ÜLKEMİZDE MÜZE İLE İLGİLİ YAYIMLANAN ÖNEMLİ KAYNAKLAR Müzecilik, koleksiyonla, müze binası ile, müzede çalışan kişilerle ve yapılan araştırmalarla beraber bir bütün olarak gelişir. Bir ülkede müzeler ve müzecilikle ilgili olarak çıkan kaynak sayısı, müzeciliğin gelişimi ile doğru orantılıdır. Yapılan araştırmalar ve bu araştırmaların yayınlanıp, müze ile ilgili diğer insanlarla bilginin paylaşılması, müzeciliğimizin daha da gelişmesini sağlayacaktır.
Ülkemizde müzecilik, batı ülkelerine oranla daha geç gelişmiştir. İlk defa bir koleksiyonun sergilenmesi 1845 yılında gerçekleşmiş, ilk defa bir yapının resmi olarak müze adını alması 1869’da olmuştur. Günümüzdeki İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin temelini oluşturan müze 1869’da Müze-i Hûmayun (İmparatorluk Müzesi) adını alarak açılmıştı.
Müzeciliğin gelişmesiyle zaman içinde ülkemizde de müzelerle ilgili kaynaklar yayımlanmaya başlandı. Ülkemizde müzelerle ilgili ilk kaynak 1871’de basılır. Dönemin, Müze-i Hûmayun müdürü Edward Goold müzedeki eserlerin Fransızca bir kataloğunu hazırlatır. Bu kitap aynı zamanda ülkemizde yayımlanan ilk müze kataloğudur.
Zamanla Müze-i Hûmayun büyük gelişmeler geçirir. Koleksiyonu, ülkemizde yapilan kazilar sonucu gittikçe genişler, ek binalar yapilir. Osman Hamdi Bey döneminde müzede büyük gelişmeler olmuştur. Eserler farkli gruplar ve konu başliklari altinda ayrilir. Osman Hamdi Bey’in ölümü üzerine müze müdürlügüne kardeşi Halil Ethem getirilir. Halil Ethem 1912-1914 yillari arasinda Gustav Mendel’e müzenin yeni bir katalogunu yazdirir. Üç cilt olarak basilan “Catalogues de Sculptures Grecgues, Romaines et Byzantines” (Bizans’ta Yunan ve Roma Heykelleri Katalogu), Istanbul Arkeoloji Müzesini dünyaya tanitan eser olmuştur.
Daha önceleri gerek müze ve kazı çalışmalarında gerekse katalog hazırlanmasında yabancı uzmanlardan faydalanıldığını görüyoruz. Cumhuriyet dönemine gelindiğinde, artık Osmanlı döneminden beri kazı ve müzecilik çalışmalarında bulunan Türk arkeologları ve müzecileri yabancı uzmanlara ihtiyaç duymayacak bir seviyeye gelmişlerdir. 1934 yılında yayımlanmaya başlayan Arkeoloji müzeleri yıllığı müzecilikle ilgili yayımlarımız açısından önemli bir adım olmuştur. Bütün dünya müzelerinde olduğu gibi müzeye yeni giren eserleri ilim alemine tanıtmak amacıyla, Türkçe ve bir yabancı dilde yazılmıştır. 74 sayfalık ilk yıllıkta, müzenin kadrosu, yani gelen eserler ve yayınlar tanıtılmış, metin Türkçe ve Fransızca olarak yazılmıştı. İkinci sayı ancak 1937’de çıkmıştır. Uzunca bir aradan sonra üçüncü sayı 1949’da yayımlanmış, bu sefer yabancı dil olarak İngilizce kullanılmıştır. Yıllık bundan sonra oldukça düzenli biçimde yayımlanmıştır. Dördüncü sayı 1950’de basıldığında, içinde müzeye giren eserlere dair kısa makalelerde bulunmaktaydı. 1952’de çıkan beşinci sayıdan itibaren bu makaleler daha dolgun bir biçim almıştır. Yıllık düzenli sayılabilecek aralıklarla ve hacmi gittikçe büyüyerek çıkmaya devam etmiştir. Bu arada, içindeki makaleler müze ilgili konularda olmakla birlikte küçük araştırmalar olarak yayınlandığından, yıllığı bir arkeoloji dergisi hüviyeti vermiştir. 1969’da çıkan 316 sayfalık 15-16. sayı yıllığın son gelişim aşamasını göstermektedir. Arkeoloji Müzesi yıllığı uzun zamandır çıkmamaktadır. (1)
1936’da yayımlanan Enver Behnan Şapolyo’nun “Müzeler Tarihi” kitabının müzecilik kaynaklarımız arasında önemli bir yeri vardır. Şapolyo, sadece dünya müzecilik tarihini anlatmakla kalmaz, kitap Türk müzecilik tarihini de içerir. Türk müzeciliğini inceleyen ilk kaynak olan kitap, Osmanlı döneminde çeşitli eser ve sanat eseri koleksiyonculuğunun başlamasıyla ilgili olarak günümüzdeki kaynaklarda rastlanmayan bilgiler içermektedir. Türk müzeciliğini araştıranlar için halen önemli bir başvuru kaynağı durumundadır.
Daha sonraki yıllarda II. Dünya Savaşı döneminin getirdiği sorunlarla, kültürel faaliyetlerde de bir azalma gözlenir. Bu durum müzecilik faaliyetlerini etkilediği gibi müzecilikle ilgili yayımlarda da bir azalma görülür. 1949’dan sonra yeniden basımı başlayan Arkeoloji Müzesi yılığıyla birlikte bu kısır dönem atlatılır. 1957’de Topkapı Sarayı Müzesi yayınlarından “Rumeli Hisarı” isimli bir tanıtım kitabı çıkar. Ayrıca ilk defa müzecilik ve eğitim konusuna değinen “Müzeler ve Öğretmen” kitabı Maarif Basımevi tarafından 1958’de yayımlanır. 1956’da “Müzeler,Abideler ve Hafriyat Sergisi”ni tanıtan bir kitap yine Maarif Basımevi tarafından yayımlanır. 1952’de, Nat Pinkerton Zabıta ve Dedektif Dergisi’nin 22. sayısında yayınlanan “Müzedeki Cinayet” hikayesi herhalde müze kavramının halkın hayatında yer etmeye başladığının bir göstergesi olsa gerek.
1950 yılında Uluslararası Müzeler Konseyi (ICOM)’in Türkiye Milli Komitesi kurulur. Kurul çok faaliyet göstermez ancak 10 kadar haber bülteni çıkarır ve 1960’lı yıllarda 2 kitap bastırır. Bunlardan ilki Müzelerin Eğitimdeki Rolü Hakkında UNESCO Bölge Semineri’nde sunulan yazılardan oluşan kitaptır. Georges Henrie’nin derlediği kitabı Selma İnan Türkçe’ye çevirmiştir. 144 sayfalık kitap 1963’te basılmıştır. Kurum, aynı yıl, yine UNESCO tarafından yayımlanan “Müzelerin Teşkilatlanması: Pratik Öğütler” kitabının Türkçe çevirimini yayımlatır. Kitap müze teşkilatlanmasından, müze yönetimine, müze binasından, sergileme düzenine, eserlerin korunmasından müzede halk eğitimine kadar bir çok konuya değinir. Teknolojik gelişmeler sonucu bazı bölümlerdeki bilgiler artık günümüz için yeterli olmasa da, müzecilikle ilgili ana konularda halen önemli kaynaklar arasındadır.
1964’te Tan Matbaası, Ahmed Ağın’ın “Camilerimiz, Müzelerimiz ve Saraylarımız” kitabını 3 fasikül olarak yayınlar. O tarihe kadar genel olarak görülen, müzeler, sergiler ve tarihi eserlerle ilgili tek tek tanıtım kitabı çıkarma anlayışının aksine, konuyu genel olarak ele aldığından önemli bir eksiği tamamlamıştır. 1966’da ise Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü, “Eski Eser Ticaret Yönetmeliği ve Müzelerde Fotoğraf ve Film Çekme Yönetmeliği”ni yayımlar. 1969’da M.E.B. Talim ve Terbiye Kurulu, Pierre Rebetez’in hazırladığı “Bir Müze Nasıl Ziyaret Edilir?” kitabını yayınlar. 98 sayfalık kitapta bir müzenin nasıl gezileceği, kısıtlı süreniz olduğunda nasıl verim alınacağı gibi bilgiler verilmekte, müzeyi gezmeden önce eserler hakkında yazılan küçük el kitaplarının okunması gibi öğütler verilmekteydi.
