2010 YÜksek lisans tez özetleri


AĞUSTOS 1999 İZMİT-GÖLCÜK DEPREMİNİN (Mw=7.4) YALOVA’DA OLUŞTURDUĞU İVME DEĞERLERİNİN TAHMİN EDİLMESİ



Yüklə 1,75 Mb.
səhifə18/30
tarix07.05.2018
ölçüsü1,75 Mb.
#50222
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   30

17 AĞUSTOS 1999 İZMİT-GÖLCÜK DEPREMİNİN (Mw=7.4) YALOVA’DA OLUŞTURDUĞU İVME DEĞERLERİNİN TAHMİN EDİLMESİ

Bu çalışmada, 17 Ağustos 1999 İzmit-Gölcük depreminde önemli can ve mal kaybının yaşandığı Yalova’da, depremi oluşturan fay modeli kullanılarak, gerçekleşmiş olabilecek kuvvetli yer hareketi kayıtlarının yapay olarak elde edilmesi amaçlanmıştır.

Bunun için, 17 Ağustos 1999 İzmit-Gölcük depremini kayıt eden 37 kuvvetli yer hareketi istasyonundan faya yakın mesafede ve yüksek ivme değerlerine sahip olan 12 istasyon belirlenmiş ve bazı veri işlem adımlarından sonra yapay kayıtlarla karşılaştırılabilir hale getirilmişlerdir. Daha sonra Motazedian ve Atkinson (2005) tarafından geliştirilen sonlu faylarda stokastik modelleme tekniğini kullanan EXSIM programı ile deprem kayıtları bu istasyonlarda modellenmeye çalışılmıştır.

Gözlemsel ve model kayıtlar arasında en iyi uyumu elde etmek için simülasyonda bir çok parametre denenmiştir. En iyi uyumu veren parametreler Yalova’da seçilen 9 noktada yapay deprem kayıtlarını üretmek için kullanılmıştır.

Türetmeler sonucunda, Yalova merkezde alüvyon üzerinde ortalama 172.53 cm/sn2 ile 200.72 cm/sn2 arasında ivme değerleri ve sıkı zeminde ortalama 146.47 cm/sn2 ivme değerleri elde edilmiştir. Çiftlikköy ilçesinde alüvyon üzerinde ortalama 253.61 cm/sn2, sıkı zemin üzerinde ortalama 160.03 cm/sn2 ve ana kaya üzerinde ortalama 124.69 cm/sn2 ivme değerleri elde edilmiştir. Çınarcık ilçesinde ise alüvyon üzerinde ortalama 135.07 cm/sn2 ve ana kaya üzerinde ortalama 66.86 cm/sn2 ivme değerleri elde edilmiştir. Yalova civarında en büyük spektral ivme değerleri yaklaşık 0.2 ile 0.4 sn aralığında periyodlarda görülmüştür. Bu değerler yaklaşık 2-4 katlı binaların doğal titreşim periyodlarına karşılık gelmektedir.

STIMATION OF ACCELERATION VALUES CAUSED OF THE AUGUST 17, 1999 İZMİT-GÖLCÜK EARTHQUAKE (Mw=7.4) IN YALOVA


The aim of this study is to simulate strong ground motion in Yalova which is one of the locations where high damage and losses occurred during the August 17, 1999 earthquake, by using the ruptured fault model of the earthquake.

For this, 12 stations which were located that near the fault and had the highiest acceleration values were selected from 37 stations recorded the August 17, 1999 İzmit-Gölcük earthquake. The obseved data have been processed to compare with the simulations. After that, earthquake records at these stations were simulated by using EXSIM code which is a stochastic modelling program for finite faults developed by Motazedian and Atkinson (2005).

A number of parameters have been tried in the simulations to obtain the best fit between the observations and simulations. The optimum parameters giving the best fit were used to simulate earthquake records in Yalova at 9 locations.

Simulation results show that peak ground acceleration values caused by the August 17, 1999 İzmit-Gölcük eathquake were estimated between average 172.53 cm/sn2 and 200.72 cm/sn2 on soft soil and average 146.47 cm/sn2 on stiff soil in central of Yalova. Peak ground accelerations were estimated as average 253.61 cm/sn2 , 160.03 cm/sn2 and 124.69 cm/sn2 on soft soil, stiff soil and rock, respectively, in Çiftlikköy. In Çınarcık average 135.07 cm/sn2 and average 66.86 cm/sn2 accelerations were estimated on soft soil and rock , respectively. Maximum spectral accelerations were estimated at periods 0.2-0.4 sn on Yalova. These periods match nearly the natural periods of 2 and 4 story buildings.



KIZILKAYA Selçuk Faik
Danışman : Yrd. Doc. Dr. Hüseyin TUR

Anabilim Dalı : Jeofizik Mühendisliği

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Yrd. Doc. Dr. Hüseyin TUR

Prof. Dr. Ali PINAR

Prof. Dr. Bedri ALPAR

Doc. Dr. Muhittin ALBORA

Doc. Dr. Murat UTKUCU



Batı Antakya’nın Zemin Durumunun İncelenmesi
Deprem yer hareketi ve neden olduğu hasarın, zemin koşullarından önemli ölçüde etkilendiği çokça belgelenmiştir. Bu yüzden zemin koşullarının belirlenmesi ve deprem yer hareketini nasıl değiştirdiği Uygulamalı Jeofizik ve Mühendislik Sismolojisi’nde önemli bir araştırma alanıdır.

Bu çalışmada Batı Antakya’daki zemin koşulları ve değişkenliği incelenmiştir. Bu amaçla 33 jeoteknik araştırma sondajından, arazide toplanan örneklerin laboratuarda jeoteknik analizlerinden ve 33 sismik kırılma ve 31 Düşey Elektrik Sondaj profilinden elde edilen verilerden yararlanılmıştır. Çalışma alanındaki zemin durumu, zemin hakim periyodu ve zemin büyütmesinin uzaysal dağılımlarının haritalanması yapılmıştır.

Yeni yerleşim alanının, yerleşime uygunluk haritasını tanımlamak için oluşturulan haritalar, çalışma alanının hazırlanan imar planı ile korole edilmiştir. Yerleşime uygunluk haritası korelasyon sonucunda çalışma alanında yerleşime “uygun”, “önlemli uygun” ve “uygun olmayan” alt alanların belirlenmesiyle oluşturulmuştur.

 

İnvestigation Of Ground Situtation Of Western Antakya


It has been extensively documented that the earthquake ground motion and the damage it causes is greatly affected by the site condition. Therefore determination of the site condition and how it changes the earthquake ground motion is an important research area in Applied Geophysics and Engineering Seismology.

In this study the site condition and its variability in the western Antakya are investigated. For this purpose the data coming from the 33 geotechnical investigation wells, the geotechnical analysis of the field collected samples in laboratory, and 33 seismic refraction and 31 Vertical Electrical sounding profiles are exploited. The soil condition in the study area is mapped by means of spatial distribution of dominant soil vibration period and ground amplification maps.

The generated maps are than correlated with the new settlement plan of the study area for defining the site suitability map of the new settlement area. The site suitability map of the study area is generated by defining the sub areas that are “suitable”, “precautionary suitable” and “not suitable” for the settlements from the correlation.

BOYRAZ GÜLDANE

Danışman : Yrd. Doç.Dr. Ferhat ÖZÇEP

Anabilim Dalı : Jeofizik Mühendisliği

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Yrd.Doç.Dr. Ferhat ÖZÇEP

Prof.Dr.Yıldız ALTINOK

Prof.Dr. Atiye TUĞRUL

Doç.Dr. Muhittin ALBORA

Yrd.Doç.Dr. Okan TEZEL


Kent Planlama Çalışmalarında Jeofizik Ve Geoteknik Faktörleri Birlikte Kullanımı
İnsanların yaşadığı çevrenin planlanması bir çok disiplinin etkileşim içinde bulunduğu kompleks bir süreçtir. Jeofizik ve geoteknik veri, kentsel ve kırsal alanların etkin kullanılması amacıyla, inşaatların ve fiziksel altyapının planlanması için temel öneme sahiptir. Yerleşim yerinde, yersel faktörlerin yüzeysel etki yarattığı için, kentsel planlama jeolojik, jeofizik ve geoteknik koşullar bütünüyle dikkate alınmadan yerine getirilmemelidir. Jeofizik ve geoteknik koşulların, planlama ihtiyaçlarının yerine getiren inşaatların yapısal gereksinimleri ve diğer altyapı özellikleri ile etkileşimi kentsel gelişimin nihai maliyeti üzerinde etki edecektir. Mikrobölgeleme çalışmaları genel olarak deprem kaynağını ve zemin koşullarını dikkate alarak yer hareketi ile ilişkili olarak bölgeleme olarak tanımlanır ve deprem tehlike ve risk değerlendirmesinde en önemli araçlardan biri olarak kabul edilir.

  

  



Integrated Use Of The Geophysical And Geotechnical Factors In Urban Planning
The planning of man's environment is a complex operation which requires the interaction of many disciplines. Geophysical and geotechnical data are of fundamental importance both the planning of physical facilities and the structures that allows efficient use of urban and rural land. As land is the surface expression of the underlying geo-factors, city planning should not proceed without fully appreciating these geological, geophysical and geotechnical conditions. The interaction of geophysical and geotechnical considerations with the structural requirements of buildings or other facilities which fulfil planning objectives has a strong influence on the ultimate cost of city development. Microzonation has generally been recognized as the most accepted tool in seismic hazard assessment and risk evaluation and it is defined as the zonation with respect to ground motion characteristics taking into account source and site conditions.

  

ŞENEL Leyla


Danışman : Doç. Dr. Murat BAYRAK

Anabilim Dalı : Jeofizik Mühendisliği

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Doç. Dr. Murat BAYRAK

Prof. Dr. Aysan GÜRER

Prof . Dr. Gülçin ÖZÜRLAN AĞAÇGÖZGÜ

Prof. Dr. İbrahim KARA

Yard. Doç. Dr. Nurullah HANİLÇİ


Kestelek Bor Yatağında Vlf Ve Doğru Akım Özdirenç Ölçümleri

Türkiye’de Kestelek bor yatağını kesen iki profil boyunca elektromanyetik – VLF parametreleri olan görünür özdirenç, faz, tipperin gerçel kısmı ile doğru akım (DC) özdirenç verileri alınmıştır. VLF tipperin gerçel parçası bor cevherinin olası yerini belirlemek amacıyla ayrıca Fraser ve Karous & Hjelt filtreleri uygulanarak işlenmiştir. DC özdirenç yöntemi için alınan özdirenç verisinin ters çözümü ile iki – boyutlu özdirenç modelleri elde edilmiştir. Ana bulgular şunlardır: (1) K&H tipperin gerçel kısımı akım yoğunluğunun andıran kesitleri tarafından negatif akım yoğunluğu pikleri ile desteklenen iki – boyutlu modellerdeki orta özdirençli (>12 ohm m) bölgeler bor yataklarına işaret edebilir. (2) K&H tipperin gerçel kısım akım yoğunluğu andıran kesitinde pozitif piklerden negatif piklere geçiş olası bor yataklarına işaret edebilir. (3) Çalışma alanında iki profil civarında yapılmış olan sondajlar iki – boyutlu özdirenç modellerinde ve K&H tipperin gerçel parçası filtre görüntülerindeki özdirençli olası bor zonları ile uyum içerisindedir.

 


Vlf And Dırect Current Resıstıvıty Measurements Over The Kestelek Boron Deposıt

Electromagnetic – VLF parameters such as the apparent resistivity, phase, real part of tipper and direct current (DC) resistivity data were collected along two profiles across the Boron deposit in Kestelek Site, Turkey. The electromagnetic – VLF data also were processed applying the Fraser and Karous & Hjelt filtering to explore the possible location of the subsurface boron ore body. The two-dimensional resistivity models were obtained by the inversion of resistivity data for DC resistivity method. The main findings are: (1) Moderate resistivity (>12 ohm m) zones in the two – dimensional models supported by the K&H real part of tipper as the negative current density peaks may indicate boron deposits. (2) Transition from positive peaks (conductive regions) to negative peaks (more resistive regions) in the K&H real part of tipper current density pseudosection may indicate the possible boron deposits. (3) Drilling results around two profiles of the study area are consistent with the resistive boron zones in the both two – dimensional resistivity models and K&H real part of tipper filter images.



MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİMDALI

TOP Yavuz
Danışman : Prof. Dr. Salim ÖZÇELEBİ

Anabilim Dalı : Makine Mühendisliği

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof.Dr. Salim ÖZÇELEBİ

Prof.Dr.Rıza GÜVEN

Prof.Dr.Feridun ÖZGÜÇ

Doç.Dr. Erol UZAL

Y.Doç.Dr. Murad KUCUR



Gövde Borulu Isı Değiştiricisi Tasarımı
Mühendislik uygulamalarının en çok karşılaşılan işlemlerinden birisi, farklı sıcaklıklardaki iki veya daha fazla akışkan arasındaki ısı değişimidir. Bu değişimin yapıldığı cihazlara ısı değiştiricisi denilmekte olup uygulamada termik santraller, kimya endüstrileri, ısıtma, iklimlendirme, soğutma sistemleri gibi birçok yerde kullanılabilmektedir. En yaygın olarak kullanılan ısı değistiricileri tiplerinden birisi de gövde borulu ısı değiştiricileridir. Bu tip ısı degiştiricilerinde gövde tarafından bir akışkan ile borulardan diğer bir akışkan geçerek ısı degişimi işlemi sağlanır.

Bu çalışmanın amacı gövde borulu bir ısı değistiricisinde bulunan şaşırtma levhası kesmesi, şaşırtma levhası aralığı, boru dizilişi, boru içi hız gibi parametrelerin ısı taşınım katsayısına ve basınç düşümüne etkisinin araştırılması ve böylelikle en uygun ısı değiştirici optimizasyonunun yapılmasıdır. Bu maksatla ısı değiştiricisinin boyutlandırılmasında etkili olan parametreler üzerinde incelemeler gerçekleştirilecektir.

Yukarıda amaçlanan hedefler doğrultusunda öncelikle ısı değiştiricilerinin tanımı, sınıflandırılmaları, çalışma şekilleri ve kullanım alanları belirtilmiştir. Bu kapsamda gövde borulu ısı değiştiricilerinin sanayi ve teknolojideki önemi vurgulanmıştır. Ayrıca, bu tip ısı değiştiricilerinin boyutlandırılmasına özgü parametrelerin belirlenmesindeki zorluklar vurgulanmıştır. Dolayısıyla optimum boyutların tespitindeki güçlükleri gidermeye yönelik, Visual basic bilgisayar programlama diliyle hem görsel hem de kullanım kolaylığı ile tüm seçeneklere ait parametreleri dikkate alarak çok hassas çözüm üreten bir program hazırlanmıştır. Amaç, bilgisayarda programlama yoluyla ısı değiştiricilerinin ısıl hesaplarının yapılması ve ısı transfer yüzeyi ile boru adetlerinin belirlenmesi, böylelikle boyutlandırılması ve optimizasyonunun sağlanmasıdır.

Ayrıca hazırlanan programda, akışkanın fiziksel özelliklerinin sıcaklığa bağlı olarak hassas bir şekilde hesaplanabileceği yazılımlar eklenmiştir. Bu özellikler gerekli olan yerlerde program tarafından kullanılmıştır. Su için sıcaklık değerlerine bağlı olarak yoğunluk, ısı iletim katsayısı, prandtl sayısı, özgül ısı ve dinamik viskozite gibi değerler bulunmuştur. Kullanılan tüm bağıntılar, ilgili literatürlerde verilen amprik ifadelerdir.

Yapılan çalışma, bu alanda yapılacak deneysel ve teknolojik uygulamalar ile teorik çalışmalara çok önemli katkılar sağlayacaktır.

Shell And Tube Heat Exchangers Desıgn
One of the most common processes of engineering applications is the heat exchange between two or more fluids at different temperatures. Devices where such heat exchange takes place are called “heat exchangers” and have many areas of application such as power plants, chemical industries, heating, ventilation and air conditioning systems. One of the most common type of heat exchanger is the shell and tube type. In these exchangers heat is transfered between two fluids; one flowing in the shell side and the other flowing in the tube side.

The scope of this work is to investigate the effects of some parameters such as baffle cut, baffle spacing, tube arrangement and inner tube velocities on overall heat transfer coefficient and on pressure drops and thus achieving the best heat exchanger optimisation. For this aim analyses are made on the parameters that are most effective on heat exchanger rating.

According to the above, the definition, classification, working principles and the areas of application of heat exchangers are studied first. In this context the importance of shell and tube heat exchangers for the industry and technology is specified. Furthermore the difficulties in defining some parameters used in rating of such heat exchangers are also specified. That’s why in order to eliminate the difficulties in designating the optimum dimensions a computer program in Visual Basic is user friendly designed taking into consideration the all parameters of choices and thus can make very sensitive calculations. The objective is to make heat transfer calculations, to obtain heat transfer surfaces and number of tubes thus rating and making optimizations by using computer programming.

Moreover by making some additions to the main program it is possible to maket emperature dependant calculations of physical properties of the fluid. This speciality is utilized by the program where it is needed. Depending on the temperature values for water the datas such as density, heat conduction coefficient, Prandtl number, specific heat and dynamic viscosity are obtained. All relations used herein are empirical expressions given in the literature.

This study is to provide important attributions to the experimental and technological applications and theoretical studies.


AKTEMUR Kayhan

Danışman : Doç. Dr. Erol UZAL

Anabilim Dalı : Makine Mühendisliği

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Doç. Dr. Erol Uzal

Prof. Dr. Rıza Güven

Prof. Dr. Salim Özçelebi

Prof. Dr. Metin Orhankaya

Doç. Dr. Serdar Barış
Bir Rüzgar Türbininin Bilgisayar Destekli Analizi

Yenilenebilir enerji kaynakları; çevre dostu olması, dünyanın her ülkesinde var olabilme özelliği ve sürdürülebilir olması nedeni ile son yıllarda ülkelerin enerji ihtiyacının karşılanmasında ön plana çıkmasında etken olmuştur. Yenilenebilir enerji kaynakları arasında rüzgar enerjisinin belirgin ve önemli bir yeri vardır. Rüzgâr enerjisi; fosil yakıtların oluşturduğu asit yağmurlarına ve atmosferik kirlenmeye neden olmayan temiz, bedava ve tükenmeyen bir enerji kaynağıdır. Rüzgâr enerjisi sistemlerinin geliştirilmesi ve rüzgar çarklarından daha yüksek verim elde etmek için çalışmalar sürdürülmektedir. Bu nedenle de, çok değişik rüzgâr çarkı tasarımları geliştirilerek üretilmekte ve kullanılmaktadır.

Bu çalışmada, genel rüzgâr enerjisi anlatılmakla birlikte, bir çok üstünlüğü bulunmasına rağmen, düşük olan aerodinamik performanslarından dolayı daha az kullanılan savonius rüzgar çarklarının farklı alternatiflerinin, belirlenen rüzgar hızı ve akış koşulları sabit tutularak bilgisayar destekli analizleri yapılmıştır. Bu bağlamda algoritma hakkında detaylı bilgi verilmiş ve alınan sonuçlar yorumlanmıştır.

  


Computer-Aıded Analysıs Of A Wınd Turbıne

Renewable energy sources, environmental friendliness, the world's ability to exist in each country and to be sustainable because of the country in recent years in meeting the energy needs of the agents has been to the fore. Among renewable energy sources of wind power has obvious and important place. Wind energy, fossil fuels creates pollution that does not cause acid rain and atmospheric clean, free and inexhaustible source of energy. Development of wind and wind energy systems to achieve higher efficiency of the wheel are continuing. Therefore, many different wind wheel design was developed and produced and used.

This study describes the general wind energy, has many advantages, although with low aerodynamic performance due to their less frequently used savonius different alternatives of wind wheel, wind speed and the specified flow conditions kept constant by computer-aided analysis are carried out. In this context, given detailed information about the algorithm and the results are interpreted.

KAYIMOĞLU Gürkan
Danışman : Yrd. Doç. Dr. Cüneyt FETVACI

Anabilim Dalı : Makine Mühendisliği

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Yrd. Doç. Dr. Cüneyt FETVACI

Prof. Dr. H. Rıza GÜVEN

Prof. Dr. Salim ÖZÇELEBİ

Prof. Dr. C. Erdem İMRAK

Doç. Dr. Erol UZAL




Sonlu Elemanlar Metodu İle Evolvent Düz Dişli Çarkların Diş Kökü Gerilmelerinin İncelenmesi

Bu çalışmada, makine elemanlarından, endüstrinin birçok alanında yaygın olarak kullanılan ve güç iletiminde önemli bir yere sahip olan dişli çarklar incelenmiştir. Dişli çarkların muhtelif şartlarda fiziksel davranışının modellenmesi sayısız araştırmaya konu olmuştur. Başlangıçta basit mukavemet modelleri ile yapılan bu incelemeler bilgisayar teknolojisindeki gelişmeler ile sayısal metotlarla devam etmektedir. Çalışmanın amacı evolvent düz dişli çarklarda diş dibi gerilmesini hesaplamak için sonlu elemanlar modelini oluşturmak ve muhtelif sınır şartlarında modeli analiz etmektir. Çalışmanın giriş bölümünde dişli çarkların önemi, diş dibi gerilmelerini bulmak için sonlu elemanlar metoduyla modellenen dişlilerle ilgili literatürde yapılmış çalışmalar hakkında ve tez çalışmasının içeriği ile ilgili genel bilgiler verilmiştir.

Bu tez çalışmasının genel kısmının birinci bölümünde geçmişi çok eskiye dayanan, endüstride kullanılan makine elemanları arasında güç ve hareket iletiminde tartışmasız en önemli rolü oynayan, çoğu zaman kullanıldığı yer ve üstlendiği görev olarak alternatifsiz olan dişli çarkların tanımı, eksenlerine göre sınıflandırılması yapılmıştır. İkinci bölümde, bir dişlinin standartlara uygun modellenebilmesi için temel dişli geometrisi ve dişli çarklarla ilgili oranlar verilerek, temel dişli terimlerinin tanımları yapılmıştır. Üçüncü bölümde, günümüzde kullanılan dişli çark çeşitleri arasında geniş bir yere sahip olan düz dişli çarkların imalat yöntemleri anlatılmış ve dişli çarkların mukavemet, yüzey basıncı bakımından yük taşıma kabiliyetlerinin etkileyen en önemli faktör olan dişli malzemelerinin sınıflandırılması yapılmıştır.

Malzeme ve yöntem kısmının birinci bölümünde dişli çarkların mukavemet hesapları, diş profilinde uygulanan yük, dişli çarklarda profil kaydırma ve diş sayısının seçilmesi anlatılmıştır. İkinci bölümünde sonlu elemanlar yöntemine (SEY) duyulan ihtiyaçtan, SEY’deki işlem adımlarından, sonlu eleman (SE) çeşitlerinden ve bu yöntemin avantaj/dezavantajlarından bahsedilmiştir. Üçüncü bölümde kullanıcı dostu sonlu elemanlar analiz programlarından biri olan ANSYS hakkında bilgi verilip, bu programda nokta, çizgi, yay gibi temel birim elemanlardan model geometrisini oluşturup bu modelin analizini yapmak için izlenecek adımlar tarif edilmiştir.

Bulgular kısmında ise, bilgisayar ortamında sonlu elemanlar modelini elde etmek için dişli geometrisinin meydana gelmesinde temel birim olan koordinat noktaların oluşmasını sağlayan program geliştirildi. Bu program ANSYS ön işlemcisinde okutularak katı model için ilk adım olan ve diş geometrisini tayin eden köşe noktalar (keypoint) doğrudan oluşturulmaktadır. Bundan sonra uygun işlemler yapılarak iki boyutlu diş katı modeli elde edildi. Sonlu elemanlar modeli bu katı modelden faydalanılarak elde edilir. Bu işlemleri gerçekleştiren komutların sıralandığı ANSYS çalışma dosyasında bazı büyüklükler (eleman sayısı, dağılımı vs) parametrik olarak değerlendirilmektedir. Bu parametrik yaklaşım belirli bir ağ kalıbı için programın bir defa çalıştırıldığında tüm noktalarda yükleme hallerinin sırasıyla incelenmesi sağlanmaktadır. ANSYS Parametrik Dizayn Lisanının etkin kullanılması ile seçilen düğüm noktalarına kuvvetin otomatik uygulanması ve her durum için çözümlerin elde edilmesi gerçekleştirildi. Çeşitli koşullardaki bu çözümler neticesinde dişlinin fiziksel davranışı simüle edilip, çeşitli sınır şartlarında kök bölgesindeki gerilmelerin değişimi incelendi. Çözümlemeler sonucunda elde edilen grafiklerle literatürdeki grafikler karşılaştırıldı.

Çalışmamın tartışma ve sonuç bölümünde de bu karşılaştırmalar doğrultusunda tez çalışmasının amacına ulaştığına yönelik değerlendirmelerde bulunulmuş ayrıca bu çalışmanın başka hangi çalışmalara yardımcı olabileceği ve uyarlanabileceği hakkında fikirler verilmiştir.



Fınıte Element Analysıs Of Involute Spur Gear Tooth Root Stresses
In this study, machine components and spur gears have been mentioned, which have a wide area in many scope of industry and has an important place in power transmission. Modeling of physical behaviors’ of spur gears in miscellaneous conditions has been a topic for numerous researches. Initially, these examinations made by simple endurance models, are continuing with numeric methods due to the developments in computer technologies. The aim of the study is to develop finite element model to calculate the root stresses of involute flat spur gears fo in different boundary conditions. In the introduction part, the importance of spur gears, studies made in the literature about gears modeled with the method of finite elements to calculate the gear tooth root stresses and general knowledge have been told related to thesis study.

In the first chapter of the general part of this thesis study, the classification of spur gear’s definiton, which has no alternative in transmitting power and motion between elements of machine used in industry, has been made. In the second part, in order to modelling in standards of spur gears; the definition of basic spur gears has been made by giving basic geometry and ratios. In the third part, the manufacturing methods of spur gears, which have a wide area of today’s usage in various gears, has been told; moreover, regarding endurance and surface pressure, the most important factor about loading capabilities on spur gear mechanesins have been classified.

In the first part of material and method chapter, endurance calculation of spur gears, loads that applied in spurs profile, profile scrolling in spur gears, and selection the number of spur gears have been told. In the second part, it was mentioned of the advantages and disadvantages of the necessity of finite elements method (FEM), steps in FEM and kind of finite elements (FE).

In the third part, it was given information about ANSYS which is one of the analysis program of user friendly finite elements, and was also described the developing a model geometry with basic components like point, line, curve and the steps will be pursued to analyze this model.

In the section of finding however, a program has been developed providing the system coordinates in constituting spur geometry basic component in the computer environment to obtain the finite elements. This program is read by ANSYS preprocessor, then key points, which is the first step in solid model and assigns the spur geometry, are developed directly. Hereafter, making appropriate processes, two dimensional spur solid model was produced. Finite elements model is generated by deriving benefit from this solid model. Some measures (number of element, distribution, etc.) in ANSYS working file which instructions performing these processes are classified in, are evaluated parametrically. This parametric approach provides investigating the all loading situations respectively when the program operated once time in a determinated network pattern. By using ANSYS Parametric Design License effectively, power was implemented automatically to chosen crucial points and solutions carried out for each situation. According to these solutions in different conditions, physical behavior of the spur simulated and variation of tensions examined in root region in various boundary conditions. The diagrams derived in consequence of analysis, are compared with the diagrams in literature

In discussion and conclusion part of the study, examinations have been made that this thesis study has reached its objective according to these comparisions and also ideas given about this study will be useful and adjustable to which studies.



Yüklə 1,75 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   30




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin