Suçlamiyoruz. Neden? Çünkü bu rezilligi Genelkurmay emretmedi. Gayrimesru olarak tsk içindeki bir veya birkaç grup



Yüklə 19,68 Kb.
tarix17.01.2019
ölçüsü19,68 Kb.
#99370

Kürtler bu kadar hatayi nereden kapti?

Baskin Oran

Birtakim çok rahatsiz edici paralelliklerle baslayalim. TSK’nin içinden bazi cuntalar son yillarda darbeye soyundu. En azindan 1960, 71 ve 80’den “triple” sabikali oldugu halde, tüm TSK’yi darbeci olmakla suçlamiyoruz. Neden? Çünkü bu rezilligi Genelkurmay emretmedi. Gayrimesru olarak TSK içindeki bir veya birkaç grup yapti.

Eger tutarli olacaksak, ayni ölçütü PKK’ya uygulayalim. Son Tokat terörünü besbelli ki Örgüt emretmedi. Onun içindeki bir grup Açilim’i sabote etmek için yapti. Besbelli, çünkü kanli eylemlerini iftiharla üstlenen PKK üç gün boyunca gik çikartamadi. Sonunda, “Dersim eyaletine bagli bir birimin kendi inisiyatifiyle” dedi. Besbelli ki bu üç gün içinde iki egilim birbirlerine girdi ve sonunda, daha önceki üç benzeri terör eyleminde (bkz. Sabah, 11.12.09) kullanilmis formüle sigindi.

Peki, bu gayrimesru eylemleri emretmediyse, Genelkurmay’i niye suçluyoruz? Çünkü TSK bu cunta rezilliklerini kinamaya cesaret edemiyor. “Kol kirilir yen içinde kalir” diyerek bundan sonraki cuntalara dolayli onay veriyor. O cuntalar ki, Org. Hilmi Özkök’ü (zehirlenmemek için) ögle yemeklerini yaninda getirmek zorunda birakacak kadar azmislardi. Kendi içindeki eskiyaya hakim olamayan bir Genelkurmay’i nasil içimize sindirecegiz?

PKK’yi niye suçluyoruz? Çünkü bu rezil eylemi kinamaya cesaret edemedi. “Kol kirilir, yen içinde kalir” diyerek bundan sonraki benzer rezilliklere dolayli onay verdi. Eger PKK kendi adamlarina hakim olamayacaksa Kürtlere nasil hakim olacak? Kürtler böyle bir PKK’yi nasil içlerine sindirecekler?



Günahsiz olan ilk tasi atsin

Simdi DTP kapatildi. Gerçekten, bu parti kendisinden bekleneni veremedi. Kürtler söylesin: “Çözüm için farkli yerleri adres gösterdi. Kürt Açilimi’na destek verecegi yerde, Öcalan’in sagligiyla ilgilendi. Öcalan için yürüyüs ve mitingler düzenledi. Genel olarak provokasyonlara açik bu yürüyüs ve mitinglerde Molotof kokteylleri kullanildi.” (Avrupa Kürdistan Dernekleri Konfederasyonu – Komkar bildirisi, 13.12.09).

Kapatma gerekçesi daha çikmadi. Ama simdiden söylenecek dünya kadar sey var, çogu da söylendi. L. Zana gibi parti üyesi olmayan birinin bile yasaklanmasi skandal idi. A. Türk gibi bir âkil adamin harcanmasi felaketti. Farkli olana her türlü olanagin tanindigi Ispanya’daki Batasuna örneginin bizimki gibi bir ülkeye uygulanmaya kalkisilmasi tam bir “yari dogru”, yani en kötü aldatma biçimi idi. Ben sadece yazilmayan kimi noktalara deginecegim:

Genellikle akliselimi temsil eden Gül “Bu yasalarla mahkeme ne yapsin?” dedi. Anayasalar, yazildiklari ortamin siyasetini temsil ederler. Gelismekte ve hizla degismekte olan ülkelerin anayasa mahkemeleri anayasayi o baglamda yorumlamaya kalkarsa ülke perisan olur, birbirine girer. 12 Eylül cuntasinin mirasi olan bu anayasa, degistirilene kadar, bugün’e isik tutacak biçimde dinamik olarak yorumlanmak zorundadir. Bunlari bana ögretmis ve ünlü “Dinamik Anayasa Anlayisi”ni (1969) yazmis olan hocam Mümtaz Soysal’in kelimeleriyle: “Yargi organlarinin yapisal degisiklikleri imkansizlastiracak ya da güçlestirecek yorumlardan kaçinmalari… ve anayasayi bu çesit degisikliklere açik bir tarzda yorumlamaya çalismalari [gerekir].

