(1) numarayla vermiş olduğumuz âyet meâlinde "CİN" adıyla bilinen ve bazı görüşe göre de, çoğul olarak "CAN" diye kullanılan yaratığın yapısı anlatılmaya çalışılmaktadır...
İnsanın yapısı için, umumi mânâda, görünüşünden yani bedeninin yapısından dolayı, nasıl ki "topraktan halk olunmuştur" denilmekte ise; burada da CİNnin yapısı izah edilirken, gene aynı usûlle, CİNnin yapısı işaret edilerek "dumansız ateşten" yâni "ışınlardan-radyasyondan-dalgadan" yaradılmıştır diye târif edilmektedir.
2. CANNI DA (insten evvel) MESAMATA (yani gözeneklere-maddeye) NÜFUZ EDİCİ VE ZEHİRLEYİCİ ATEŞTEN-RADYASYONDAN- YARATTIK... (15-27)(**) (*)Hak Dini Kur`ân Dili, cilt: 4 / sayfa: 3059
(2) numarayla nakletmiş olduğum âyet meâlinde dahi bu yapının târifi gene aynı mânâya çıkacak, fakat bu mânâyı daha da açıklayacak bir şekilde izah edilmekte ve "gözeneklere (yâni maddeye) nüfuz edici ateşten" ve zehirleyici ateş - radyasyon" denilmektedir.
Nitekim bakınız bu konuda M.H.Yazır merhum da ne diyor:
"Hâsılı demek oluyor ki, insan yaratılmazdan evvel, güneşte ve arzın başlangıcında olduğu gibi, çalkalanıp duran (dalgalanan) muzdarip ve müteheyyiç bir halde bulunan hâlis bir ateş veya ELEKTRİK hâlinde olduğu gibi, her şeye karışabilen veyahut eşyayı birbirine karıştırmak ihtilat ettirmek hassasını hâiz bir ateşten (yani ışınlardan) biz insanların gözlerine bermûtad görünmeyen gizli bir takım hayat kuvvetleri, hayâtî unsurlar yaradılmıştır ki bunlara "can" tesmiye olunur."(cilt: 6/ sayfa: 4670)