Hulâsa, Türkistanm Asyalı komşuları ile olan münasebeti, tam normal ve zikri geçen ülkelerin inkişafı yolunda işbirliği imkânları bakımından da çok müsaittir
Hulâsa, Türkistanm Asyalı komşuları ile olan münasebeti, tam normal ve zikri geçen ülkelerin inkişafı yolunda işbirliği imkânları bakımından da çok müsaittir.
Cihanı bilfiil idare eden büyük devletlere ve büyük Asya devlet- lerine gelince, burada ancak jngilterenin ve Çin ile Japonyanm Türkis- tanla olan münasebetleri me onun muhtemel olan inkişaf iımcanları bahis mevzuu olabilir.
Bunlardan Çinin Ortaasyada hâkimiyeti ora Türklerinin istikbali^ bakımından Rus hâkimiyeti kadar tehlikelidir. Bunların millî lideri olan müteveffa Sun-Yatsin,in «vasiyetnamesi», çar Petro’nun efsanevî «vasiyetname» sine benziyor. Kadını, onun rehberlik mevkiini işgal eden talebesi Çang-kay-şek ve kurduğu millî çin fırkası Ğuamintang ^ Sun- Yatsin in plânlarını tahakkuk ettirmek uğrunda çalışıyorlar. Bunlar hep münevver insanlardır, komşuları olan Türk ve Moğol ülkelerinin «imarı» hakkında çok tûliemel eseri fikirler taşıyorlar. Sun-Yatsin ve Çang- kay-şek in arkadaşları, çok asrı kimselerdir, dünyanın vaziyetini çok iyi bilirler, mükemmel propagandacıdırlar. Çoğu Amerika ve İngilterede tahsil gören ve kısmen hıristiyanlığı kabul eden bu adamlar, o memleketlerin efkârını kazanmağa çalışıyorlar ve muvaffak da oluyorlar. Av- rupanm çiniyat ile meşgul olan ulemasını da kendi taraflarına, çekmesini bilirler; dünyanın her tarafında İngiliz, fransız ve almhn dillerinde muhtelif İlmî ve siyasî mecmualar neşrediyorlar ve Çin muhibbi cemiyetler kuruyorlar. Amerika ve İngiltere de, Japonlara karşı koymak^ için bilhassa bunları tutuyor.
Çin, geçen asrın sonralarına kadar kendi şeddinin içerisine kapanıp kalmıştı. Mançuriya, Moğolistan ve Hsin-kiang*da ancak çin memurları ve garnizonları yaşıyordu. Geçen asrın sonuna kadar Mançuryaya ancak iki milyona yakın çin muhaciri yerleştirilebilmişti (onu da. 1886* den başlayıp İngilizlerin Rusya aleyhine olan teşvikleri ve yardımları neticesi olarak yapmışlardı) ; Mançuirya demiryolu yapıldıktan sonra, 1927 yılma kadar 27 yıl zarfında 25 milyon Çinli bu ülkeye göç ettiril-
di. Yanı Çinlilerin göç ettirme işleri, Rusunkinden daha hızlı oluyor. Şimdi Sun-Yatsin’in halefleri «Asiastrad» isminde bir şirket tesis ettiler; bunlar, Çinin batıya doğru giden eski «ipek volu»nu asrı oto-kam- yon yolları şeklinde ihya etmek, bununla muvazi olarak batıya Urumçı- Çögeçke doğru demiryolu hattı inşa etmek, Doğu Türkistana on milyonlarca Çinli göçmen doldurmak azmindedirler. Ort.aasyanm meşhur tetkikçisi Sven Hedin de onlar için çalışıyor ve propaganda yapıyor. Fa- kat bütün bu plânlar, Rusyada olduğu gibi, Çinde de eski imperyalizme tâbi milletleri yutma itiyadına ve şimdiki «millî diktatörlüğe e dayanmaktadır. [Yukarıda Rusya için dediğimiz gibi, Çinde de tâbi ve komşu milletlerin hayat haklarını tanıyan tam bir demokrasi teessüs ederse, Çin milleti Türkistanlılar için asırladanberi kendilerince malûm orijinal bir medeniyetin hâmili olan kıymetli bir komşu olacaktır. Türkistanm tarihi onların dilini öğrenmeden öğrenilemez. Müstakbel Türkistan üni- versitelerinde Çin^dili muhakkak mühim bir yer tutacaktır.] Bence «millî diktatörlük» leı* ancak Rus bolşevik imperyalist diktatörlüğü ba- tıncaya kadar muvakkat bir zaman yaşıyacak, sonra beşeriyet tam demokrasiye kavuşacaktır. Bu husus Çin için de böyledir. Türkistanlıların komşu milletler sıfatiyle Ruslarla ve Çinlilerle samimi komşuluk münasebetleri ancak demokrasinin beynelmilel mikyasta teessüsü ile taayyün edecektir^. Şarkta Rusya ile Çinin karşısında mühim ve müessir bir kuvvet teşkil eden üçüncü bir devlet de japonyadır.
Japonyaya gelince, o. Örtaasyadan şimdilik uzak bulunuyoısa da oraya gelmeğe azmetmiş bir devlettir. [Yeter, ki «açıkkapı» meselesin de Amerika ile anlaşsın.] Japonlar> Mançuryada temelli olarak yerles- mek ve Çine Uzakdoğunun şimal taraflarından elçektirmek ve yahut kendisi bu taraflardan^ ve Mançuryadan elçekmek mecburiyetindedir. Bugün Çinin işlerini bilfiil idare eden Çang-kay-şek, Japonya ile kat’î hesap görme zamanının artık gelmiş olduğunu pek iyi biliyor; o, daha 1926 da Amerikalılara dayanaraK, Japonları Mançuryadan atmak için tedbirler aldı. Orada müstakil Çin demiryolu ve limanları siyasetini takibe başladı. Bu vaziyet karşısında Japonların kendi adamı olan general Çansulin bile velinimetlerine karşı şüpheli bir rol oynamağa başlamıştır. Çinliler bugün Mukden-Pekin hattıvu bilfiil ellerinde bulunduruyorlar. Önce yegane liman olan ve Japonların elinde bulunan Dayrenin rakibi sıfatiyle Holandalı mühendislerin eliyle Hulatau «imanını inşa ediyorlar. Mançuryada bulunan Japon mâden ‘"'^İdarınd^ grev ve sabotaj ile Japonları taciz ediyorlar. Çang-kay-şek 1927 yazın-