“TÜRKÇem benim dil bayrağIM”



Yüklə 14,98 Kb.
tarix30.04.2018
ölçüsü14,98 Kb.
#49866

İSTEK ÖZEL ATANUR OĞUZ OKULLARI

“TÜRKÇEM BENİM DİL BAYRAĞIM

SEMPOZYUMU”



2. KOMİTE: TÜRKİYE’NİN MİLLİ VE SOSYAL BÜTÜNLÜĞÜ AÇISINDAN TÜRKÇENİN ÖNEMİ

Komite Başkanı: Mert CANVER (Özel Atanur Oğuz Lisesi)
Komite Üyeleri: Eylül ERGİN ( Özel Uluğbey Lisesi)

Yılmaz BAŞARA (Özel Kaşgarlı Mahmut Lisesi)

Hakan BAYINDIR ( Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi)

Gizem Ece DEMİRKAYA ( Özel Belde Lisesi)

Ceren YETİKER ( Özel Semiha Şakir Lisesi)

Şirin ALİYEVA ( Özel Kemal Atatürk Lisesi)

Mehmet GÜNTEKİN ( ÖzelAtanur Oğuz Lisesi)

Yağmur MALKOÇ ( Özel Atanur Oğuz Lisesi)


Bilindiği gibi dil insanlar arasında anlaşmayı sağlayan doğal bir araç; milleti birleştiren, koruyan ve onun ortak malı olan sosyal bir müessesedir. Din, gelenek, görenek, sanat, dünya görüşü ve tarih gibi dil de kültür unsurları arasında en önemli yere sahiptir. Çünkü dil olmadan öteki unsurların meydana gelmesi mümkün değildir. Dil bir milletin ses dünyasıdır.
TÜRKİYENİN MİLLİ VE SOSYAL BÜTÜNLÜĞÜ AÇISINDAN TÜRKÇE NEDEN ÖNEMLİDİR?
Toplumları millet haline getiren en önemli unsur dildir. Dilin bireye katkısı ise, onu dünya üzerinde tek başına yaşayan bir varlık olmaktan kurtarıp insanlarla bir arada yaşatma imkânı sağlamasıdır; yani kalabalıkları millet konumuna getiren en önemli araç dildir. Ayrıca dil, kültürün temeli olduğu gibi taşıyıcısıdır da. Dili yok ettiğiniz takdirde milli ruh ve kültür diye bir şey kalmaz. Bu sebeple dili korumak, koruyucu tedbirler almak çok önemlidir.

Dünyanın hemen bütün sosyologları, milleti meydana getiren ve milliyet hamurunu yoğuran maddi ve manevi çeşitli unsurlar arasında, en büyük yeri “dil”e verirler. Aralarında dil birliğini sağlayamamış toplumların millet kimliği kazanmalarına imkân yoktur. Yani millet olmak için asgari şart, dil birliğidir.

Tarih sahnesinde daima görülmüştür ki dillerini koruyamayan milletler kolayca parçalanmış, zamanla benliklerinden ayrılmış, kimliklerini yitirmişlerdir. Diline sahip çıkan bir halk ise esir de olsa, zulüm de görse milliyetini korumuş ve zamanla yeniden millet olarak tarihteki yerini almıştır.

Atatürk bir dil bilimci değildi. Ancak dile sadece bir devlet adamı ya da siyasetçi gözüyle de bakmıyordu. O, dilin bir milleti meydana getiren unsurları bir arada tutan en önemli etken olduğunu biliyordu.1931 yılında söylediği sözle bunu açıkça beyan etmişti.”Milletin çok açık niteliklerinden biri de dildir. Türk milletindenim diyen insan her şeyden önce ve kesinlikle Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüne, Türk toplumuna bağlı olduğunu iddia ederse, buna inanmak doğru değildir.” Kısacası Atatürk “Türk demek Türkçe demektir. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!” diyordu.

Atatürk, ayrıca Türk dilini geliştirerek ve yayarak bütün Türk dünyasının lehçe farklılıklarını gidererek bir dil bağı ile birleşmesini, kısaca bütün Türk dünyasında bir kültür birliği oluşmasını istiyordu. Bu sebeple: “Türkiye dışında kalmış Türkler için, ilkin kültür meseleleriyle ilgilenilmelidir. Nitekim biz Türklük davasını böyle müspet ölçüde ele almış bulunuyoruz. Büyük Türk tarihinde, Türk dilinin kaynaklarına, zengin lehçelerine, eski Türk eserlerine önem veriyoruz. Baykal Gölü ötesindeki Yakut Türklerinin dil ve kültürlerini bile ihmal etmiyoruz diyerek Türk dünyasındaki dil ve tarih birliği çalışmalarına ne kadar önem verdiğini gösterir.
MİLLİ VE SOSYAL BÜTÜNLÜĞÜMÜZ AÇISINDAN TÜRKÇEMİZİ KORUMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
1.Türkiye’deki eğitim kurumlarında Türkçe eğitiminin daha etkili ve sağlıklı bir biçimde yapılması için gerekli hassasiyet gösterilmelidir.



    1. Okul öncesi eğitimde yabancı dil öğretilmesi engellenmeli, Türkçenin öneminin aşılanması sağlanmalıdır.

    2. Halkın basın-yayın organlarıyla bilinçlendirilmesi sonucunda Türkçenin kurallara uygun ve düzgün bir şekilde kullanılması sağlanmalıdır.

    3. Yabancı dil eğitiminin başlıca koşulunun anadili iyi öğrenmekten geçtiğini bilerek eğitim kurumlarımızda yabancı dilde öğretimin ( fizik, kimya, biyoloji vb. derslerde) verimsiz olduğu gerçeğinden hareketle, yabancı dilde öğretime son verilmelidir.

2. Yabancı okulların 3 yılda bir; devlet okullarının 5 yılda bir denetlendiği göz önünde bulundurularak bu sürelerin kısaltılması sağlanmalı ve okullarda Türkçenin ihmal edilmesine engel olunmalıdır.

3. Memur alımlarında Türkçe dil bilgisi ve becerisi ön planda tutulmalı ve memurluğa girişte Geniş kapsamlı bir Türkçe yeterlilik sınavında başarılı olma şartı aranmalıdır.

4. Ülkemizde kurulan yabancı patentli markalar dışında, Türk girişimciler tarafından oluşturulan marka isimleri, mağaza, lokanta vb. iş yerlerinin isimlerini düzenleyen ve denetleyen ciddi bir kurum oluşturularak bu isimlerin milli yapımıza ve benliğimize uygun olması sağlanmalıdır.

5. Ülkemizde var olan yabancı dil ve kültür hayranlığının bilinçli bir şekilde giderilerek yabancı ülkelerden sadece bilim ve teknoloji açılarından yararlanılması sağlanılmalı, Türk kültürünün ve milli bilincin bireylere benimsetilmesi için gerekli uygulamalar yapılmalıdır.

6. Türk Dil Kurumu etkinleştirilerek dilimize girecek olan yabancı kaynaklı bilimsel terimlerin karşılıkları bulunarak, halka bu şekilde sunulmalı ve benimsetilmeli.

7. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 2.maddesi göz önüne alınarak, ülkemizde var olan etnik grupların milli bilincimize ve milli devlet politikamıza zarar vermeyecek şekilde kendi dillerini kendi sosyal çevrelerinde kullanması engellenmemelidir.

8. Milli değerlerimizde önemli yeri olan Türk büyüklerinin isminin mahalle, sokak ve cadde ismi olarak kullanılması uygulaması devam etmelidir.

9. Ülkemizi uluslararası düzeyde tanıtacak olan görevlilerimiz ve kamu sektöründe çalışan kişiler halka örnek oluşturdukları için düzgün, akıcı bir Türkçe kullanmalıdır..

10. Ulu Önder Atatürk’ün “Türk demek, Türkçe demektir” özdeyişine dayanarak milli dilimizi ve değerlerimizi küçük düşürücü söz, davranış ve yayınlar engellenmeli ve cezalandırılmalıdır.

11. Atatürk’ün gerçekleştirmek istediği fakat ömrünün yetmemesi yüzünden hayata geçiremediği TDK, TTK kurumlarının birer akademi olmasıydı. Biz Atatürkçülüğün ışığında onun bu hayalini gerçekleştirmek için bu unsurları birer akademi olarak örgütlendirmeliyiz.



12. Türkçenin siyasal alanda istisnasız olarak kullanılması, Meclis içinde Türkçe dışındaki konuşmaların yapılmaması sağlanmalı ve mili değerlerimizi, bilincimizi, dilimizi koruyan anayasal maddelerin zarar görmesi engellenmelidir.

“TÜRKÇEM BENİM DİL BAYRAĞIM SEMPOZYUMU”


Yüklə 14,98 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin