multunğda- = moltonğda.
multuy-, moltoy.
muluk, 1. kesik, küt (diyelim, parmağın bir hayut birkaç tane boğumu kesik bulunduğunda); muluk kulak: kesik kulak; 2. çoc. küçük kızcağızın ferci.
muluke= muluk 2.
mumuş, cumuş sözünün tekidir; cumuş-mumuş bolup kalsa: iş-filân olursa.
mun, munu, mununğ, bk. bul I.
munabu= mabu.
munacat, a. yakarış, münacat (Allaha).
munar I = munara.
munar II, serap, karanlık, havanın hafifçe beyazımsılığı.
munar III, (destanda) kocaman bir ağacın adıdır.
munara, a. kule, minare.
munardan-, hafif karanlıkta, hafif sisle örtülmek; keçinde munardanıp kün batkan: akşam güneş hafif sis içinde batıyordu; munardanğan too: hafif sisle kaplanmış olan dağ.
munardaş-, (manaca) = munardan.
munarık = munar II.
munarıkta-, = munardan-.
munayım, a. yumşak mülayim, nâzik, halim, sâkin; sakimday çüzünğ munayım folk. : yüzün serap gibi mülâyimdir.
munça = mınça.
munçalık. mınçalık.
munçu (karş, sal I ) 1. sakat, (bir kolu yahut heriki kolu, bir bacağı yahut her iki bacağı olmıyan) ; 2. malûl, çalışma istidadını kaybeden; uruş muncusu: harp malûlü; emgek muncusu: emek malûlü (iş esnasında malûl olan).
Dostları ilə paylaş: |