EGE BÖLGESİNDE SORUN OLAN PAMUK HASTALIKLARI
Oktay ERDOĞAN Nazilli Pamuk Arş.Ens. Müd.
GİRİŞ
Pamuk, lifi ile tekstil, çiğiti ile yağ sanayisine hammadde,tarım ve endüstride çalışanlara istihdam, küspesi ile hayvancılığa katkı yapan ve ihracatı ile döviz geliri sağlayan stratejik bir üründür.
Pamuk üretiminde önde gelen ülkeler incelendiğinde Çin Halk Cumhuriyeti, ABD, Hindistan, Pakistan ve Bağımsız Devletler Topluluğunun en önemli pamuk üreticisi ülkeler olduğu görülmektedir. Türkiye’nin toplam üretim içerisindeki payı ise yaklaşık %3.5-4.5 arasında değişmektedir (Gencer ve ark., 2001).
Türkiye, 721 bin hektarlık ekim alanı, 988 bin ton pamuk lif üretimi ve hektara 1308 kg lif verimi ile dünyada ekim alanı ve lif üretimi açısından yedinci, lif verimi açısından üçüncü sırada yer almaktadır (Akdemir ve ark., 2003).
Ülkemizde Ege, Çukurova, Antalya ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi olmak üzere 4 ana bölgede pamuk üretimi yapılmaktadır. Ege Bölgesi 227.000 hektar ekim alanı ile Türkiye pamuk üretim alanının %32'sini, 295.000 ton üretimi ile de Türkiye pamuk üretiminin %30'nu oluşturmaktadır (Anonymous, 2002).
1) Pamuk Fide Kök Çürüklüğü
Etmenleri: Pythium spp., Rhizoctonia solani, Thielaviopsis basicola, Verticillium spp., Fusarium spp., Alternaria spp., Macrophomina spp.,
Yapılan çalışmalarda hastalığın ortalama % 3 - 11 arasında verim kaybına yol açtığı saptanmıştır. Genellikle bu hastalıktan sorumlu etmen grubu olarak en dikkati çeken genuslar; Pythium, Rhizoctonia, Thielaviopsis ve Fusarium’dur.
Fide hastalıklarından sorumlu etmenler kültür bitkisi populasyonunu her zaman öldürmez, onların yavaş büyümelerine, cılız kalmalarına ve tarlada yer yer boşluklara neden olurlar.
Fide kök çürüklüğü zararı (tarlada stant eksikliği)
1.1. Hastalık Belirtileri ve Ekonomik Önemi
Etmenler kışı toprakta ve topraktaki bitki artıklarında değişik şekillerde geçirirler. Hastalığın ilk belirtileri yeni oluşmuş kökte görülür. Bu köklerin kabuk dokusu renk değiştirerek yumuşamaya ve çürümeye başlar.
Kökte Çürümüş Alanlar Zararlanmış - Ölmüş Fideler
Yatay Kök Oluşumu Şiddetli İnfeksiyon
Çimlenerek toprak yüzeyine çıkabilen hasta fidelerin kökleri ve kök boğazı kahverengileşir, incelir, bitki ayakta duramaz, devrilir ve kurur. Hastalık özellikle bulaşık ve fazla nem tutan topraklarda, yağışlı ve serin giden yıllarda çok büyük
Kökte Yatay Gelişme Tarlada Şiddetli Enfeksiyonlar
zarar vererek, pamuk tarlasındaki fidelerin tümünün kök ve kök boğazının çürüyüp ölmesine neden olduğundan, tarlanın yeniden ekilmesi gerekebilir. Hastalık yeniden ekimi gerektirecek seviyede olmadığı zamanlarda ise fide eksilişi nedeniyle tarlada bazı boş alanların kalmasına sebep olmaktadır. Bu olasılığı karşılamak için çiftçi gereğinden fazla tohum kullanmaktadır. Bu nedenle tohum, ilaç ve toprak işleme masraflarının yükselmesi ve geç ekimden dolayı ürün kaybına neden olarak büyük ekonomik zararlar oluşturmaktadır. Ülkemizde pamuk tarımının yapıldığı bütün alanlarda yaygın olarak görülmektedir.
Çıkış Öncesi Çökerten Çıkış Sonrası Çökerten
1.2.1. Kültürel Önlemler
-Ekim erken yapılmamalı, toprak sıcaklığı 15-16oC'ye ulaştığında ekim yapılmalıdır.
-Soğuk ve ıslak topraklarda ekim yapılması zorunlu görünüyorsa, drenajı iyi yapılmış tohum yataklarına ekim yapılmalıdır.
-Tarladaki hastalıklı kalıntılar uzaklaştırılmalıdır.
-Ekim nöbeti özellikle hububatla yapılmalı üst üste 3 yıldan fazla pamuk ekimi
yapılmamalıdır.
-Toprağın kaymak bağlaması engel olunmalıdır.
1.2.2. Kimyasal Mücadele
Tohum tarlaya ekilmeden önce ilaçlanmalıdır (Tablo 1). İlaçlama zamanı ekim zamanıdır. İyi bir ilaçlama için tohum kabuğunun tamamen ilaçla kaplı olması gerekmektedir.
Tablo 1. Tohum İlaçlamasında Kullanılan Fungisitler ve Dozları (Anonymous, 2000)
Etkili Madde
|
Formülasyon
|
Doz (100 kg tohum)
|
Carboxin %37+Thiram %37
|
WP
|
500g-600g*
|
Carboxin 205g/l +Thiram 205g/l
|
FF
|
400g**-500g-600g*
|
Chloroneb %10
|
Toz
|
2000g
|
Pencycuron %20+Captan %50
|
Toz
|
500g
|
Fludıoxonil+Metalaxyl-M
|
FS
|
500g*-300**
|
*Çok havlı pamuk tohumu **Delinte pamuk tohumu
2) Pamukta Verticillium Solgunluğu
Etmeni: Verticillium dahliae Kleb.
Verticillium solgunluğu ülkemizde ilk kez 1941 yılında Manisa Kırkağaç’ta İyriboz (1941) tarafından saptanmış, ancak etmenin Verticillium dahliae Kleb. olduğu Karaca ve arkadaşları (1971) tarafından bildirilmiştir.
Ülkemizde yapılan çalışmalarda, hastalığa yakalanma oranının İzmir, Aydın ve Manisa illerinde %27, Adana’da %25, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde %16, , Antalya’da %14 olduğu, ürün kaybının ise İzmir, Aydın ve Manisa illerinde %12, Adana’da %12, Antalya’da %4 olduğu saptanmıştır (Esentepe, 1979; Sezgin, 1985; Sağır ve ark. 1995).
Hastalığı oluşturan etmen 400 bitki türünden daha fazla bir konukçu dizisine sahiptir. Dünyada bu patojenin 2 patotipi saptanmıştır (T1 ve SS-4). T1 patotipi (yaprağını döken) SS-4 patotipine (yaprağını dökmeyen) göre daha virulenttir. Patojen toprakta çoğunlukla mikrosklerot oluşturarak canlılığını sürdürmektedir. Mikrosklerotlar 40 cm derinlikte 10 yıl veya daha fazla süreyle canlı kalabilmektedir.
Etmenin Yaşam Çemberi
2.1. Hastalık Belirtileri
Etmen 21-27 oC arasında iyi gelişir. Verticillium solgunluğu normal olarak sadece 6-9 arasındaki pH düzeylerine sahip topraklarda ortaya çıkar. Hastalık belirtileri alt yapraklardan başlayıp, üst yapraklara doğru ilerleyen solma ve pörsüme şeklindedir. Daha sonra yaprakların damar araları sararır, sararan yerler kuruyup esmerleşir. Bu tip yapraklar zamanla tamamen dökülür. Hastalık erken dönemde başlamışsa veya ekim geç yapılmışsa; hastalıklı bitkilerin boyu kısa kalır, koza sayıları az ve küçük olur. Hasta bitkilerin gövdesi enine kesilirse, odun boru demetlerinin esmer veya kahverengiye dönüştüğü görülür. Patojen ksilem iletim demetlerinde görülür. Floeme geçiş yapmaz.
İletim Demetlerinde Belirtileri
2.2. Mücadelesi
2.2.1. Kültürel Önlemler
-Yonca, mısır, buğday gibi bitkilerle ekim nöbeti uygulanmalıdır.
-Sulamada dekara 90 tondan fazla su verilmemelidir.
-Dengeli bir gübreleme yapılmalıdır (N-P-K oranı 1-0.7-1 şeklinde olmalı, azotlu gübre olarak üre tercih edilmeli).
-Bazı yabancı otlar hastalık etmeni fungusun konukçuları olduğundan tarla içinde ve kenarında bulunan yabancı otlar yok edilmelidir.
-Hastalıklı bitki kalıntıları tarladan uzaklaştırılmalıdır.
-Hastalığa karşı dayanıklı çeşitler tercih edilmelidir
2.2.2. Kimyasal Mücadele
Verticillium'a karşı etkili olan ve kolay uygulanabilen bir kimyasal bulunamamıştır. Bunun en önemli nedenleri etmenin toprak patojeni olması ve toprak sterilizasyonunun pratik ve ucuz yolunun bilinmemesidir.
3) Pamukta Köşeli Yaprak Leke Hastalığı
Etmen: Xanthomonas campestris pv. malvecearum E. F. Smith
Pamukta Köşeli Yaprak Leke hastalığı etmeni gram-negatif bir bakteridir. Optimum sıcaklık isteği 25-30oC'dir. Kuraklık ve sıcaklığa oldukça dayanıklıdır. Rutubetli bölgelerde oldukça zarar yaparlar. Kışı enfekteli tohumlarda ve toprağa düşmüş bitki kalıntılarında geçirir, yayılışı rüzgar ve yağmurla olur. Salgın yıllarında zararı %40-50'yi bulur.
3.1. Hastalık Belirtileri
Hastalık, pamuk bitkisinin yaprak, yaprak sapı, koza ve taraklarında koyu yeşil ve kahverengi lekeler şeklinde görülür. İlk lekeler bitkinin kotiledon yapraklarında açık yeşil, yuvarlak yağ lekesi gibi görünür. Havaların ısınmasıyla lekeler kurur, beyazımsı bir kabuk gibi görünür.
İklim koşulları uygun giderse lekeler esas yapraklara, sapa ve kozalara geçer. Esas yapraklarda lekeler, küçük damarlar ile sınırlanmış köşeli ve koyu kahverengidir. Bu lekeler birbirleriyle birleşerek daha çok büyür ve parçalanır. Genç sürgünlerde ve dallarda ise uzunlamasına dar lekeler göze çarpar. Sürgünlerde solgunluk yapar, dallardaki lekeler zamanla siyaha döner ve siyah kol adını alır.
Açılmamış kozalarda ise kozalar çok küçükse döküm olur. Büyük kozalarda ise koyu yeşil yuvarlak lekeler oluşur, kozalar normal büyüyemez, pamuğun miktar ve kalitesi düşer.
P amukta Köşeli Yaprak Leke Hastalığı Belirtileri 1) Hastalıklı koza 2,3) Yaşlı yaprak ve dallarda lekeler 4) Sapta kurumalar
3.2. Mücadelesi
3.2.1. Kültürel Önlemler
-Hastalıklı tarlalardan tohum alınmamalıdır.
-Hasattan sonra tarladaki hastalıklı bitki artıkları yok edilmelidir.
-Tarla drenajı iyi yapılmalıdır.
-Tarlada oluşan kaymak tabakası kırılmalıdır.
-Fazla sulamadan kaçınılmalıdır.
-Ekim nöbeti uygulanmalıdır
3.2.2. Kimyasal Mücadele
Mücadele ekim öncesi tohum ilaçlamaları şeklinde olup, koruyucu niteliktedir.
Tablo 2. Pamukta Köşeli Yaprak Leke Hastalığına Karşı Kullanılan Ruhsatlı Fungisitler (Anonymous, 2000).
Etkili Madde
|
Formulasyon
|
Doz (preparat/dekar)
|
Bronopol %12
|
Toz
|
600g
|
Mancozeb %60
|
WP
|
150g
|
TCMTB 745 g/l
|
EC
|
225 ml
|
LİTERATÜR
Akdemir, H., Gürel, A., ve İzci, B., 2003. Pamuk Tarımı ve Sorunları. Pamuk Eğitim Semineri. 14-17 Ekim, S. 29-35, Bornova-İzmir.
Anonymous, 2000. Pamukta Entegre Mücadele Teknik Talimatı. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tarımsal Arş. Genel Müdürlüğü Bitki Sağlığı Araştırmaları Daire Başkanlığı, S. 67, Ankara.
Anonymous, 2002. Ege Bölgesi 2002-2003 Sezonu Pamuk Ekili Alan ve Rekolte Tahmini Raporu. İzmir.
Esentepe, M., 1979. Adana ve Antalya illerinde pamuklarda görülen solgunluk hastalığının etmeni, yayılışı, kesafeti ve zarar derecesi ile ekolojisi üzerinde araştırmalar. Bölge Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü, araştırma eserleri seri No.32. İzmir.
Gencer, O., Mert, M., Kurt, Ş., 2001. Bazı Pamuk Hat ve Çeşitlerinin (Gossypium hirsutum L.) solgunluk hastalığına (Verticillium dahliae Kleb.) tepkisi ile bunların tarımsal ve teknolojik özelliklerinin belirlenmesi. IV. Tarla Bitkileri Kong., 17-21 Eylül, S.193-197, Tekirdağ.
İyriboz, N., 1941. Mahsul Hastalıkları, Ziraat Vekaleti Neşriyatı Umum No:237.
Karaca, İ., Karcılıoğlu, A. ve Ceylan, S., 1971. Wilt disease of cotton in the Ege region of Turkey. The Journal Turkısh Phytopathol., İzmir. 1 (1):4-11.
Sağır, A., Tatlı, F., ve Gürkan, B., 1995. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Pamuk Ekim Alanlarında Görülen Hastalıklar Üzerinde Çalışmalar. GAP Bölgesi Bitki Koruma Sorunları ve Çözüm Önerileri Sempozyumu, 27-29 Nisan, S. 5-9. Şanlıurfa,
Sezgin, E., 1985. “Pamuk Solgunluk Hastalığı ile Savaşımda Kültürel İşlemlerin Önemi”. Yıllık 3 (3):23-31.
Dostları ilə paylaş: |