1-BÖLÜM: İtabin mukaddimesi



Yüklə 2,9 Mb.
səhifə66/77
tarix29.10.2017
ölçüsü2,9 Mb.
#21171
1   ...   62   63   64   65   66   67   68   69   ...   77

Birinci Madde


 

Karaciğerden biten bâb damarının dallarını ve faydalarını bildirir.

 

Ey aziz, malum olsun ki, anatomi bilginleri emişlerdir ki: Sakin damarların



hepsi karaciğerden bitmiştir. Karaciğerden önce iki damar vücuda gelmiştir

ki, biri karaciğerden, dip tarafından vucütu bulmuştur. Onun çoğunlukla

faydası, gıdayı mideden karaciğere çekmektir. Bu damar, tabibler arasında,

bâb ismiyle şöhret bulmuştur. İkinci damar, karaciğerin yumru tarafından

meydana gelmiştir. Onun çoğunlukla faydası, budur ki, gıdayı karaciğerden

uzuvlara ulaştırmak ve dağıtmaktır. Bu damar, ecvef nâmını almıştır.

Bâb olan damarın, karaciğer boşluğunda ayrılan tarafı, önce beş kısma

yetmiştir. Uçları karaciğerin yumru tarafına yettikte; şubelere

ayrılmıştır. Bir şubesi, öd kesesine gitmiştir. Bunun şubeleri, yeraltında

olan kökler gibi karaciğer içinde dağınık bitmiştir. Ama babın karaciğer

dibine bitişik olan ucu, ondan ayrıldıkta; sekiz kısım olmuştur. İki kısmı

küçük, altı kısmı büyük suret bulmuştur. iki küçük kısmın biri, oniki parmak

adı verilen bağırsağın kendisine bitişmiştir. Ondan gıdayı çeke gelmiştir.

Bundan dahi şubelere ayrılıp, pankreas adı verilen cisme dağılmıştır.

İkinci kısım, midenin altına inip, idenin alt ağzı olan kapakçıklar yanında

dağılıştır ki, ondan gıda cezbetmiştir. Ama geri kalan altı kısmın biri,

mide yüzeyi tarafına gelmiştir ki, midenin dışında gıdasını ondan almıştır.

Zira ki mideni n içinde gıdalara kavuşmakla gıdalanır olmuştur. Altı kısmın

ikincisi, dalağa ulaşmıştır ki, dalağa ulaşmasından önce ondan şubeler

ayrılıp, pankreasa gelmiştir ki, ona gıda vermiştir. Dalağa bitişmesiyle

bile ondan bir şube geri dönüp, midenin sol tarafında bölünmüştür ki, o

taraf ondan gıdasını bulmuştur. Dalağa giren şulbe ortaya geldikte; iki

cüze bölünmüştür ki, bir cüzü yukarı çıkmış, bir cüzü aşağı inmiştir.

Yukarı çıkan cüzü, iki cüze bölünüp, bir cüzünden dalağın üst cüzünde yani

yarısında şubeler ayrılmıştır ki, o yarıya onlardan gıda gelmiştir. İkinci

cüzü dışa gelip, midenin yumrusu sonuna erip, onda iki cüz olup, biri

midenin sol dışı tarafına dağılmıştır ki, o taraf gıdasını ondan almıştır.

Bir cüzü mide ağzına dağılmıştır ki, siyah köpüğün fazla asidini ona

itmiştir. Fuduldan çıkıp, mide ağzını duraklatmaya ve hareket ettirmeye

yetmiştir. Şehve ve iştihayı uyarıp, dalgalandırmıştır. Dalağın ortasında

olan şubeden inen cüz dahi iki cüz olmuştur. Birinin şubeleri, dalağın alt

yarısına dağılmıştır ki, o yarı ondan gıdalanmıştır. İkinci cüzü içyağından

meydana çıkıp, onda dağılmıştır ki, ondan içyağına gıda gelmiştir.

Altı bölümün üçüncüsü, sol tarafa varıp, düz bağırsağın çevresinde olan

damarların ince kanallarına dağılmıştır ki, gıdanın aşağıda bulunan

hâsılından gıdasını almıştır.

Altı kısmın dördüncüsü, saç gibi ince şubelere ayrılıp, bazısı midenin

yumrusunun sağ tarafı dışında dalak tarafından idenin soluna gelen cüze

karşılık olduğu halde dağılmıştır. Bazısı içyağının sağına yönelip, dalak

damarının şubelerinden ve midenin solundan sağına glen cüze karşı olduğu

halde dağılmıştır.

Altı kısmın beşincisi, kalınbarğısakların çevresinde olan ince kanallara

dağılmıştır ki, gıdayı ondan alagelmiştir. Ama altıncı kısmın çoğu, yukarı

çıkanın çevresinde, bazısı a'ver (coecum)e bitişik olan ince lifler

çevresinde ağılmıştır ki, gıdayı onlardan almıştır. Sübhanallah! Kudreti

kemal bulmuş, azaeti celal bulmuş olan, rızık verici ve yaratıcı Allah

münezzehtir.

 

İkinci Madde

 

Karaciğerden biten ecvef damarın bazı kollarını ve faydalarını bildirir.

 

Ey aziz, malûm olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki: ecvef damarın



kökü önce karaciğer içinde kıl gibi dağılıştır ki, yine kıl gibi şubelere

ayrılan bab damarının şubelerinden gıdayı çekegelmiştir. Ecvef damarın

şubeleri, karaciğerin yumru dış boşluğunda vârit olmuştur. Bab damarının

şubeleri, karaciğerin dibinden boşluğa gelmiştir. Şu halde bu ecvefin

gövdesi, karaciğerin yumru yüzünde doğup, iki kısım olmuştur ki, biri

büyük, biri küçüktür. Küçük kısmı, yukarı çıkmış, büyük kısmı aşağı

inmiştir. Yukarı çıkan küçük kısmı, diyafram içine geçip, ona iki damar

verip, onda dağılmıştır ki, ona gıdayı lutfetmiştir. Sonra yukarı çıkan

kısım, yüreğin örtüsü hizasına gelip, ona birçok kollar göndermiştir.

Onda kıl gibi dağılmıştır. Diyaframa gıda ondan gelmiştir. Sonra yukarı

çıkan kısım ikiye bölünmüştür ki, biri büyük, biri küçük suret bulmuştur.

Ama büyük kısım yüreğe gelip, onun sağ kulakçığı yanında içine girmiştir.

Bu damar, yürek damarlarının en büyüğü olduğunda hikmet bu olmuştur ki,

diğer damarlar, havayı çıkarmak için bulunup, bu büyük damar, gıda için

kalmıştır. Gıda ise havadan kalın olduğundan, menfezi daha geniş, zarfı

daha büyük olmağa muhtaç olmuştur. Bu büyük damar yüreğe girdiğinde, ona üç

perde vermiştir ki, faydaları dışarıdan içeriye gelmiştir. Bu üç perde,

diğerlerinden daha sert olmuştur. Ta ki yürek uzama sırasında onardan

gıdayı çekip, yayıldıkta, geri dönmesin. Ama küçük damar budur ki, öbürüyle

birlikte çıktıkta, ona üç ısım damar göndermiştir ki, biri yürekten

akciğere gitmiştir. Atar damarların bitiş yeri yanında yüreğin ağına yakın

yerde bitmiştir. Sağ boşlukta akciğer tarafına dönüp, ona yetmiştir. Bu

damar, atardamarlar gibi iki zardan bitmiştir. Onun için tabibler buna,

şiryan (atar damar) adını vermişlerdir. Bunun faydası bu olmuştur ki,

bundan saçılan kan oldukça incelmiştir. Akciğer cevherine benzemiştir. zira

ki bu ince kan, yürekte çok az kaldığından, bunda pişme olmayıp, atar

kan damarına girdikte, onda hararetle pişmiştir.

Üç kısmın ikincisi, yürek çevresinde dolaşıp, içinde dağılmıştır ki, yüreğe

gıda ondan gelmiştir. Üçüncü kısmı, özellikle insandan sol tarafa meyledip,

göğüs omurlarından beşinci omura gidip, ona dayanıp, sekiz alt kaburgaya ve

onlara yakın olan kaburgalara dağılmıştır. Yukarıya çıkan kısım, yüreğin

nahiyesini geçtikte; ondan göğsü ikiye bölen perdelerin ve kılıfların

yukarılarına ve tev'e adı verilen yumuşak ete saç gibi şubelerle

dağılmıştır. Sonra yukarı çıkan kısım boyun kemiği hizasına geldikte; ondan

iki şube ayrılmıştır ki, birbirinden uzaklaşarak, boyun kemiği nahiyesine

gelmiştir. Her bir şube, iki kola bölünmüştür. Her taraftan, biri bağır

kemiği üzerinde sağ ve soldan inmiştir. Ta ki hançereye varmıştır. Sonra

yukarı çıkan, üç şubeye ayrılmıştır. iki şubesi, kaburgalar arasında

bulunan adalelere dağılmıştır. Ağızları onda dağılmış olan atar damarların

ağızlarına kavuşmak ile mutabık gelmiştir. Bu iki şubeden birçok damar,

göğüsten dışarı olan adalelere dağılmıştır. Hançereyi tamamladıkta; bir

bölük damar dahi omuzu tamir edip, onda sıralanan adalelere dağılmıştır. Bu

iki şubeden bir bölük damar dahi, düz adalelerin altında aşağı inmiştir.

Şubeleri onlara dağılmıştır. Sonları, açıklanacak kuyruk sokumu kan

damarında, yukarı çıkan adalelere ve atar damarlara bitişmiştir. Yukarı

çıkan kısmın üçüncü şubesi, iki omuza gıda vere gelmiştir. Yaratıcı, bâri ve

şekil verici olan Allah münezehtir. Bu ne yaratılıştır ve bu ne sanattır ve

ne hikmettir ki, gerçeklerinin inceliğinde akıl sahipleri şaşırıp kalmıştır.

Sübhanehü ve Taâlâ!

 


Yüklə 2,9 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   62   63   64   65   66   67   68   69   ...   77




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin