Allame murtaza askerî ehl-i BEYT VE ehl-i SÜnnet ekolleri Mütercim: Cafer bendiderya ismail bendiderya


Resulullah'ın (s.a.a) Ali b. Ebu Talib'e Taktığı Taç



Yüklə 1,44 Mb.
səhifə62/70
tarix29.10.2017
ölçüsü1,44 Mb.
#19784
1   ...   58   59   60   61   62   63   64   65   ...   70

Resulullah'ın (s.a.a) Ali b. Ebu Talib'e Taktığı Taç


Resul-i Ekrem'in (s.a.a) Mekke'nin fethi gibi[360] özel günlerde[361] kullandığı "Sehab" isminde siyah[362] bir sarığı vardı. Resul-i Ekrem (s.a.a) Gadir-i Hum'da o sarığını Hz. Ali'nin (a.s) başına sardı.[363] Abdu'l-A'la b. Adiy el-Behranî'den şöyle rivayet edilmiştir: Resulullah (s.a.a) Gadir-i Hum'da Ali'yi yanına çağırarak kendi eliyle onun başına bir sarık sardı ve sarığın gerisini sırtına attı.[364] Hz. Ali'nin (a.s) kendisinden ise şöyle rivayet edilmiştir: Gadir-i Hum'da, Resulullah (s.a.a) başıma siyah bir sarık bağladı, onun gerisini de omuzlarıma sarkıttı.[365] Müsned-i Tayalesî ve Sünen-i Beyhakî'de Hz. Ali'den (a.s) şöyle nakledilir: Gadir-i Hum'da Resulullah (s.a.a) başıma siyah bir sarık sardı ve sarığın son kısmını sırtıma atarak şöyle buyurdu: "Allah Tealâ Bedir ve Huneyn Savaşı'nda bana başlarında böyle sarıklar bulunan meleklerle yardım etti. Onların sarıkları Müslümanların müşriklerden ayırt edilmesine sebep oldu..."[366] Yine Hz. Ali'den (a.s), Resulullah'ın (s.a.a) kendisinin başına bir sarık sardığını ve onun son kısmını sırtına ve önüne attığını, daha sonra kendisine "Arkanı dön." dediğini, döndüğünde onun, "Yüzünü dön." diye buyurduğunu, yüzünü döndüğünde de halka dönerek, "Meleklerin başındaki sarıklar böyledir." buyurduğunu rivayet ederler.[367] İbn Abbas'tan ise şöyle rivayet edilir: Resulullah, "Sehab" adındaki sarığını Ali'nin başına sarınca ona, "Sarıklar Arapların tacı gibidir..." buyurdu.[368] Abdullah b. Bişr'den ise şöyle nakledilir: Resulullah (s.a.a), Gadir-i Hum'da birini Ali'ye gönderdi. Ali gelince, onun başına bir sarık sarıp son kısmını ise Ali'nin iki omuzları arasına attıktan sonra şöyle buyurdu: "Allah Tealâ Huneyn Savaşı'nda başlarında sarık olan ve sarıklarının son kısmını aşağı sarkan meleklerle bana yardım etti. Onların sarıkları, müminlerin müşriklerden ayırt edilmesine sebep oldu."[369]

Emirü'l-Müminin Ali (a.s) Halka Yemin Ettiriyor!


Ebu Tufeyl'den şöyle rivayet edilir: Bir gün Ali (a.s), halkı Kûfe Mescidi'nin karşısındaki meydanda toplayarak şöyle dedi:[370] Sizden Allah'a için istiyorum; Gadir-i Hum'da Resulullah'tan (s.a.a) benim hakkımda bir şeyler duyanınız ayağa kalkıp tanıklık etsin.[371] Kendisi onu görmeyen yerinden kalkmasın.[372] Râvi der ki: Bunun üzerine otuz kişi yerinden kalktı. Başka bir rivayete göre de şehadet etmek için büyük bir çoğunluk ayağa kalktı.[373] Abdurrahman şöyle der: Bedir Savaşı'na katılmış olan on iki kişi yerinden kalktı; onlardan birini görüyor gibiyim.[374] Onların hepsi, Resulullah'ın (s.a.a) o gün (Gadir-i Hum'da) Ali'nin elini tutarak şöyle buyurduğuna tanıklık ettiler: "Benim müminlere kendi nefislerinden daha evlâ ve üstün olduğumu biliyor musunuz?" Oradakiler, "Evet, ya Resulullah." dediler![375] Bunun üzerine Resul-i Ekrem (s.a.a.) onlara şöyle buyurdu: "Ben kimin mevlasıysam Ali de onun mevlasıdır. Allah'ım, onu seveni sev, ona düşman olana düşman ol,[376] ona yardım edene yardım et, onu alçaltanı alçalt."[377] Abdurrahman der ki: Tanıklık etmeyen üç kişi dışında şahitlerin tümü kalkarak tanıklık ettiler. İmam (a.s) da tanıklık etmeyenlerin hakkında bedduâ etti ve bedduası kabul oldu.[378] Ebu Tufeyl şöyle der: Tanıkların yeminleri ve tanıklıkları bittikten sonra ben yerimden kalkarak şaşkın bir hâlde yola koyuldum. Bu olay bende şüphe uyandırmıştı sanki, bunu kabul etmek istemiyordum. Yolda Zeyd b. Erkam'la karşılaştım. Ona, "Bugün ben Ali'nin şöyle şöyle dediğini duydum." dedim! Zeyd, "İnkâr etme, ben kendim Resulullah'tan (s.a.a) onun hakkında bütün bunları duydum."[379] dedi. Başka bir rivayette ise şöyle geçer: "Otuz kişi ayağa kalktı."[380] Diğer bir rivayette de şöyle kaydedilmiştir: Ensardan bir grup Kûfe meydanında İmam'la görüşerek, "Selâm olsun sana, ey mevlamız!" dedi. İmam ise, "Sizler özgür Araplarsınız; o hâlde ben nasıl sizin mevlanız olurum ki?!" buyurdu. Onlar, "Biz kendi kulaklarımızla Gadir-i Hum'da Resulullah'ın (s.a.a), "Ben kimin mevlası isem bu Ali de onun mevlasıdır." buyurduğunu duyduk." dediler. Râvi der ki: Ensardan bu grup İmam'dan (a.s) ayrıldıklarında ben

İmam'ın yanına giderek, "Bunlar kimdi?" diye sordum. İmam, "Aralarında Ebu Eyyub Ensarî'nin de bulunduğu ensardan bir gruptu." buyurdu. Diğer bir rivayette İmam'ın (a.s) onlara, "Siz kimlerdensiniz?" diye sorduğu, onların ise, "Biz seni sevenlerdeniz ey Emirü'l-Mü-minin!" dedikleri geçer.[381]


Vasi Tayininde Hz. Muhammed'le (s.a.a) Hz. Musa'nın (a.s) Ümmetinin Ortak Noktası


[Resulullah'ın (s.a.a) ümmetinde vasi tayininin Hz. Musa'nın (a.s) ümmetinde vasi tayiniyle bazı ortak noktaları vardır.] Tevrat'ta Hz. Musa'nın (a.s) ümmetinde vasi tayiniyle ilgili geçenler özetle şöyledir: Allah Tealâ Musa'ya şöyle emretti: "İlâhî bir ruha sahip olan Yuşe' b. Nun'u halkın gözleri önünde öne çıkararak elini onun omzuna koyup onların karşısında onu kendine vasi ta yin et. Kendi heybet ve iktidarından ona da ver ki İsrail Oğulları ona itaat etsin; onun emriyle düşüp kalksınlar." Musa (a.s) da itaat ederek Allah'ın emrettiği gibi Yuşe' b. Nun'u halkın karşısına çıkarıp onların gözeri önünde elini onun omzuna koyarak onu kendisine vasi yaptı... Kur'ân-ı Kerim'de de, Allah Tealâ'nın Emirü'l-Müminin Ali (a.s)

hakkında Resulü'ne vahyederek açıkça şöyle buyurduğunu görmekteyiz: Ey Elçi! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer (bu görevi) yapmayacak olursan, O'nun elçiliğini tebliğ etmemiş olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Resul-i Ekrem (s.a.a) bu ayet nâzil olduktan sonra Gadir-i

Hum'da hacıların toplanmasını emretti. İleride olan geri döndü, geride kalanlar da gelip yetişti. Sonra sayıları yetmiş bini aşan o topluluğun karşısında ayağa kalkarak Ali'nin (a.s) elinden tutup herkesin göreceği şekilde kaldırarak, "Benim size kendi nefislerinizden daha evlâ ve sizin emir sahibiniz olduğuma tanıklık ediyor musunuz?" diye sordu. Oradakiler, "Evet." diye bağırınca, Resulullah (s.a.a) kendi heybet ve yüceliğinden Ali'ye (a.s) de vererek tarihî konuşmasını yaptı: "Ben kimin mevlasıydam, bu Ali de onun mevlasıdır. Allah'ım; Ali'yi seveni sev, Ali'ye düşman olana düşman ol ve..."

* * *

Buraya kadar Resulullah'ın (s.a.a), kendisinden sonra ümmetin imamı ve kendi vasisini tayin etmesi alanındaki hadislerinin bir kısmını inceledik. Şimdi ise Kur'ân-ı Kerim'in bu konudaki bazı ayetlerini inceleyelim.



Yüklə 1,44 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   58   59   60   61   62   63   64   65   ...   70




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin