A zeki veliDÎ togan bugünkü TÜRKİLİ (TÜRKİstan) ve yakın


Avrupa deniz ticaretinin ve emtiasının, Ortaasyanm cenup böl-



Yüklə 6,51 Mb.
səhifə84/617
tarix05.01.2022
ölçüsü6,51 Mb.
#75197
1   ...   80   81   82   83   84   85   86   87   ...   617
Avrupa deniz ticaretinin ve emtiasının, Ortaasyanm cenup böl-

Avrupa Deniz Ti-
caretinin Ortaasya
İktisadî Hayalına
Tesiri


gesindeki rolü daha kuvvetliydi. 1498 yılında Portekizlilerin «Gang» deltasınsT^elmelerinden, 1670 yılında İngiHzlerin «Bombay» ve 1700 de Gang deltasında «Kalkiite» de yerleşip Batı ve Doğu «Fakturya» ic.rını kurarak Hindistana tamamen malik ve hâkim olmağa başlamalarına kadar geçen iki asır içinde, bu emtia istilâsının Ortaasyamn hem ikti- s idî ve hem siyasî - İçtimaî hayatında tesiri tamam takarrür etmişti.



Avrupalılar buralara mensucat, demir eşya ve ekseriya kaçakçılık tarzıyla silâh, tüfek satıyorlar ve bununla bütün serveti kendi ellerine geçiriyorlardı. Hürmü^de oturan Portekizlilerin İranlılara sattıkları silâh, top ve tüfek elbette kendi ellerin- silâhlardan aşağı nevi idi. Bununla beraber bu silâhlarla silâhlan- Ş °lar* S**fevî Türkmen ordusu ok ve yayla silâhlı olan Türkistan - Özbek ordusuna üstündü. Bu âletin üstünlüğü, daha Akkoyunlular hâ-
kimiyeti çağında bilinmiş ve Firenk tipi top hattâ tüfeklerin Mardinli hz-Zâhir Mecdeddin İsa ile Halep meliki Çikemin, Karayülük Osman ile 1406 yılında vaki olan muharebelerinde, keza 1421 de bun- ların Arnidi muhasara ettiklerinde kullanıldığı kaydedilmiştir .•”*)• Bu silâhlar her halde Emir Çikem tarafından tedarik edilmişti. Sonradan ou ateşli silâhlar aynı zamanda «Rûm» yani Anadolu vasıtasıyla «ustayı Rûmî» yani Anadolulu türk topçularıyla birlikte İrana ye Hindisin Türkistana geçti. 1528 eylülünde Horasanda 40,000 askeri

olan Şah Tahmasb, 300,000 askeri olan Özbek Übeydullah Hana ancak «Rûm düsturu top ve altı bin tüfek» yardımıyla galip gelmişti. Bu vakıayı kaydeden Hind sultanı Babur Mirza r>,;) Safevîlerin galebesini topların oklara ve «yedeciliğe» galebesi suretinde tasvir etmişti. Fakat hakikatte bu galebe Safevî ordusunu Avrupa silâhlarıyla silâh- Iandıran Portekizlilerim muzafferiydi demekti. Çünkü Özbekler de o zaman tüfeksiz değildiler. Bu vakıadan daha önce Özbek hanı Şavbak Hanın Semerkand ve sonra KKorezmi kuşatmasında tüfekçilerin birinci Tafta bulunduğu, mezkûr hanın kendi zamanında yapılan minyatürlerde gösterilmiştir *'). Bunlar bu tüfekleri Rusya ve Sibiryadan ve yahut Kırım yoluyla Türkiyeden getirtmiş olacaklar. Umumiyetle Safevîler, Hindistanda Babur ve sonra Özbekler yanlarında «topçî-yi Rûmî»,

Haşan Rûmlu, Ahsen üt-Tevârîkh, Nuruosmaniye Kütüphanesi, N. 3417, '- 7b; Amid’in muhasarasında toplar kullanılmış olduğu da Maqı*izî’de mezkûrdur. r,<:) Baburnâme, Kazan basımı, 449-450 ed. Beveridge vr. 347a.

'•) Böyle minyatürler Şeybânînâme-i Muhammed Salih'in Vambery basımının mukaddemesinde bulunuyor.

«ustâ-yi Rûmî» 1er bulunduruyorlardı. Bunlar silâh da döküyorlardı. Bukharada Abdullah Han zamanında yaşıyan «üstâdh-i Rûmî» nin «kara buğra kazanları», ölümünden sonra halefi olan Mırek topçu başına kalmıştı58). Fakat bunlar ancak kaba toplar dökmüşler, diğer silâhlar, tüfek falan hep dışardan gelmiştir. Ve bunların Türkiyeden ziyade, Hind Okyanusu yoluyla Portekiz ve Holandalılardan geldiği anlaşılıyor. Safevîler ve Raburlular Avrupalılarmkinden biraz daha fena1 ve daha eski olan tüfekleri yüksek fiatlârla, ekseriya kaçakçılardan • satın alıyorlar, ve kendi silâhlarının en eski ve fenaları da tüccarlar tarafından daha pahalıca Türkistan Özbeklerine satılıyordu. Sibiryaya gelen Ruslar da, silâh satmak şöyle dursun, itaatlerine aldiKİarı uruklarda silâh yapılmasını durdurmak için eski yerli demircilikleri bile menediyorlardı. Bununla beraber haris tüccarlar, hükümetin menetmesine rağmen,- kaçakçılığa devam ediyorlardı. Mâveraünnehir hanları silâhları, Rus- lardan i ziyade, Hindistan ve Kandahar yoluyla cenuptan getirdiklerinden, bu hususta Iran ve Hind müslüman hükümdarlarına göre aşağı iseler de, kendilerinin şimalinde olan. Kazak sultanlarına üstün idiler. İran ve Hindistan yoluyla tüfek, top, silâh elde etmek Mâverâünnehir Özbekleri için İran ve Hindlilere göre daha pahalıya çıkıyor ve memleketin İktisadî durumuna o nisbette kötü tesirler yapıyordu. Balkh Özbek beğlerinin bu hususta Baburluîarla mektuplaşmaları olmuştu, öz- bekler tüfek karşılığı olarak Hindistan tüccarlarına at vermişlerdir.

Avrupa kumaşları Orta Asyada daha 15.inci asrın ikinci yarısında rağbet bulmağa başlamıştı. Hattâ İstanbuldan Herata gelen kumaşlar bile «Fireng dîbâsı» idi. Alişîr Nevâyî, Fatih Sultan Mehmed tarafından Herata gönderilen Firenk kumaşlarından ibaret hediyelerden bahsederken, bu kumaşlar vasıtasıyla Firenklerin İslâm Âlemini yağma etmeğe başladıklarını şâirane bir surette anlatmıştır 50). 114

Hindistana gelen Avrupa mensucatı (qumâş-i Firengî) Ortaasyada lâ.ncıasrın ilk yarısında umumun rağbetini kazanmıştı. Babur Mirzanın 1525 yılında Hindistanda kazandığı «Panipat» ve «Mavar» zaferleri, daha ziyade^ «MeHrhed-i Rûmî», «Mustafâ-i Rûmî» gibi «ustâ-yi Rûmî» lerin idaresi altında teşkil ettiği topçu kuvvetinin neticesi idi. Bu fütuhat sırasında Babur, «Panipat» ve «Dehli» de sayısı olmıyan «dîbâc-i Ffrencî» ve «atlas-i Khatâyî» iğtinam etti. Özbek hanı Übey- dullah Han bu . vakıadan bir yıl önce (1524) Horasanda «Meşhed» i fethettiğinde, yine pek çok «aqmişe-i Efrenciyye» iğtinam etmişti tî0). Türkistana Hindistan ve Kâbil' yoluyla gelen emtiaya Balkh merkez ise, «Meşhid» de galiba Siyistan yoluyla gelen emtianın iskelesi idi. Bu ticarette demir mamulatı yalnız silâha münhasır kalmıyordu. Rusya Vasıtasıyla olan demir ticaretine ait kayıtlar vardır. «Marigıt-Nogay». mir- zaları demir çivi, kazan, araba tekerleği demiri gibi şeyleri, daha As- tarhkan şehri Tatar hanları elinde iken bizzat Moskova çarından istiyorlardı ül). «Balkh» ozaman Türkistanmın cenup kısmı için gûya hind ve efrenc emtiasının «taksim merkezi» olmuştu. Türkistanın şimal bölümleri, Kazak Bozkırı ise, Sibiryada kurulan rus ticaret merkezlerine, Perm, Tümen ve Tobolsk’a bağlıydı. Cenup ve şimalden çeleri bu Avrupa emtiası henüz Türkistanı kendisine esir edecek mahiyette değilse •deTTfâlîilî, malî ve iktisadi muvazeneyi felce uğratabilmişti. Çünkü bu yüzden Türkistandan uzak doğu ve uzak batı ticareti tamamiyle kesilmiş, Türkistan ancak mahallî ihtiyaçlar için yerli ziraat varidatı ile geçinmek mecburiyetinde kalmıştı. Halbuki Moğollar ve Temürlüler çağındaki mutantan ve zengin hayattan sonra Mâverâünnehir ve Horasanın hâkim aristokrasisi, yalnız silâh ve askerî mühimmatta komşularına üstün olmak arzusuyla değil, elbise ve ev eşyası hususunda da lükse ^düşmüşlerdi. Savaşçılık an’aneleri yaşıyordu. Fakat küçük bir harp şimdi gayet büyük malî buhranı mucip oluyordu. Ortaasyadaki iktisadı tereddinin safhalarım öğrenmek için elbette Portekiz, Holanda ve İn-

(The İtinerary of Ludovico di Vartkema of Bologna from 1502 - 1508, ed. by Penzer, London, 1928, s. 40, 43-44; seyahatnamenin naşiri, s. XLVII bu «Eri» yi Şiraz yanındaki «Herati Khâre» olarak kabul etmiştir). Herhalde Firenklerin Horasanı ziyaretleri daha Vaşko de Gama keşiflerinden önceki zamanlarda da nâdir olmakla beraber vâki olmuştur; o. zamanlarda Herattan Kerman yoluyla memleketlerine dönen Firenkle,r, Mısır-Hind deniz ticaretini idare eden arap ticaret gemileriyle Basra körfezine kadaT gelen, şahıslar, belki de Venedikliler olmuştur.


Yüklə 6,51 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   80   81   82   83   84   85   86   87   ...   617




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin