Batı Cephesinde Yunanlılarla Savaş
Batı Cephesi 15 Mayıs 1919’da İzmir’in Yunanlıların İşgali üzerine kurulmuştur. Batı Anadolu’da düzenli ordu kurulana kadar, düşmana karşı savunma gücünün esasını Kuva-yi Milliye oluşturmuştur. Ayvalık, Bergama ve Soma, Akhisar, Salihli, Aydın ve Nazilli cephelerinde düzenli ordu kurulana kadar Kuva-yi Milliye, Yunan işgaline karşı direniş göstermiştir. Kuva-yi milliye ile Yunanlılara karşı koymanın zorluğunu gören T.B.M.M., Sivas Kongresi ile alınan bir kararla Ali Fuat Paşa’nın kontrolüne verilmiş olan Batı Cephesini, Güney ve Batı cephesi komutanlıkları adı altında teşkilatlandırmış ve İsmet Paşayı Batı Cephesi komutanlığına atamıştır.
Batı Cephesinde düzenli ordunun kurulması sırasında Çerkez Ethem ve kardeşlerinin Türk Hükümetine karşı ayaklanmaları, ellerindeki kuvvetleri düzenli orduya vermek istememeler, bunu Yunanlılara da bildirerek işbirliği önermeleri Yunan kuvvetleri için uygun bir ortam yaratmıştır. Durumu değerlendiren Yunanlılar 6 Ocak 1921’de Anadolu’dan yeniden taarruza geçmişlerdir. Yeni kurulan düzenli ordu birlikleri Yunan ordularını İnönü’de karşılamışlardır. Hareketli bir savunma taktiği uygulayan Türk birlikleri, kendilerinden kat kat üstün Yunan kuvvetlerinin taarruzunu İnönü’de durdurmayı başarmışlardır. Bu başarıda Türk subay ve erlerinin üzerlerine düşen görevi çok iyi bir biçimde yapmasının büyük payı vardır. Gösterilen başarı sonucunda 10 Ocak 1921’de durdurulan Yunan kuvvetleri, karşı taaruza geçecek gücü kendilerinde bulamamışlardır. I. İnönü Savaşı küçük çaplı bir muharebe olmasına karşın sonuçları bakımından önemlidir. I. İnönü Savaşı’nın sonuçları şunlardır:
-
Düzenli ordu birlikleri ilk sınavında başarılı olmuştur.
-
Çerkez Ethem olayı tamamen kapanmış, Kuva-yi Milliye dönemi sona ermiştir.
-
Halkın meclise ve orduya olan güveni artmıştır.
-
I. İnönü zaferinin kazanılması, TBMM hükümetinin hazırladığı anayasanın meclis tarafından kabul edilmesini kolaylaştırmıştır.
-
Rusya’nın TBMM hükümetine yaklaşımı daha yapıcı olmuş ve Rusya İle 16 Mart 1921 Moskova Ant. İmzalanmıştır.
-
İtilaf Devletleri, Sevr Antlaşmasını bir kere daha gözden geçirmek için Londra’da bir konferans toplama ihtiyacını duymuşlardır.
Londra Konferansı
TBMM hükümetinin Sevr Antlaşmasını kabul etmemesinden rahatsızlık duyan İngiltere, Yunan birliklerini bir tehdit unsuru olarak kullanarak, bu antlaşmayı zorla kabul ettirmek niyetindedirler. Ancak bütün tehdit ve baskılara rağmen, Ankara hükümeti Misak-ı Milliden asla taviz verme düşüncesinde değildir. Nitekim I. İnönü Zaferi bunun kanıtıdır. İngiliz hükümeti işlerini daha da zorlaştıracağı düşüncesiyle, Milli Mücadele taraftarlarının I. İnönü Zaferinden çok rahatsız olmuşlardır. Fransa ve İtalya da ortağı İngiltere’yi, Türklerle diyalog için devamlı sıkıştırmaktadırlar. Bu gelişmeler yüzünden İtilaf Devletleri Londra’da bir konferans düzenlemeye ve yine bu konferansa Türk milleti adına İstanbul Hükümetini çağırmaya karar vermişlerdir. Ancak Damat Ferit Paşanın istifasından sonra iş başına getirilen Tevfik Paşa hükümeti, İstanbul ve Ankara Hükümetleri arasındaki anlaşmazlıkları kaldırma taraftarıdır. Bu nedenle Tevfik Paşa, Londra’ya gidecek heyette bir de Ankara Temsilcisi bulunmasını arzu ettiğinden, durumu M. Kemal Paşaya bildirmiştir. Ankara Hükümeti bu çağrıya Londra’ya doğrudan çağrılmadıkça katılmama düşüncesinde olduklarını ileterek karşılık vermiştir. Fakat muhtemel bir çağrı durumunda da geç kalınmış olunmaması için Bekir Sami Bey başkanlığında bir heyet Roma’ya gönderilmiştir. İtalyan hükümetinin araya girmesiyle Ankara hükümetinin de Londra’daki görüşmelere doğrudan çağrılması sağlanmış, Roma’da beklemekte olan Bekir Sami Bey başkanlığındaki heyet Londra’ya hareket etmiştir.
21 Şubatta başlayan görüşmelerde İngiltere ve ortakları görüşlerini ortaya koyduktan sonra, Türk Milleti adına İstanbul temsilcisi Tevfik Paşaya söz hakkı verilmiştir. Tevfik Paşa güzel bir jest yaparak “Türk Milleti adına söz söylemek, milletin gerçek temsilcilerine düşer” demiş ve İtilaf Devletlerini şimdiye kadar tanımaya çalışmadıkları TBMM hükümeti ile direk muhatap olma mecburiyetinde bırakmıştır.
Bekir Sami Bey görüşmelerde İtilaf Devletlerinden, Misak-ı Milliyi izah ederek, Anadolu’nun boşaltılması talebinde bulunmuştur. Ancak bu teklif İtilaf Devletleri tarafından olumlu olarak kabul edilmemiştir. İtilaf Devletlerinin Sevr Antlaşması üzerinde yaptıkları bazı ufak değişiklikler de Türk tarafını memnun etmekten çok uzak kalmış, bu yüzden görüşmelerden olumlu bir sonuç elde edilememiştir.
Görüşmelerin sonuçsuz kalması üzerine kendi insiyatifini kullanan Bekir Sami Bey, İngiltere, Fransa ve İtalya ile ikili anlaşmalar yapmıştır. Hakkaniyet esasına uymadığı gerekçesiyle TBMM tarafından onaylanmayan bu anlaşmalar, Bekir Sami Beyinde görevinden alınmasına neden olmuştur.
Londra Konferansının tek olumlu sonucu TBMM hükümetinin varlığının İtilaf Devletleri tarafından tanınmasıdır. İtilaf Devletleri ise görüşmeler sırasında vakit kazanarak, Yunan kuvvetlerine yeni bir saldırı için hazırlanma fırsatı sağlamıştır.
II. İnönü Muharebesi
Londra Konferansı sonunda İtilaf Devletleri Sevr Ant. Esasları üzerinde yapılan ufak çaplı değişiklikler TBMM hükümeti yetkililerine sunulduğunda, kendilerine üzerinde düşünmeleri ve görüşmeler yapmaları için bir aylık süre tanınmıştır. Ancak Türklere tanınan bu bir aylık süre dolmadan Yunan kuvvetleri Anadolu’ya saldırıya geçmiştir. I. İnönü’nün kötü intibaını silmek isteyen Yunan kuvvetleri 23 Marttan itibaren kuzeyde Bursa’dan, güneyde de Uşaktan olmak üzere iki koldan taarruz başlatmıştır. Sevr’in Türklere zorla kabul ettirilmesini sağlamak isteyen İngiltere’de bu saldırıyı desteklemiştir.
23 Marttan, Mart ayı sonuna kadar süren çarpışmalara Meclis Muhafız Taburu da katılmıştır. 31 Martta Türk kuvvetleri karşısında önemli ölçüde kayıp veren Yunan kuvvetleri, 1 Nisanda İnönü mevzileri önünde ikinci kez çekilmek zorunda kalmıştır. Güneyden taarruz eden Yunan birlikleri Afyon’u geçerek, Konya’ya doğru yayılma eğilimi göstermişse de, kuzeyde elde edilen başarı yüzünden geri çekilmek zorunda kalmışlardır.
Yunan kuvvetlerinin İnönü’de ikinci kez yenilgiye uğratılması önemli sonuçlar doğurmuştur. Bu sonuçları şöyle sıralamak mümkündür.
-
İtalyanlar işgallerini sona erdirme kararı alarak Antalya bölgesindeki birliklerini çekmişlerdir. Fransızlar ise Ankara hükümeti ile ilişki kurmak için uygun bir zaman ve zemin aramaya başlamışlardır.
-
Türk halkının hükümete ve orduya olan güveni artmış, bu başarı morallerin yükselmesini sağlamıştır.
-
İngilizlerin Yunanlılara olan güveni sarsılmaya başlamıştır.
Dostları ilə paylaş: |