1968’de ise Kemal Çığ’ın “Topkapı Sarayı Müzesi” kitabı yayımlanır. Cumhuriyet Ansiklopedisi Yayınları’ndan çıkan kitap müzeyi detaylı olarak tanıtır ve 93 sayfadır. Görüldüğü gibi, 1960’larda yine tek tek müze ve sergileri tanıtım kitapları yayımlanırken, müzelerle ilgili yayımlarda çeşitlenmeler de başlamıştır.
1970’li yıllarda müzecilikle ilgili yayınlarda artık müzecilik araştırmalarının da yayımlanmaya başladığını ve daha genel konuları ele alan kitapların olduğunu görüyoruz. 1973’te TTK Basımevi’nin yayımladığı, Afet İnan’ın yazdığı “Ankara’nın Eski Evleri, Türk Ev Kültürü, Müze Evler” kitabı buna örnek olarak gösterilebilir. 1979’da yayımlanan Sümer Atasoy’un “Müzeler ve Müzecilik Bibliyografyası” kitabı ise dünya müzeleriyle ilgili bölümlerinin dışında Türkiye’deki Müzelerin bir listesini de kapsar. Bu kitabın yeni basımı Yıldız Teknik Üniversitesi Basım-Yayın Merkezi’nden çıkmıştır. 1970 senesinde Türk Tarih Kurumu Basımevi’nden Mehmet Önder’in “Atatürk Evleri, Atatürk Müzeleri” kitabı çıkar. Atatürk Evleri’nin her birinin kısa kısa tanıtıldığı kitap 181 sayfadır. 1977 senesinde ise Doğuş Matbaası, Mehmet Önder’in “Türkiye Müzeleri ve Müzelerdeki Şaheserlerden Örnekler” kitabını yayınlar. Kitabın yenilenmiş en son basımı 1995’te Türkiye İş Bankası Yayınları’ndan “Türkiye Müzeleri” adı altında çıkar. 259 sayfalık kitap ülkemizdeki şehirlere ayrılmıştır. Her şehirde bulunan müzeler listelenmiş ve tanıtılmıştır. Müzelerin kuruluş tarihi, binası ve de koleksiyonlarını anlatan kitapta, müzelerdeki önemli eserlerden ve müze binalarından çekişmiş fotoğraflar da vardır. Müzeleri daha genel olarak inceleyen kitapların dışında, bu dönemde de, çeşitli müzelerin tek tek katalog ve tanıtım kitapları basılır. 1972’de Nurullah Berk’in hazırladığı “İstanbul Resim ve Heykel Müzesi” kitabı bunlardan biridir. Apa Ofset Basımevi’nin “Sanat Kitapları Serisi” adı altında çıkardığı kitap 96 sayfadır. Daha sonra aynı serinin bir parçası olarak Can Kerametli, Tahir Güvenli’nin yazdığı “İslam Eserleri Müzesi” kitabı 1974’te basılır. 1977’de Can Kerametli’nin “Galata Mevlihanesi: Divan Edebiyatı Müzesi” kitabını yayınlayan Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu, 1980’de ise “İstanbul Eski Şark Eserleri Müzesi” kitabını yayımlar.
1980’li yıllarda müzelerle ilgili yapılan araştırmalarda eskiye oranla artış gözlenir. 1981’de Türkeli Yayınları’dan Musa Seyirci’nin yazdığı “Atatürk ve Çağdaş Müzeciliğimiz” kitabı çıkar. 48 sayfalık kitap, müzecilik tarihimiz açısından önemli bir dönemi incelemektedir.
1987’de Kültür ve Turizm Bakanlığı “Müzelerde Koruma ve Çevresel Koşulların Denetimi” kitabını yayınlar. Üniversitelerin, tezlerini kitap olarak basması sonucunda müzelerle ilgili yayınlarda da artış olur. 1981’de IDMMA Mimarlık Fakültesi Yapı Fiziği Kürsüsü Yayınları, Hülya Kılıç’ın “Müze Aydınlatmasında Zararlı Işınımlar ve Nesnelerin Bunlardan Korunması” tezini kitap olarak yayınlar. 1980’li yıllarda, yine tanıtım kitapları da çıkmaya devam etmektedir. 1980’de “Çankaya’da Müze Köşk” kitabı basılır. 1983’te, Ak Yayınları’ndan 64 sayfalık “Askeri Müze” kitabı çıkar. 1987’de 44 sayfalık “Kayseri Müzesi Yıllığı” basılır. Kitabın dikkat çeken yanı, Kayseri Eski Eserleri, Müzeleri ve Turizmi Sevenler Derneği tarafından basılmış olmasıdır. Bu durum, ilk müze sevenler derneğimiz olan “Topkapı Sarayı’nı Sevenler Derneği”nin kurulduğu 1966 senesinden beri, sivil kuruluş ve derneklerin müzeciliğin gelişimini sağlamakta ne kadar önemli bir noktaya geldiğini göstermektedir. Yine 1980’li yıllarda, “Topkapı Sarayı Yıllığı” basılır. Dördüncüsü 1990’da Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğü ve Topkapı Sarayını Sevenler Derneği tarafından ortaklaşa yayımlanır. 1980’li yıllarda turistlere yönelik tanıtıcı kitap basımı da görülmektedir. İlki 1987’de Diyalog Yayıncılık tarafından, Türkçe ve İngilizce, 320 sayfa olarak basılan “Topkapı Sarayı” kitabı daha sonra 1989’da Net Turistik Yayınlar tarafından özet olarak 108 sayfa, Fransızca, Almanca, İngilizce ve İtalyanca yayımlanır.
1990’lı yıllar müzecilik kaynaklarının gerek çeşitlenmesi gerekse miktarının artması açısından önemli bir dönemdir. Bunda 90’lı yıllarda eski eserleri koruma anlayışının ülkede daha çok yayılmış olması da etkili olmuştur. Eski eserlere verilen değerin artması müzelerin ve müzeciliğin de değerinin artmasını sağlamıştır. 1989-1990 öğretim yıllında müzeler için uzman yetiştirmek amacıyla kurulan ve ülkemizdeki büyük bir boşluğu kapatan Yıldız Teknik Üniversitesi Müzecilik Yüksek Lisans Programı da müzelerle ilgili yayınların çoğalmasında etkili olmuştur. Bu lisans programında çalışan eğitimcilerin ve araştırma görevlilerinin yazdığı kitaplar Yıldız Teknik Üniversitesi Basım-Yayın Merkezi tarafından basılmış ve ülkemiz ilim ortamına kazandırılmıştır. Bu yayın merkezinden 90’lı yılların başında çıkan bazı kitaplar şunlardır: Crawford Morötesi Göstericisi ve Müzelerimizin Ölçme Örnekleri (Hülya Kılıç Sirel, Yıldız Teknik Üni.,1992), Halkla İlişkilerde Kurumların Türkiye’deki Sanat Müzelerinde Uygulanabilirliği (Nur Nirven, Y.T.Ü. Merkez, 1991), İstanbul Vakıf Müzeleri ve Çözüm Önerileri (haz. Gülseren Genç, dnş. Sedat Göksu, Y.T.Ü. Merkez, 1992), Müze Olarak Kullanılan Tarihi Binalarda Sergileme ve Depolama Koşullarının M.S.Ü. Resim ve Heykel Müzesi Örneği üzerinde İrdelenmesi (haz. Emine Şahin, dnş. Sedat Göksu, Y.T.Ü. Merkez, 1992), İlk ve Orta Öğretimde Arkeoloji Müzelerinde Eğitim Sorumluluklarının Belirlenmesi (haz. Fahire Belen, dnş. Tomur Atagök, Y.T.Ü. Merkez, 1993).
1990 yıllında Ankara’da müzecilik kurtarma kazıları seminerlerinin ilki başlar. Seminerlerin konusu, çeşitli kazı ve inşaat faaliyetleri sırasında ortaya çıkan tarihi eserlerin, arkeolojik kazı sonucunda kurtarılması anlamına gelen, kurtarma kazılarıdır. Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü 1991’de “Müze Kurtarma Kazıları Semineri I” kitabını yayımlar. Dördüncü seminerin kitabı 1993 yılında yayınlanır. Yine 1990 senesinde “I. Müzecilik Semineri” kitabı, seminerin yapıldığı Eskişehir’in valiliği tarafından yayımlanır. Dördüncü Müzecilik Semineri kitabı ise İstanbul Askeri Müze ve Kültür Sitesi Komutanlığı tarafından 1998’de yayımlanır. 1997 senesinde Kültür Bakanlığı Ayhan Yücel’in “Müzelerdeki Eserlerin Bozulmasında Mikropların Rolü:Topkapı Sarayı Örneği” kitabını yayımlar.
Müzecilik kaynaklarımız arasında önemli olan bir kitap yine Yıldız Teknik Üniversitesi Basım-Yayın Merkezi tarafından 1999 sensinde basılmıştır. Y.T.Ü. Müzecilik Bölümü’nün kurucusu olan Tomur Atagök tarafından derlenen kitapta müzecilik konusunda uzman kişiler tarafından yazılan 17 tane araştırma yazısı bulunmaktadır. Kitapta müze türleri, müze yönetimi, finansal sorunlar, müze mimarisi, müzede koleksiyonculuk, eserlerin korunması, belgeleme, halkla ilişkiler, müzede eğitim, çağdaş müzecilik, müzelerde sergileme gibi birçok konu ele alınmıştır. Müzecilikle ilgilenen ve bu dalda çalışan kişiler için önemli bir başvuru kaynağı olmaktadır.
1990’lı seneler birçok araştırmanın, tezin kitap olarak basıldığı, müze yayınlarındaki çeşitliliğin arttığı, müzeciliği bilimsel olarak inceleyen kaynakların kitapların sayısının arttığı, turistik rehberlerin de fazlalaştığı bir dönemdir. Ülkedeki müzecilik seminerleri de bu dönemde artmış ve seminerlerde sunulan yazılar derlenerek kitap haline getirilmiştir. Bu durum günümüzde de sürmektedir. Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı tarafından ilki 1993’te başlayan Uluslararası Tarih Kongresi’nde Toplumsal Tarih Müzesi Kuruluş Sorunları Sempozyumu düzenlenmiş, sempozyumda sunulan belgelerin derlendiği kitap 2001’de Tarih Vakfı Yayınları tarafından “Kent, Toplum, Müze” adı altında yayınlanmıştır. Kent ve toplumsal tarih müzeleri, müzelerde alternatif yapılanmalar, müzelerde finansal sorunlar, İstanbul Kent Müzesi için öneriler gibi başlıklara sahip olan kitap, çağdaş müzecilik, tarih ve müze ilişkisi ve kent müzeleri hakkında birçok konuya değinmiştir. Üçüncü Uluslararası Tarih Kongresi (Tarih Yazımı ve Müzecilikte Yeni Yaklaşımlar: Küreselleşme ve Yerelleşme) 1999 senesinde gerçekleşmiş ve kitabı Tarih Vakfı Yayınları’ndan 2000 senesinde çıkmıştır. “Müzecilikte Yeni Yaklaşımlar: Küreselleşme ve Yerelleşme” isimli kitapta tarih yazımı ve müze ilişkisi, mimarlık tarihi ve müze, kent müzeleri, müzelerde çocuk eğitimi, etnografya müzeleri, ulusal müzeler ve küreselleşme, müzecilik tarihimiz, Türk eğitim tarihinde müze kavramı gibi konulara değinilmiştir.
Bahsettiğimiz eserler dışında son yıllarda ülkemizde yayınlanmış bir çok turistik rehber ve tanıtım kitabı vardır. Ayrıca arkeoloji ve mimarlık dergilerinde müzecilik üstünde birçok makale günümüze dek yayınlanmıştır. Ancak bu dergiler, uzmanlaşmış kişiler tarafından okunmakta ve kitaplar gibi daha geniş kitlelere ulaşmamaktadır. Müzecilikle ilgili kaynaklarımızı genel olarak incelediğimizde, 1990’dan sonra kaynak sayısında bir artış gözlemliyoruz. Ancak bu sayısal artış yeterli mi, yoksa eksik mi? Bu tartışılması gereken bir konu. Müzeciliğin gelişmesi birçok farklı koldan gerçekleşmekte. Müze binası, sergileme teknikleri, koleksiyonun geliştirilmesi, müzedeki eğitme araçlarının artırılması çok önemli konular. Ancak müzecilikle ilgili yayınların yapılmadığı bir ülkede müzeciliğin gelişmesi de sağlanamaz. Bilginin bulunması ve de yayımlanarak paylaşılması müzeciliğimizin gelişimini hızlandıracaktır. Müzecilik ve müzeciliğin oluşumu ile ilgili kitapların çoğu halen batı kaynaklıdır. Bu da müzeciliğin gelişimde doğunun rolünün ifade edilmemesine neden olmaktadır. Müzecilik tarihimiz ve doğuda müzecilikle ilgili kaynaklarımızın sayısı halen çok az. Kültürel birikimimizi diğer nesillere aktarmak, bu birikimin varlığını göstermek ve niteliğini dünyaya tanıtmak için müzelerimiz ve müzecilikle ilgili daha çok yayın yapmak durumundayız.