keçeende-, gecikmek, gecikerek vukua gelmek; kün keçeyen dedi: güneş akşama doğru indi.
keçendetüü, daha muahhar zamana bırakmak, vadeyi uzatma; koş aydoonu keçeendetüü egindin tüşümün kötörüügö saat bolot: toprağın geç sürülmesi mahsülün bol alınmasına mani oluyor.
keçeeten, yahut keçeeten beri: dünden beri
keçek = = keçe II.
keçeki = = keçeeki.
keçeyendet-, daha geç zamana bırakmak, vadeyi uzatmak.
keçigüü, geçikmek; geç kalma.
keçik-, gecikmek, keçikpey kel! : gecikmeden gel.
keçiktir-, geçiktirmek, gecikmeye sebep olmak; keçiktirbey ciber! derhal, geciktirtirmeksizin gönder! ; meteorologiya şarttarı starttı keçiktirdi: hava şartları startın gecikmesine sebep oldu.