YEZİD’İN HALİFELİĞİ Onun ölümü üzerine, yerine ehlibeytten olan, yani Hz. Muhammed’in soyundan gelen Hz. Ali’nin büyük oğlu Hz. Hasan geçer. Şam ve Mısır dışında bütün Müslüman şehirler kabul eder Hz. Hasan’ın halifeliğini. Buralarda ise Muaviye ve oğlu Yezid hüküm sürmektedir.
Hz. Hasan, Muaviye ile bir anlaşma yapmak ve hilafeti ona bırakmak zorunda kalır. Ancak bir şartı vardır: oğlu Yezid’i kendisinden sonra halife ilan etmemesi.
Muaviye bu kurala uymaz ve Hz. Hasan’ı zehirletir.
Muaviye’nin halifeliğinden sonra hilafet Yezid’e geçer. Yezid’in halifeliğine itiraz eden bir isim vardır: Hz. Ali’nin diğer oğlu Hz. Hüseyin. Kerbela Olayı’na giden süreç böylece başlar.
BİTMEYEN YAS Babasının ardından hilafeti devralan Yezid’in baskılarından bıktıklarını söyleyen Kufeliler, Hz. Hüseyin’i şehirlerine çağırırlar. Hz. Hüseyin çevresindekilerin uyarılarına rağmen bu çağrıya uyar ve beraberindeki 72 yandaşıyla birlikte Medine’den bugünkü Irak sınırlarında bulunan Kufe’ye doğru yola çıkar. Bunu haber alan Yezid duruma hâkim olmaları için adamlarını yollar. İki grup, Bağdat’a 90 km uzaklıktaki Kerbela’da karşılaşırlar.
Hz. Hüseyin karşısındaki orduya seslenip Peygamberin soyundan geldiğini hatırlatsa da sonuç alamaz.
Önce suları biter Hz. Hüseyin ve beraberindekilerin. Yezid’in ordusu, 25 km uzaklıktaki Fırat Nehri’ne gitmelerine engel olur. Hz. Hüseyin’in ordusu susuzluktan perişan durumda savaşmaya başlar. 71 kişi kılıçtan geçirilir Emeviler tarafından, sıra Hz. Hüseyin’e gelir. 10 Muharrem 61 günü şehit düşer Hz. Hüseyin. Emeviler için zafer sayılan bu olay, Alevilerin bitmeyen yasını başlatmış olur.
Bu tarihten sonra Hz. Ali taraftarları Kerbela’da şehit düşenleri anmak, çektikleri acıları hissedebilmek amacıyla Muharrem ayının ilk 10 günü boyunca oruç tutarlar. 10. günde aşurenin pişmesiyle sonlanır bu oruç.
Dolayısıyla bir yas dönemidir Muharrem ayı onlar için. Orucun yanı sıra mümkün olduğunca az su içmeleri ve eğlenceden kaçınmaları da Kerbela’nın etkisindendir.