13. AĞIr ceza mahkemesi ( cmk 250 maddesi İle yetkiLİ ) duruşma tutanağI



Yüklə 0,61 Mb.
səhifə2/8
tarix07.04.2018
ölçüsü0,61 Mb.
#47281
1   2   3   4   5   6   7   8

onomik güç odaklarıyla ilintileri ele alınmalı, tabanları bu ilişkiler hakkında bilgilendirilerek, işçi kitleleri üzerindeki etkinlikleri kırılmalı ve güçleri zayıflatılmalıdır. Böylece geniş işçi kitlelerinin siyasi ve ekonomik güç odakları üzerinde çıkar sağlama amaçlı, baskı unsuru olarak suiistimal yoluyla- kullanılmaları önlenmelidir. Ülke ekonomisini elinde tutan ve kişisel çıkarları adına ulusal çıkarları hiçe sayabilen, çok uluslu şirketler ile ortaklıkları olan güçlü holdinglerin faaliyetleri kontrol altına alınmalıdır. Bu türden holdinglerin faaliyet ve plânlamaları hakkında istihbarat sağlanmalı, engelleyici kontra önlemler üretilmeli ve uygulamaya konulmalıdır. Gereğinde bu holdinglerin ihtiyaçlarına cevap verecek ticari şirketler kurularak, müşterek ilişkiler geliştirilmeli ve işbirliği içinde olunmalıdır. İnsan kaynaklarına dayalı ticari bir danışmanlık ve hizmet şirketi kurularak, güçlü ticari kuruluşlarda kadrolaşma sağlanabilmelidir. Yine aynı amaçla bir güvenlik şirketi kurularak, işadamlarının güvenliği sağlanabilmeli ve böylece her alanda kadrolaşma gerçekleştirilebilmelidir. Mafya grupları tümüyle yeniden gözden geçirilmeli, deneyimli mevcut grupların karşısında yeni ve güçlü bir grup oluşturularak, denetim ve kontrol altına alınmaları sağlanmalıdır. Lobi, çalışmalarında medya kuruluşları ile doğrudan temasta bulunmamaya azami özen gösterilmelidir. Daha çok organizasyonun şemsiyesi altında yer alacak sivil toplum örgütleri ile vakıfların faaliyetleri doğrultusunda kontak kurdurulması sağlanmalıdır. Finans başlığı altında Lobi'nin faaliyetlerinin finansı başlangıç noktasında Ergenekon tarafından karşılanmalıdır. Ancak, organizasyon ilk ticari şirketini kurup faaliyete geçirmesinin ardından finansal desteğe son verilmeli ve örgütün kendisine finans kaynakları oluşturması sağlanmalıdır. Ticari şirket faaliyetleri başlık böyle Organizasyon, kısa süre içinde belirleyeceği alanlarda ardışık olarak ticari şirketler kurup yönetmeli ve giderek artan finanse kaynaklarına sahip olabilmelidir. Bu gelişmenin süratle sağlanabilmesi için, ticaret hukuku içinde yararlanılabilecek pek çok argüman mevcuttur. Başlangıçta kurdurulacak şirketlerin sürekliliği değil, finanse sağlaması dikkate alınarak hareket edilmelidir. Kalıcı ve alanında etkin güç olarak geliştirilecek şirket kuruluşları organizasyonlarına yeterli finanse kaynağına ulaşılmasının ardından yatırım gerçekleştirilmelidir. Bu yatırımlar sonucunda giderek organizasyona ait holdingler oluşturularak, uluslararası ticari faaliyet girişimlerine geçilebilecektir. Finans dünyasında yer alarak, ekonominin kontrol edilebilir düzeye erişmesi ise; holdinglerin faaliyetleri sonucu hedefe ulaşılmasını sağlayacaktır. Örgütsel içerikli dokümanlardan açıkça belirtildiği gibi, Ergenekon, doğrudan kendi örgütüne bağlı holdingler ve bankaları süratle kurup ideolojiye uygun ekonomi, politik denge sağlayabilmelidir. Gerçek anlamda bir bağımsızlığa ulaşılması ve devamının sağlanabilmesi için, bu hedeflerin yaşama geçirilmesi şarttır. Bu yapılanma uygulama alanına sokulamadığında; para akışı, paranın yönlendirilişi, dış ticaret etkinliği, Türk Lirası'nın değeri, ekonomik güç dengeleri ve uluslararası finans örgütleri kontrol altına alınamayacaktır. Özetle; Ergenekon'un üretim tesislerine, ticari holdinglere ve bankalara ihtiyacı yardır. Hem de doğrudan ve mutlak sahibi olarak. İşte bu kaçınılmaz zorunluluk noktaları olan: Medya, Uluslararası Ticaret, Bankacılık alanlarında deneyimli, Kemalist ideolojiye uygun sivil personele ihtiyaç vardır. Yine aynı şekilde legal ve illegal oluşumlardan yararlanma zorunluluğu vardır, denilerek Ergenekon terör örgütünün hangi yollardan gelir elde etmeyi planladığı açıkça anlaşılmaktadır diye savcılar bu dokümana dayanarak yorum yapmışlar. Organizasyon amaçlarını en sağlıklı şekilde perdeleyecek olan kurumlar vakıflar olabilir. Şimdi sayın başkan bu bahsedilen doküman eğer bu örgütün dokümanıysa bir kere ortalıkta dolaşması doğru değil eğer bu gizli vesaire deniyorsa işte bir arada bulunmayacaklar herkes televizyonları çıkıp, gazetelerde, konferanslarda bilgileri veriyor. 1965 yılında hazırlık aşamasını geçen! NATO’nun yan kuruluşu olduğu ileri sürülen bu örgüt bu zamana kadar parayı vesaireyi bulmamış mı? Yani bu örgütün hayali örgütün bunca zaman parayı bulmaması bu Sivil Toplum Kuruluşlarının siyasi partileri vasaireye ulaşmaması kabul edilebilir mi? devletin istihbarat kurumlarının tespit edemediği bu yapılanma biçimlerini savcılar nereden bulmuşlar, ne bahsedilen şirketler, vakıflar, dernekler, sendikalar vardır, nede örgütün parası vardır. Nede bunları ortaya koyan deliller vardır. O nedenle bu hayali örgüt ile ilgili yakıştırmalar kabul edilebilecek durumda değildir. İddianame devam ediyor. Fundamentalist faaliyetler doğrultusunda kurulan çeşitli vakıfların yurt içi ve yurt dışında halktan para toplayarak güçlenmesinin önüne geçilebilmesi için de aynı kulvarda kurulacak naylon bir vakıfla önlenebilmesi mümkün kılınacaktır. Denilerek kurulacak dini görünümlü vakıflarla halktan para toplanması amaçlanmaktadır. Demişler savcılarımız iyi de bu toplanan paralar nerde toplanan deniz feneri davası parasıyla bir televizyon, gazete vesaire kurulduğu anlaşılıyor böyle diyor alman mahkemeleri burda da bu hayali örgütle ilgili paralarında olması lazım ama NATO’nun destek verdiği yan kuruluşu olan birçok eğitimli uzmanların 1999 yılına kadar, 2000’li yıllar kadar hiçbir şey beceremeyip bu saatten sonra böyle bir organizasyon yapılanmasına gitmelerini beklemekte hayatın olağan akışına uygun değildir. en azından NATO’nun tecrübesine uygun değildir. acaba suçüstü yakalanan ve yakalanacak hırsızlık ve dolandırıcılık mekanizmaları veya mensupları Ergenekon olarak gösterilip bazıları selamete mi çıkarılacaktır. Yada ele başları bu şekilde mi ulaşılmaz kılacaktır bunu da anlamış değiliz iddianame devam ediyor. İllegal İşler başlıklı bölümde ise; Türkiye silah üreten bir ülke durumunda olmadığından, jeostratejik açıdan kaçınılmaz olarak ve iradesi dışında zorunlu olarak uyuşturucu satışında köprü durumundadır. Uyuşturucu ticaretini denetim altına almalıdır. Türkiye'nin bir başka şansı da kimyasal silah üretimi olabilir. Çünkü bu alanda başarılı sonuçlar elde edebilecek insan kaynaklarına sahiptir, illegal işlerin en önemli sorunu, faaliyetlerin gizliliğidir. Bu alandaki faaliyetleri bilenlerin sayısı mümkün olabildiğince az olmalıdır. Çok yüksek kâr sağlayan legal ticari faaliyet alanları arasında ilaç ve kimya sanayi en baş sıralarda yer alan sektörlerdir. Yine aynı şekilde hava kargo taşımacılığı çok önemli bir yer işgal eder. Bu alandaki ticari faaliyetler, para aklanması için de çok uygun alanlardır. Dokümanda böyle söylüyormuş savcılarımızda diyorlar ki denilerek Ergenekon terör örgütünün nasıl kısa zamanda gelir elde edileceğinin yoları gösterilmektedir. Şimdi sayın başkan 80 yıllık örgüt NATO’nun yan kuruluşu parayı bulamamış NATO yan kuruluşu NATO’nun bilgisi çerçevesinde uyuşturucu ticareti yapacak, insan ticareti yapacak yani gülelim mi ağlayalım mı 80 yıldır bunları yapmamışlar kötü niyetliler ama hiç paraları yok, pulları yok 80 yıl sonra 70 yıl sonra para bulmaya niyetliler hem de bunu NATO’nun bilgisi dahilinde uyuşturucu ticareti yapacaklar, şirketler kuracaklar, hava kargo uçakları kuracaklar efendim her türlü holding kuracaklar, kimyasal silah üretecekler daha paraları yok yani bu niyet bu niyet Nasrettin hocamızın çalı dikenlerine yakın geçecek koyunlar nedeniyle yapağı zengin olma hayallerine benziyor böyle bir şey olabilir mi? yani ya örgüt beceriksiz, hayali yada bu suçlama dayanaksız iddianame devam ediyor. Bu konuyla alakalı NBC silahların üretimi başlıklı örgütsel içerikli doküman ayrıntılı olarak hazırlanıp Ergenekon terör örgütüne gelir elde etmesi amacıyla sunulan belgede, kimyasal ve biyolojik silahların üretim ve satışından elde edilecek yüksek gelirlerle Türkiye’deki değil dünyadaki tüm terör örgütlerinin finanse ve kontrol edilebileceği belirtilmiş ve devamında Dünya Savaşı'ndan yenik ve perişan çıkan Almanya, çok kısa bir sürede sanayileşmiş ve yeniden güçlü ülkeler arasında yer alabilmiş ise; bunu kimya sanayindeki üretimlerine borçludur. Özellikle uyuşturucu üretiminde olmazsa olmaz asit anhidrit üretiminde dünyanın tek üreticisi oluşu, sentetik uyuşturucuların yapımında kullanılan kimyasal maddelerin üretim ve satışından legal ve illegal elde edilen kârlar, günümüz Federal Almanya Cumhuriyeti ile tüm dünyada serbest dolaşımda olan Alman Mark'ını yaratmıştır, denilerek de kendilerine örnek aldıkları anlaşılmaktadır diyor sayın savcılar olmayan parasız dedikodu örgütü daha kalpaklarla Ankara’da meclisi ele geçirecek, eylem yapmak için 10 bin kalpak almaya beceri gösteremiyor bu nedenli bu son derece saldırgan eylemi gerçekleştiremiyor ama kimyasal silah sahibi olacak, uyuşturucu ticareti yapacak bu konudaki uluslar arası kartelleri de halt edecek dünyadaki bütün terör örgütlerini idare edecek yani bu örgüttekileri esasında asmak yetmez birde kesmek lazım hatta asarken kurşuna dizmek lazım esasında becerisizliklerinden dolayı yüz kırbaçta ilave etmek lazım böyle bir şey olabilir mi? ve bu örgüt belgesi dokümanı dayanağı çok kıymetli doküman diye önümüze konulan şeylerdeki saçmalığa bakın, Kaynak yaratılması başlıklı bölümde ise, iddianamede daha önce söz ettiğimiz nedenlerden ötürü hükümetler istihbarat örgütlerine finansal kaynak sağlamaktan hiç hoşlanmazlar. Bu nedenle istihbarat örgütleri finansal kaynaklar, yaratmak zorundadırlar. Güçlü bir istihbarat örgütlenmesi, enformasyon toplanması, değerlendirilmesi, operasyonlar düzenlenebilmesi için istihbarat örgütlerinin çok güçlü finansal desteğe ihtiyacı olduğu gibi, ekonomi, politiği kontrol edebilmesi için de finans dünyasını kontrol altında tutabilmesi zorunludur. Finansal kaynaklar yaratılabilmesi için, orta ve büyük ölçekli Anonim şirket yapılanmasındaki şirketlerden yararlanılması, onların içine sızılması, elde edilecek banka işlemleri hesap ve şifre kodları ile yine uluslararası bankalar ile yurtdışındaki çeşitli ülke bankalarına sızdırılmış ajanlar aracılığı ile hesaplardan para aktarımları yapılmalıdır. Bu operasyonlar 2-3 gün içinde tamamlanmalıdır. Böylece hesaplarla kimin oynadığı anlaşılamaz. Bu işlemleri başarıyla ve çok basitçe çözümlemek mümkündür ve bu işlemler için hackers tanımlamasıyla anılan pek çok bilgisayar hırsızı vardır. Bunlardan yararlanılmalıdır denilmiş ondan sonra iddianamedeki savcılarımızın yorumu geliyor bu dokümandan sonra diyor ki sayın savcılarımız şüpheli Erkut ERSOY'un Ergenekon terör örgütünün talimatları ve amaçları doğrultusunda, Hackers grubu kurduğu ve DSS adı altında bu konuda örgütlendiği, Sayın başkan bu dokümana göre 2-3 gün içinde dünyadaki bütün bankaları boşaltmayı planlıyor bu örgüt, Anonim şirketlere girecek, holdinglere girecek, istihbarat örgütlerine girecek bilgileri sızdıracak içlerini boşaltacak savcıların iddiası bu Erkut Ersoy’un bu hayali örgütle bağ ve ilişkisini ortaya koyan ne vardır. Yani Erkut Ersoy’un bu örgütle ilişkili olduğunu, bu örgütün faaliyeti içinde olduğunu, burada yargılanan sanıklarla emir komuta ilişkisi içinde olduğunu ortaya koyan ne vardır. Ha Türkiye’de bir bilgisayar suçlusu varsa bu havuz o kadar büyük ki Ergenekon havuzu kimi atarsan alıyor taşmıyordu at gitsin at gitsin gidiyor bir Hackers buldunuz mu kişisel bir suç mu işlemiş kendi küçük grubuyla bir suç işlemiş hemen onu al örgütün içine at diğer insanları kirlet yani hemen yakalanıveren bir bilgisayar beceriksizini bu örgütle bağdaştırmak, bir araya getirmek mümkün mü? NATO yan kuruluşu bu kadar akılsız mı? yani bu Erkut Ersoy denilen adamla mı bu Nato destekli örgüt kendini finansa edecek yada etmiş eğer böyle bir iddia varsa buradan yakalanan parasal hareketlerin, bu şahısla ilgili kişisel dosyadaki para hareketlerinin burada yargılanan sanıklarla ve hayali örgütle arasındaki irtibatı sayın savcıların ortaya koyması lazım iddianame devam ediyor yine Ergenekon terör örgütünün suikast hücre timi yapılanması içinde yer alan şüpheli Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU'nun da kendi çevresinde Hackers gurubu oluşturup, bilgi hırsızlığı ve istihbarat toplama çalışmaları yaptığı anlaşılmıştır. Daha Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU internetten bir tabanca bulamamış bu örgüt ona bir tabanca verememiş adam hayal etmiş Hackers grubu kurup istihbarat toplayacakmış bu nasıl bir iş yani 80 yıllık örgüt hem parasız, hem de Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU’ndan medet umar hale gelmiş. Vatan Bölükbaşoğlu’nun var sayılım ki bireysel Hackers suçu işlediğini bu şahıslarla diğer sanıklarla hayali örgütle bağını ortaya koyan ne var, ne var savcıların yakıştırmalı hayali yorumlarından, ön yargılı suçlamalarından başka ne var sayın başkan böyle ön yargılı suçlamaların hiçbir hukuki değeri yoktur. yani iki isim söylüyor savcılar burada Erkut Ersoy, Vatan Bölükbaşoğlu demek ki bu deminden beri okuyorum planlanan faaliyetleri şirketler kurulacak, holdingler kurulacak, kimyasal silah ticareti yapılacak, holdinglerin içi boşaltılacak, istihbarat kurumları oluşturulacak bu kimle yapılacak, yada yapılmaya çalışılmış, hayata geçirmişler öyle diyor savcılar biri Erkut Ersoy biri Vatan Bölükbaşoğlu 80 yıllık Nato’nun yan kuruluşu bu yakışır mı? Bir üniversite hocası bile bulamamışlar hackers ya iddianame devam ediyor. Naylon şirketler başlığı adı altında; Liberal ekonomilerde doğal ticari işleyiş içinde her yeni günde pek çok şirket kurulmaktadır. Bunlar, çeşitli nedenler ya da illegal amaçlı kurulduklarından her yeni günde de kapanmakta, iflas başvurularında bulunmaktadırlar. Ticaret kuralları içinde doğal akışın böyle olduğu bir dünyada naylon şirketler kurulmalı, ithalat-ihracat, Temsilcilik, Dağıtım ve Pazarlama alanlarında faaliyet gösterilmeli, işlemler tamamlandıktan sonra, naylon şirketlerin kurulması, için kullanılan elemanlar ortadan kaldırılmalıdır. Elde edilen ekonomik girdiler, öz kaynak olarak örgütün kuracağı legal şirketlerde değerlendirilerek aklanmalıdır. Denilmiştir. İşte buraya kadar sayın savcılar iddianame içeriğini, doküman içeriğine yer veriyorlar şimdi devam ediyorlar. Şüpheli Veli KÜÇÜK'ün özel güvenlik şirketi işiyle uğraştığı hem telefon görüşmeleri hem de ajandasındaki notlardan, birçok ihale, ithalat ihracat, işlerini takip ettiği, kömür ticaretinden mazot ticaretine, komşu ülkelerden getirilecek hammaddelerden, şeker ticaretine kadar birçok işe el attığı ve bu işleri illegal olarak yürüttüğü, ayrıca yabancı bir firmayla çimento fabrikası kurma işini de bizzat organize ettiği, yine telefon görüşmelerinden danışmanı olduğunu beyan ettiği bir şirket adına Şişli ve Levent civarında 30 milyon dolarlık gayrimenkul alım işlerini takip ettiği anlaşılmıştır. Şimdi hemen bir saptama söyleyeyim yine telefon tapelerinde Veli Küçük diyor ki bu kadar iş yapan yasadışı bu örgütte para sağlamak için iş yaptığı söylenen Veli Küçük telefon tapelerinde diyor ki sayın başkanım ya ev alacak param yok mevcut kirada ağır geliyor kiralık bir ev arıyorum geçimimi sağlamak için kendi telefon konuşması tapesi savcıların iddianame eklerinde sunduklarında bu kadar yasadışı iş yaptığı ileri sürülen uluslar arası iş yaptığı, çimento fabrikası kurduğu söylenen bir insanın ev alacak parası olmaması, kirasını ödemekte güçlük çekmesi konusundaki doğal konuşmasını neyle bağdaştıracağız, nasıl izah edeceğiz kaldı ki varsayalım bu hayali ticaret işlemleri falan olmuş bu örgütle bağlantısını ortaya koyan ne var. Bu parasal hareketler nerde veli küçük bu temsilcilik, dağıtım, naylon şirket vesaire hepsini yapmış, kömür ticaretinden, mazot ticaretine nerde sayın başkan belgeleri nerde, faturası nerede, şirket kuruluşu nerde, bu şirketlerle telefon görüşmesi nerde, bu şirketlerle diyalogları nerde, şirket kararları nerde, para hareketleri nerede böyle yaz gitsin iddianame olsun suçlama olsun mantığıyla suçlama yapılabilir mi? madem bunları yazdılar bunların delillerini de ortaya koymak zorundadırlar bu tür bir yaklaşım iddianame yoluyla insanlara kin ve nefret duyulmasını sağlamaya yönelik bir yaklaşımdır. Ceza hukukuna aykırıdır. Ve ceza hukukuna aykırı davrananların mahkeme önünde hesap vermek durumunda kalacakları, kaldıkları da unutulmamalıdır. İddianame devam ediyor. Ergenekon'un kuracağı legal ticari şirketler, deşifre olmadıkları sürece yaşatılmalı, geliştirilerek, güçlenmesi sağlanmalıdır. Böylece ekonomi kontrol altında tutulacak, para akışları yönlendirilebilecektir denilerek, Ergenekon terör örgütünün gelir getirici her şeyi mubah saydığı anlaşılmaktadır. Savcıların yorumu bu yurtdışından Kaynak aktarımı başlıklı bölümde; Çeşitli ülkelerdeki bankalara sızdırılacak bilgisayar hırsızlıklarından yararlanılarak, likit kaynak aktarımı yoluna gidilmelidir. Bu türden kaynak aktarımları operasyonları 48 saatte tamamlanmalıdır, operasyon sonrasında bankaların durumu tespit edebilmeleri için 5-6 gün gibi bir süre geçmektedir ki; bu süre operasyon sonrası için güvence sağlanabilmesi için de yeterli bir zamandır. Kimdi bunları yapacaklar yukarıda iki kişi isim verilmişti onların isimlerini tekrar burada açıklamak gereği yoktur. Yurtdışı ticari faaliyetleri şimdi bütün bu işlemleri gerçekleştirecek kişiler Vatan Bölükbaşoğlu ve Erkut Ersoy bu şahısların sayın başkan para hareketlerini araştırdınız mı bilemiyorum lütfen araştırmadıysanız araştırın bu insanların para hareketlerine Vatan Bölükbaşoğlu’nun bilgisayar hareketleri bu adamların yetenekleri, donanımları ne Hackers olabilecekler mi? bir bankanın içini boşaltabilecek mi? çünkü savcılar sayın savcılar bu iki kişiyi bu işlemleri yapabilecek donanımdan adam diye gösteriyorlar. iddianame devam ediyor Yurtdışı ticari faaliyetler. Çeşitli ülkelerde kurulacak ticari şirketler, kullanılarak fınansal güç kazanımı yoluna gidilmelidir. Çeşitli, ülkelerde görev yapmakta olan Askeri Ateşeler'den bu alanlarda da mutlaka gereği biçimde yararlanılmalıdır, denilmiş dokümandan bahsediyor sayın savcılar arkasından kendi yorum ve istinatlarını getiriyorlar. Şüpheli Veli KÜÇÜK'ün bir çok yurt dışı şirketlerle ortaklık yaptığı, şüpheli Arnavut Sami kod Sami HOŞTAN’ın yurt dışında şirketlerinin bulunduğu, yine şüpheli Drej Lakaplı şüpheli Ali YASAK’ın da yurt dışında birçok şirketinin bulunduğu beyanlarından anlaşılmaktadır. Sayın başkan bir insanını yurtiçinde ve yurtdışında şirketinin olmasını ticareti faaliyette bulunmasını yasaklayan, suç teşkil eden bir ceza kanunu hükmü mü vardır. Bu şirketlerin ticari defter ve belgelerini, para hareketlerini, faturalarını savcılar inceleyip de yapmışlardı bu suçlamayı bu şirketler kaç yıllıktır, ne zaman kurulmuştur bunların hiçbiri ortada yoktur ama 2001 yılından beri polisin elinde olan bu dokümana göre ve şahısların bunların polisin elinde olduğunu bilmesine rağmen bu şekilde harekete etmelerini kabul etmek mümkün değildir. yani bu ismi geçen şahıslar nefes alsalar suç mu sayacaklar sayın başkan savcılar bazı insanların eski sabıkalı olması başka suçlardan yargılanıp ceza almış olmasını öne sürüp ticaret şirteti kurmasını yasaklayan ticaret yapmasını yasaklayan, ticaret kanunumuzda hükümler mi var varsa bizde öğrenelim hangi şirketlermiş bu yurtiçindeki, yurtdışındaki şirketler yani bu savcılarımız silahları alt alta koyuyor, tetikçileri koyuyor bu şirketlerin listesini bize verselerdi bizde görseydik. Şirketler yok, para hareketleri yok, şirket kayıt defter belgeleri yok ama bu 3 şahsın yada 4 şahsın dışarıda şirketimiz var şirket ortaklığımız var demesi lafı bunları hemen bu hayali örgütün finansal faaliyeti içine sokuyor böyle hukuka aykırı bir suçlama olabilir mi? iddianame devam ediyor. Spekülatif kaynaklar yaratılması, Hazine arazileri kentleşme yörelerinde gecekondu mafyasına yıllardır kaynak sağlamaktadır. Oysa ki, bu kaynaktan siyasi otoritelerin oy çıkarına dayalı, mafyanın rant sağlaması önlenebilmeliydi. Ancak, olmadı! Ergenekon, hazine arazilerinden bu anlamda değil ama, spekülatif kazanç anlamında yararlanarak kaynak yaratmalıdır. Ergenekon, hazine arazileri üzerinde yeni organize sanayi alanları ile yeni toplu konut alanlarının oluşturulmasından spekülatif kaynaklar yaratmalıdır. Bu yollardan sağlanacak olan kaynaklar, konut ihtiyacı alanında kurulacak inşaat şirketi ile değerlendirilerek, sürekliliği olan kaynaklar yaratılabilecektir. Diyor dokümanda savcılarda bu dokümana dayanarak diyorlar ki denilmiş böyle denilmiş bu konuda şüpheli Veli KÜÇÜK'ün yabancı ortaklarıyla yaptığı görüşmelerde Özel İdare tarafından satışa çıkarılan arazileri farklı usullerle satın almaya çalıştığı yukarıda anlatılmıştır. Ayrıca örgütün uluslararası sorunlara yol açacak hırsızlık faaliyetlerini bile gerçekleştirme amacında olduğu görülmektedir. Sayın başkan bir daha okuyorum savcıların suç istinadını bu konuda şüpheli Veli KÜÇÜK'ün yabancı ortaklarıyla yaptığı görüşmelerde Özel İdare tarafından satışa çıkarılan arazileri farklı usullerle satın almaya çalıştığı yukarıda anlatılmıştır. Ayrıca örgütün uluslararası sorunlara yol açacak hırsızlık faaliyetlerini bile gerçekleştirme amacında olduğu görülmektedir. Yani açıkçası sayın savcıların yazdığı metinden hazine arazilerinin yağmalanmasından şikayet edildiğini anlıyoruz ancak bunu ortaya koyan hiçbir belge, bilgide yok peki hazire arazilerini kimler nerede, nasıl satmış sayın başkan bu örgüt Türkiye genelinde yapılandığına göre nerdeyse hazine arazilerinin hepsinden sorumlu gibi gösterilmeye çalışıldığına göre hangi hazine arazisi satılmış, kimler tarafından satılmış, kaç yıl önce satılmış, kime satılmaya çalışılmış, neden bahsediyorlar savcılar ortaya koymamışlar ama hazine arazilerinin kimler tarafından kime satılmaya yada peşkeş çekilmeye çalışıldığı kamuoyunun malumlarıdır. Savcıların böyle afaki kaynak göstermeden istinatta bulunmasında hiçbir şekilde kabul edilemez hukuka aykırı bir davranıştır. Savcılar iddianamede devam ediyor. Yukarıda belirtilen örgütsel dokümanlardan açıkça anlaşıldığı gibi özet olarak Ergenekon örgütünün bir özelliği de amaca gitmek için her yolu mubah kılmasıdır. Hırsızlık, arazi mafyası, uluslararası bankalardan hackerler yoluyla çekilecek yüklü miktarlardaki paralar, banka hırsızlığı, uyuşturucu madde ticareti, kimyasal silah ticareti, kara para aklama, insan ticareti, gibi gelir kaynakları elde etmek amaçlar arasındadır. Şimdi bunlar yapılmış mı yapılmamış mı? hayal mi ediliyor belli değil böyle bir şey hayal ediliyorsa hayal kurmak suç değil eğer hayalden öte suç sayılabilecek, suç faaliyeti aşamasına, teşebbüs aşamasına gelmişse sayın savcılarında bunu resmi belge bilgileriyle hukuka uygun belgeleriyle ispat etmeleri gerekir yoksa yaptıkları bu istinat iddianame yoluyla kasten hakaret etmek suçunu oluşturur sayın başkan kimsenin iddianame gibi belgeyi kullanarak şahıslara, kişilere hakaret etme hakkı kastı yoktur. İddianame yazım tekniği buna uygun değildir. Ya deliller ortaya konulmalıdır, yada böyle bir suçlama yapılmamalıdır. Bakınız hırsızlık, arazi mafyası uluslararası bankalardan hackerler yoluyla çekilecek yüklü miktarlardaki paralar, banka hırsızlığı, uyuşturucu madde ticareti, kimyasal silah ticareti, kara para aklama, insan ticareti, gibi gelir kaynakları elde etmek amaçlar arasındadır. Bunların suç teşkil edilen faaliyetleri ortaya konulmalıdır. İddianame devam ediyor 10- Örgütün organik ve temel yapısı, Soruşturma kapsamında ele geçirilen dokümanlardan Ergenekon terör örgütünün, Ergenekon Başkanlığı’na bağlı olarak, iki ana yapılanma şeklinde örgütlendiği anlaşılmaktadır. Yurtiçi yapılanması, yurtdışı yapılanması, Ergenekon terör örgütünün yurtiçi yapılanması da, askeri yapılanma, devlet kurumlarında yapılanma, sivil yapılanma, mafya yapılanması, terör örgütü yapılanması şeklinde beş ana bölümden oluştuğu örgütsel dokümanlardan anlaşılmıştır. Şimdi soru şu bu yapılanmalar ortaya konmuşta, savcıların kanaati bu da kimlerden oluşuyor. Bu yapılanma birimlerinde görev alanların isimleri, soy isimleri şimdi burada açıklıyorlar bakalım Yurtiçi yapılanması, Şüpheliler Soruşturma aşamasında ölen Kuddusİ OKKIR, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ve Zafer kod Muzaffer TEKİN' den elde edilen devletin yeniden yapılanması dokümanında, Çalışmanın amaç ve kapsamı başlığı altında, yeni bir teşkilat yapısı oluşturma ve uygulamaların temel hareket noktalarının oluşturarak, Tam bağımsız milli devleti yeniden yapılandırmak alt başlığı içeriğinde; bu amacı gerçekleştirmeye yönelik yapılanma ve süreçlerin ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Bu husus yukarıda örgütün amaçlarının anlatıldığı bölümde devletin yeniden yapılanması başlığı altında anlatıldığı için tekrar olmaması açısından burada tekrarlanmamıştır. Yurtiçi yapılanması denmiş yurtiçi yapılanmasında kimler yer aldığı söylenmemiş sayın başkan sadece doküman denilen devletin hiçbir makamının ciddiye almadığı bu belge ellerinde bulunan birçok kişilerinde halen bulunabileceği anlaşılan belgeye dayanılarak yurtiçi yapılanmasının sağlandığını söylüyorlar a- Askeri Gizli Yapılanma, İstihbarat Dairesi, Operasyon Dairesi, Analiz ve Değerlendirme Dairesi, Örgüt içi araştırma dairesi sözde komutanlıkları demişler kim faaliyet göstermiş burada bu dairelerde görev alan şahısların adları, soyadları, adresleri kim bunlar bunlar yok devletin içinde gizli yapılanma, Yargı yapılanması, Mit yapılanması, Emniyet yapılanması, Üniversite yapılanması Devlet kurumlan yapılanması olarak gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır. Sivil Yapılanma, Teori Tasarım ve Planlama Daire Başkanlığı, bu birimde örgütün sivil yapılanmasının temellerini oluşturan lobi Ergenekon dokümanındaki prensiplerin uygulanmasını ve kontrolünü sağlamaktadır. Finansman Daire Başkanlığı, bünyesinde bulunduğu Ergenekon terör örgütüne gelir temin edilmesi için oluşturulan birimdir. Bu birim dokümanlardaki prensip kararlarına göre örgüte gelir getirici her türlü işin yapılmasını organize etmektedir. 3-Sivil Toplum Kuruluşları Yapılanması, Ergenekon terör örgütünün bünyesinde kurulan sivil toplum örgütleri Kuvvayı Milliye, Milli Güç Birliği, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği ve çeşitli platformlar, ele geçirilen örgütsel içerikli dokümanlarda açıkça sivil toplum kuruluşlarının istihbarat amaçlı ve toplumsal eylemlerde baskı ve sindirme amaçlı olarak kullanılacağı açıkça belirtilmiştir. Ayrıca bu derneklerin amacının toplumdaki milli duyguları kullanmak suretiyle devletin işgal altında olduğunu iddia edip milli mücadele yıllarındaki gibi düzensiz ordu şeklinde küçük küçük silahlı gruplar oluşturup bunlara sansasyonel eylemler yapma akabinde yapılacak darbeden sonra bu kişilere çeşitli makam ve mevkiler vaat ettikleri anlaşılmıştır. Şimdi dokümanın içeriğine dayanıyor sayın savcılar ve bu dernekleri sıralıyorlar ve diyorlar ki tekrar okuyorum bu derneklerin amacının toplumdaki milli duyguları kullanmak suretiyle devletin işgal altında olduğunu iddia edip milli mücadele yıllarındaki gibi düzensiz ordu şeklinde küçük küçük silahlı gruplar oluşturup bunlara sansasyonel eylemler yapma akabinde yapılacak darbeden sonra bu kişilere çeşitli makam ve mevkiler vaat ettikleri anlaşılmıştır. Nerden anlamışlar nerden anlamışlar, delilleri ne delil yok ama bizim savcılarımız bunu böyle anlamışlar yani bu derneklerin dernek faaliyetleri ilgili devlet birimlerince denetleniyor bu derneklerin bu düzensiz ordu şeklinde yapılandığı, silahlı gruplar içerisinde küçük küçük guruplar oluşturup sansasyonel eylemler yaptığı, darbe yaptıktan sonra çeşitli makamlar, mevkiler vaat ettikleri yönündeki savcıların istinatlarının dayanağı nedir. Dayanak yok ama suçlama var yani niye böyle bir yaklaşım içinde anlamak mümkün değil sayın savcılar 4-Medya ve İletişim Yapılanması, Ulusal Kanal, Cumhuriyet Gazetesi, Aydınlık dergisi ve bağlı birleşik kuruluşlar ile diğer medya organları içerisine sızdırılmış örgüt üyeleri vasıtasıyla bu kuruluşları da yönlendirmek ve tek merkezden yönetilmesini sağlamak. Doğu PERİNÇEK'in yazdığı yazıyı birçok medya kuruluşuna gönderip yayınlattırması gibi, İsmi verilen yayın kuruluşların tamamı bakımından ismi geçen şahıslar bakımından bu hayali örgütle ilgilisini ortaya koyan herhangi bir delil var mıdır? Delil yok belge dedikleri şey, delil dedikleri şey sadece ve sadece kendilerinin inandıkları ama Genelkurmayın inanmadığı, başbakanın inanmadığı zamanında, MİT’in inanmadığı, emniyet genel müdürlüğünün inanmadığı gayri ciddi olduğu dokümanlar yani bunları alt alta koyduğunuz zaman bu uyduruk dokümanlarla bu maksatlı yanlı yorumlarla hükümet muhalifi her sesi, her nefesi susturmak mümkündür sayın başkan böyle bir hukuka aykırı yaklaşım olamaz savcılar belge ve bilgiyle konuşur ve bu bilgi ve belgelerinin de yasal dayanaklarını her laf ettiklerinde, her istinatta bulunduklarında koymak zorundadırlar yoksa en azından kendileri bakımından hakaret suçunu oluşturur. Devam ediyor iddianame Özel Güvenlik Şirketleri Mafya Yapılanması, Şüpheli Veli KÜÇÜK, Ümit OĞUZTAN ve Zekeriya ÖZTÜRK'ten elde edilen mafyanın yeniden yapılanması dokümanına göre; Yurt içi mafya örgütlerinin örgüt tarafından yönetilip kontrol altına alınması ve yurt dışı mafya örgütleriyle de entegrasyonun sağlanması benimsenmiş ve bu doğrultuda mevcut yapılanma içinde Arnavut Sami kod Sami HOŞTAN, Reis kod Sedat PEKER, Semih Tufan GÜLALTAY ve Osman YILDIRIM gibi kişilerin yer aldığı, bu kişiler vasıtasıyla hem yasa dışı işler yapılması suretiyle Ergenekon terör örgütüne gelir temin edildiği, hem de örgütün amacına yönelik bazı eylemleri mafya yapılanması içinde yer alan sabıkalı ve suç işlemeyi meslek edinmiş kişilere yaptırılarak örgütün deşifresine engel olunduğu tespit edilmiştir. Savcıların istinatları, değerlendirmeleri, yorumları bu şimdi adı geçen eski sabıkalı veya halen yargılamaları devam eden şahısların; hangi sebep ve delillere dayanılarak uyduruk Ergenekon örgütü içinde yer aldığı, bunlara örgüt adına ne gibi suçların işletildiği, bunlardan ne gibi menfaatler sağlandığı, elden edilen para ve menfaatlerin neler olduğu, savcıların istinadında belirtilen bu paraların miktarı nerede oldukları açıkça ortaya konulmadan, insanların eski sabıkalı oluşları göz önünde tutularak mesnetsiz tespitlerle, bu insanları daima suçlu, suç işler şeklinde kabul, takdir ve ilan etmek başta Anayasamızın 38. maddesine aykırı olduğu gibi, İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesine de aykırıdır ve insaf, akıl ve mantıkla da bağdaşmamaktadır. Unutulmamalıdır ki; savcılar eski sabıkalı bile olsalar herkesin hak ve hukukunu korumak zorundadırlar. Bu adını verdikleri eski sabıkalı yada yargılaması devam eden şahıslarla ilgili hiçbir delil ve belge, para hareketi, emir komuta ilişkisi tekrar ediyorum sayın başkan ortaya konmadan gösterilmeden yapılan suç istinadı gerçekten insanların sürekli suç işler, suç işliyormuş gibi takdim edilip muamele yapılamayacağı konusundaki insan hakları sözleşmesinin 6. maddesine, anayasanın 38. maddesine açıkça aykırıdır. Bir insanın sabıkalı olduğu düşünüldüğünde bundan sonra işlenecek bütün suçlardan sorumludur gibi bir yaklaşım dünyanın hiçbir medeni hukuk devletinde rastlanmayan bir yaklaşımdır. İddianame devam ediyor. Terör naylon örgütü yapılanması Ergenekon dokümanının terör başlığı altında, terör grupları mutlaka kontrol altında tutulmalı, gereğinde "naylon terör grupları oluşturularak, terör dünyasına yön verilmeli ve güçlü istihbarat örgütlerinin kurguladığı oyunun içinde mutlaka yer alınmalıdır. Denilmektedir. Doküman böyle diyormuş panzehir dokümanında, PKK terör örgütü ile işbirliği yapılması kararlarının alındığı anlaşılmaktadır. Bu hususlar aşağıda ayrıntılı olarak anlatılacaktır. Sayın başkan bu hususun anlatıldığı bölümdü bir daha ayrıntılı açıklamalarda bulunacağız ama alıntı yaptıkları için istinatta bulundukları için bizde kısaca söyleyelim bu hayali örgütün vahşi PKK terör örgütüyle işbirliği yaptığı PKK terör örgütünün naylon örgüt olduğu konusundaki savcıların iddiaları sadece kendi kişisel hukuka aykırı düşünceleridir. Devletin yargı makamlarının istihbarat makamlarının hiçbir bilgisiyle, arşiviyle de örtüşmemektedir. Bizde yeri geldiğinde fazlasıyla buna değineceğiz b- yurtdışı yapılanması iddianame devam ediyor. Bu konuda örgüt dokümanlarında açık hükümler bulunmakta olup, şüpheliler Veli KÜÇÜK, Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ, Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU, Doğu PERİNÇEK ve Reis kod Sedat PEKER, Arnavut Sami kod Sami HOŞTAN ve Ferit İLSEVER'in yurtdışında örgütsel süreklilik arz edecek şekilde toplantılara katıldıkları tespit edilmekle beraber, bu hususta soruşturma yapıp delil toplamanın zor olması sebebiyle yurtdışı faaliyetlerinin İstihbarat Kurumları’nca araştırılıp tespit edilebileceği, savcılığımızca bu aşamada bu konuların uzun süren çalışmalar gerektirdiğinden soruşturmanın tutuklu olması sebebiyle bu aşamada iddianamemizde yer verilmemiştir. Ancak Ergenekon terör örgütünün yurtdışı faaliyetlerine yeri geldikçe değinilecektir. Şimdi soru şu sayın başkan isimler verilmiş Veli KÜÇÜK, Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ, Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU, Doğu PERİNÇEK ve Reiskod yakıştırmasıyla Sedat PEKER, Arnavut Sami kod yakıştırmasıyla Sami HOŞTAN ve Ferit İLSEVER yurtdışında örgütsel süreklilik arz edecek şekilde toplantılara katıldıkları tespit edilmiş bu istinat var, istinat var ama diyor ki delillendirmek zor onun için şimdilik değinmiyoruz ama değinmişler bu insanları bu bakımdan suçlu takdim etmişler, örgütün faaliyetini bu biçimde işliyor göstermişler yani böyle ucu açık, başı sonu belli olmayan suçlama yapmıyoruz ama yaptık şeklinde bir suçlama olabilir mi? bu araştırmayı istihbarat örgütlerine bırakmışlar mış yani bu iddianame bir mahkemeye hitaben yazılmış, kamuyu oluşturmak için yazılmış anlamak mümkün değil eğer bu insanları hakkında bir suçlamada bulunmayacaksanız yazmayın kardeşim yazmayın eğer suçlama istinadınız yoksa yazmayın yazdığınız zamanda delilini ortaya koyun eğer bu insanlar yurtdışında örgütsel faaliyet içinde gitmişlerse o zaman hangi yasadışı ilişkiler içerisinde gittikleri, ne zaman gittikleri, aralarındaki örgütsel bağ ve ilişkinin ne olduğu anlaşılmalıdır. Ortaya konulmalıdır. Şimdi istihbarat kurumlarımızdan haberi sordukları anlaşılıyor savcıların bu insanların yurtdışına giriş çıkışlarını böyle istihbarat kurumlarına falan sormaya gerek yok hemen en yakın polis karakoluna gitsinler, emniyet birimine gitsinler tek tek isimlerini vatandaş numarasını versinler onlara 5 dakikada ordaki karakol memuru döker bu insanlar ne zaman yurtdışına girmişler çıkmışlar. Onlarda buraya konmuyor çünkü onlar buraya konsa bu iddialarının hiçbir akla mantığa uygun yerinin olmadığı ortaya çıkacak ama ver adamların isimlerini yurtdışında örgütsel bağ içinde çıkıyorlar de arkasından çok faaliyette bulunuyorlar de arkasından da iyi ama zaman alacak biz şimdi bu istinattan vazgeçiyoruz e istinadı yapmışsın ya buraya hiç yazma, yazma yada yazdığını şeyin arkasında dur delillerini göster. Böyle bir suçlama mantığı, böyle bir dolaylı suçlama mantığı gerçekten hukuka aykırıdır. Sayın başkan bir başka bölüme geçiyorum ara verelim mi?”

Yüklə 0,61 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin