saat II, a. 1. saat (alet olarak; konğğurooluu saat: çalar saat; 2. saat (zaman olarak); saat beşte keldim; saat beşte geldim; beş saatte keldim: beş saat zarfında geldim (yolum beş saat sürdü).
saattuu, 1. güç. ızdırap verici; 2. inatçı: al saattuu neme ğo saati karmap kelibey kalsa kerek: o, inatçı bir adamdır. İnadı tutup gelmeden kalmış olsa gerektir.
saba 1. içinde kımız yapılan büyük deri tulum: kergen saba: dört yıldızdan teşekkül eden yıldız burcu.
saba- II, 1. dövmek, pataklamak, kamçı çalmak; kanat saba-: kanat çırpmak; sabağan boydon keldim: beyuna (atımı) kamçılayarak galdi; (buraya) koşturarak geldim; 2. yün atmak.