Genel İlkeler.
Anayasanın ilk bölümü İslâm cumhuriyetinin tek Tanrıya bağlılığını, ilâhî adalete ve iman esasına dayanıldığını, yasama yetkisinin Allah'a mahsus olduğunu, insanın Allah karşısında sorumlu bulunduğunu belirtir. Bu genel ilkelerin gösterdiği hedeflere nasıl ulaşılacağı da aynı bölümde şu şekilde açıklanır: Ahlâkın, bilgi düzeyinin olgunlaşması ve gelişmesi, her düzeyde parasız öğrenim, bilimin bütün alanlarında inceleme ve araştırmanın teşviki.
emperyalizmle mücadele, istibdadın yok edilmesi. İslâmî ilkelere uygun ve âdil bir iktisadî uygulama, yoksulluğa son verilmesi, kadın erkek herkesin haklarının sağlanması, ülke dış siyasetinin İslâm ölçülerine dayanılarak düzenlenmesi.
İran İslâm Cumhuriyeti anayasasının kendisine teknik özellik kazandıran ve anayasanın İslâmî ölçülerle bağlı olduğunu gösteren hükmü 4. maddesidir. Bu maddeye göre, her alanda çıkarılacak kanunlar ve alınacak kararlar İslâmî ölçülere dayanacaktır. Bu sebeple söz konusu 4. madde kayıtsız şartsız anayasanın bütün maddelerinin üstündedir. Müeyyidesi ise Şûrâ-yı Nigehbân üyesi olan fakihlere tevdi edilmiştir; İslâmî ölçülere uyulup uyulmadığını onlar denetleyecekler ve değerlendireceklerdir.
Anayasanın öngördüğü en önemli makamlardan biri ve belki başta geleni rehber veya önderliktir. Eğer halk çoğunluğunun ümmete rehber olabilecek önder kabul edeceği bir kimse bulunmazsa anayasanın saydığı niteliklere sahip fakihlerden oluşacak bir rehberlik şûrası bu görevi üstlenecektir.
İran anayasasının genel prensiplerinden biri de Kur'ân-ı Kerîm'in buyruğu gereğince danışma ihtiyacını karşılayacak şûralar kurulmasıdır. Resmî dini İslâm olan İran İslâm Cumhuriyeti’nin bütün müslümanların anlaşması ve birleşmesi için sürekli çaba harcayacağı da anayasada ifade edilmiştir. Ancak yine anayasa genel ilkeler arasında başka bazı dinlere mensup olanların dinî merasim ve öğretimlerinde serbest olduğunu, resmî mezhep olan Ca'ferî (İsnâaşerî) mezhebi dışındaki diğer İslâm mezheplerinin takdire lâyık bulunduklarını ve kendi fıkıhlarına göre ibadet edebileceklerini, mensuplarının dinî eğitim ve öğretimde serbest olduklarını belirtmiştir.
Anayasa ayrıca İran'ın resmî dilinin Farsça olduğunu, ancak Arapça'nın da orta öğrenimde yer alacağını, kullanılan takvimi ve İran bayrağını hükme bağlamıştır.
Temel Haklar.
Milletin hakları başlıklı üçüncü bölüm bir yandan klasik hak ve hürriyetleri düzenlerken bir yandan da bu hakların gerçekleşmesi için devlete düşen ödevleri belirtir. Tabii yine aynı bölümde söz konusu haklardan faydalanan kişilerin uymak zorunda olduğu sınırlar, ölçüler veya kurallar da yer almaktadır. Anayasanın temel haklarla ilgili ilk hükümleri eşitlik üzerinedir. Bu arada kadın-erkek eşitliği ayrıca belirtilmiştir. Ancak İslâmî ölçülere uygun faydalanma şartı vardır. Aynı şartla kadın haklarının sağlanması, ana ve çocuk sağlığının korunması: dul, yaşlı ve kimsesiz kadınlar için sosyal teminat getirilmesi emredilmiştir. Kişi güvenliği, mal. konut ve mesleklerin her türlü tecavüzden korunmuş olması, inanç hürriyeti. İslâm'ın temel ilkelerine veya kamu hukuku kurallarına aykırılık teşkil etmedikçe basın ve yayında serbestlik, özel hayatın, haberleşmenin gizliliği, yerleşme hürriyeti, hak arama ve yargı yerlerine başvurma hürriyetleri de temel haklar arasında düzenlenmiştir. Bu arada siyasî haklar ve hürriyetlere de millî birlik, İslâmî ölçüler ve İslâm cumhuriyeti esaslarını ihlâl etmemek kaydıyla yer verilmiştir. Parti, dernek, siyasî ve çeşitli sınıflara ait kuruluşlar, İslâmî veya resmen tanınmış dinî azınlıklara ait kuruluşlar teşkili, silâhsız toplantı ve gösteri yürüyüşleri yapılması kabul edilmiştir. Sosyal haklar arasında sayılabilecek meslek seçme, çalışma, eğitim ve öğretim görme, konut sahibi olma hakları, bu hususlarda devlete yüklenen ödevler de belirtilerek düzenlenmiştir.
İktisadi ve Malî İşler.
İran Devleti'ne düştüğü kabul edilen ödevlerin gerçekleşme araçları olarak iktisadî ve malî işler anayasada uzun maddelerle ifade edilmiştir. Bu alandaki ilkeler herkesin konut, yiyecek, ilâç gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması, tam istihdam şartlarının sağlanması, çalışma şekil ve sürelerinin düzenlenmesi, tekelcilik, faizcilik gibi muamele ve faaliyetlerin önlenmesi, savurganlığın önüne geçilmesi üretim artışının sağlanması, bu ilkelerin gerçekleştirilmesi için gerekli eğitimin verilmesi şeklinde özetlenebilir. İran anayasasının ekonomik düzeni açıklayan başlıca hükmü ise 44. maddesidir. Bu maddeye göre üç sektör vardır: Devlet sektörü, kooperatif sektörü ve özel sektör. Büyük sanayi kuruluşları, dış ticaret, bankacılık, sigortacılık, enerji, su şebekesi, barajlar, büyük maden işletmeleri, radyo-televizyon, posta, telefon, telgraf, havayolları, demiryolları, gemi işletmeciliği gibi teşekkül ve faaliyetler devlet sektörü İçindedir. Kooperatif sektörü 616 İslâmî ilkelere uygun olarak şehir ve köylerde kurulan üretim ve satış ortaklıkları ve iş birliği faaliyetinden oluşmaktadır. Özel sektör ise tarım, hayvancılık, sanayi, ticaret ve hizmet alanlarında diğer kesimleri tamarnlayan bir bölümdür. Anayasaya göre eyaletler arasında kaynak dağılımı bakımından eşitlik sağlanacak, ekonomi planlı olacak, Meclis-i Şûrâ-yı Milli’nin denetimi altında çalışan Dîvân-ı Muhasebat 617 bütçeye uygunluğu gözetecektir.
İran İslâm Cumhuriyeti anayasası da egemenliğin kullanıcısı olarak yasama, yürütme ve yargı güçlerini düzenlemiştir. Ancak anayasaya göre mutlak egemenlik Allah'a aittir. Millet kendi kaderine egemen olma hakkını, oluşturduğu organlar aracılığıyla ve anayasanın belirlediği yollardan kullanır. Tabii İran İslâm Cumhuriyeti'nin önemli özelliklerinden birini meydana getiren “rehberlik makamı’nın yeri ve etkisi aynca dikkate alınmak gerekir.
Anayasa yasama, yürütme ve yargı güçlerinin birbirinden bağımsız olduklarını belirtmektedir. Yasama gücü, halkın seçtiği temsilcilerden oluşan Meclis-i Şurâ-yı Millî ile cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlar eliyle kullanılırken yargı, İslâmî ölçülere göre kurulacağı belirtilen adliye mahkemelerine bırakılmıştır.
Dostları ilə paylaş: |