Gerek PKK gerek DTP çok vahim hatalar yapti, yapiyor. Ama Dersim istisna falan degil, resmen ana kural imis ki, daha gelismis kosullarda yasayan biz Türkler tam bir siddet modeli olduk Kürtlere. Kürt Sorununu reform yerine sadece kuvvet kullanarak çözmeye çalistik, çalisiyoruz. Askeriyle, kaymakamiyla, yargisiyla. Topografya yüzünden zaten zor unsuruyla koyun koyuna yasayagelmis Kürtlere yol gösteriverdik, gösteriyoruz. Hadi, II. Dünya Savasi sonuna kadar reform mümkün degildi. Sonrasi?

PKK tekelini 12 Eylül yaratti

Bir kere, bugüne kadar üç askerî darbe yaptik ve her seferinde en çok Kürtleri perisan ettik. Üstelik 12 Eylül cuntasi bu insanlari siddet taraftari ve baris taraftari diye ayirmadan “esit” biçimde ezdigi için, (hemen yeraltina giren) PKK’ya Kürtleri temsil tekelini eliyle sunmus oldu; baris taraftarlari silindi. Çok affedersiniz ama, köylüye bok yedirenlere bu devletin bir tek aferin demedigi kaldi; belki demistir de. AIHM bu olayda tazminata hükmedince yine biz vergilerimizden ödedik.

Ikincisi, Anayasa Mahkemesi Temmuz 1971’de TIP’i, Mayis 80’de TEP’i kapatti; o zaman PKK terörü mü vardi? Sonra devam etti: Temmuz 91’de TBKP’yi, Temmuz 92’de SP’yi, Temmuz 93’de HEP’i, Kasim 93’te ÖZDEP’i, yine Kasim 93’te STP’yi, Haziran 94’te DEP’i, Subat 97’de EP’yi, Subat 99’da DKP’yi, Mart 2003’te HADEP’i halletti. Eger AB reformlari sonucu kapatmada “nitelikli çogunluk” (on bir üyeden en az yedisi) aranmaya baslanmasaydi, HAK-PAR’i da kapatacakti (bkz. Türkiye’de Azinliklar, s. 96-103).

Türkiye Strasbourg’un yetkisini kabul edince bu kapatmalar tazminata mahkum oldu, vergilerimizden ödedik. Bu on bir partinin kapatilma gerekçesi ayniydi: “Azinlik yaratarak devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlügünü bölmek”. AB reformlari yapilinca DTP’ninki “terörle iliski”ye çevrildi. DTP digerlerinden çok mu farkliydi?

DTP kendini inkar edercesine kalkip Öcalan’i muhatap gösterdi. Bizim Atatürk gibi bir insani dondurup putlastirmamizdan ögrenmis olmasinlar? Atatürk için YouTube’u kapatan Türkiye, sadece TBMM kürsüsünde ve mektup zarflarinda kalmis bir “Sayin” kelimesine hâlâ alti ay hapis yazarken, Kürtler neler hissediyor hiç düsündü mü?

Bir sevinci çok gördük

PKK’lilar Habur’dan dönerken Kürtler gösteri yaptilar. Biz çok sinirlendik niye tabut beklerken ogul geldigine seviniyorlar diye. Hiç düsünmedik ki kirsal insan sevincini de (üç gün dügün) kederini de (üç gün agit) yogun yasar. Bu kadarcik sevinci bile çok gördük, bir oglunu dagda bir oglunu askerde kaybetmis analara. O kadar ki, Açilim’i paydos ettik. Bu insanlarin Türkiye’den umudunu yine kirparak.

Ödemis kaymakamini çok begendik. Geçen hafta anlattim; Protestanlara ibadet yeri tahsisini reddetmis, sonra da “Ibadet yerleri yasal degildir” diye ibadetlerini yasaklamisti. Kürtlerin siyaseti ögrenmelerini yasakladik, sonra da siyasetin kurallarina uymuyorlar diye attik Meclis’ten. Üstelik kapatma kararini oybirligiyle alip, yargi kararini “devlet karari” haline getirerek ve Kürtlerin bu ülkeden umudunu biraz daha kirparak.

Simdi bütün bu durumlar karsisinda, barisçi Kürtler PKK’ya nasil karsi çiksin? Ben Kürt hareketine nasil daha fazla yükleneyim? “Devlet” birakmiyor ki!



Not 1) Dolapdere’de döner biçagi ve tabancayla DTP’lilere saldiranlari “tabancalari kurusiki” diye saliveren, ama ayagindan tabancayla yaralanan iki kisiyi “PKK’ya üyedir” diye tutuklayan yargiçlara tebrikler. Sadece ilerdeki olaylara vize vermekle kalmadilar. Kasim 2008’de yine Dolapdere’de yine DTP’lilere pompali tüfekle ates edildiginde “Vatandasin camlarini indirirseniz, vatandas da kalkip kendini savunacaktir” diyen Basbakan Erdogan’a da katildilar. Not 2) Bir ilan: 2007 Bagimsiz Sol Aday kampanyasini doktora tezinde inceleyecek ciddi asistana çok zengin arsivimizi açabiliriz.
Yüklə 19,68 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin