الأصل المعهود: اليقين لا يزول بالشك ‘Meşhur kaide: Şek ile yakîn zâil olmaz’



Yüklə 3,3 Mb.
səhifə10/48
tarix22.01.2019
ölçüsü3,3 Mb.
#101643
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   48

VI. KÂİDELERİN SINIFLANDIRILMASI


Fıkıh kâideleri fıkıh ilmi açısından önemleri ve fıkhî meseleleri kuşatmaları gibi birçok açıdan tasnife tabi tutulabilir. Ancak biz burada kaynaklarına, genelliklerine, üzerinde ittifak olup olmamalarına ve bağımsız olmalarına göre dört açıdan tasnif edeceğiz.

A. Kaynakları Açısından Fıkıh Kâideleri


Kâidenin kaynağı ve tespit edilme yöntemi açısından kâideler mansûs ve müstenbât olmak üzere ikiye ayrılır358.

1. Mansûs Fıkıh Kâideleri


Bu grupta yer alan kâidelerin kaynağı, doğrudan veya dolaylı olarak şer‘î nasslardır. Suyûtî (v. 911/1505), "bir işten maksat ne ise hüküm ona göredir" kâidesinin aslının "ameller niyetlere göredir"359 hadisi olduğunu söyler360. İbn-i Nüceym (v. 970/1562) ise "meşakkat teysiri celbeder" kâidesinin aslının "Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez"361, "Allah dinde size ağır gelecek bir hüküm koymamıştır"362 ayetleri ile "Allah katında en sevimli din, kolaylaştırılmış hanifliktir"363 hadisi olduğunu söyler364.

2. Müstenbat Fıkh Kâideleri


İslam hukukçuları tarafından, cüz’î hükümlerin tümevarım yöntemiyle incelenmesi neticesinde çıkarılan kâideler, bu grubu teşkil etmektedir365. Kavâid literatüründe zikredilen kâidelerin büyük çoğunluğu, istikra yöntemi ile elde edilmeleri366 sebebiyle bu grupta yer almaktadır.

B. Fıkhî Meseleleri Kuşatmalarına Göre Kâideler


Fıkıh kaideleri, yapıları itibariyle fıkhın çeşitli alanlarına ait meseleleri kuşatırlar. Ancak kâidelerin hepsi bu açıdan aynı özelliklere sahip değildir. Bir kısmı fıkhın her alanına şamilken, diğer bir kısmı ise daha dar meseleleri kuşatır. İşte fıkhî mesâili kuşatmalarına göre fıkhî kâideler üç gruba ayrılır.

1. Temel Fıkıh Kâideleri (El-Kavâid el-Külliyye el-Kübrâ)


Bunlar, bütün fıkıh mezheplerince kabul edilen, hukukun bütün alanlarına hâkim olan, hukukun müsellemâtından kabul edilen ve neredeyse hiç istisnası olmayan kâidelerdir. Bunları "Kavâid-i Hamse" olarak isimlendiren Tacuddin b. Sübkî’nin (v. 771/1369) verdiği bilgiye göre, Şafii fakîh Kadı Hüseyn el-Merverrûzî’nin (v. 462/1070) fıkhı dört kâideye irca etmesiyle, İslam’ın beş temel şartına kıyasla fıkhın da beş kâideye dayandırıldığını öğreniyoruz. Ancak Tacuddin b. Sübkî (v. 771/1369) devamında, fıkhın bu şekilde beş esasa dayandırılmasının zorlama bir yaklaşım olduğunu ifade etmektedir367. Fıkhın bu şekilde beş esasa dayandırılmasının sonucunda, Kavâid edebiyatı yazarlarının bu anlayışı benimsediği ve kâideleri bu beş kâide üzerine oturtup, diğer kâideleri bu kâidelerin açılımları şeklinde inceledikleri görülür. Bu beş temel kâide şunlardır:

  1. Bir işten maksat ne ise hüküm ona göredir (الأمور بمقاصدها) 368.

  2. Şek ile yakîn zâil olmaz (اليقين لا يزول بالشك)369.

  3. Meşakkat teysîri celbeder (المشقة تجلب التيسير)370.

  4. Zarâr izale olunur (الضرر يزال)371.

  5. Âdet muhakkemdir (العادة محكمة)372. İbn Nüceym (v. 970/1562) bunlara "sevap ancak niyetle olur" (لا ثواب إلا بالنية) kâidesini de ekleyerek bunların sayısını altıya çıkarmıştır373.

2. Genel Fıkıh Kâideleri


Bu kâideler, bir önceki gruba göre daha dar çerçeveli olan kâidelerdir. Mecellede yer alan kâidelerin büyük çoğunluğu bunlardandır374. Tacuddin b. Sübkî (v. 771/1369) bunları "el-Kavâidu’l-Amme" olarak isimlendirir375. Bununla beraber "esâsât-ı fıkhiyye", "kavâid-i asliyyeyi fıkhiyye", "külliyât-ı fıkhiyye", "kâide-i asliyye", "kavâid-i esâsiyye" şeklinde de ifade edilmişlerdir376. Suyûtî (v. 911/1505) ve İbn Nüceym (v. 970/1562) bunları, sayılamayacak kadar çok cüz’î hükmün kendilerinden çıkarıldığı küllî kâideler olarak nitelendirmekle beraber; Suyûtî (v. 911/1505) bu grupta kırk kâide zikrederken377, İbn Nüceym (v. 970/1562) bunların sayısını on dokuza indirmiştir378. "İctihad ile ictihad nakzolunmaz"379, "Kelâmın i‘mali ihmalinden evlâdır"380, "Sakite bir söz isnâd olunmaz"381, "Alması memnu‘ olan şeyin vermesi dahi memnu‘ olur"382 gibi kâideler bu gruba örnek olarak verilebilir.

3. Özel Fıkıh Kâideleri


Bu gruba giren kâideler, dâbıt olarak isimlendirilen ve fıkhın bazı bâblarına ait özel kâidelerdir. Tacuddin b. Sübkî (v. 771/1369) bunları "el-Kavâidu’l-Hasse" olarak isimlendirmektedir383. "Namazdayken oruca niyet etmek namazı bozmaz"384, "Nikahta, fakir zengine denk değildir"385, "Erkeğin ipekli elbise ile namaz kılması haramdır"386 gibi kâideler bu gruba örnek olarak verilebilir.

C. İttifak ve İhtilaf Olmasına Göre Fıkıh Kâideleri


Fıkıh kâideleri, mezheplerin üzerinde ittifak ettiği ve ihtilaf ettiği kâideler olarak iki başlıkta incelenebilir.

1. Üzerinde İttifak Edilen Kâideler


Bu grupta yer alan kâidelerin bazısı bütün mezhepler tarafından kabul edilirken, diğer bir kısmı bazı fıkıh mezhepleri tarafından kabul edilmemektedir. Bunlar iki kısımdır:

a. Bütün Mezheplerin İttifak Ettiği Kâideler


Bu gruba giren kâideler, yukarıda "Temel fıkıh kâideleri" olarak isimlendirdiğimiz beş kâidedir. Fıkhın üzerine kurulduğu esaslar olarak kabul edilen bu kâideler, bütün mezheplerin ittifakıyla kabul edilmektedir387.

b. Mezheplerin Çoğunluğunun Kabul Ettiği Kâideler


Beş temel kâide ile karşılaştırıldığında, fıkhın daha az meselesini kapsamakla beraber, birçok fıkhî mezhep tarafından kabul edilen kâideler bu gruba girmektedir. Hanefilerin kabul etmiş olduğu niyet kâidesi dışında kalan küllî kâidelerin büyük çoğunluğu bu kâideler arasında zikredilebilir388.

2. Üzerinde İhtilaf Edilen Kâideler


Bu başlıkta yer alan kâideler, mezhepler arasında ihtilaflı kâideler ve tek mezhep içerisinde ihtilaflı kâideler olmak üzere kendi aralarında iki gruba ayrılmaktadır.

a. Fıkıh Mezheplerinin İhtilaf Ettiği Kâideler


Bazı mezheplerce kabul edilen, fakat başka mezhepler tarafından kabul edilmeyen kâidelerdir. Bunlara "Kavâid-i Mezhebiyye" de denilmektedir389. "Ukûdda i’tibar makasıt ve meâniyedir, elfâz ve mebâniye değildir"390, "Ücret ile zamân müctemi‘ olmaz"391 gibi kâideler, daha çok Hanefî bilginlerce kabul ve tatbik edilen kâidelere; "Ruhsatlar günahla birlikte olmaz"392, "Eşyada aslolan ibâhâdır"393 kâideleri de Şafiî mezhebinde kabul edilen kâidelere örnek verilebilir.

b. Aynı Mezhebe Bağlı Fakihlerin İhtilaf Ettiği Kâideler


Bu grupta yer alan kâideler, aynı mezhebe bağlı fakihlerin üzerinde ihtilaf ettiği kâidelerdir. Kâidenin ilgili olduğu meselede mezhep içerisinde faklı yaklaşımlara sahip bilginler olduğu için bu kâideler genellikle soru cümlesi şeklinde zikredilirler394. "İbrâ, iskât mıdır, temlîk midir?"395, "İllet ortadan kalkınca, hüküm de onun zevaliyle ortadan kalkar mı, kalkmaz mı?"396, "Farz-ı kifâyeye başlamakla farz-ı ayn olur mu, olmaz mı?"397 bunlara örnek verilebilir.

D. Bağımsız Olmalarına Göre Fıkıh Kâideleri

1. Müstakil Olan Kâideler


Başka bir kâidenin kayıt ve şartı veya istisnası olmayıp, kendisi dışındaki bir kâideden de çıkarılmayan kâidelere, müstakil veya aslî kâideler denilmektedir. Hamevî (v. 1098/1687), kâidenin bu özelliğine atıfta bulunarak; küllî kâidenin, bazı istisnaları olsa da başka bir kâidenin altına girmeyen kâide olduğunu söyler398. Bu kâidelere beş temel kâidenin yanında "Velâyet-i hassa velâyet-i âmmeden akvâdır"399, "Sual cevabda iâde olunmuş addolunur"400, "Vücudda bir şeye tâbi‘ olan hükümde dahi ana tâbi‘ olur"401 gibi kâideler örnek verilebilir.

2. Başka Bir Kâideye Tabi Olan Kâideler


Bu grupta yer alan kâideler, başka kâideler ile olan ilişkileri açısından iki kısma ayrılır. Bunların bazısı başka kâidelerin fer‘î veya başka bir kâidenin kaydı, şartı, ya da istisnası olan kâidelerdir402.

a. Kendisinden Daha Büyük Bir Kâidenin Fer‘î Olan Kâideler


Bu kısımda yer alan kâideler, bir üst kâidenin parçası veya uygulamaya yarayan açıklayıcısı durumundadırlar403. "Berâet-i zimmet asıldır"404, "Eşyada aslolan ibâhâdır"405, "Sıfât-ı ârızada asl olan ademdir"406 kâideleri "Şek ile yakîn zâil olmaz"407 kâidesinin alt kâideleridir.

b. Başka Bir Kâidenin Kaydı, Şartı Veya İstisnası Olan Kâideler


Bu kısımda yer alan kâideler, başka bir kâideyi çeşitli açılardan düzenlerler. "Ruhsatlar günahla birlikte olmaz"408 kâidesi "Meşakkat teysîri celbeder"409 kâidesinin, "Adet ancak muttarid yahut gaalib oldukta mu’teber olur"410 kâidesi "Âdet muhakkemdir"411 kâidesinin,"Bir kelâmın i‘mali mümkün olmaz ise ihmal olunur"412 kâidesi, "Kelâmın i‘mali ihmalinden evlâdır"413 kâidesinin kayıt, şart ve istisnası durumundadırlar.

Yüklə 3,3 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   48




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin