18 Haziran 2012 pazartesi



Yüklə 1,82 Mb.
səhifə3/29
tarix17.11.2018
ölçüsü1,82 Mb.
#83261
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   29

K A R A R


Davacı        : Hazineye İzafeten Ferizli Mal Müdürlüğü                           (Adli Yargıda)

Sakarya Valiliği (Defterdarlık Milli Emlak Müdürlüğü)          (İdari Yargıda)

Davalı        : Ferizli Belediye Başkanlığı

Vekili         : Av. A. İ. Y.

O L A Y    : Sakarya İli, Ferizli İlçesi, Köyiçi Mevkiinde 15 pafta 2752 parsel sayılı taşınmaz 1967 yılında yapılan tapulama sırasında mera vasıflı olarak ayrılmıştır.

Bu taşınmaz ifraz edilmiş 37 adedi Ferizli Belediye Başkanlığı adına tescil edilmiş, 152 adedinin ise aynı Belediye Başkanlığınca satışı yapılmıştır.

Satışı yapılması sonucunda taşınmaz el değiştirerek muhtelif kişiler adına tescilleri yapılmış, Hazine tarafından tapu iptali ve tescil davaları açılmış, taşınmazlardan bir kısmının Ferizli Asliye Hukuk Mahkemesince tapu kayıtlarının iptaline ve dava konusu taşınmazın mera olarak sınıflandırılıp özel siciline yazdırılmasına karar verilmiş ve kararlar kesinleşmiştir.

Sakarya Valiliği Defterdarlık Milli Emlak Müdürlüğü tarafından 14.12.2005 gün ve 5703 sayılı yazıyla Ferizli Belediye Başkanlığına başvurularak “…Bu konuda, 08.06.2004 tarih, 25486 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5178 sayılı Kanunun 5. maddesi ile 4342 Sayılı Mera Kanununa eklenen geçici 3. maddesinde ‘Belediye ve Mücavir alan sınırları içerisinde kalan ve 1.10.2003 tarihinden önce kesinleşen imar planları içerisinde yerleşim yeri olarak işgal edilerek mera olarak kullanımı teknik olarak mümkün olmayan yerlerin tahsis amacı değiştirilerek hazine adına tescilleri yapılır. Ancak ilgili Belediye veya Kamu Kurum ve Kuruluşları adına tescil edilmiş olanların dava konusu olup olmadığına bakılmaksızın ücretsiz olarak tescilleri aynen ibka edilir. Hazine adına, tescil edilmesi gerekirken gerçek veya tüzel kişiler adına tescil edilmiş taşınmazlara ilişkin açılan davalardan, emlak ve rayiç bedellerinin toplamının yarısı üzerinden taşınmazların halen maliki olan kişilerce hazineye bedelinin ödenmesi kaydıyla vazgeçilir. Evvelce açılan davalarda, hazine lehine kesinleşen kararlara konu taşınmazların tapuları aynı esaslara göre önceki maliklerine veya kanuni mirasçılarına devredilir…’ hükmü yer almaktadır.

4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesi uyarınca yapılan özel nitelikteki satışların 4706 sayılı Kanun kapsamında kalmadığı, Bakanlık (Milli Emlak Genel Müdürlüğü) 17.11.2005 tarih 45352 sayılı yazılarına ekli Milli Emlak Kontrolörlerinin 14.10.2005 tarih ve 2005/06,07 sayılı raporunun sonuç kısmının (A) bendi gereğince önceki maliklerine veya kanuni mirasçılarına satışı yapılan ekli listede adı-soyadı ve belediyeye yatırılan fon bedeli belirtilen taşınmaz mal satış bedellerinden Belediye adına, 775 sayılı Kanuna göre kesilen %10 belediye fonu olan 24.316,98.-YTL ve %30 Belediye payı olan 65.655,15.-YTL olmak üzere toplamda 89.972,13.-YTL (Seksendokuzmilyardokuzyüzyetmişiki YTL onüç YKR.) İdaremize iade edilmesi, rızaen ödenmemesi durumunda dava açılarak tahsilatın sağlanması istenilmiştir.

