisayardan/tepegözden yansıtır (bu teknik olanaktan yoksun sınıflarda şiir okunarak paylaşılır) ve gönüllü bir öğrenciden şiiri yüksek sesle okumasını ister. (Eğer şiirin bir tiyatro sanatçısı tarafından okunmuş hali varsa, şiiri CD ya da kasetten çalarak öğrencilere dinletir.)

  5. Öğrenciler, yaptıkları çalışma ile şiirin aslını karşılaştırırlar. Ardından, şiirin anlamı, geçtiği dönem, şairin söylemek istediği, varsa semboller üzerine büyük grupta tartışılır.

  6. Öğretmen, öğrencilerden yine barış temalı bir şiiri araştırıp bulmalarını ve bu şiiri kişisel gelişim dosyalarına eklemelerini ister.


(SOSYAL BİLGİLER YA DA TARİH DERSİ İLE BÜTÜNLEŞTİRİLMİŞ)

BARIŞ EĞİTİM PROGRAMI İÇİN ÖRNEK DERS PLANI 2

Dersin Konusu: Barışçıl Toplum (Tarih Vakfı tarafından hazırlanan Tarihöncesi Eğitim Programı Öğretmen El Kitabı’ndan (2004) uyarlanmıştır.)

Hedef Davranışlar: Bu dersi tamamlayan öğrencilerden

1. Barış kavramını hatırlamaları,

2. Barışçıl toplum ve barışsever insan kavramlarını tanımlamaları,

3. Neolitik çağ ile ilgili bir metin okuduklarında bu çağda yaşamış insanların ve toplulukların kendi yaptıkları tanımlara ne derece uyduklarını belirlemek üzere karşılaştırmaları

4. Tarihi metinleri okumaktan zevk almaları

beklenmektedir.



Süre: 1x45=45 dak.

Etkinlik 1: Barış, barışçıl toplum, barışsever insan

Araç-Gereç: ‘Asalaklığa son’ başlıklı ve günümüzden 10 bin-7500 yıl öncesini anlatan bir metnin fotokopisi, tahta, büyük kağıtlar, renkli kalemler

Yöntem ve teknikler: Beyin fırtınası, grup çalışması

İşleyiş:

  1. Öğretmen, yapılacak çalışma sırasında herkesin katılımının önemli olduğunu, tüm sınıfın birbirini yargılamadan, dudak bükmeden, dalga geçmeden dinlemesinin gerekli olduğunu belirterek derse başlar.

  2. Bu girişin ardından öğretmen, öğrencilere Neolitik çağla ilgili ne bildiklerini sorar, öğrencilerden gelen yanıtları tahtaya kısaltarak yazar, beyin fırtınası etkinliğine tüm öğrencilerin katılımını sağlamaya çalışır.

  3. Daha sonra sınıftaki öğrenciler 3 ya da 4’lü gruplar halinde kendilerine dağıtılan okuma metnini okurlar.

  4. Gruplar, okuma işlemini tamamladıktan sonra, öğretmenin sorduğu soruları aralarında tartışırlar:

    • Neolitik çağda insan topluluklarının daha barışçıl ortamda yaşadıkları sonucuna nasıl ulaşabiliriz?

    • Grubunuzda barışçıl toplumun ve barışsever insanın özelliklerini tartışınız ve listeleyiniz.

    • Kendi barışçıl toplumunuzu hayal edin, grubunuzda tartışarak ve düşüncelerinizi ortaklaştırarak, büyük kağıtlarda çizerek gösterin.

  1. Gruplar yaptıkları çalışmaları sırayla sunarlar. Öğrenciler birbirlerinin çalışmalarını izlerken ortak ve farklı noktaları bulmaya çalışırlar.

  2. Öğretmen daha sonra kalan sürede öğrencilere barışçıl toplum ve barışsever insan üzerine araştırmacının verdiği açıklamaları aktarırken, öğrencilerden bu bilgiyi kendi çalışmaları ile karşılaştırmalarını ister.

(SOSYAL BİLGİLER YA DA COĞRAFYA DERSİ İLE BÜTÜNLEŞTİRİLMİŞ) BARIŞ EĞİTİM PROGRAMI İÇİN ÖRNEK DERS PLANI 3

Dersin Konusu: Kültürlerin karşılaştırılması (UNESCO tarafından hazırlanan Hoşgörü: Barışa Açılan Kapı (2000) den uyarlanmıştır.)

Hedef Davranışlar: Bu dersi tamamlayan öğrencilerden

1. Kültürlerarası öğrenme kavramını tanımaları,

2. Başkalarını tanımak, başkalarından öğrenmek ve hoşgörü kavramlarını tartışmaları,

3. Kültürlerin karşılaştırılması üzerine bir metin okuduklarında kültürlerarası öğrenmede ve kültürlerin birbirini tanımalarında İpek Yolu’nun önemini kavramaları,

4. Coğrafi metinlerden öğrendiklerini günümüz yaşam koşullarına uyarlamaları

5. Coğrafya ile ilgili metinleri okumaktan zevk almaları

beklenmektedir.

Süre: 1x45=45 dak.

Etkinlik 1: Kültürlerin karşılaştırılması

Araç-Gereç: ‘İpek Yolu’nun çok sayıda kolları’ başlıklı bir metnin fotokopisi, tahta, ipek yolunu gösteren harita

Yöntem ve teknikler: Beyin fırtınası, ikili çalışma

İşleyiş:


  1. Öğretmen, yapılacak çalışma sırasında herkesin katılımının önemli olduğunu, tüm sınıfın birbirini yargılamadan, dudak bükmeden, dalga geçmeden dinlemesinin gerekli olduğunu belirterek derse başlar.

  2. Bu girişin ardından öğretmen, öğrencilere kültür kavramını ve kültürler arası öğrenmenin ne demek olduğunu sorar, öğrencilerden gelen yanıtları özetleyerek tahtaya yazar, beyin fırtınası etkinliğine tüm öğrencilerin katılımını sağlamaya çalışır. Ardından UNESCO kaynaklarından yararlanarak bu sorunun yanıtını verir.

  3. Daha sonra İpek Yolu haritasını duvara asar ve öğrencilere İpek Yolu üzerinde yer alan ülkeler ve halklar konusunda ne bildiklerini sorar. Farklı dinlerin ve kültürlerin insanlarının ipek ticareti yapmak için iş birliği yapmak zorunda olduklarını belirtir.

  4. Öğrencilere, bugün hala bu ilişkinin izlerinin bulunduğu bölgeleri sorarken, haritada bu yerleri işaretlettirir. Bu yolun kıyısında yer alan kültürlerin emek verdiği alanlar sıralanır (yemek pişirme, giyecek hazırlama, bilim, sanat, taşımacılık vb.)

  5. Sınıftaki öğrenciler ikili gruplar halinde kendilerine dağıtılan okuma metnini okurlar.

  6. Gruplar, okuma işlemini tamamladıktan sonra, öğretmenin sorduğu soruları aralarında tartışırlar:

    • Kültürlerarası karşılaşmalarda hangi tür davranışlar çatışmalara yol açar?

    • Hangi tür davranışlar işbirliğine yol açabilir?

    • Kültürlerarası öğrenmede hoşgörünün etkisi ne olabilir?

  1. Gruplar sorulara verdikleri yanıtları sınıfa aktarırken, birbirlerinin düşüncelerindeki ortak ve farklı noktaları bulmaya çalışırlar.

  2. Öğretmen daha sonra kalan sürede öğrencilere hoşgörünün ya da hoşgörüsüzlüğün belirtileri üzerinde durur.

  3. Bir sonraki derste öğretmen öğrencilere İpek Yolu belgeselini izlettirir.

Not: Aşağıdaki form Lise seviyesinde uygulanacaktır. Bununla beraber ilkokul ve ortaokul düzeylerinde sorular seçilerek sözlü olarak da sorulabilir.Her arkadaşımız kendi sınıfına uygun olarak bu formu kullanabilir.

EK 2 (Barış Eğitimi kapsamında ders işlemeye başlamadan önce öğrencilere verilecek olan form)

Barış, Şiddet ve Çatışma Kavramlarına İlişkin Bilişsel Davranışları Belirlemeye Yönelik Açık Uçlu Sorular Formu
Okulu:

Sınıfı:


Cinsiyeti:  Kız  Erkek
Sevgili Öğrenciler,

Aşağıda 10 soru bulunmaktadır. Soruların yanıtlarını, her bir sorunun altındaki bölüme mümkün olduğunca ayrıntılı ve içinizden geldiği gibi yazınız. Süreniz 40 dakikadır.

Teşekkür eder, başarılar dilerim.

Nilgün Eroğlu Üstün

Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim

Programları ve Öğretim Anabilim Dalı

1. Barış ne demektir? Açıklayınız.

……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………


2. Barışın gerçekleşmesinin önündeki engeller nelerdir?

……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………


3. Barışçıl/Barışsever insanların özellikleri nelerdir, ne tip davranış özellikleri gösterirler? Açıklayınız.

……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………


4. Çatışma nedir? Hangi ortamlarda ve düzeylerde oluşabilir? Çatışma önlenebilir mi?

……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………


5. Şiddet nedir? Nasıl ortaya çıkar? Şiddet türleri nelerdir?

……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………

6. Çatışmaları çözmek için ne tür stratejiler kullanılabilir?

……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………




  1. Kendi geleceğiniz için en iyi dilek ve umutlarınız nelerdir?

……………………………………………………………………………………………..

……………………………………………………………………………………………..

……………………………………………………………………………………………..

……………………………………………………………………………………………..




  1. Kendi geleceğinizle ilgili en büyük korku ve endişeleriniz nelerdir?

……………………………………………………………………………………………..

……………………………………………………………………………………………..

……………………………………………………………………………………………..

……………………………………………………………………………………………..




  1. Ülkeniz için en iyi dilek ve umutlarınız nelerdir?

……………………………………………………………………………………………..

……………………………………………………………………………………………..

……………………………………………………………………………………………..

……………………………………………………………………………………………..




  1. Ülkenizle ilgili en büyük korku ve endişeleriniz nelerdir?

……………………………………………………………………………………………..

……………………………………………………………………………………………..



……………………………………………………………………………………………..

……………………………………………………………………………………………..
Yüklə 98,97 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin