Sorunları:
Evsizler her çeşit şiddeti açık bir şekilde sokaklarda yaşamaktadırlar. Evsizler popülasyonu içerisinde yer alan evsiz kadınların karşılaştığı sorunlar; çocuklarının bakımında güçlükler yaşama, kendini toplumdan ve insanlardan izole etme, aile içinde şiddet yaşama, tecavüze uğrama, cinsel istismarla karşılaşma sokaklarda fiziksel şiddete maruz kalma, uyuşturucu madde kullanma, aile ve sosyal destekten yoksun olma, düşük benlik saygısına sahip olma, yakınlarında bulunan kişilere aşırı bağımlı olma ve çevrede gelebilecek her türlü saldırılara karşı savunmasız durumda olma, cinsel yolla buluşan hastalıklara maruz kalma gibi sorunlarla karşı karşıya kalmaktadırlar.
Evsizler, öz bakım ve temel ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik hizmetleri sağlayacak ekonomik güce sahip değildirler. Sokakta uzun süre kalmaları, yaşam koşullarının olumsuzluğu söz konusu bireylerde çeşitli sağlık problemlerine yol açmaktadır (şizofreni, romatizma, zatürre vs.).
Yine bu kişiler her türlü sosyal tehlike ve riske açık olup, bilhassa organ mafyası tarafından hayatları riske edilmektedir. Söz konusu kişilerin herhangi bir kuruluş veya resmi tedavi kuruluşundan hizmet alabilmesi için nüfus kimliğine ihtiyaç duyulmakta ancak nüfus kimlikleri olmadığı için gerekli tedavilerin başlatılması olası olamamaktadır. Yine sosyal kurumlara yerleşmede ruh sağlığına yönelik tedavisinin önceliği gerekmekte bu aşamada vasilik ve ilgili mahkemenin vasiye izin yetkisini vermesi gerektirmede olup bu durum evsizlerin sosyal kurumlara yerleştirilmelerinde problemlere yol açabilmektedir.
Sorun Alanına Yönelik Uluslararası Ve Ulusal Mevzuat:
Sorun alanına yönelik olarak hukuki düzenlemeler incelenirken öncelik olarak İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde başlamak gerekmektedir.
10 Aralık 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 3. Maddesi “Herkesin yaşama hakkı ile kişi özgürlüğü ve güvenliğine hakkı vardır” ifadesi yer almaktadır.
Yine İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 25. Maddesi “ herkesin, kendisinin ve ailesinin sağlığı ve iyi yaşaması için yeterli yaşama standartlarına hakkı vardır; bu hak beslenme, giyim, konut, tıbbi bakım ile gerekli toplumsal hizmetleri ve işsizlik, sakatlık, hastalık, dulluk, yaşlılık yada kendi denetiminin dışındaki koşullardan kaynaklanan başka geçimini sağlayamama durumlarında güvenlik hakkı vardır” denilmektedir.
3 Mayıs 1996 yılında kabul edilen Avrupa Sosyal Şartının 1. Bölümünün 13 maddesi “ yeterli kaynaklardan yoksun olan herkes, sosyal ve tıbbi yardım alma hakkına sahiptir” ifade yer almaktadır. 14. Maddesinde ise “ herkes sosyal refah hizmetlerinde yararlanma hakkına sahiptir”.
Avrupa Sosyal Şartı’ nın 15. Maddesini de“özürlüler toplumsal yaşamda bağımsız olma, sosyal bütünleşme ve toplumsal yaşama katılma hakkına sahiptir” ifadesi yer almaktadır.
Ülkemiz tarafından imzalanan ve toplam 50 madden oluşan ve taraf olan devletlere, engellilere karşı ayrımcılığı ortadan kaldırmak ve onların yaşam standartlarını yükseltmek gibi yükümlülükler getirmiştir.
BM Engelli Hakları Sözleşmesinin 5.Maddesi Eşitlik ve Ayrımcılık Yasağını düzenlemekte olup 1.Fıkrası“Taraf Devletler,herkesin hukuk önünde eşit olduğunu ve ayrımcılığa uğramaksızın herkesin hukuk tarafından eşit korunmaya ve hukuktan eşit yararlanmaya hakkı olduğunu kabul eder”.
2.fıkrasında ”Taraf Devletler, engelliğe dayalı her türlü ayrımcılığı yasaklayacak ve engellilerin herhangi bir nedene dayalı ayrımcılığa karşı eşit ve etkili şekilde korunmasını güvence altına alacaktır.
3.Fıkrasında “Taraf Devletler, eşitliği sağlamak ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak üzere engellilere yönelik makul uyumlaştırmanın yapılması için gerekli tüm adımları atacaktır.
4.Fıkrasında ”Engellilerin fiili eşitliğini hızlandırmak veya sağlamak için gerekli özel tedbirler, bu Sözleşme bakımında ayrımcılık sayılmayacaktır” denilmektedir.
BM Engelli Hakları Sözleşmesinin 17. Maddesi Kişinin Bütünlüğünü Koruma hakkını düzenlemekte olup” Her kişi beden ve ruh bütünlüğüne diğerleriyle eşit bir şekilde saygı duyulması hakkına sahiptir” denilmektedir. Yine BM Engelli Hakları Sözleşmesi 25.Maddesi Sağlık ve 26. Maddesi Habilitasyon ve Rehabilitasyon Haklarına yönelik düzenlemeleri içermektedir.
Uluslar arası insan hakları belgelerinde olduğu gibi Anayasamızda ve mevzuatımızda farklı gelişen ve özel gereksinimli kişiler “her kes”,”her kişi”,”tüm kişiler” ya da ”hiç kimse” olarak birer özne olarak temel haklara sahiptir. Bu nedenle yaşam hakkı, düşünce ve vicdan özgürlüğü,ifade özgürlüğü,ayrımcılığa uğramama,işkence ve kötü muameleye uğramama,kölelik yasağı,örgütlenme özgürlüğü,eğitim hakkı,sosyal güvenlik hakkı,çalışma hakkı,adil yargılanma hakkı,seyahat özgürlüğü,demokratik yaşama katılma hakkı,kanunlar önünde eşitlik hakkı,evlenme ve aile kurma hakkı,kişi güvenliği hakkı,mülkiyet hakkı,yeterli yiyecek edinme hakkı,barınma hakkı vb. haklar farklı ve özel gereksinimli kişileri de kapsar.
Anayasamızın 2. Maddesinde Türkiye Cumhuriyetini sosyal bir hukuk devleti olarak tanımlanmaktadır. Yine kişilerin ve topumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak görevi de Anayasanın “devletin temel amaç ve görevleri” başlıklı 5.maddesinde yer almaktadır.
Anayasanın 10.maddesinde ayrımcılık yasağı temel olarak belirtilmiş olup “ herkes, dil, ırk,renk,cinsiyet,siyasi düşünce,felsefi inanç,din,mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanunu önünde eşittir.Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.Çocuklar,yaşlılar ve engelliler gibi özel suretle korunması gerekenler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılamaz” ifadesi belirtilmektedir.
AVRUPA BİRLİĞİ ÜLKELERİNDE EVSİZLERE YÖNELİK UYGULAMALAR ve TÜRKİYEDE YAPILABİLECEKLER
Yasama:Birçok Avrupa ülkesinde kamu otoritelerinin nüfusa
konut sağlama yükümlülüğü anayasada veya konut
yasalarında belirtilmiştir. Evsizler için bireysel olarak
sosyal yardım talep etme hakkı yasayla sağlanmaktadır.
Yerel yönetimlerin evsizlerle ilgili yükümlü olduğu görevler
yasalarca belirtilir. Evsizlerle ilgili hizmet sağlanması
ve strateji oluşturulması yasal yükümlülüktür.
Müdahale: Avrupa ülkelerinde genellikle basamak modelinden (staircase model), konut öncelikli bir modele
(housing first) geçiş söz konusu. Önceden yaygın olan basamak modelinde evsiz insanların belirli aşamalardan
geçerek (sosyal ve sağlık problemlerinin giderilmesi
gibi), uzun vadede kalıcı konutlandırılmaları amaçlanırken,
konut öncelikli model ise aksine başlangıç noktası
olarak kalıcı konut edindirmeden sonra varsa diğer sağlık
ve sosyal problemlerin çözümlenmesine odaklanır.
Örneğin, Fransa’da öncelikli ihtiyacın ev olduğundan hareketle ve 2009-2012 yılları arasında konut öncelikli program uygulanarak evsizliğinin önüne geçme stratejisi takip ediliyor. Ayrıca, Finlandiya konut öncelikli model uygulanmakla birlikte, uzun vadede evsizliği önlemek için aktif rehabilitasyon desteği de sağlıyor. Ayrıca, evsizliği önleme noktasında uzun vadeli çalışmalar ve gerekli
özel müdahaleler de söz konusu..
Uygulama:Belediyeler ya doğrudan (Almanya, İsveç, İngiltere
de olduğu gibi) ya da STK’lar aracılığıyla, STK’ları
fonlayarak hizmet yürütmekteler.
Önleyici çalışmalar:Evsizlik durumuna karşı önlem alma
çalışmaları da söz konusudur, haa AB ülkelerinde genel
kanı önleyici çalışmaların evsizlikle mücadelede en öncelikli
adım olması gerektiği yönündedir. Tüm ülkelerin
yayınlanan evsiz stratejileri önleyici çalışmalardan bir
öncelik olarak söz eder. Örneğin Avusturya ve Almanya’da
haciz edilme ihtimali bulunan haneler için özel önleme
merkezleri vardır.
Önlemler: “Avrupa Evsizlik üzerine Konsensus Konferansı,
9-10 Ekim 2010” sonucunda evsizlere yönelik oluşturulan
raporda, “çatısızlar” için acil konaklama imkânı,
acil sığınma/barınma evleri oluşturulması, evsizler için
geçici konaklama-geçici hosteller, uzun vadede de desteklenen
veya basamaklı konaklama modelleri, şiddet
mağdurları için sığınma evleri açılması önerilmiştir. Ayrıca,
evsizler ve önceden evsiz olup barınma evlerine yerleştirilenler
için destek programları, gündüz bakım evi,
mobil yemek hizmetleri, sağlık, eğitim ve istihdam gibi
hizmetlerin gerekliliği vurgulanmıştır.
Örnekler:
Acil Durum Düzenlemeleri, Finlandiya Örneği: “Uzun
Dönemli Evsizliği Azaltma Programı” kapsamında evsizler
desteklenmiş ve bağımsız yaşama geçme sürecine
destek hizmetlerinin yanında, sağlık ve sosyal hizmet görevlilerinin
çalıştığı yemek, yıkanma ve sağlık hizmetinin
7/24 verildiği evsiz servis merkezleri var.
Evsizlere Yönelik Politika Uygulamaya İlk Kez Başlanması,
Portekiz Örneği: “Sosyal Koruma ve Sosyal
İçerme üzerine AB Stratejisi” bağlamında Avrupa Birliği
komisyonunun, evsizlerle ilgili üye ülkeleri yaptırıma
tabii tutacağını açıklamasına kadar Portekiz’de bu
alanda ciddi bir uygulama yoktu. 2004-2005’te bütün
yerel yönetimler ve belediyelerce uygulanan anketlerle
durum tespiti yapıldı. 2007’de de devlet ve STK’lar bir araya gelerek, 2009 uygulamaya konan bir ulusal eylem
planı geliştirdiler.
Konut Öncelikli Modelin Uygulanması, New York Örneği:
Yürütülen bu çalışmada öncelikli olarak kalacak yer
ve beraberinde de fiziksel ve zihinsel tedavi, madde bağımlılığı
önlemleri, eğitim ve istihdam sağlanması hedefleniyor.
Bu uygulama Washington DC, Philadelphia,
Amerika’nın bazı eyaletleri, Kanada, Japonya, İspanya,
Hollanda ve Portekiz’de de yürütülüyor
(http://www.pathwaystohousing.org/).
Avrupa Birliği Ülkelerindeki Ulusal Evsizlik Politikalarından
Örnekler:
Danimarka
Danimarka’nın 1990’lardan beri yürürlükte olan ve kayda
değer bütçelerle desteklenen evsizlik politikaları vardır.
2009-2012 yılları için, ‘Konut Öncelikli’ yaklaşımı başlangıç
noktası olarak gören politikaya yaklaşık 67 milyon
Euro ayrılmıştır. Bugünkü politikanın temel amaçları
uyum güçlüğüyle başa çıkmak, evsiz gençlere hizmet
veren yurtlara alternatifler bulmak, geçici barınma merkezlerinde
kalma süresini azaltmak ve hastanelerden ve
sağlık hizmetlerinden ayrılanlar için kalacak yer temin
etmektir.
Finlandiya
Finlandiya 1987’den beri evsizlik politikaları sürdürmektedir
ve bu konuda kayda değer ilerleme sağlamıştır. Bugünkü
politikası 2011 yılı itibariyle uzun süreli evsiz insan
sayısını yarıya indirmek ve 2015 yılı itibariyle de uzun süreli
evsizlik problemini tamamen ortadan kaldırmaktır.
2009-2011 planına yıllık toplam 100 milyon euro ayrılmıştır.
‘Konut Öncelikli’ yaklaşımının öncülerinden biri olan
Finlandiya sığınak barınmalarını tamamen ortadan kaldırarak
yerine uzun süreli barındırma sağlamayı kendisine
hedef edinmiştir.
Fransa
Fransa 2008-2012 yılları için barınma ve evsizlik meselelerini
ulusal öncelikler olarak kabul etmiştir. 2009’un
Kasım ayında kapsamlı bir evsizlik politikası yürürlüğe
koymuştur. Bu politikanın temel amaçları sokaktaki
insan sayısını önemli ölçüde azaltmak ve barınma ve evsizlik
problemi çeken insanlar için daha insan merkezli,
bireyselleştirilmiş ve birey haklarına dayanan bir hizmet
gerçekleştirmektir. Yaklaşımın ana unsuru Fransa’da
2007 yılında yasal bir temele kavuşan barınma hakkının
uygulanabilirliğinin sağlanmasıdır.
İrlanda
İrlanda 2008-2013 yılları için ‘Eve Giden Yol’ adında bir
politika başlatmıştır. Bu politika daha önce uygulanmış
bir dizi politika sonucunda gerçekleştirilen ilerleme üzerine
kuruludur. Politikanın altı temel amacı vardır: evsizliği
önlemek, sokakta uyumaya yönelmeyi ortadan
kaldırmak, uzun süreli evsizliğin yok edilmesi, uzun süreli
barındırma ihtiyaçlarının karşılanması, evsizler için etkili
hizmetler sağlamak ve fon temininde daha iyi bir işbirliğinin
gerçekleştirilmesi.
Hollanda
Hollanda’daki günümüz ulusal evsizlik politikası dört
büyük şehirdeki evsiz nüfusun belirlenmesi odaklıdır. İlk
amaç evsizler olarak tanımlanan birinci grup hedef kitlenin
durumunun geliştirilmesidir. İkinci aşamadaki
hedef ise evsizlik tehlikesine açık olarak tanımlanan ve
daha geniş bir kitleyi oluşturan insanların evsizlik problemine
maruz kalmalarını önlemek ve bu insanlar için
uygun desteği sağlamaktır. Temel amaç 2013 yılı itibariyle
evsizliği ortadan kaldırmaktır. Bu iyi finanse edilmiş
ve kişiselleştirmenin ve bütünlüğün temel unsurlar olduğu
bir politikadır. Asıl odak noktası dört büyük şehir
olmasına rağmen diğer şehirler de ulusal yaklaşıma dahil
edilmiştir.
Portekiz
Portekiz’in ‘Evsizlerin Bütünleştirilmesi İçin – Önleme,
Müdahale ve Takip Ulusal Politika’sı 2009’un Mart ayında
ilan edildi. Bu, ülkenin ilk evsizlik politikası olup 2009-
2015 yıllarını kapsamaktadır. Portekiz evsizlik sorunu için
politika geliştiren ilk Güney Avrupa ülkesidir.
İsveç
İsveç yirmi yıllık ulusal evsizlik politikaları tarihine sahiptir.
2007-2009 yıllarını kapsayan ulusal politika, evsizleşen
insan sayısını azaltmak (ve çocukların evsizleşmesini
tamamen engellemek), bazı sosyal hizmetler ya da diğer
kişi ve kurumlar tarandan sağlanan barınma yerleri
veya eğitim amaçlı barınma merkezlerinde kalan insanların
devlet barındırma kurumlarına geçişini sağlamak ve
barınma seçenekleri sunulmadan hapishanelerden, tedavi
ve bakım birimlerinden tahliye edilen insan sayısını
azaltmak odaklıdır. Bu politikaya göre herkesin başının
üstüne bir çatı garanti edilmeli ve bu kişilerin kişisel ihtiyaçlarını
karşılamaya dayanan işbirliği içinde adımlar
atılmalıdır.
Birleşik Krallık
İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda’da birbirinden ayrı evsizlik politikaları bulunmaktadır
İngiltere
İngiltere 1990’ların sonunda sokakta uyumayı azaltma
hedefiyle başlayan evsizlik sorununa çare bulma politikaları
önemli sonuçlar almıştır. 1998’de hükümet sokakta
uyuyan insan sayısını üçte iki oranında azaltmak için işe
koyulmuştur. Bu amaç gerçekleştirildi ve 2008 yılında
2012 yılında sokakta uyumayı ortadan kaldırmayı amaçlayan
yeni bir politikaya geçiş yapıldı. Söz konusu politika,
yerel yönetimlere ve gönüllü derneklere üç yıl
boyunca sağlanan 230 milyon poundluk evsizlik fonu ile
finanse edilmektedir. Ayrıca İngiltere 2010 yılı itibariyle
geçici barınma tesislerinde kalanların sayısını da yarıya
indirmeyi amaçlamaktadır. Genel evsizlik politikası evsizliği
önlemeye, ‘evsizlik tehlikesine açık insanlara destek
sağlamaya’, evsizliğin nedenleri ve belirtileri ile
ilgilenmeye, daha fazla insanın sokakta uyumaktan kurtarılmasına
ve daha fazla ev sağlanmasına odaklanmaktadır.
İskoçya
İskoçya’nın 2001 ve 2003 yılları barındırma faaliyetleri
evsiz insanlara barınma imkanı sunmaktadır. 2012 yılı itibariyle
kendi rızaları dışında evsiz kalan tüm hane halkları,
yasal olarak barınma hakkına sahip olacaklar.
Galler
2009 yılında, Galler altı stratejik amacı olan bir on yıllık
evsizlik planı ilan ei. Bu amaçlar: mümkün olan her
yerde evsizliği önlemek, kurumsal ve siyasi sınırlar üzerinden
çalışmak, hizmet dağıtımının merkezine hizmeti
kullananı koymak, sosyal eşitliği ve hizmet alımındaki
eşitliği sağlamak ve kaynakları en iyi şekilde kullanmak.
Kuzey İrlanda
Kuzey İrlanda’nın ilk evsizlik politikası 2002 yılında yayınlandı.
Politikanın üç yaklaşımı evsizliği önlemek, evsizlikten
korunmak için insanlara yardım etmek ve bir ev
edindiklerinde insanları desteklemeye yönelik düzenlenmiştir.
Norveç
Norveç’in evsizlikle mücadeledeki politikası ulusal bir
politika olarak ‘Daimi Bir Eve Giden Yol’ adı altında 2004
yılında başlatıldı. 2007’nin sonu için şu hedefler konuldu:
Haciz başvuruları % 50 ve haciz sonucu evinden olma vakaları
%30 oranında azaltılacak, hapishanelerden tahliye
olan hiç kimse geçici barınma yerlerinde barınmak zorunda
bırakılmayacak ve herhangi bir kurumdan tahliye
edilen hiç kimse geçici barınmaya yönelmek zorunda bırakılmayacak.
Ayrıca, kimseye kalite sözleşmesi olmaksızın
gece barınaklarında kalmaları teklif edilmeyecek ve
hiç kimse geçici barınma yerlerinde üç aydan fazla kalmayacak kalmayacak,
devlet bu kişilere en geç üç ayın sonunda kalıcı
bir barınma yeri temin edecek. 2009’dan beri, Norveç
gençlerin evsizliğiyle başa çıkmaya özel önem vermektedir.
Macaristan
Macaristan’ın Sosyal Sorunlar Bakanlığı 2008’de ulusal
bir politika başlaı. Macaristan ulusal bir politika geliştiren
ilk Doğu Avrupa ülkesidir. Fakat politika henüz tamamlanamadı
veya gerçekleştirilemedi.
TÜRKİYEDE YAPILMASI GEREKENLER
Farklı ihtiyaçlar için farklı merkezler: Sokakta yaşayan
evsiz insanlarımız bazen yalnız bir kadın ya da yalnız bir
erkek olabildiği gibi bazen çocukları da yanında olan bir
kadın ya da bir erkek, bazen karı koca, bazen de çocuklarıyla
birlikte sokakta kalan bir aile olabiliyor. Evsiz merkezleri
bu durum göz önünde bulundurularak kurulmalı
ve organize edilmeli. Örneğin sokakta kalan evsiz bir kadının
yanında 15-16 yaşında oğlan çocuğu olabiliyor. Bu
durumda olan insanlarımızın da çocuklarından ve ailesinden
ayrı bırakılmayacağı şekilde bir hizmet modeli sunulmalıdır.
Bazı evsiz kadınlar güç bela boş yer sağlanan
kadın sığınma evlerine yerleştirilmeye çalışılsa bile yanında
yaşı biraz büyük erkek çocuğu olduğu zaman kadın sığınma evleri de kapılarını bu insanlarımıza kapatmaktadır.
Aileler ve yalnızlar – madde bağımlısı olanlar için ayrı
merkezler: Evsizler için cinsiyet ve özel durumlarına
göre ayrı ayrı hizmetler sunulabilecek farklı evsiz merkezleri
kurulmalıdır. Yukarıda da anıldığı üzere kimi Avrupa
Birliği ülkelerinde evsizlere yönelik kadın ve
erkekler için ayrı ayrı evsizler merkezleri, açıldığı gibi
alkol ve madde bağımlısı evsizler için de farklı mekanlar
oluşturulmaktadır.
Ruh sağlığı bozuk evsizler için: İl sağlık müdürlükleri ve
bunlara bağlı ruh ve sinir hastalıkları hastanelerinde, sokaktaki
evsiz insanlarımızın yer yok diye kabul edilmemesiyle
ilgili sorunlar acilen giderilmelidir. Sokakta
yaşayan evsiz insanlarımızın bir bölümü akıl ruh sağlığı
yerinde olmadığı için bu insanlarımızın emniyet, jandarma,
zabıta, Aile ve sosoyal politikalar bakanlığı, sağlık görevlileri vb. tarafından
ilk etapta akıl ve ruh sağlığı yönünden tedavilerinin sağlanması
için yatılı akıl ve ruh sağlığı hizmetleri veren
uygun hastanelere götürmelidirler. Söz konusu evsizlerimizin
ilgili hastanelere yatırılıp ücretsiz olarak tedavi
ettirilmesi, ardından ruhsal özürlü kapsamında Aile ve sosoyal politikalar bakanlığı,
bünyesindeki sosyal bakım ve rehabilitasyon merkezlerine
yerleştirilmeleri gerekmektedir. Sağlık bakanlığının
ilgili yönetmeliklerinde bu hususlar belirtilmekle birlikte
uygulamada ciddi sıkıntılar mevcuttur.
Evsizlerimizin topluma kazandırılması için gereken
ileri adımlar: Kuşkusuz yukarıda anlatılan taleplerimiz
karmaşık bir toplumsal sorun olan evsizliğin acil ve yakıcı
veçhesinin, yani evsiz insanlarımızın sokakta karşılaştıkları
yoksulluktan tacize, yalıtılmışlıktan ölüme her türden
yakıcı sorunun geçici çözümüne yöneliktir. Evsizlerimizi
topluma yeniden kazanmak için atılması gereken adımlar
sorunun ileriki bir boyutudur ve yukarıda bahsedilen Avrupa
Birliği ülkelerinde uygulanmakta olan farklı modeller
örnek alınabilir.
(Evsizlere İlişkin Sosyal Hizmet Modeline Yönelik Bir Öneri)
Evsizlere yönelik olarak oluşturulan herhangi bir hizmet modeli olmayıp, halen var olanlar ise ya kış aylarında geçici olarak oluşturulan toplama merkezleri ya da Beyoğlu Kaymakamlığı’nın kimsesizler evi olup, buraya kabulde herhangi bir özrü olmamak ve 15 gün gibi kısa süreli kaldıktan sonra ayrılma şartı vardır. Evsizlerle ilgili sosyal sorunlar giderek artmaktadır ve çözüme yönelik herhangi bir hizmet modeli henüz oluşturulmuş değildir. Söz konusu alana ilişkin hizmetler oluşturulurken multi disipliner bir yaklaşımı benimsemek gerekmektedir. Sorun alanıyla ilgili olarak İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü, Emniyet Müdürlükleri, Sulh Hukuk Mahkemeleri, Nüfus Müdürlükleri ve Büyükşehir Belediyesinin eşgüdümü ve koordinesinde bir çalışma yürütülmesi zorunluluk arz etmektedir.
Bu amaçla evsizlerin barınma, bakım ve temel ihtiyaçlarının karşılandığı, sağlık problemlerinin çözümlendiği, evsizlerle ilk görüşmelerin gerçekleştirildiği, yapılan görüşmeler sonucunda ailesi olan ve aileyle iletişimleri kopan evsizlerin tespit edilebileceği, iletişim kopuşuna neden olan aile içi problemler üzerinde durularak eve dönüş çalışmalarının gerçekleştirilebileceği, eve dönüş imkanı olmayan bir kuruluşa sürekli yerleştirilmesi gerekecek evsizlerin nüfus kimliğinin çıkarılma, vasilik sürecini tamamlama ve ilgili mahkemeden izin yetkisinin çıkarılma işlemlerinin yapılabileceği, evsizler arasında ruh sağlığı veya süreğen hastalıkları bulunanların tedavisinin gerçekleştirildikten sonra sürekli bakım ve rehabilitasyon hizmeti alabilecekleri Sosyal Hizmetler Ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı resmi veya Özel Bakım Merkezlerinden birine nakil işlemlerinin gerçekleştirilebileceği ARA BİR İSTASYON’un ACİL olarak açılması gerektiği düşünülmektedir.
SEYYAR SATICILAR
Seyyar Satıcı: Kimdir? Kimlerdendir?
Türkiye’de kentleşme süreci, demografik, ekonomik, sosyal ve
kültürel bakımdan ele alındığında, yapısal değişmelerin sonucunda ortaya
çıkan bir süreç olduğu açıkça görülmektedir. Kırsal alanlardan kentlere olan
göç ve kentin yapısal dönüşümünü kapsayan kentleşme, enformel meslekleri
de beraberinde getirmiştir. Bunlardan biri olan seyyar satıcılar; “belli bir
satış yerinde çalışmayan, tüketicinin bulunduğu yere giderek malını satışa
sunan kimse” (TDK, 2012) olarak tanımlanmaktadır. Arapça kökenli seyyar
kelimesi, belli bir yeri olmayan, gezici, gezgin, kolay taşınabilen, katlanarak
taşınabilir duruma getirilebilen ya da portatif anlamlarına gelmektedir (TDK,
2012). Seyyar satıcı yerine kullanılan işportacı kavramı da “gezici olarak
açıkta yapılan kayıt dışı satış” (TDK, 2012) olarak tanımlanmaktadır.
Marjinal sektörde en çok bilinen ve en yaygın iş kolu olan seyyar
satıcılık, mevsim şartlarına ve bölgesel özelliklere göre çeşitlilik
göstermektedir. İşsiz kalan bireyin geçimini sağlamak amacıyla başvurduğu
en yaygın enformel yollardan biridir. Fakat son yıllarda belediyeler,
destekleyici ve düzenleyici politikalar kapsamında, seyyar satıcılara, sattığı
maddelerin hijyenik kurallara uyması koşuluyla, kentin belirli mekânlarında
resmi olarak satış yapmalarına izin vermiştir. Seyyar satıcılar, genelde simit,
sebze, tekstil ürünleri, hırdavat, pamuk şeker vb. maddeleri, kayıt dışı olarak, satışa sunmaktadır
Kentsel mekânlarda birçok yerde rastlanan seyyar satıcılar enformel
sektörün içinde yer almaktadır. Seyyar satıcılar, formel iş ve tüketim alanları
dışında veya alt sosyal kategorilerin ihtiyaçları için, iş olanakları yaratarak
hareketli hizmetler sunmaktadırlar. Bazı seyyar satıcılar sattıkları malları
kendi ev ortamı içinde bazı araç gereçlerle üretmektedir. Diğer bazıları ise
sattıkları malları, toptan alarak aracılık etmektedirler. Seyyar satıcılar, kentin
sokaklarında, caddelerinde, köşe başlarında, üst ve alt geçitlerinde, metro
istasyonlarının çıkış noktalarında, kavşaklarda, kırmızı ışıklarda, otoyol
bağlantı noktalarında, kısaca nüfusun zaman zaman yoğunlaştığı hareketli
alanlarda; belirsiz bir zaman için geçici, ancak bu belirsizlik içinde de yerleşik hale gelerek satış yapmaktadırlar. Yerleşiklik, zabıta ya da ilgili
denetim unsurlarının baskınları ile bozulmakta ise de, bu unsurların
çekilmesiyle ve genellikle meşru kabul edilen bir iş bulununcaya kadar
devam etmektedir
Dostları ilə paylaş: |