Akif Zihni/Türkiye kararından sonra, bu kararın gerekçesi kamuoyunda eleştirilmiş ve yetersiz bulunmuştur; Hükümet tarafından da doğrudan OHAL KHK’ları ile kamu görevinden çıkarılanların başvuracağı iç başvuru yolu olmadığı kabul edilmiştir. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri, İnsan Hakları Komiseri ve Venedik Komisyonunun yönlendirmeleriyle, 23 Ocak 2017 tarih ve 685 sayılı KHK ile yeni bir iç başvuru yolu, Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu (OHAL Komisyonu) oluşturulmuştur. Ancak gerekçeleri başvuru formunun 10. sayfasında kısaca açıklandığı gibi, 685 sayılı KHK ile oluşturulan OHAL Komisyonunun, başvuru formunda ileri sürülen insan hakkı ihlallerini giderme yetkisinin olmadığı anlaşılmaktadır. 685 sayılı KHK’nın 10. maddesi incelendiğinde, OHAL Komisyonu, kendisine yapılan başvuruyu kabul etse dahi, sadece kamu görevine iadeye karar verebilmektedir. Bu Komisyon, başvuru formunda ileri sürülen insan hakları ihlallerini saptayıp (ihlalin yaşandığını açıkça tanıyıp), eski hale getirme (restitutio in integrum), devam eden ihlale derhal son verme, ihlalleri tüm sonuçlarıyla giderme ve tazminata hükmetme yetkisinden yoksundur.
Özellikle masumiyet karinesi ve yargılanmadan terör örgütü üyesi ilan edilme (ceza hukuku anlamında mahkûm edilme) AİHS’nin 6. maddesinin 1, 2 ve 3. paragraflarındaki ilgili tüm güvenceleri ihlal etmekte olup, bu ihlallerin kaynağı doğrudan ihraca yol açan KHK’nın kendisidir. Kamu görevinden çıkarmanın dayanağı olan KHK iptal edilip bu KHK’nın hukuken varlığına son verilmedikçe, ileri sürülen ihlaller devam eden şekilde var olacaktır. İhlallerin dayanağı olan KHK’nın hukuken varlığına son verip, internetteki tüm izleri yok edilmedikçe, başvurucu yargılanmadan terör örgütü üyesi olarak gösterilmeye devam edecek, kamu görevine iadesine karar verilse dahi bu ihlaller giderilmiş olmayacaktır. Örneğin, nasıl ki, bir Ağır ceza mahkemesinin hukuka aykırı bir mahkûmiyet kararı, Yargıtay tarafından bozularak mahkûmiyet kararının varlığına son verilmedikçe hukuka aykırılık giderilemezse, başvuruda ileri sürülen hak ihlalleri de, OHAL KHK’sının hukuken varlığına son verilmedikçe giderilmiş olmaz. Kısaca ileri sürülen hak ihlallerin kaynağı olan OHAL KHK’larının hukuken varlığına son verilip iptal edilmedikçe, yaşanmış hak ihlalleri saptanarak giderilmedikçe, tazminat ödenmedikçe, hak ihlalleri giderilmiş sayılmaz. İhlalin kaynağı olan OHAL KHK’ları hukuken geçerli olarak varlığını sürdürdüğü sürece, masumiyet karinesi ihlali gibi ihlaller de devam eden şekilde varlığını sürdürecektir. Bu nedenle, insan hakları ihlallerinin giderilebilmesi için, ihlallerin dayanağı olan KHK’ların mutlaka iptal edilmesi ve hukuki varlıklarına son verilmesi gerekir.
685 sayılı KHK ile oluşturulan OHAL Komisyonunun ne insan hakları ihlallerini tespit etme, saptama yetkisi vardır; ne de ihlali tespit etmesi durumunda ihlale son verme, ihlali tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırma ve tazminata hükmetme yetkisi vardır. Bu Komisyon bir insan hakları ihlallerini tespit etme ve giderme komisyonu değildir. Bu Komisyon kamu görevlileri açısından kısaca kamu görevine iadeye karar verme yetkisinden başka bir yetkisi olmayan bir organdır. Oysa bir iç başvuru yolunun etkili olarak kabul edilebilmesi için, oluşturulan organın yaşanmış insan hakları ihlallerini açıkça tanıması (kabul etmesi) ve devam eden ihlal varsa derhal ihlale son vermesi gerekir; ihlallerin giderilmesi açısından gerekli tedbirleri alması ve ihlalin tüm izlerini ortadan kaldırması (mümkünse eski hale getirmesi) ve yaşanmış ihlaller için maddi ve manevi tazminata hükmederek geçmişteki ihlaller açısından adil bir giderim sunabilmesi gerekir. Bu özelliklere sahip olmadıkça söz konusu organ ihlalleri gideremez. Bu türden yetkileri olmayan bir Komisyon da AİHS açısından etkili bir başvuru yolu olarak değerlendirilemez.
Komisyon, kamu görevlisinin görevine iadesine karar verse dahi, geçmişte yaşanılan maddi ve manevi zararları gidermesi de mümkün değildir; iptal kararı veremediği için maddi ve manevi tazminata hükmetme yetkisi de yoktur (Bu konuda detaylı bilgi için bkz. Kerem Altıparmak, OHAL Komisyonu Etkili Bir Hukuk Yolu mu? http://bianet.org/bianet/toplum/183186-ohal-komisyonu-etkili-bir-hukuk-yolu-mu, 31 Ocak 2017). Başvurucunun ileri sürdüğü hak ihlallerinden biri de mülkiyet hakkına ilişkindir. Bu hak açısından, hukuka aykırı olarak ihraç edilen ve maaşını ve sosyal haklarını illegal şekilde kaybetmiş olan bir kamu görevlisinin tazminat elde edememesi, mülkiyet hakkı ihlalinin devamına yol açar ve bu hakkın ihlali tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılmış olmaz.
685 sayılı KHK hükümlerine göre, Komisyonun kararları idari yargı denetimine tabidir. Ancak Komisyonun yetkileri insan hakları ihlallerini gidermek olmadığı ve sınırlı şekilde kararlar alabileceği dikkate alındığında, idari yargının yapabileceği tek şey, Komisyonun yetkileri dâhilinde davranıp davranmadığını denetlemek olacaktır. Ne Komisyon ne de idari yargı ihlalin kaynağı olan OHAL KHK’sını iptal edemeyecektir. Kısaca OHAL Komisyonunun OHAL KHK’larını iptal yetkisi olmadığı ve sınırlı konularda karar verme yetkisi bulunduğu için, idari yargı bu Komisyonun kararlarını denetlese dahi, ileri sürülen hak ihlalleri, 685 sayılı KHK ile oluşturulan Komisyon ve bu KHK ile oluşturulan sistem aracılığıyla giderilemez. Bu ve benzeri nedenlerle, başvuru formunda ileri sürülen insan hakları ihlalleri açısından etkisiz olduğu görünen OHAL Komisyonuna ileride başvursanız dahi, ekranın size göre sol tarafında yer alan metinleri kullanarak AİHM’ye bu aşamada başvuru yapmanızda yarar görünmektedir. AİHM’ye bu aşamada başvuru yapmanızın size sağlayacağı en büyük yarar zaman kazanma ve ulusal otoritelere Avrupa Konseyi’nin baskı yaparak iç hukukta daha etkin sonuç alıcı mekanizmalar oluşturmasını sağlamak olacaktır. Şunu bilmenizde yarar var; uluslararası baskılar olmasa 685 sayılı KHK ile oluşturulan Komisyon dahi kurulmayacaktı. AİHM korkusu olmasa, iç hukukta hiçbir adımın atılmayacağından da emin olabilirsiniz. Türkiye’nin üyesi olduğu Avrupa Konseyi organlarının baskıların yoğunlaşması ve (iç hukukta veya AİHM aracılığıyla) çok uzun olmayan bir sürede sonuç alınabilmesi için, AİHM’ye usulüne uygun olarak yapılmış başvuruların sayısının artmasında yarar bulunmaktadır.
Bu son başvuru formunda, daha önce Akif Zihni/Türkiye kararı dikkate alınarak hazırlanan tüm argümanlar çıkarılıp, yerine sadece Komisyonun etkisiz olduğuna dair argümanlar yazılmıştır (s. 10). Ancak idari yargı ve Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru yolunun etkisiz olduğu, daha önce hazırlanan Ek Beyan Dilekçesine atıf yapılarak açıklanmaya çalışılmıştır. Bu konuda Ek-5 (Ek Beyan Dilekçesi) dilekçesi yer almaktadır. Ek-5, Akif Zihni kararına binaen hazırlanmış ve daha önce yayınlanmış dilekçe olup, başvuru formunun 12. Sayfasında da belirtilerek bu eksiklik giderilmiştir. Bu nedenle, bu başvuru formunu kullananların, Ek-5’i de başvuru formuna eklemesinde yarar vardır. EK-5 BEYAN DİLEKÇESİ ÇIKTI ALINDIĞI ŞEKİLDE EKLENECEK, BELGEDE YER ALAN BOŞLUKLAR DOLDURULMAYACAK, İSİM YAZILMAYACAK, İMZA ATILMAYACAK VE EKİNDE YER ALAN KARAR DA EKLENMEYECEKTİR. Kısaca bu son başvuru formunda, iç hukuk yollarının tüketilmesine ilişkin bölüm (s. 10) yeniden yazılmış ve 685 sayılı KHK ile oluşturulan Komisyonun etkili ve tüketilmesi zorunlu bir iç başvuru yolu olmadığı açıklanmıştır. Diğer bölümler aynen korunmuştur.
Aşağıdaki açıklamaları dikkate alarak AİHM başvuru formunun eksik kısımlarını doldurunuz.
AİHM’ye göndereceğiniz başvuru zarfına sadece iki tür metin ekleyiniz. Bunlardan ilki başvuru formu, ikincisi ise başvuru formunun 12. Sayfasında belirtilen eklerdir. Bunların dışında başkaca hiçbir metin veya belge eklemeyiniz. AİHM şekil şartlarını katı bir şekilde yorumlamakta ve en küçük eksiklik veya fazlalıkta başvuruları usulden reddedebilmektedir.
Başvuru formu: İnternet sitesindeki başvuru formu KHK ile kamu görevinden çıkarılanlar için daha önce hazırlanmış olan başvuru esas alınarak herkesin kullanacağı şekilde düzenlendi. Kişiye özel bilgilerin yer aldığı sayfalar boş bırakıldı. Bu boşlukları aşağıda yazıldığı şekilde sizler doldurmalısınız. Başvuru formunu öncelikle bilgisayarınıza kaydediniz; bu form bilgisayarınızda Adobe Reader 9 (www.adobe.com)veya Foxit Reader 7 programları olmadan açılmamaktadır. Bu programlar bilgisayarınızda yoksa internetten indirebilirsiniz.
Başvuru formunun birinci sayfasında sol tarafta “A.1 – Başvurucu (Gerçek kişi)” başlığı altındaki bölümü (1-9 arası) eksiksiz bir şekilde doldurunuz. Başvurucu kadın ise, 9. sırada değişiklik yapınız.
İkinci sayfada herhangi bir değişiklik yapmanıza gerek bulunmamaktadır. İlgili kutucuk işaretlenmiştir.
Başvuru formunun üçüncü sayfasında avukata veya üçüncü bir kişiye vekâlet vererek başvuru yapacaksanız doldurmanız gereken bölümler yer almaktadır. Eğer başvuruyu doğrudan siz imzalayarak gönderecekseniz, bu sayfayı boş bırakınız. Ancak avukat ya da bir yakınınız aracılığıyla başvuru yapacaksanız bu durumda üçüncü sayfadaki boşlukların doldurulması gerekir; hem başvurucu hem de vekil olan kişi ıslak imza ile YETKİ BELGESİ kısmını imzalamalıdır. Temsilci avukat ise (sadece) sağ taraf, değilse (sadece) sol taraf doldurulmalıdır. Eğer başvuruyu temsilci yapacaksa, son sayfada da (71 ve 72. kutular) değişiklik yapıp, adres bölümüne vekil tayin edilen kişinin bilgileri yazılmalı ve son sayfadaki imza bölümünü temsilci imzalamalıdır. Başvurunuzu avukata yaptıracaksanız, özellikle başvuru formunun sekiz, dokuz ve onuncu sayfalarındaki açıklamaları değiştirmemesini talep ediniz. Bu açıklamalar AİHM’den pozitif netice almak için önemlidir.