İş bu yazımızın (postada meydana gelebilecek gecikmelerde, yazının postaya verildiği



tarihi takip eden 7 (yedi) nci gün tebliğ tarihi sayılacaktır. Tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde 89.972,13.-YTL'nin İdaremize müracaatla ödenmesi aksi takdirde dava yoluna gidilerek yapılacak mahkeme masrafları ile birlikte tahsili cihetine gidilecektir…” denilmiştir.

Bu başvuruya karşın Belediye Başkanlığınca herhangi bir cevap verilmemesi üzerine davacı idarenin adli yargı yerinde açtığı davada, 6.2.2006 havale tarihli dilekçesinde, özetle Sakarya İli, Ferizli İlçesi, köyiçi mevkiinde bulunan evveliyatı mera olan ve 15 pafta 2752 parsel numarasında, senetsizken 1967 yılında yapılan tapulamada mera vasfıyla tescil edilen taşınmaz maldan ifraz edilen ve 37 adedinin halen Ferizli Belediyesi adına tescilli bulunduğunu, 152 adedinin usule aykırı olarak Belediyece satışının yapıldığını, satışının yapılması sonucu el değiştirerek muhtelif kişiler adına tescil edilen taşınmazlar hakkında, hazine adına taraflarınca tapu iptali ve tescil davası açıldığını, bunların bir kısmının mahkemece tapu kaydının iptali ve dava konusu taşınmazın mera olarak sınıflandırılıp özel siciline yazdırılmasına karar verilerek kesinleştiğini, söz konusu taşınmazlarla ilgili olarak 08.06.2004 tarih ve 25486 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 5178 sayılı Kanunun 5. maddesi ile 4342 sayılı Mera Kanununa eklenen geçici 3. Maddesinde "Belediye ve mücavir alan sınırları içinde kalan ve 1.10.2003 tarihinden önce kesinleşen imar planları içersinde yerleşim yeri olarak işgal edilerek mera olarak kullanımı teknik olarak mümkün olmayan yerleri tahsis amacı değiştirilerek hazine adına tescilinin yapılacağı ancak ilgili belediye veya kamu kurum ve kurulları adına tescil edilmiş olanların dava konusu olup olmadığına bakılmaksızın ücretsiz olarak tescillerinin aynen ikba edileceği Hazine adına tescil edilmesi gerekirken gerçek veya tüzel kişiler adına tescil edilmiş taşınmazlara ilişkin açılan davalardan, emlak ve rayiç bedellerinin toplamının yarısı üzerinden taşınmazların hala maliki olan kişilerce hazineye bedelinin ödenmesi kaydıyla vazgeçileceği, daha önce açılan davalarda, hazine lehine kesinleşen kararlara konu taşınmazların tapuları aynı esaslara göre önceki maliklerine veya kanuni mirasçılarına devredilir." hükmünün düzenlendiği, evveliyatı mera olduğu gerekçesi ile daha önce tapu iptali, tescil davasına konu edilen taşınmazların belirtilen kanun hükmü doğrultusunda taşınmazın önceki maliklerine veya kanuni mirasçılarına satışının yapıldığı, söz konusu satışların 4706 sayılı "Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" hükümlerine göre taşınmaz mal satış bedellerinden 755 sayılı kanuna göre kesilen %10 Belediye Fonu olan 24.316;98 YTL ve % 30 Belediye payı olan 65.655,15 YTL olmak üzere toplam 89.972,13 YTL nin davalı kurum adına yatırıldığını, söz konusu işlemin 4706 sayılı Kanun hükümleri doğrultusunda incelendiğinde işlemin hatalı olduğu ve Büyükşehir Belediyesi adına yatırılan meblağın haksız olduğu ve iade edilmesi gerektiğinin ortaya çıktığı, tapu iptali ve tescil davalarına konu olan 2752 parsel numarasıyla kayıtlı evveliyatı mera olan taşınmazın imar planına göre infaz sonucu oluşarak Ferizli Belediyesi adına kaydedilen ve belediyece çeşitli şahıslara yapılan satışlarla mülkiyeti el değiştiren taşınmazların Mera Kanununa eklenen geçici 3. maddesinin son şekli karşısında bu maddenin tamamen uygulama alanı dışında kaldığı, hazine adına tescil edilmesi gerekirken doğrudan şahıslar adına tescil edilmiş taşınmazın satışının yapılabileceği, 2752 numaralı parselden oluşan taşınmazların maliklerinin ise doğrudan değil akdi bir işlemle taşınmazları Ferizli Belediyesinden satın almış kişiler olduğu, kanunun bu kişiler için uygulama imkanının ortadan kalktığı, mera kanunun geçici 3. maddesi uyarınca yapılan özel nitelikteki satışların 4706 sayılı kanun kapsamında değerlendirilmesinin doğru olmadığı, bu kanuna istinaden Büyükşehir Belediyesine yapılan Büyükşehir Belediyesi payı ödenmesinin de yasal dayanağının ortadan kalktığı öne sürülerek, Sakarya Defterdarlığı Milli Emlak Müdürlüğü'nün 14.12.2005 tarih ve 5703 sayılı yazısı ile ödenen meblağın yazı tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde iadesinin istendiği, davalı kurum 16.12.2005 tarihinde tebliğ yapılmış ise de herhangi bir ödeme yapmaması nedeni ile Belediye adına haksız olarak kesilen % 10 belediye fonu 24.316,98 YTL ve % 30 Belediye payı olan 65.655,15 YTL olmak üzere toplam 89.972,13 YTL’nin 1.1.2006 tarihinden itibaren gecikme faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle, talebin hukuki olmadığını, davacı tarafın bu satışın 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesine dayandığını iddia ettiğini ve dolayısıyla 4706 sayılı yasasının 5. maddesindeki payların belediyeye aktarılamayacağını iddia ettiğini, halbuki 4706 sayılı Yasanın 5.maddesinin 5. bendine bakıldığında "belediye ve mücavir alan sınırları içindeki hazineye ait taşınmazların satış bedellerinin tahsil edilen kısmından öncelikle yerinde muhafaza edilmeyen yapıların tasfiyesinde kullanılmak şartıyla % 10'u ilgili belediyelerin 20.07.1966 tarihli ve 775 sayılı Kanun hükümlerine göre oluşturulan fon hesabına aktarılır. Kalan kısmından ise ilgili Belediyeye % 30, varsa Büyükşehir Belediyesine % 10 pay verilir" dendiğini, yine durumun "706 sayılı Yasanın 3. maddesi kapsamında olduğu" ve "taşınmazların malikleri ise doğrudan değil akdi bir işlemle taşınmazları Belediyeden satın almış kişilerdir" gibi hukuki olmayan gerekçelere dayalı olarak bu payın geri istenmesinin yasal olmadığını ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir.

Ferizli Asliye Hukuk Mahkemesi: 23.10.2007 gün ve E:2006/14, K:2007/73 sayı ile, açılan davanın “alacak” davası olduğu, dosya kapsamından dava konusu paranın evveliyatı mer'a olan taşınmazların önceki maliklerine veya kanuni mirasçılarına yapılan satışların satış bedelinden davalı belediyeye ayrılan pay olduğunun anlaşıldığı dava konusu paranın belediyeye ödenmesinin dayanağını oluşturan 4706 sayılı Kanunun 5. maddesinin belediye ve mücavir alan sınırları içindeki Hazineye ait taşınmazların satılması haline ilişkin oIup evveliyatı mer'a olan taşınmazların önceki maliklerine veya Kanuni mirasçılarına satılması halinde uygulanmasının mümkün olmadığı, Mahkemelerince dosya bilirkişiye tevdii edilerek dava konusu taşınmazların satış bedellerinden davalı belediyeye ayrılan pay miktarı hususunda rapor alınmış olup bilirkişinin raporunda Ferizli Belediye Başkanlığı adına yatırılmış olan paylar toplamının 89.972,13 YTL olduğunu rapor ettiğinden davanın kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiş, bu karar Ferizli Belediye Başkanlığınca temyiz edilmiş ise de Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 19.11.2009 gün ve E:2009/585, K:2009/12999 sayı ile 3533 sayılı Kanununun 6.maddesine göre bu Kanun uyarınca verilen kararların temyiz edilebilme niteliği olmayıp, sadece itirazının mümkün olduğu bu durumda dilekçenin itiraz niteliğinde olduğunun kabulüyle isteğin hakemce incelenmesi gerektiği gerekçesiyle gerekli inceleme hakemce yapılmak üzere dosyanın geri çevrilmesine karar vermiştir.

FERİZLİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (Hakem Sıfatıyla): 12.7.2010 gün ve E:2010/1, Hakem Karar:2010/1 sayı ile, dava konusu edilen alacağın 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükümlerine göre taşınmaz mal satış bedellerinden 755 sayılı Kazanç Vergisi Kanununa göre kesilen %10 Belediye Fonu ve %30 Belediye payından kaynaklandığı, 2576 sayılı yasanın 6. maddesi gereğince Vergi Mahkemesinin görevlerinin genel bütçeye, İl Özel İdareleri, Belediye ve Köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları, 6813 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların ve diğer kanunlarla verilen işlerin çözümlenmesi olarak sayıldığı, bu hükme göre belediyelere ait vergi, resim harç ve benzeri mali yükümlerin tarh, tahakkuk ve tahsil işlemlerinden doğan uyuşmazlıkların vergi mahkemelerinin ana görevlerinden birini oluşturduğu, somut olayda belediyelerce alınan fon ve payın “benzeri mali yükümler” kapsamına girdiği, bu davalara bakma görevinin Vergi Mahkemelerine ait olduğu dava konusunun özel hukuk hükümlerine tabi bir alacakmış gibi mahkemeye başvurulmasının alacağın niteliğini değiştirmeyeceği davanın genel mahkemelerde açılamayacağı, davanın idari yargı yerinde sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle Mahkemelerinin görevsizliğine karar vermiş bu karar kesinleşmiştir.

Davacı Sakarya Valiliği Defterdarlık Milli Emlak Müdürlüğü, bu kez Sakarya İli, Ferizli İlçesi sınırları dahilinde bulunan ve 4342 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi uyarınca hak sahibi şahıslara yapılan özel nitelikli satışlardan 4706 sayılı Yasanın 5.maddesi uyarınca sehven kesilerek (%10 belediye fonu olan 24.316,98 TL ve %30 belediye payı olan 65.655,15 TL) Ferizli Belediye Başkanlığına ödenen toplam 89.972,13 TL’nin 1.1.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili istemiyle 11.10.2010 havale tarihli dilekçesi ile Sakarya Vergi Mahkemesinde dava açmıştır.

Sakarya Vergi Mahkemesi 13.10.2010 gün ve E:2010/785, K:2010/844 sayı ile, Vergi Mahkemelerinin görevlerini düzenleyen 2576 sayılı Kanunun 6.maddesinin Vergi Mahkemelerinin; genel bütçeye il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları ve bu hususlarda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun Uygulanmasından doğan davaları çözümleyeceğinin hükme bağlandığı dava dilekçesi ve eki belgelerinin incelenmesinden, uyuşmazlığa konu alanın Mera Kanunundan kaynaklanan satış sırasında olduğu ve alacağın genel bütçeye, il özel idareleri belediye ve köylere ait vergi, resim ve harç ile benzeri mali yükümlere ilişkin olmadığı, bu durumda, uyuşmazlığın çözümlenmesinde Mahkemelerinin görevli olmadığı, uyuşmazlığın çözümlenmesinde genel görevli mahkeme olan idare mahkemelerinin görevli olduğu ve dava dosyasının Sakarya İdare Mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14 ve 15/1-a maddeleri uyarınca görev yönünden reddine, dava dosyasının görevli Sakarya İdare Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

SAKARYA 1. İDARE MAHKEMESİ: 23.11.2010 gün ve E:2010/1061 sayı ile, 3533 sayılı Umumi ve Mülhak ve Hususi Bütçelerle İdare Edilen Daireler ve Belediyelerle Sermayenin Tamamı Devlete veya Belediyeye veya Hususi İdarelere Ait Daire ve Müesseseler Arasındaki İhtilafların Tahkim Yolu ile Halli Hakkında Kanunun 1,2,4 ve 6. maddelerinden sözederek, yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları İdari Yargı dava türleri arasında sayılmış olup, Umumi, mülhak ve hususi bütçelerle idare edilen daireler ve belediyelerle sermayesinin tamamı Devlete veya belediye veya hususi idarelere ait olan daire ve müesseseler arasında çıkan uyuşmazlıkların tahkim usulü ile yüksek dereceli hukuk mahkemesi başkanı veya hakimi tarafından hakem sıfatıyla çözümleneceği, yapılan yargılama sonucu verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde kararı veren mahkemeye itiraz olunabileceği, itiraz üzerine verilecek kararların kesin olduğunun anlaşıldığı, uyuşmazlıkta; görülmekte olan davanın, olumlu veya olumsuz idari bir işlemin tesis edilmesi üzerine o işlemin iptali istemiyle açılan bir dava olmadığı, sehven ödendiği ileri sürülen paranın iade edilmesi talebiyle açılan bir dava olduğu, diğer bir ifade ile alacak davası niteliğinin bulunduğu sonucuna varıldığı, bu haliyle; uyuşmazlığı çözme görevinin hakem sıfatı ile Adli Yargı Mahkemelerinde bulunduğu sonucuna varıldığından, Ferizli Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararı üzerine Mahkemelerinde açılan davaya ilişkin uyuşmazlığın görüm ve çözümünün hangi yargı koluna ait olduğunun ortaya konulabilmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi gerektiği gerekçesiyle, 2247 sayılı Yasa'nın 19.maddesi uyarınca dava konusu uyuşmazlığın görüm ve çözümünde görevli olan yargı kolunun belirlenmesi amacıyla dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine, davanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi'nin karar vermesine değin ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 21.5.2012 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesi’nce 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen durumun aksine, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası temin edilmeden Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulduğu görülmekte ise de; Başkanlık yazısıyla, adli yargı dava dosyasının Mahkemesinden istenildiği ve sonuçta usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

   II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Sakarya İli, Ferizli İlçesi sınırları içerisinde bulunan 2752 parsel numaralı taşınmazın 4342 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi uyarınca hak sahibi şahıslara yapılan özel nitelikteki satışlardan 4706 sayılı Yasa'nın 5.maddesi gereğince sehven kesilerek Ferizli Belediye Başkanlığı'na ödendiği ileri sürülen % 10 belediye fonu olarak 24.316,98 TL ile %30 belediye payı olan 65.655,15 TL olmak üzere toplam 89.972,13. TL’nin 1.1.2006 tarihinden itibaren isleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili istemiyle açılmıştır.

 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 45. maddesinde,

“Devlet, tarım arazileri ile çayır ve mer'aların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek, tarımsal üretim planlaması ilkelerine uygun olarak bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak maksadıyla, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların işletme araç ve gereçlerinin ve diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır.

Devlet, bitkisel ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi ve gerçek değerlerinin üreticinin eline geçmesi için gereken tedbirleri alır.” hükmüne yer verilmiştir.

4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3.maddesinde,

“…Belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde kalan ve 1.1.2003 tarihinden önce kesinleşen imar plânları içerisinde yerleşim yeri olarak işgal edilerek mera, yaylak ve kışlak olarak kullanımı teknik açıdan mümkün olmayan yerlerin ot bedeli alınmaksızın tahsis amacı değiştirilerek Hazine adına tescilleri yapılır. Ancak, bu nitelikteki taşınmazlardan ilgili belediye

veya kamu kurum ve kuruluşları adına tescil edilmiş olanların tescilleri bedel talep edilmeksizin aynen devam eder. Bunlar hakkında Hazinece dava açılmaz, açılmış davalardan vazgeçilir. Hazinece bu nitelikteki taşınmazlar hakkında ilgili belediye veya kamu kurum ve kuruluşları aleyhine açılan davalar sonucunda Hazine adına tesciline veya mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilen, kesinleşen ve henüz tapuda işlemleri yapılmamış olan taşınmazlar hakkında da aynı hüküm uygulanır.

Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan Hazine adına tescil edilmesi gerekirken gerçek ya da özel hukuk tüzel kişileri adına tescil edilmiş taşınmazlara ilişkin Hazinece açılan davalardan, taşınmazların emlak ve rayiç bedellerinin toplamının yarısı üzerinden hesaplanacak bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla vazgeçilir. Bu hüküm, henüz dava açılmamış taşınmazlar hakkında da uygulanır. Evvelce açılan davalarda Hazine adına tesciline veya mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilen ve kesinleşen kararlara konu olan bu nitelikteki taşınmazların tapuları da talep etmeleri halinde aynı esaslara göre önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına devredilir.

Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan, Hazine adına tescil edilmesi gerekirken belediyeler adına tescil edilen ve belediyelerce konut veya işyeri yapılmak üzere bedelsiz olarak veya bedeli karşılığında gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine tahsis edilen, daha sonra Hazine tarafından ilgili belediye aleyhine açılan davalar sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilerek mera, yaylak ve

kışlak özel siciline yazılan, fakat daha sonra bu Kanun hükümlerine göre mera, yaylak ve kışlak vasfı değiştirilerek Hazine adına tescil edilen taşınmazlardan; herhangi bir kamu hizmeti için gerekli olmayan, Hazinece herhangi bir tasarrufa konu edilmeyen ve halen tapuda Hazine adına kayıtlı olan taşınmazlar, tahsis tarihindeki arsa değerine devir tarihine kadar geçen süre için yasal faiz eklenerek belirlenecek bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla adlarına tahsis yapılanlara devredilir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Bakanlığın görüşü alınarak Maliye Bakanlığınca belirlenir” denilmiş,

4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 5.maddesinin 5. bendinde,

“…Belediye ve mücavir alan sınırları içindeki Hazineye ait taşınmazların satış bedellerinin tahsil edilen kısmından öncelikle yerinde muhafaza edilemeyen yapıların tasfiyesinde kullanılmak şartıyla % 10'u, ilgili belediyelerin 20.7.1966 tarihli ve 775 sayılı Kanun hükümlerine göre oluşturulan fon hesabına aktarılır. Kalan kısmından ise ilgili belediyeye % 30, varsa büyükşehir belediyesine % 10 oranında pay verilir. Belediye mücavir alan sınırları dışındaki köylerde bulunan Hazine taşınmazlarının satış bedellerinin tahsil edilen kısmından, % 25 oranında; dörtte biri ilgili köy tüzel kişiliğine ödenmek ve kalanı diğer köylere götürülecek hizmetlerde kullanılmak üzere, il özel idarelerine pay verilir. Bu paylar tahsilini takip eden ayın yirmisine kadar ilgili idarelerin hesaplarına aktarılır. Belediyelere veya köy tüzel kişiliklerine yapılan satış ve devirlerden elde edilen gelirler ile özel ödenek kaydedilen satış gelirlerinden pay verilmez.(Ek cümle: 23/7/2010-6009/33 md.) Köy sınırları içerisinde yer alan Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan tarım arazilerinin kiracılarından tahsil edilen kira gelirlerinin yüzde onu, 442 sayılı Köy Kanununda belirlenen görevlerde kullanılmak kaydıyla, tahsilatı izleyen ay içinde bu gelirlerin elde edildiği köy tüzelkişiliği hesabına aktarılmak üzere emanet nitelikli hesaplara kaydedilir. Maliye Bakanlığı bu oranı iki katına kadar artırmaya yetkilidir…” hükmüne yer verilmiş,

Sözü edilen madde hükmünde, mevcut gecekonduların ıslahı, tasfiyesi, yeniden gecekondu yapımının önlenmesi ve bu amaçlarla alınması gereken tedbirleri kapsayan 775 sayılı Gecekondu Kanununa atıf yapılmış, Kanunun 12. maddesinde, hizmetlerin yürütülebilmesi için sağlanacak gelirlerin belediyeler adına açılacak özel hesaplarda toplanacağı ve birer fon teşkil edileceği belirtilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, Sakarya İli, Ferizli İlçesi, Köyiçi Mevkiinde bulunan evveliyatı mera olan 15 pafta, 2752 parsel numarasındaki taşınmazın senetsizden 1967 yılında yapılan tapulamada mera vasfıyla tescil edildiği; taşınmaz malın ifraz edildiği ve 37 adedinin Ferizli Belediye Başkanlığı adına tescilli bulunduğu; 152 adedinin ise belediyece satışının yapılması sonucu el değiştirerek muhtelif kişiler adına tescil yapıldığı; taşınmazlar hakkında Hazine adına “tapu iptali ve tescil” davası açıldığı; bunların bir kısmının mahkemece tapu kaydının iptali ve dava konusu taşınmazın mera olarak sınırlandırılıp özel siciline yazdırılmasına karar verildiği ve kesinleştiği; evveliyatı mera olduğu gerekçesiyle daha önce tapu iptali, tescil davasına konu edilen taşınmazların Mera Kanunu hükümleri doğrultusunda önceki maliklerine veya kanuni mirasçılarına satışının yapıldığı ve söz konusu satışların 4706 sayılı Yasa hükümleri nedeniyle taşınmaz mal satış bedellerinden 775 sayılı Kanununa göre kesilen %10 belediye fonu olan 24.316,98 TL ve %30 belediye payı olan 65.655,15 TL olmak üzere 89.972,13 TL’nin davalı belediye adına yatırıldığı; ancak 4706 sayılı Yasa hükümleri uyarınca bu miktarların belediye adına yatırılmaması gerektiği öne sürülerek 89.972,13 TL’nin 1.1.2006 tarihinden itibaren gecikme faizi ile birlikte tazmini istemiyle davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Yukarıda sözü edilen Kanun hükümleri ile birlikte 775 sayılı Yasa genel olarak değerlendirildiğinde, kamu tüzel kişisi olan Bakanlıkların ve Belediyelerin bu Kanunlar uyarınca hesaplanan alacaklarının kamu alacağı niteliğinde olduğu; dava konusu edilen parsel miktarının Kamu Kanununun emredici hükümlerine göre ve idari usullerle toplanacağı, hesaplanacağı ve dağıtılacağı; olayın her yönü ile kamu hukukuna dayalı olduğu ve onun esaslarına uygun olarak cereyan ettiği açıktır.

Hazinece, kanunun verdiği görev ve yetkiyle gelirlerinden yerel yönetimlere pay dağıtması bir idari işlemdir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 2. maddesinde “İdari eylem ve işlemlerden dolayı hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları” nın idari dava türü olduğu belirtilmiştir.

Uyuşmazlık,  kamu kuruluşu olan, davacı Hazine ile davalı Belediye Başkanlığı arasında, gelirden ayrılacak olan payın belediyelere dağıtılmasına(aktarılmasına) ilişkindir.

Bakılan dava, kamu kuruluşları arasındaki hizmet ilişkisi sonucu belediyelere aktarılan pay nedeniyle oluşan ihtilafın giderilmesine ilişkin olduğundan, varsa hatalı işlemin düzeltilmesi veya geri alınmasının gerekip gerekmediğinin, idare hukuku çerçevesinde tayin ve takdiri idari yargıya aittir.

Olayda Belediyenin haksız zenginleşmesi ve kusurunun bulunup bulunmaması işlemin idarilik vasfını değiştirmeyecektir.

Bu itibarla davada idari yargı yeri görevli olduğundan İdare Mahkemesinin başvurusunun reddi gerekmektedir.



SONUÇ    : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Sakarya 1. İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 21.5.2012 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

—— • ——


Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından:

ESAS NO                 : 2011/197

KARAR NO            : 2012/95

KARAR TR             : 21.5.2012

(Hukuk Bölümü)

ÖZET        : 2247 sayılı Yasa’nın 24. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN REDDİ gerektiği hk.

Yüklə 1,82 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   29




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin