EMO, IMO, MMO VE MO’DAN
ORTAK HAREKET PROTOKOLU
http://www.tmmob.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=8463&tipi=9
Elektrik, Insaat, Makina Muhendisleri Odasi ve Mimarlar Odasi meslek alanlarina ve kamusal denetime yonelik yapilan saldirilara karsi mucadelenin daha etkin yurutulebilmesi icin “Ortak Mesleki Uygulamalar ve Teknik Isbirligi Protokolu” imzaladi. Dort Oda konuya iliskin olarak 18 Ekim 2012 tarihinde bir basin aciklamasi yapti.
ELEKTRIK, INSAAT, MAKINA MUHENDISLERI VE MIMARLAR ODALARINDAN
ORTAK BASIN ACIKLAMASI
18 Ekim 2012
ODALARDAN ORTAK HAREKET PROTOKOLU
Elektrik, Insaat, Makina Muhendisleri ve Mimarlar Odasi, meslek alanlarina ve kamusal denetime yonelik yapilan saldirilara karsi mucadelenin daha etkin yurutulebilmesi icin "Ortak Mesleki Uygulamalar ve Teknik Isbirligi Protokolu" imzalamislardir. Bu kapsamda hem mesleki ve kamusal cikarlarin bilimsel anlamda korunmasi, hem de burokrasinin azaltilarak, gereksiz zaman kaybinin onune gecilmesi ve ilerleyen surecte diger Meslek Odalari‘nin da katiliminin saglanmasi ongorulmektedir.
Ulkemizde son yillarda surdurulen yeniden yapilandirma calismalarinda "cagdas, katilimci, cok sesli demokrasi"nin alti cizilirken, diger taraftan meslek alanimiza yonelik "anti-demokratik, ortulu otoriter anlayis"in altyapi calismalari sistemli bir sekilde surdurulmektedir. Kentsel mekanin, yapili ve dogal cevrenin olusumuna yonelik duzenlemeler, toplum yarari ve yasam kalitesi uzerinden degil, "rant degerleri" uzerinden olusturulmaktadir. Uygar ulke olcutleri ve demokrasi ile bagdasmayan, hukuka, Anayasa‘ya ve ilgili yasalara acikca aykiri, cagdisi bir anlayisin urunu olan mudahaleler araciligiyla kuresel somuru, rant ve cikar politikalarinin hicbir engelle karsilamaksizin yasama gecirilmesi icin meslek alanimiz da hizla kusatilmaktadir.
Bu surecte, meslek Odalarinin aydinlatici, esitlikci, kamu yararini ve meslek ahlakini vurgulayan sorumluluklari kritik bir onem tasimaktadir. Kentsel mekan "rant degerleri" uzerinden degil, toplum yarari ve yasam kalitesi uzerinden degerlendirilmelidir. Meslek ilkeleri korunmali, her alanda oldugu gibi, meslek alanlarimizda da cagdas, demokratik bir Turkiye icin muhendislik ve mimarlik alaninda meslek onuru, bilimsel sorumluluk ve kamu yarari onceligi temelinde biraraya gelinmelidir.
Amaclari arasinda, "muhendislik ve mimarlik meslegi mensuplarinin, ortak gereksinimlerini karsilamak, mesleki faaliyetlerini kolaylastirmak, meslegin genel menfaatlere uygun olarak gelismesini saglamak, meslek mensuplarinin birbirleriyle ve halk ile olan iliskilerinde durustlugu ve guveni hakim kilmak uzere gerekli duzenlemeleri yapmak" olan Turk Muhendis ve Mimar Odalari Birligi‘nin (TMMOB) kurucu odalarindan olan, Elektrik Muhendisleri Odasi, Insaat Muhendisleri Odasi, Makina Muhendisleri Odasi ve Mimarlar Odasi arasinda "Ortak Mesleki Uygulamalar ve Teknik Isbirligi Protokolu" yapilmistir. Protokolun kapsamini "saglikli kentlesme, nitelikli yapilasma, kulturel, tarihi ve dogal cevre degerlerinin korunarak gelistirilmesi, meslek onurunun korunmasi, meslegin gelistirilmesi ve kamusal haklarin korunmasi" olusturmaktadir.
Imzalanan bu protokol ile meslek Odalari arasinda teknik isbirligi zeminlerini gelistirerek, saglikli kentlesme ve nitelikli bir yapilasma faaliyeti icin gerekli olan mimarlik ve muhendislik hizmetlerinin ilgili mevzuata, bilimsel esaslara ve mesleki kurallara uygun olarak yerine getirilebilmesini saglamak; meslek onurunun korunmasi ve meslegin gelistirilmesi icin taraflarin ortak sorumluluklarinin tarih, kultur, doga ve cevre degerlerine sahip cikarak ve karsilikli dayanisma icerisinde yerine getirilmesini saglayarak, meslek mensuplarinin faaliyetlerinde kamu yararinin gozetilmesinin sartlarini olusturmak amaclanmaktadir.
Protokol cercevesinde, her bir yapi projesi uzerinde Odalar ortak veritabani uzerinden birbirlerinin yaptigi islemlerden haberdar olacak ve kendi ic isleyislerinde diger Odalarin islemlerini de dikkate alacaklardir.
TMMOB Elektrik Muhendisleri Odasi
TMMOB Insaat Muhendisleri Odasi
TMMOB Makina Muhendisleri Odasi
TMMOB Mimarlar Odasi
ULUSLARARASI AF ORGUTU TWITTER EYLEMi
KABUDVAND’A OZGURLUK!
Mohammad Sadiq Kabudvand, Iran’in Kurt azinlik grubunun uyesi, insan haklari savunucusu ve gazetecidir.
2007 yilinda tutuklandi ve toplam hukumluluk suresi 10 yil 6 ay (2008’deki davadan 10 yil; ve 2005’teki davadan 6 ay). O, dusuncelerini bariscil bir sekilde aciklamis bir dusunce mahkumu.
Uluslararasi Af Orgutu olarak Kabudvand'in derhal ve kosulsuz bir sekilde serbest birakilmasini talep ediyoruz. http://bit.ly/VcpFQS
Iran Kurt azinlik grubu uyesi ve dusunce mahkumu Kabudvand, 2007’den bu yana hapiste #kabudvandaozgurluk http://bit.ly/VcpFQS
2007'de tutuklanan Kabudvand Kurdistan Insan Haklari Organizasyonu’nun kurucusudur #kabudvandaozgurluk http://bit.ly/VcpFQS
Evin Cezaevi'nde tutulan dusunce mahkumu Kabudvand yeterli saglik hizmeti almiyor #kabudvandaozgurluk http://bit.ly/VcpFQS
Kabudvand bariscil yollarla orgutlenme ozgurlugunu kullandigi icin cezaevinde #kabudvandaozgurluk http://bit.ly/VcpFQS
Kabudvand'i derhal ve kosulsuz bir sekilde serbest birakin #kabudvandaozgurluk http://bit.ly/VcpFQS
Selda
metuir@gmail.com
KONUT HAKKI RAPORTORU’NDEN
TURKiYE’YE AFET YASALARI SORULARI
http://direitoamoradia.org/wp-content/uploads/2012/09/communicationsrepport_set2012_A-HRC-21-49_EFS.pdf
Kent Hareketleri olarak Afet Yasasi BM-Insan Haklari Yuksek Komiserligi Konut Hakki Ozel Raportoru'ne iletildi.
Gayriresmi sayfalarinda da cekincelerimizle birlikteyer almakta.
Raportor, Mayis ayinda,Afet Yasasi ile ilgili olarak Turkiye ile yazismalari baslatti.
Ozel Raportorlerin ulkelere yolladigi sorular ve bazilarindan gelen cevaplari linkte bulabilirsiniz.Turkiye'nin konut hakki sorgulamasi 51. sayfada, 29 Mayis'da yollanmis. Henuz cevap yok. (Uzun tutukluluk sureleriyle de ilgili olarak baska bir yazisma da sayfada var, Subat ayinda ilgili Raportor yollamis)
Rapor:
http://direitoamoradia.org/wp-content/uploads/2012/09/communicationsrepport_set2012_A-HRC-21-49_EFS.pdf
Konut hakki baglaminda Afet Yasa sorgulamasi tercumesi de ASAGİDA. (Sevgiler - C. B.)
TUR 4/2012
Turkiye
Elverisili konut; Iddialara gore, Afet Riski Altindaki Alanlarin Donusturulmesi Hakkindaki Kanunun kabulu ardindan kitlesel boyutta zorla tahliyeler tehdidi ile elverisili konut hakkinin buna ek diger ihlalleriyle ilgili tehditlerin olusacagi.
Alinan bilgilere gore, 18 Mayis 2012 tarihli Kanun, 6 milyondan fazla konut sahibinin elverisli konut hakkini tehdit etmektedir.
Ozellikle, somut tanimlarin olmayisi, hesap verebilme mekanizmalarinin var olmamasi, etkilenen nufuslar acisindan idari veya kanuni basvuru mercilerinin yoklugu gibi sorunlarin yani sira, yikilacak binalara karar vermede ve yikim islemlerini gerceklestirmede Hukumet ile yerel yonetimlerin genis kapsamli karar verme yetkileri gibi bir kisim problematik sartlar Kanunda yer almaktadir. Iddialara gore, Kanun, bu sekliyle uygulanmasi durumunda, kitlesel zorla tahliyeler, mulkiyet ve konut hakki ihlalleri ve artan sayida insanin evsiz kalmasina ya da daha kotu konut ve yasam sartlarina terk edilmesine sebebiyet verebilir.
Alinan raporlar, Kanunun yapimi esnasinda, potansiyal olarak etkilenecek topluluklar ve sivil toplumla muzakerelerin cok az oldugunu gostermektedir.
TAKSiM MEYDANI iCiN
NASIL YAPMA(MA)LI?
http://www.arkitera.com/haber/index/detay/taksim-meydani-icin-nasil-yapmamali_/10475
Istanbul Calismalari Merkezi "Nasil Yapmali?" paneller dizisinin ucuncusu olan "Nasil Yapmali? Taksim Meydani" 19 Ekim 2012 Cuma gunu Kadir Has Universitesi'nde yapildi.
Prof.Dr. Haluk Gercek, Sehir Plancilari Odasi Istanbul Sube Baskani Tayfun Kahraman, Doc.Dr. Tansel Korkmaz ve Doc.Dr. Hatice Kurtulus'un konusmaci olarak katildigi panelin moderatorlugunu Prof.Dr. Fusun Alioglu yapti. Panelde konusmacilar panelin konusunu olusturan "Taksim Yayalastirma Projesi" adi altinda gerceklestirilmek istenen proje hakkinda goruslerini bildirdiler.
Sehir Plancilari Odasi Istanbul Sube Baskani Tayfun Kahraman, tarihsel surecte de Taksim Meydani'nin hep odak goruldugunu, herkesin iz birakmak istedigi bir mekan oldugunu vurguladi. Acemice hazirlanmis bu projenin meclisten oy birligi ile gectigini ifade eden Kahraman, bu proje ile meydanin kimliginin yok olacaginin altini cizdi. Kahraman, "Taksim Meydani'ni tasarim yarismalari ile elde edilen bir proje ile sekillenmesi gerekirken, siyasetin sekillendirdigi bir meydan oldu," dedi. Projenin 2 tunel onerisi haric tumuyle koruma kurulunun da onayindan gectigini, Oda olarak projenin iptaline yonelik idare mahkemesine basvuru yaptiklarini soyledi.
Prof.Dr. Haluk Gercek, Istanbul'da yayalara yonelik yapilan tum mudahalelerin maalesef yine araclara yonelik oldugunu soyledi. Taksim Meydani'nin yaya ve arac trafigi acisindan sorunlari oldugunun fakat bu sorunlarin bu proje yerine yapilacak bazi yol ve sinyal duzenlemeleri ile cozulmesinin mumkun oldugunu vurguladi. Yapilan ulasim projelerinin, 3. Kopru Projesi'nde de oldugu gibi arazi gelistirme projelerine arac olarak kullanildigini belirtti.
Panelin bir diger konusmacisi Doc.Dr. Tansel Korkmaz, Bilgi Universitesi'nde Taksim Projesi ile ilgili olarak ogrencileri ile yapmis olduklari oneri projelerden bahsetti. Projelerinde neleri ele aldiklarini, ne tur analizler yaptiklarini anlatan Korkmaz, projenin yapilmasinda orta siniflarin is birliginin onemli oldugunu ve kentte yasayanlarin konuyla ilgili farkindaliklarinin cok da fazla olmadigini soyledi.
Fotograflar: Ugur Ceylan
Konuya sosyolojik boyutuyla yaklasan Doc.Dr. Hatice Kurtulus ise, Taksim Meydani'nin sosyolojik anlamda yasamasini goz arda ettiklerini ve surekli demokratik cozumler altinda insanlarin bir yerden bir yere tasindirildigini belirtti. Taksim Meydani'na artik hicbirsey yapilmamasi gerektigini soyleyen Kurtulus, Taksim'de esas olarak yapilmak istenenin "soylulastirma" oldugunun altini cizdi.
Dinleyicilerden gelen "Belediye'den veya ilgili kurumlardan kisiler bu panele davet edildi mi?" sorusuna, Kadir Has Universitesi Iletisim Fakultesi Dekan Yardimcisi Levent Soysal, Halil Onur'un gelmesini beklediklerini fakat bir turlu programlari uyduramadiklari icin gelemedigini, Kultur Bakanligi'dan "Konunun bizimle ilgisi yoktur," aciklamasi geldigini, Beyoglu Belediyesi'nden de herhangi bir geri donus alamadiklarini ifade etti.
Panelin tamamini asagida yer alan videolardan izleyebilirsiniz.
http://www.arkitera.com/haber/index/detay/taksim-meydani-icin-nasil-yapmamali_/10475
SEBEKE PROJESi
HABERiNi PAYLAS!
Eger hak temelli bir sivil toplum orgutunde aktif olarak yer aliyorsaniz ve orgut faaliyetlerinizin www.sebeke.org.tr internet sitesinde yayinlanmasini istiyorsaniz…
Orgutunuz hakkinda kisa bir tanitim,
Habere konu olan faaliyetinizin yeri ve zamani,
Faaliyetin icerigi ,
Faaliyetle ilgili irtibata gecilecek kisinin iletisim bilgileri,
Varsa katilim kosullari gibi bilgileri iceren bir maili haber@sebeke.org.tr adresine gondermeniz yeterli
Elimize ulasan haber metinlerini, Sebeke Genclerin Katilimi Projesi genel cercevesine ve www.sebeke.org.tr internet sitesi icerigine uygunluguna gore degerlendirerek, elimizden geldigince yayinlamaya calisacagiz.
http://www.stgm.org.tr/tr/icerik/detay/sebeke-projesi-haberini-paylas
YENi TYOK YASASI
NE GETiRiYOR VE NE GOTURUYOR? - Prof. Dr. Ibrahim Ortas, Cukurova Universitesi, iortas@cu.edu.tr
Yeni TYOK ve eski YOK yasasi uzunca elestirilerden sonra Rektorler ve UAK uyelerinin bilgisine sunuldu.
Yasa firsat esitligi, demokrasi, rekabet gibi onemsenen soylemler olmakla birlikte universitelerin olmazsa olmazi olan ozerkligi bay pas ederek universite ust yonetimlerinin olusumunu kontrol etmeyi ongoruyor. Yeni yasanin universite tanimi ozerklik ve evrensel yuksekogretim anlayisi ile celismektedir. Yasa temelde rektorluk secimi sorununa odaklanmis ve kontrolu dogrudan veya dolayli olarak hukumet ve TYOK’e bagli bir universite konseyi tarafindan yurutulmesini hedefliyor. Yasa universiteleri kendi icinde gelismislik duzeylerine gore birkac konsey modelini oneriyor. Kendi gelirini kendisi olusturan ilk 10 kadar universiteyi bir kategoriye koyarak adeta mutevelli heyeti yontemi ile rektor atamasini oneriyor. Yeni kurulan ve sinirli sayida ogretim uyesine sahip universiteleri bir sekilde atama benzeri bir yola rektor atamasini oneriyor. Geriye kalan genis bir universite grubunu da kismi kontrol ile rektor atamasini ongoruyor. Rektor atanmasi acikca siyasilesecegi ve yer yer yerel YOK yapilarinin olusacagi kaygisi one cikmaktadir.
Yasanin bu hali universite ozerkligini tamamen ortadan kaldiran, ozel ve yabanci universitelerin onunu acan, ogretim uyelerini kendi kararlarini verme olanagini elinden alan ve birer calisan memur durumuna getirmektedir. Onerilen yasadaki rektor secimi yontemi mevcut anayasanin 130 ve 131 maddesine aykiri, diger bazi pratik oneriler ise anayasaya bile gereksinim duymadan mevcut 2547 sayili yasa kendi icinde alacagi kararlarla cozebilir.
Asagida yasanin onerildigi sekli ile ana hatlarini ve goruslerimi de katarak isledim. Mevcut YOK yasasi son 30 yilda universitelerimizi verimsizlestirdi. YOK yasasi ilk olustugunda yapilan elestirilerin tumu hakli cikti. Ulkemiz bilim dunyasindan koptu ancak 2547 sayili yasaya karsi onerilen yeni yasanin bu halini hak etmedigimizi dusunuyorum. Universite kamuoylarinda aldigim ilk tepki universite kamuoyunun kabul etmeyecegi yonunde. Hatta 2547 kalsin daha iyi diyenleri duydum.
Yeni Yasa Sekiz Ana Bolumden Olusmaktadir:
1. Yuksekogretim Kurumu Statuleri,
2. Yuksekogretim Kurumunun Yonetimindeki Ana Organlar,
3. Yuksekogretim Alaninin Koordinasyonu Ve Ust-Yonetimi,
4. Egitim,
5. Yuksekogretimde Arastirma,
6. Toplumsal Hizmet,
7. Yuksekogretimin Denetimi Ve Kalite Guvencesi,
8. Ogretim Elemani Atama Ve Yukseltme Surecleri.
YOK’un adi degisiyor
YOK’un adi basina Turkiye kelimesi eklenerek Turkiye Yuksekogretim Kurulu olarak degisiyor. TYOK’un yapilanmasi organlarinin secimini de eski YOK yasasinda oldugu gibi yine Cumhurbaskani, universiteler ve Bakanlar Kurulu yapiyor. Bir alternatif olarak TBMM de dusunuluyor. Bir oneri olarak Universitelerarasi Kurul ve Rektorler Konseyi de kaldirilarak yerine Rektorler Kurulu getiriliyor.
Dunyada ornegi olmayan YOK’un artik kaldirilmasi ve yerine bir koordinasyon merkezi olarak Rektorler Kurulunun kurulmasi daha yarali olur gorusundeyim.
Performans Geliyor
Yeni yasa onerisi biraz da rekabeti tesvik etme, yuksekogretim kurumlarinin kendi icinde performansi one cikaran bir yonetim modeli gelistirmesi oneriliyor. Akademik uretimi merkeze alarak desteklemeyi oneren bir yapi oneriliyor. Akademisyenlerin performanslari dogrudan kurumun performansina yansimak ve performansin maasa yansitilmasi oneriliyor. Performans konusu sorunlu ve eger somut olculebilir olcutler saglanmasa kisiler arasinda gereksiz ayricaliklar yaratacak gibi goruluyor. Tabii akademisyenlerin performanslari kurumun performansina yansitilmasi eger saglikli isletilirse kismen universiteler IYI AKADEMISYEN alimi icin daha secici davranmak zorunda kalabilirler, bu da onemli olabilir. Ancak universitelerin akademisyen yetistirme konusundaki ihtiyacini ve sorunu cozemeyecektir. Nitelikli ogretim elemanlarinin akademik yapinin kilit taslari oldugu ve basarinin universitenin basarisi olarak degerlendirilmesi ile Turkiye’de belirli sayida yuksekogretim kurumunun bunyelerinde nitelikli ogretim elemanlarini bulundurarak farklilasmasi saglanabilir. Performans her fakulte icin nasil uygulanacak net degil. Her birim bilimsel ve hizmet ciktilari bir birinden cok farkli olmasi nedeniyle olcutler net olmalidir.
Ozel ve yabanci universitelerin kurulmasi yolu aciliyor.
Yeni yapida 4 farkli yuksekogretim kurumu ongoruluyor:
1) Devlet universiteleri, 2) Vakif universiteleri, 3) Ozel universiteler, 4. Yabanci universiteler
Ozel ve yabanci universitenin egitim sistemine zararlari cok daha fazla olabilir.
Yeni yasa ile “Ozel hukuk tuzel kisiligini haiz ve Yuksekogretim Kurulunun teklifi uzerine Bakanlar Kurulu karari ile kurulan Ozel yuksekogretim kurumu. Yabanci Yuksekogretim Kurumlari da ongorulmektedir”.
Mevcut yasada devlet ve vakif universiteleri mevcut. Ancak ozel parali universite yok. Sanirim ozel universitelerde tum finansman, egitim hizmetini alan ogrenciler tarafindan karsilanacak. Yasanin onerdigi ozel ve yabanci universitelerin Turkiye’de sube acmasi, fakulte acmasi cok ciddi sorun yaratabilir. Mevcut hali ile cogu Vakif universitesi kontenjan doldurma sorunu nedeniyle kapanma noktasina gelmisken, yeni ozel universite ve kontrolsuz yabanci universiteler sorun olabilir. Mevcut halde vakif universitelerinin alt yapisi olusturulmadan acilmasi nedeniyle kisa surede cogunun ilgi gormedigi gozlenmistir. Vakif universiteleri akademik kadrolarini cogunlukla devlet universitelerinden yuksek maasla saglamis ve devlet universiteleri bu arada akademik anlamda kan kaybetmistir.
Bugune kadar ozel ve yabanci universite cekingen olarak siyasilerin gundemine gelmis ancak Anayasa Mahkemesi tarafindan ret edilmis, yabanci universiteler ise Milli Guvenlige aykiri gorulmus. Turkiye’de 1960’li yillarda ozel akademiler (universiteler) acilmis ve ciddi tartismalar uzerine kapatilmislardir. Basta Amerika olmak uzere Asya'da onerilen bu ozel universite anlayisi ticarilesmis ve zamanla sorun olusturmustur. Son yillarda bolgemizde Katar, Bahreyn, Urdun ve diger Arap ulkelerinde acilan bazi universitelerin degisIk nedenli krizlerle kapandigi ve ogrencilerin magdur oldugu biliniyor.
Cogu yerde “Kayit yap diplomani al” veya “Denize nazir binalarda diploman hazir“ anlayisi ve reklami sorun olusturabilir.
Universite Konseyi (Mutevelli Heyeti) Geliyor
Belirlenen sartlari tasiyan kurumsallasmis bazi universitelerde Universite Konseyi kurulabilecektir. Devlet universitelerinde Bakanlar Kurulu karari ile olusturulacak Universite Konseyinin kurulusunda, en az 10 yildan beri faaliyette olmasi sarti aranacaktir.
Konseyin olusmasi sartlari tam anlasilmamakla berber taslak metinde “Devlet universitelerinde Bakanlar Kurulu karari ile kurulacak olan Universite Konseyinin kurulus sartlari arasinda, su anki tartismalar itibariyle, en az 10 yildan beri faaliyette olmasi; son 5 yil icinde yuksekogretim kurumunun butcesinin, Kurul tarafindan belirlenen miktarinin kendi oz gelirlerinden elde edilmesi; ogretim elemanlarinin son 3 yillik akademik faaliyet puan ortalamasinin, 10 yildir faaliyetini surduren devlet universitelerinin ogretim elemanlarinin ortalamasindan fazla olmasi; ogretim elemanlarinin en az ucte ikisinin katildigi bir oylamada katilanlarin salt cogunlugunun oyu ile kabul edilmesi ya da oylama olmaksizin Yuksekogretim Kurulu tarafindan dogrudan Bakanlar Kuruluna teklif edilmesi gibi sartlar bulunmaktadir”.
Cok tartismali ve universite ogretim uyelerinin iradesinin sinirlandirildigi ve siyasetin etkisinin baskin olacagi bir yapilanma oneriliyor. Konseyde en cok vergi veren uyenin atanmasi teklifi daha once de birkac kez gundeme gelmisti, ancak kamuoyunda parayi nasil kazandigi bilinen bir iki ismin tartisma konusu olmaya baslamasi ile teklif geri cekilmisti.
Yasa “Universite Konseyi, mevcut oneride, 11 kisiden olusur. 5 uye universitenin her biri farkli fakultelerden ve bolum baskani ve ustu herhangi bir idari gorevi olmayan kendi ogretim uyeleri arasindan; 2 uye Bakanlar Kurulu tarafindan; 2 uye Yuksekogretim Kurulu tarafindan (ilgili universitenin profesorleri) arasindan secilir. Bu 9 uyenin sececegi 1 uye ilgili universitenin mezunlari arasindan; 1 uye universitenin bulundugu ilde en cok vergi verenler arasindan ve/veya universiteye en cok bagista bulunanlar arasindan secilir” deniyor. Daha oncede cok konusuldu, en cok vergi odeyen kisinin nasil kazandigi sorusu hep soruldu, sorulacak. Bakanlar Kurulu araciligiyla dogrudan /dolayli olarak siyasetin universite yonetimine karismasinin yasananlardan hareketle olumlu karsilanmayacagi ve sorunlari daha da buyutecegi kaygisi olusmaktadir.
Konseye Super Yetkilere Sahip: Yeni yasada YOK yerine isim degisIkligi ile olusturulacak Turk Yuksekogretim Kurumu TYOK universite konseyi uzerinde denetleyici olacaktir. Yasa onerisiyle “Universite Konseyi, rektor ve dekanlari secer ve atar; Universite stratejik planini ve performans programini onaylar; universite yatirim programini karara baglar; Universite adina kamulastirmaya, gayrimenkul satin alinmasina ve universitenin mulkiyetindeki gayrimenkuller uzerinde ucuncu kisiler lehine ayni hak tesisine karar verir; ogrenci kontenjanlarini ve ogrenim ucretlerini Yuksekogretim Kurulu tarafindan belirlenen usul ve esaslar cercevesinde belirler; sozlesmeli ogretim elemanlarina ve idari personele yapilacak ucret ve diger odemeleri belirler; senatonun ve universite yonetim kurulunun bazi kararlarini onaylar”.
Universite Konseylerinin onemli gorevlerinden biri de “ogrenci kontenjanlarini ve ogrenim ucretlerini belirler” deniyor. Bu durumda universitelerde ogrencilerden ucret alinacagi belirtilecek.
Universitelerin faaliyetleri TYO bunyesinde Degerlendirme ve Denetleme Daire Baskanligi kurulacak. Kurul, yillik hazirlayacagi rapor isiginda universite hakkinda yol gosterici, duzeltici, iyilestirici, kisitlayici ve faaliyet iznini kaldirici onlemler alabilecek denilmektedir.
Bu hali ile universite OZEKLIGINDEN uzaklasilacagi goruluyor. Konseyin universite yonetimini olusturmasi ogretim uyelerinin devre disi birakilmasi ve birer memur konumuna getirecektir.
Yeni adi ile konsey-ancak yapi olarak “mutevelli heyetini” andiran yapilanmanin olusmasi ile universitelerin yapisi iyice bozulur ve onarilmasi zor sorunlar yaratir. Ulkemizde maalesef toplumun cogunlugunun gozunde universite bir bilim ve felsefi ugras yeri degil, tam tersine bir is guc kapisi olarak goruluyor.
Simdiden olacaklar belli: Yakin akraba ve dostlarin universiteye alinmasi, Akademik yapilanmada yetkin bilim insani yerine nepotist yaklasilma ogretim uyesi alimi, yonetici belirlemede liyakate uymayan ve iktidarlarin veya yerel yonetimlerin telkinine maruz kalma, ihale ve yatirimlarda belirli sahislara ayricalik gibi bircok istenmeyen konu universitelerin basini agritacaktir.
Akademik personelin yeni yapilanma ile universite uzerindeki denetimi kalkacak ve ogretim uyeleri universitede birer memur olacaklardir. Simdiden hicbir konuda fikir beyan etmeyen akademisyenler yarin daha suskun kalacaktir. Bu durum universiteleri birer isletmeye donusturecektir.
Rektor Atanmasi
Rektorlerin 5 yilligina 1 kere atama sistemi onerilmis. YOK ve Cumhurbaskani’nin Rektor belirleme uzerindeki etkisi devreden cikiyor. Mevcut mevzuata gore rektorler 4 yilligina atanir ancak iki defadan fazla atanamazlar deniliyor. Taslaga gore ise rektor 5 yilligina atanacak, ancak bir kisi ayni universitede iki defa ust uste rektorluk yapamayacak. Rektor secimi Universite Konseyi tarafindan belirlenecek birkac degisIk modelle yapilacaktir. Taslak tam olmamakla beraber belirli kriterler cercevesinde konseyin belirleyecege uc aday olacak ve bu 3 kisiden biri, universite konseyi tarafindan secilecek, konsey baskani tarafindan da atanacak. Ancak kosullarin nasil belirlenecegi belirsizligi tartisma yaratacak.
Taslak ucuncu alternatif model oneriyor. Bunlar arasinda ” A) ilk turda beste uc oy aranan iki turlu secim; B) ayni secimde universite yonetim kurulu uyeleri, senatorler ve dekanlarin da secilmesi; C) belli kesimlerin (Ogretim uyeleri, ogrenciler, idari personel, mezunlar) belli kotalarla ikinci secmenleri (yuzde 50 ogretim uyesi, yuzde 25 dis paydas, yuzde 25 ic paydas- mezunlar, idari personel ve ogrenci) secmesi gibi modeller tartisilmaktadir. Bu modellerde en cok oy alanin rektor olarak atanmasi veya en cok oy alan uc kisinin Kurula ya da Cumhurbaskanina sunulmasi da tartisilmaktadir”.
Basindan bircok universitelinin bugune kadar basina yansiyan talepleri ile yeni yasada onerilen rektor belirleme modeli ile ortusmuyor. Temelde beklenen universite ozerkligine uygun olarak universitenin kendi yonetim organlarini kendisinin yerinde belirlenmesi istenmektedir.
Universitelerimizin evrensel olcekte yonetici belirleme yapisi olmadigi icin universiteler kendi icinde cok ciddi verimsizlik surecleri yasamistir. 1991 yilindan sonra adi secim olan sistem ile rektor atamasinda dolayli olarak siyasetin etkisi universiteleri kendi icinde adamina gore, oy veren kisiye gore, liyakate dayali olmayan yapilanma hepimizin elestiri konusudur. UNIVERSITELERIN TERCIHININ DIKKATE alinmamasi gibi bir irade ortaya konulmaktadir. Ancak yine de universiteye kucuk te olsa soz hakki veriliyordu. Yeni yasada bu da ortadan kalkiyor.
Senato
“Rektorun baskanliginda, rektor yardimcilari, dekanlar ve her fakulteden fakulte ogretim uyeleri tarafindan 3 yil icin secilecek birer ogretim uyesinden, enstitu mudurleri ve ayrica meslek yuksekokullari mudurlerinin kendi aralarindan sececegi en fazla 3 mudurden ve ogrenci temsilcisinden olusur” deniyor. Yeni yasa onerisindeki yenilik “meslek yuksekokullari mudurlerinin kendi aralarindan sececegi en fazla 3 mudur ve ogrenci temsilcisinin” olmasi.
Universitelerin bugun isleyememesinin bir nedeni de senato uyelerinin secilmislerden cok atanmis dekan, enstitu muduru ve meslek yuksekokulu mudurlerinden olusmasi ve cogunlukla kendilerini atayan rektore karsi aksi gorus olusturamamalaridir.
Universite senatosu ve yonetim kurullarinin hangi yetkilere sahip olacagi oneride net olarak belirtilmemis.
Fakulte Dekanlik
Dekan belirleme sekli “Universite Konseyi olan Devlet Universitelerinde Dekan ilan uzerine basvuran profesor unvanina sahip adaylar arasindan Konsey tarafindan uc yil sureyle atanir. Universite Konseyi, dekanin, basvuran adaylar arasindan, fakultede kadrolu olarak gorev yapan ogretim uyeleri tarafindan secilmesine de karar verebilir” deniyor.
Beklenen Fakultelerin daha ozerk ve bagimsiz olmasi iken onerilen hali ile konseye ve universite yonetimine daha bagimli hale getirilmistir. Fakulteler universitelerin ana damarlari olup ozgur olmasi, kendi kendini akademik kurullarla yonetmesi tarihsel bir gelenektir. Yasada fakulteler temel politika belirleme yetkisinden uzak, gerekli yazismalari saglayan organlar olarak islev goreceklerdir.
Enstituler
Yeni sistemde iki tur enstitu ongorulmektedir: Lisansustu Enstituleri ve Arastirma Enstituleri.
Yetkileri ve sorumluluklari net degil.
Yasadaki Yenilikler
-Onemli bir yenilik Turkiye Yuksekogretim Veri Tabani
“Yuksekogretim kurumlarinin butun duzeylerdeki ogrenci ve mezun kayitlari Kurul tarafindan olusturulacak yuksekogretim ogrenci veri tabaninda guncel olarak tutulacak; yuksekogretimle ilgili butun istatistikleri hazirlayabilecek surekli bir birim ongorulmektedir”.
Ulkemizde hep bir ihtiyac olan ve gelismis bir ulkede olmasi gereken bir veri tabaninin olmasi onemli ve sistemin daha iyi anlasilmasi icin gerekli.
Bu konu YOK yasasina basvurmadan da saglanabilir.
-Bir yenilik de arastirma birimi (arastirma universitesi veya arastirma bolumu) olusturulmaktadir. Olumlu etki yaratabilir, ancak yonetim modeli daha da onemlidir.
Arastirmaci ogretim elemani kadrosu oneriliyor.
Ar-Gor ve Yard Doc. Kadrolari yerine
Proje arastirmacisi istihdami
Ogretim uyelerinin yuruttukleri projelerde sadece proje suresi boyunca kendilerine yardimci olacak lisans mezunu proje arastirmacilari istihdam edilebilir. Proje asistani projelerin finansman durumuna gore degerlendirilirse tesvik edilmis olur. Ancak genc arastiricilarin ozluk haklari ve sigorta durumda dikkate alinmak zorundadir.
Doktora Sonrasi Arastirmaci Statusu
Sozlesmeli Ogretim Uyesi Donem Basliyor
Yardimci docentlerin, docent ve profesorlerin belli bir oranda sozlesmeli olmasi oneriliyor, Akademik unvanlarin universitelerde bos olan kadrolara gore veya norm kadrolara gore verilmesi oneriliyor. Bir oneri olarak kadro olmadan docent unvani verilmemesi talep edilmemektedir. Cok ciddi sorun olan yerinde kriterlerin tam olusturulmadan akademik kadrolarin verilmesi bu surecte yeni yasada akademik unvanlarin ilgili universite tarafindan verilmesi, akademik personel icin tam gun kalici kadrolar disinda esnek calisma modelin de benimsenmistir.
Yeni yasa onerisinde Ar-Gor Kadro Unvanlarina yer verilmemistir.
Akademik kadro olusturmada yenilik yok, ancak asagidaki belirli onerilerin tartisilmasi istenmektedir.
Yardimci Docentlik, Docentlik ve Profesorluk atama ve yukseltmeleri hususunda alternatif oneriler de getirilmekte ve bu surecte asagidaki alternatifler yogun bir sekilde tartisilmaktadir. Bunlar arasinda:
• Yuksek Lisansin bir yayin veya kongre tebligi sonrasi kabulu,
• Doktora tezinin alana gore 3 ya da 5 yayina dayanmasi; jurinin agirlikli olarak
baska universitelerden olmasi; tipta uzmanlik ve doktoranin birbirinden ayrilmasi,
• Akademik kadrolar icin norm kadrolar belirlenmesi, norm kadro olmadan unvan verilmemesi,
• Yardimci docentlerin tumunun, docent ve profesorlerin belli bir oranda sozlesmeli olmasi,
• Akademik unvanlarin universitelerde bos olan kadrolara gore verilmesi; kadro olmadan docent unvani verilmemesi; akademik unvanlarin ilgili universite tarafindan verilmesi,
• Akademik unvanlar icin asgari atama standartlarinin kurul tarafindan belirlenmesi, ancak universitelerin bu standartlarin daha ustunde standartlar belirleyebilmesi,
• Akademik personel icin tam gun kalici kadrolar disinda esnek calisma modelinin benimsenmesi.”
Ucretli Arastirma Izni
“Bir devlet yuksekogretim kurumunda ogretim uyesi kadrosunda kesintisiz fiilen bes yil calisan ogretim uyelerine yurticinde ve yurtdisinda arastirmalar yapmak amaciyla bir yil sureyle ucretli izin verilebilir”. Gelismis bircok universitede var olan bu model iyi yonetilirse yararli olabilir.
Akademik Faaliyet Puani Ve Faaliyete Bagli Ek Odeme Sistemi
Ogretim elemanlarinin bir onceki yil icinde gerceklestirdikleri akademik faaliyetleri
100 puan uzerinden degerlendirmeyi ve bu puanlar uzerinden belirli bir yuzde ile maasa yansimasi oneriliyor. Cok dikkatli ve nepotizme kacmayacak bir yapilanma olursa kismen ogretim uyelerini istekli olarak calismaya tesvik edebilir.
Yeni Yasada EksIk Veya Cok Islenmemis Konular
Yeni yasada ogrenciler ve onlarin egitim ve ogretim haklari cok az islenmistir.
Akademik kadro olusturma sorunu hizla universitelesen Turkiye’nin gelecekteki kaliteli akademik yasamin sorunlarini cozme konusunda hicbir oneri getirmiyor.
Akademik ve calisanlarin ozluk haklari ve calisma kosullari gecistirilmis.
Senato ve Yonetim kurularinin gorev ve sorumluklari yuzeysel olarak islenmis.
Ozet ve Beklentiler
Yasa uzerinde tartisma yaratacak niteliktedir. Yasada agirlikli olarak universitelerdeki yonetim organlarindan ozellikle de ust yonetim modeli uzerinde durulmus. Akademik ozgurlukler, arastirma, bilim ve sanat ozgurlugu cok fazla islenmemis. Yasa tabiri caizse eski halinden de daha geri durmada. Universiteler ozerk degil, hukumetlerin kontrolu altina sokulmaya calisilmaktadir.
Universite konseyi bilinen diger adi ile “mutevelli heyeti” ulkemiz universiteleri icin en son konusulmasi gereken bir konu olmali. Universite konseyi universiteyi sirket mantigi ve iktidarlarin denetimi ile yonetecek mekanizmaya sahip olacagi icin ozerklik anlayisina aykiri ve universite dokusuna uymayacak ve daha ciddi komplikasyonlar olusturacaktir.
Akademisyenlerin ozluk haklari ve ozgurlukleri neredeyse hic islenmemis. Kurumsal performanstan cok kisisel performans gibi tartismali konular getirmis ki kismen iyi islerse yarali olabilir, ancak bu ve benzeri performans parametrelerinin saglik sektorunde personel arasinda ne tur problem yarattigi biliniyor. Sozlesmeli akademisyenlik, proje veya arastirma asistani konulari belirli bir oranda uygulanabilir. Ancak universitelerin zorunlu ihtiyaci olan nitelikli bilim insani ancak bir felsefi okul anlayisi ile ozerk universite ortaminda saglanir. Liyakate bagli olmadan hicbir citasi ve kriteri olmayan birkac yayinla yapilacak bir akademisyenlik anlayisinin ulkemize artik yarar getirmedigi ortada.
Universitelerin en ciddi sorunu uluslararasi olcekte akademisyen yetistirememesidir. Yillik 8000 nitelikli doktorali arastiriciya ihtiyaci olan ulkemiz universitelerinin bu soruna oncelik vermesi gerekir.
Yasa bilimsel arastirmalarin onunun acilmasi, ozgur bilim yapma ve yayma konusunda sinirli onerilere sahiptir. Universitelerin alt yapi ve calisma kosullari sorunlu. Sorun gunden gune buyumektedir. Yeni yasa konuya ciddi cozum onerileri getirmemektedir.
Akademisyenleri ozluk haklari ve nitelikli bilim insanlarinin korunmasi ve tesvik edilmesi ile ilgili calisma hayati ile ilgi mekanizma yok. Universitelerin verimlilik konusu ileride daha buyuk sorun yaratacak niteliktedir. Ikinci egitim, ek ders ve yari zamanli universitelerin dokusunda olmayan ancak, universite hocalarini mahcup eden maas ve ozluk haklari islenmemis.
Ozel ve yurtdisi kaynakli yabanci universiteler buraya gelen ogrencilere sadece paragozuyle bakacaktir. Zamanla hak etmeden kazanilmis diplomalar her alanda sorun olabilir. Yabanci universitelerin kuruldugu ulkelerde nitelikli ogretim uyesinin bulundurmadiklari, egitimin nitelikli yapilmadigi sIkca biliniyor. Ayrica ulkemiz ogrencilerinin vakif universitelerini tercih etme orani simdiden ozel universiteye tercihin dusuk duzeyde kalacagini gosteriyor.
Turkiye’nin su andaki Yuksekogretiminde yabanci ve ozel universite sorunu yok, egitim ve arastirma kalitesi sorunu bulunmaktadir.
Universitenin Temel Sorunu Ozerkliktir. Ozerklik Olmadan Olmaz
Universitelerin temel sorunu ozerk ve demokratik olmasi egitim ve bilimsel arastirmada daha nitelikli hale gelmesidir.
"Ozerklik" yuksekogretim kurumlarinin kendi bilimsel, yonetimsel ve butceleme isleyisine iliskin kararlar almada ve egitim, arastirma, disa yonelik calismalar ve ilgili diger faaliyetlerde kendi politikalarini olusturmada devlet ve toplumun diger butun gucleri karsisindaki bagimsizliklari anlamina gelir. Bilim uretmenin temel kosulu ve guvencesi ozerkliktir. Otoritelerin etkisi altinda ozgur bilim yapilmayacagi icin ozerklik sart. 1965 yilinda yayinlanan Dunya Universite Birligi tarafindan yayinlana Yuksekogretim Kurumlarinin Ozerkligi ve Akademik Ozgurluk Uzerine Lima Bildirgesinde belirtildigi uzere "Akademik ozgurluk", akademik topluluk uyelerinin arastirma, inceleme, tartisma, belgeleme, uretme, yaratma, ogretme, anlatma veya yazma yoluyla bireysel ya da birlikte bilgi edinme, gelistirme ve aktarma ozgurlugune sahiptirler. Universiteler tarihi temelde ozerklige dayanir. Bunca ugrasidan sonra eger universiteler hele bizim gibi halen guclu universite ilkelerinin olusmadigi toplumlarda ozerkligi elinden alinacak universiteler cok ciddi ve belki de telafisi mumkun olmayan bir yola girmis olacaklardir. Cok dikkatli olunmalidir.
Yeni Yasa Ozerklik Beklentilerini Karsilamiyor ve Turkiye’nin 2023 Hedeflerine Ulasmasindan Uzak Goruluyor
Yasa kim/kimler tarafindan kaleme alindi ve kimler bu konuda gorus olusturdu bilmiyoruz ancak Kasim 2012 gibi yasanin son seklinin verilmesi ve Bakanlar Kuruluna gonderilmesi planlaniyor. Yasada one cikan ilk intibalar temelde universite konseyleri ve buna bagli olarak rektor ve dekan atamalarini kontrol etme eksenine oturulmus bir yasa onerisi. YOK Yasasi ulkemizde kuruldugu gunden bugune 30 kusur yil gecti ve ciddi elestiri almakla kalmadi, ulkemiz egitim yuksekogretimi calisamaz hale geldi. Turkiye universiteleri bilimsel gelismelerin gerisinde kaldi ve halen ilk 500 siralamasinda kalan bir universitemiz yok. Egitim ve bilimsel arastirmalarimizin kalitesi ortada. Ulkenin birinci derecedeki en ciddi sorunu olan ozerk universite talebi yasada karsilanmamis. Sinirli derecede esneklikler iceren yasa taslagi yeni tartismalari doguracak gibi goruluyor. Hatta kimi akademisyenden edindigim ilk izlenime gore 30 yil elestirilen YOK yasasinin yerine boyle bir yasa mi gelmeliydi? Universitelerimiz bunca elestirilen yasadan sonra boyle bir yasayi hak ediyor mu? Hatta deniliyor ki mevcut yuruklukteki YOK boyle kalsin daha mi iyi olur? Universitelerin sorunu yalnizca Rektor belirleme degildir.
Universite konseylerinin kurulmasi mevcut hali ile gercekci olmadigi ve universitelerin sorunlu yonetim anlayisini daha da agirlastiracak ve calisamaz duruma getirecektir. Bu sekli ile yonetici belirleme sekli subjektif sonuclar doguracagi icin yarin bir baska iktidar doneminde baska bir elestiri konusu olacaktir. Yuksekogretim siyaset ustu ve universitelerin liyakatine dayali her yonu ile ozerklik ekseninde kalmalidir. Yeni yasaya ve reforma oncelikle ihtiyac var ancak yasanin universite ve ilgililerin daha genis katilimi ile saglanmalidir.
Universitelerin yeni bastan bir atolye calismasi ile gorus toplayip, ulkemize ozgu gecmis deneyimleri ve sorunlari da dikkate alarak ciddi bir universiteler yasasini sekillendirmeleri kacinilmazdir. Dunyada ornegi olmayan YOK turu uygulama yerine bir ust cati kurum olarak rektorler kurulu koordinasyonu saglamak icin olusturulabilir. Hepsinden onemlisi universiteler ozerk olmali ve HESAP vermelidirler. Hesap vermeyen, niteligi olmayan ve basarili olamayan universite kendi sorununu kendisi cozsun.
Turkiye'nin halen kendi icinde batili anlamda bir yasa cikaracak birikimi var. Yeter ki isteyelim yeter ki siyaset universiteden uzak dursun.
Ozerklik olmadan ulkemiz yuksekogretimi arzu edilen yapilanmaya kavusamaz
7 Ekim 2012 Adana
Dostları ilə paylaş: |