Dördüncü sayfa tüzel kişilere ilişkin olup sizi ilgilendirmediği için boş bırakınız.
Başvuru formunun beş, altı ve yedinci sayfaları OLAYLAR konusuna ayrılmıştır. Bu bölümde yazılan olaylar her başvurucuyu kapsayacak şekilde kaleme alınmış olup silme yapılması durumunda sistem tekrar ekleme yapmaya izin vermemektedir. Kural olarak bu bölümde herhangi bir değişikliğe ihtiyaç yoktur. Olaylar hak ihlalleri açısından dayanak oluşturacak şekilde seçilmiştir. Sadece beşinci sayfanın ikinci satırında “ikametgâh” için boş bırakılan kısma yaşadığınız şehrin ismini yazınız. Yedinci sayfanın son paragrafına da idare mahkemesinde açtığınız iptal davası ile Anayasa Mahkemesine yaptığınız bireysel başvurunun tarihlerini ekleyiniz. Olaylar kısmında yer vermek istemediğiniz herhangi bir ifade olduğunu düşünüyorsanız, silebilir veya değiştirebilirsiniz.
Başvuru formunun sekiz ve dokuzuncu sayfalarında hak ihlallerine (şikâyetlere) yer verilmiştir. Bu bölüme dokunmayınız. Bu bölüm taleplerinize (hak ihlallerine) ilişkin olup lehinize karar çıkmasını istiyorsanız, hukuken daha ileri argümanlar yazamadığınız sürece, değişiklik yapmamanızı öneririz
Onuncu sayfada iç hukuk yollarının etkisiz olduğu ve bu nedenle doğrudan AİHM’ye başvurulduğu belirtilmiş olup bu bölüme de dokunmayınız. Bu sayfada yer alan bilgiler özellikle AİHM’nin Akif Zihni/Türkiye kararı ve iç hukukta yaşanan son gelişmeler ışığında yenilenmiştir. Daha önce başvuru yapanların yeni bir başvuru yapmasına gerek olmayıp, AİHM’ye bu konuda ek bir dilekçe (güncel gelişmeler) göndermeleri yeterli olacaktır. Bu konuda, internet sitesinde açıklayıcı bilgi ve ek dilekçe örneği yer almaktadır.
On birinci sayfada sadece sayfanın sonundaki 66 ve 67. paragrafları kontrol ediniz. Eğer AİHM önünde derdest başka bir başvurunuz yoksa bu sayfaya da dokunmayınız. Aksi durumda 66. paragrafta “evet” kutucuğunu işaretleyip, 67. kutucuğa da derdest olan başvurunuzun numarasını yazınız. 62. ve 63. paragraflara da dokunmayınız.
On ikinci sayfada altı adet ek ismine yer verilmiştir. Bu ekleri sizler hazırlayacaksınız. Ek-1, başvuru formuyla birlikte internet sitesinde sayfanın size göre sol tarafında yer almaktadır. Genel olarak tamamen hukuki argümanlardan ibaret olan bu metne dokunmadan başvurunuza ekleyebilirsiniz. Arzu ederseniz F- İHLAL EDİLEN DİĞER HAKLAR başlığı altındaki bölümde, sizin durumunuza uymayan paragrafları çıkarabilirsiniz. Örneğin, hiçbir sendika, dernek veya vakfa üye olmayanlar bu husustaki şikâyeti çıkarabilir; hatta çıkarmalıdır. Bu paragraf özellikle sendika üyesi olan öğretmenler için eklenmiştir. F başlığı altındakiler hariç diğer bölümlere dokunmamanızda yarar bulunmaktadır. Metnin şekline de dokunmayınız; AİHM İçtüzüğü ve pratik yönergeler ışığında hazırlanmıştır. İsterseniz son sayfaya tarih atıp imzalayabilirsiniz. Ek-1 kesinlikle 20 sayfadan fazla olmamalıdır (AYM başvurusu gibi diğer ekler 20 sayfadan fazla olabilir.).
Ek-1, başvuru formundaki bilgilerin devamı niteliğinde olmamalı, başvuru formunda belirtilen olayların ve/veya şikâyetlerin açıklamasından ibaret olmalıdır. Aksi durum tek başına ret nedenidir.
Ek-2, KHK’nın metni ve isminizin geçtiği sayfanın fotokopisinden ibaret olmalıdır. Diğer KHK’lar ile kamu görevinden çıkarılanlar bu ekte değişiklik yapmalı ve kendi durumlarına uyan KHK’nın metnini ve ilgili sayfanın fotokopisini eklemelidirler.
Ek-3, idare mahkemesine açtığınız dava dilekçesinin fotokopisi olmalıdır.
Ek-4, Anayasa Mahkemesine sunduğunuz başvuru formunun fotokopisi olup, özeti eklemenize gerek yoktur.
Ek-5, İdari yargının ve Anayasa Mahkemesinin doğrudan KHK ile kamu görevinden çıkarılanlar açısından etkisiz olduğuna dair dilekçe örneği olup Ek-5 olarak formun altında yer almaktadır.
Eğer sizin açtığınız iptal davası reddedildiyse, başvuru metninde gerekli eklemeyi yapıp, Ek-6 olarak da kararın fotokopisini ekleyebilirsiniz. Bu durumda metinde uyarlama yapmanız gerekecektir. İDARE MAHKEMESİNDEN RET KARARI GELMİŞSE FORMUN 7. SAYFASININ 18. PARAGRAFINI ŞU ŞEKİLDE DEĞİŞTİRİN. 18-Başvurucu .../.../.... tarihinde idare mahkemesinde iptal davası açmış (Ek-3), .../.../.... tarihinde de Anayasa Mahkemesine başvurmuştur (Ek-4). .... İdare Mahkemesi tarafından ... tarihinde İNCELENMEKSİZİN RET KARARI VERİLMİŞTİR. (Ek-6) Ancak bu iki iç hukuk yolu, ileri sürülen hak ihlalleri açısından, aşağıda açıklanan gerekçelerle etkisiz olduğu için 6 aylık süre içerisinde AİHM'ye başvurulmuştur. 12. Sayfada ek belgeler listesinde yer alan 6 numaralı eke İdare Mahkemesi kararınızın bilgilerini yazın.
Ek-6 ise kimlik kartınızın ön yüzünün fotokopisi olmalıdır. Tüm bu ekleri arka arkaya sırasıyla koyunuz ve sağ üst köşeye mavi tükenmez bir kalemle sayfa numarası vererek adeta bir kitap şeklinde hazırlayınız. Daha sonra başvuru formunun 12. sayfasında her bir ekin karşısına, o ekin başladığı sayfanın numarasını yazınız. Başvuru formunu ve bu şekilde hazırladığınız ekleri sırasıyla bir araya getiriniz ve hiçbirini zımbalamadan, başvuru formu üste gelecek şekilde, tümünü deforme olmayacak bir zarfa koyunuz.
Başvuru formunun on üçüncü sayfasında, 70 numaralı kutucuğa başvuruyu postaya vereceğiniz tarihi veya bir gün öncesinin tarihini yazınız. 71. kutucuğa, başvuruyu doğrudan siz yapacaksanız, siz imza atınız. Avukat veya bir yakınınız sizi temsil etmekte ise, bu durumda “temsilci” kutucuğu işaretlenmeli ve temsilci olan kişi bu kutucuğa imza atmalıdır. Ancak bu durumda, yukarıda belirtildiği gibi üçüncü sayfanın da doldurulması şarttır. 72. kutucuğa ise başvurucunun ismi, soy ismi ve yazışma adresi doğru olarak yazılmalıdır. Bu bilgiler yazışma için gerekli olan bilgilerdir. AİHM bu kısımda verdiğiniz adresle yazışacaktır. Bu adreste değişiklik olursa, zaman kaybetmeden başvuru numarasını da yazdığınız bir mektupla AİHM’ye yeni adresinizi mutlaka bildiriniz; önce fakslayıp daha sonra posta ile Mahkemeye gönderiniz. Eğer başvuruyu temsilci (avukat veya bir yakın) yapıyorsa, 72. kutucuğa temsilcinin ismi, soy ismi ve adres bilgileri yazılmalı ve “temsilci” kutucuğu işaretlenmelidir.
Bu şekilde ekleri ile birlikte tamamladığınız başvuru formunu zarfa koyduktan sonra, başvuru formunun son bölümündeki adresi (The Registrar, European Court of Human Rights, Council of Europe, 67075 Strasbourg Cedex, France) zarf üzerine yazınız; kendi adres bilgilerinizi de yazıp başvuruyu postaya verebilirsiniz. Başvuruyu DHL veya UPS ya da benzeri güvenli bir kargo ile göndermenizde yarar var. Postada kaybolma ihtimalini düşünerek, haklarınızı kaybetmemek için en azından iadeli taahhütlü gönderiniz ve AİHM’ye ulaşıp ulaşmadığını kontrol ediniz. Posta masrafları dâhil yaptığınız tüm masrafların belgelerini saklayınız. İleride ikinci (karşı) görüşlerinizi Mahkemeye sunma aşamasında masraflara ilişkin belgelerin fotokopilerini AİHM’ye sunarak, ihlal kararı verilmesi durumunda yaptığınız harcamaları geri alabileceksiniz.
Başvuru formunun imzalı bir fotokopisi dâhil, tüm belgelerin ve postaya verme belgesinin birer fotokopisini mutlaka saklayınız. AİHM’ye göndereceğiniz her belgenin fotokopisini gönderiniz; aslını saklayınız. Başvurunuza dair her türlü yeni gelişmeden de mahkemeyi zamanında haberdar ediniz; A4 kâğıda söz konusu gelişmeyi yazarak, başvurucu ismini ve (varsa) başvuru numarasını da yazarak, önce fakslayıp daha sonra da posta yoluyla gönderiniz.
Tüm açıklanan gerekçelere rağmen, başvurunuz AİHM tarafından reddedilirse, iç hukuk sonrası AİHM’ye yeni bir başvuru yapabilirsiniz
Eğer bir gün iç hukuk yolları henüz tüketilmediği veya Komisyonun tüm hak ihlalleri açısından etkili bir başvuru yolu olduğu gerekçesiyle, AİHM başvurunuzu reddederse, iç hukuk yolları tüketildikten sonra, yeniden başvuru yapma hakkınız bulunmaktadır. Komisyonun etkili bir başvuru yolu olup olmadığı, özellikle verdiği kararlar, başvurucuların ileri sürdüğü argümanlara verdiği cevaplar, ileri sürülen insan hakları ihlalleri konusunda Komisyonca yazılan gerekçeler, çalışma usulü ve hızı gibi hususlar dikkate alınarak ileride AİHM tarafından da değerlendirilecektir. Bu açıdan belirtilen hususlarda değerlendirme yapıp sizleri yönlendirebilmemiz için başvurularınız konusunda verilen kararları e-mail adresimize göndermenizde yarar vardır.
Komisyona sunacağınız dilekçe örnekleri de zamanı geldiğinde hazırlanıp siteye yüklenecektir.
Ayrıca bu başvurular konusunda AYM’nin vereceği karar da önemlidir. AYM’nin vereceği ilk kararlardan sonra da, kararların gerekçeleri dikkate alınarak gerekli değerlendirmeler yapılıp sitede yayınlanacaktır.
Sonuç olarak bu aşamada, başvuru formunda ileri sürülen insan hakları ihlalleri açısından iç hukukta etkili bir başvuru yolunun bulunduğu söylenemeyeceği için, AİHM’ye başvuru yapmanızı önermekteyiz.