2371- Daimi evli olan kadın, kocanın haklarına aykırı olmasa da, kocasından izinsiz dışarı çıkması haramdır. Ancak zaruret icap eder, evde kalması onun için sıkıntı doğurur veya meskende kalmak onun için müsait olmazsa, kocasından izinsiz dışarı çıkabilir.
Kocanın hakkı olan cinsi zevkler için kadın kendisini devamlı kocasına teslim etmelidir. Şer’i özrü olmadıkça onun ilişkide bulunmasını engellememelidir.
Kadının, yiyecek, içecek, elbise, ev ve bütün ihtiyaçlarını karşılamak kocasına vaciptir. Gücü olsa veya olmasa da kadının ihtiyaçlarını gidermezse, kadına borçludur. Kadının haklarından bir diğeri de, kocası ona zahmet ve sıkıntı vermemelidir. Şer’i açıdan izni olmadıkça ona kötü davranıp şiddet uygulamamalıdır.
2372- Kadın, kocasına karşı hiçbir görevini yapmazsa, birlikte kalsalar bile, ondan yemek, içmek, elbise ve ev gibi ihtiyaçlarını talep etme hakkı yoktur. Ama kocasının meşru cinsel isteklerinden bazen kaçarsa, vacip ihtiyat gereği nafakası kocasının sorumluluğundan düşmez. Cinsi istekleri karşılamadığı taktirde, mihri kocasının üzerinden asla düşmez.
2373- Erkek, hanımını ev işlerini yapmaya zorlayamaz.
2374- Kadının masrafı yolculukta iken evinden fazla olur, kocasının izniyle yolculuğa çıkmışsa, masrafları kocasına aittir. Yol parası ve benzeri harcamalar kendisine aittir. Erkek hanımını kendisiyle yolculuğa götürmek isterse, tüm masrafları kocasına aittir. Aynı şekilde tedavi gibi zaruri bir yolculuk olursa, masraflar kocaya aittir.
2375- Masrafları kocasına ait olan bir kadın, masraflarını kocası ödemediği taktirde, kocasından izinsiz onun malından alabilir. Alması mümkün olmaz, şer’i hâkime müracaat’ı da mümkün olmaz çaresiz harcamalarını kazanmak için çalışmak zorunda kalırsa, çalıştığı müddet içerisinde kocasına itaat etmesi vacip değildir.
2376- Erkeğin, iki tane daimi nikâhlı eşi olur, birisinin yanında bir gece kalırsa, diğerinin yanında da dört gecede bir gece kalmalıdır. Aksi halde kadının yanında kalması vacip değildir. Ama onu tamamen terk etmemelidir. İhtiyat ve evla olan erkeğin dört gecede bir gece daimi nikâhlı eşinin yanında kalmasıdır.
2377- Erkek, genç hanımıyla dört aydan fazla, cima yapmaktan uzak kalmamalıdır. İlişkide bulunmak onun için zararlı veya çok zor olur veya kadın kendi isteğiyle terk edilmesine razı olursa veya terk etmeyi nikâhta şart bırakırsa, terk etmenin sakıncası yoktur. Bu hükümde –vacip ihtiyat gereği- kocanın hazır veya yolculukta bulunmasında bir fark yoktur. Buna göre, lüzumu olmayan yolculuğu mazeretsiz ve eşin rızası olmadan dört aydan fazla uzatması vacip ihtiyat gereği caiz değildir.
2378- Daimi nikâhta mihir tayin edilmezse, nikâh sahihtir. Erkek kadınla ilişkide bulunursa mihrü’l misl ( yani onun dengindeki kadınların mihri neyse onu) ödemelidir. Mut’a nikâhında, her ne kadar cahillik, gaflet ve unutkanlıktan olsa bile, mihir belirlenmezse nikâh batıl olur.
2379- Daimi nikâh okunurken mihrin ödenmesi için müddet tayin edilmezse, erkeğin mihri ödeme gücü olsa da olmasa da, kadın, mihri ödenmedikçe ilişkiden kaçınabilir. Mihri almadan ilişkiye razı olur, kocası onunla ilişkide bulunursa, şer’i mazereti olmadıkça kocasını ilişkide bulunmaktan engelleyemez.
MUT’A NİKÂHI
2380- Lezzet için olmasa da mut’a nikâhı sahihtir. Ancak kadın, erkeğin hiçbir zevkte bulunmamasını şart koşamaz.
2381- Vacip ihtiyat gereği erkek, mut’a nikâhlı genç eşiyle dört aydan fazla cima yapmayı terk etmemelidir.
2382- Mut’a nikâhlı olan bir kadın, nikâhta erkeğin ilişkide bulunmamasını şart koşarsa, şart ve nikâh sahihtir. Erkek, ilişki dışında diğer zevkler alabilir. Daha sonra kadın cima yapmaya razı olursa, erkek onunla cima yapabilir. Daimi nikâhta aynıdır.
2383- Mut’a olan kadın hamile kalsa bile nafaka hakkı yoktur.
2384- Mut’a olan kadının birlikte yatma hakkı yoktur. Kocası ondan oda kocasından irs alamazlar. Ancak irs almayı tek taraflı veya her iki taraf şart koşarsa, bu şartın doğruluğu sakıncalıdır. İhtiyat terk edilmemelidir.
2385- Mut’a olan kadın, kocasının üzerinde nafaka ve birlikte yatma hakkı olmadığını bilmezse, yapılan nikâh sahihtir. Bilmediği için kocasının üzerinde hiçbir hakkı yoktur.
2386- Mut’a olan kadın, eşinden izinsiz evden dışarı çıkabilir. Dışarı çıkması kocasının hakkının kaybolmasına sebep olursa, izinsiz dışarı çıkması haram olur. Müstehap ihtiyat gereği kocasının hakkı kaybolmasa da, kocasından izinsiz dışarı çıkmamalıdır.
2387- Kadın, belli bir mal karşılığında belli bir müddet için kendisine mut’a yapması için bir kişiyi vekil eder, oda o kadını kendisine daimi nikâh eder veya tayin edilen mal ve müddetin dışında kedisine mut’a nikâhı yapar, kadın duyduğunda ona izin verirse yapılan nikâh sahih ve eğer izin vermezse batıl olur.
2388- Mahrem olmak için, mesela baba veya büyük baba henüz mükellef olmayan kız veya erkek çocuğu kısa bir müddet için bir başkasına nikâhlar ve çocuk için hiçbir zararı olmazsa, yapılan nikâh sahihtir. Ancak evlilik boyunca erkek çocuğun zevk almaya kabiliyeti olmaz veya kız çocuğunun zevk vermeye kabiliyeti olmazsa, okunan nikâhın doğruluğu sakıncalıdır.
2389- Baba veya büyük baba, başka yerde olan yaşayıp yaşamadığını bilmediği bir çocuğu mahrem olmak için birisine nikâhlar, nikâhlanan kişiden zevk almak için müddet yeterli olursa, zahiren mahremlik oluşur. Daha sonra nikâh esnasında kız çocuğunun hayatta olmadığı anlaşılırsa, yapılan nikâh batıldır. Nikâhla birbirine zahiren mahrem gözükenler, namahrem olurlar.
2390- Erkek, evlilik müddetini kadına bağışlar, onunla ilişkide bulunmuşsa, kararlaştırılan mihrin tamamını o kadına ödemelidir. Eğer ilişkide bulunmamışsa mihrinin yarısını ödemelidir.
2391- Erkek, mut’a yaptığı kadını idesi dolmadan kendisine daimi veya tekrar mut’a yapabilir. Mutanın müddeti dolmadan ve müddet bağışlanmadan daimi nikâh yapılırsa, yapılan nikâh batıldır.
BAKMA HÜKÜMLERİ
2392- Erkeğin, namahrem kadınların vücuduna ve saçlarına şehvetli veya şehvetsiz, harama düşme korkusu olsa da olmasa da, bakması haramdır. Kadınların suratına ve bileklere kadar ellerine şehvet ve harama düşme korkusuyla bakmak haramdır. Müstehap ihtiyat gereği şehvetle olmaz, günaha düşme korkusu da olmadan kadınların surat ve bileklere kadar ellerine de bakılmamalıdır.
Kadının, namahrem erkeğin vücuduna şehvetle ve harama düşme korkusuyla bakması haramdır. Vacip ihtiyat gereği şehvet ve harama düşme korkusu olmasa da bakılmamalıdır. Ancak normalde erkeklerin bedeninden gözüken el, kol, baş ve ayak baldırları gibi kısımlara şehvetsiz ve günaha düşme korkusu olmadan kadınların bakmasının sakıncası yoktur.
2393- Açık saçık gezen kadınların – eğer onlara örtünmeleri söylense dinlemeyeceklerse-bedenlerine, şehvetsiz ve günaha düşme korkusu olmadan bakmanın sakıncası yoktur. Bu hükümde kâfir ve kâfir olmayan kadınlar arasında fark yoktur. Aynı şekilde el, yüz ve normalinde bedenlerinin kapatılmayan diğer bölümleri arasında fark yoktur.
2394- Kadın, -surat ve elleri dışında- saç ve bedenini namahrem erkeklere göstermemelidir. Vacip ihtiyat gereği henüz mükellef olmayan iyi ve kötüyü ayırt eden mümeyyiz çocuk, kadının bedenini görmesi şehvetinin tahrik olmasına sebep olacak ihtimali verilirse, ona da göstermemelidir. Kadın, harama düşmekten korkmaz ve erkeğin harama düşmesine sebep olmayacağı taktirde, surat ve ellerini bileklere kadar namahrem erkeklerden kapatmasına gerek yoktur. Harama düşme ve Erkeğin şehvetini tahrik ederek onu harama düşürme korkusu olursa, surat ve ellerini örtmesi vacip olur.
2395- Mükellef bir Müslüman’ın avret mahalline ayna, şişe, saf su ve benzeri şeyden dahi olsa, bakmak haramdır. Aynı şekilde vacip ihtiyat gereği kâfir ve mümeyyiz çocuğun avret mahalline bakmak haramdır. Karı ve koca birbirlerinin tüm bedenlerine bakabilirler.
2369- Birbirlerine mahrem olan kadın ve erkek, şehvet ve harama düşme korkusu olmadıkça avret mahalli dışında birbirlerinin tüm bedenlerine bakabilirler.
2397- Erkek, zevk kastıyla bir başka erkeğin bedenine bakmamalıdır. Kadın da zevk amacıyla bir başka kadının bedenine bakması haramdır. Her iki durumda da harama düşme korkusu olursa, bakmak haramdır.
2398- Erkek, rezil ve kepaze olmayan tanıdığı namahrem bir kadının fotoğrafına bakmamalıdır. Şehvet ve harama düşme korkusu olmadıkça surat ve ellerine bakmanın sakıncası yoktur.
2399- Kadın, bir başka kadına veya kocasından başka bir erkeğe şırınga takmak veya avret mahallini yıkamak zorunda kalırsa, eli avret mahalline ulaşmaması için eldiven ve benzeri bir şey giymelidir. Erkek, başka bir erkeğin veya karısından başka bir kadının avret mahallini yıkamak zorunda kalırsa, eline eldiven giymelidir.
2400- Kadın, daha iyi tedavi olmak için bir erkeğe müracaat edebilir. Erkek, tedavi için kadının bedenine bakmak ve dokunmak zorunda kalırsa, bakıp ve dokunmasının sakıncası yoktur. Dokunmadan bakarak tedavi edebiliyorsa, dokunmadan tedavi yapmalıdır. Bakmadan dokunarak tedavi yapması mümkünse, bakmadan tedavi yapmalıdır.
2401- İnsan birisini tedavi etmek için onun avret mahalline bakmak zorunda kalırsa,- vacip ihtiyat gereği- aynayı önüne bırakıp aynayla bakmalıdır. Direk avrete bakmaktan başka bir çare yoksa, bakmasının sakıncası yoktur. Avrete direk bakmak aynadan bakmaktan daha kısa bir süre olacaksa, avrete direk bakmalıdır.