Âb (f i. su. (bkz: mâ')



Yüklə 18,14 Mb.
səhifə123/189
tarix03.01.2019
ölçüsü18,14 Mb.
#89926
1   ...   119   120   121   122   123   124   125   126   ...   189

müterekkib (a.s. rükûb'dan) terek-kübetmiş, bir şey başka bir şeyle birleşmiş, (bkz: müteşekkil).

müterekkin (a.s.) 1. terekkün eden, erkândan olan. 2. ma'nen kuvvet bulan.

müteremrim (a.s.c. müteremrimîn) teremrüm eden, bir şey söyleyecekmiş gibi davrandığı halde susan.

müteremrinâne (a.f.zf.) müte-remrimcesine, bir şey söyleyecekmiş gibi davrandığı halde susana yakışır yolda.

müteremrimîn (a.s. müteremrim'in c.) teremrüm edenler, bir şey söyleyecekmiş gibi davrandığı halde susanlar.

müterennih (a.s.) sarhoşluktan veya başka bir hâlinden dolayı iki tarafa sallanarak yürüyen.

müterennihâne (a.f.zf.) sarhoşluktan veya başka bir hâlinden dolayı iki tarafa sallanarak yürüyene yaraşır yolda, böyle yürüyerek.

müterennim (a.s. renîm'den. c. müterennimîn) terennüm eden, güzel sesle yavaş yavaş şarkı söyleyen, (bkz: mütegannî).

müterennimâne (a.f.zf.) terennüm edene, şarkı söyleyene yakışır surette, şarkı söyleyerek.

müterennimîn (a.s. müterennim'in c.) terennüm edenler, güzel sesle yavaş yavaş şarkı söyleyenler.

müteressib (a.s. rüsûb'dan) teres-sübeden, dibe çöken, durulan, tortulanan.

müteressim (a.s. resm'den) teressüm eden, resmeyleyen.

mütereşşif (a.s.) irtişâf eden, emerek azar azar içen.

mütereşşih (a.s. reşh'den) 1. tereşşüh eden, ter gibi sızan, terleyen. 2. meç. işitilen, (bkz: mesmû').

müterettib (a.s. retb ve rütbe'den) 1. sıralanmış. 2. ait olan, .... üstüne düşen. 3. îcâbeden, gereken. 4. meydana gelen, dolayı.

müterevvih (A.s.) terevvüh eden, bir şeyden râyiha, koku alan, kokulanan, (bkz. müteşemmim).

mütesabbır (a.s.) sabreden.

mütesabbî (a.s.) sabîleşen, çocuk tavrı takınan, çocuklaşan.

mütesabbiyâne (a.f.zf.) çocuklaşarak, çocuk tavrı takınarak.

mütesâbık (a.s.) müsabaka yapan, birbirini yarışta geçmeğe çalışan, birbiriyle yarışan.

mütesâbî (a.s.) tesâbî eden, bir kadına, aşkından, sevgisinden bahseden.

mütesâbiyâne (a.f.zf.) aşkından, sevgisinden bahsederek [bir kadına].

mütesâdif (a.s. tesadüf den. c. mütesâdifîn) tesâdüfeden, rast gelen, (bkz: mütesâdim).

mütesâdifîn (a.s. mütesâdifin c.) tesadüf edenler, rastgelenler.

mütesâdim (a.s. sadme'den) tesâdüm eden, birbirine çarpan, birbiriyle çarpışan.

mütesfifih (a.s.) musâfaha eden, selâm ve dostluk için elele veren.

mütesâgır (a.s.) tesâgur eden, küçük görünen, küçülen.

mütesahhin (a.s.) tesahhun eden, ısınan, kızan,

mütesâhib (a.s. sahâbe'den. c. mütesâhibîn) tesâhübeden, sahip çıkan, arka olan.

mütesâhibîn (a.s. mütesâhib'in c.) tesâhübedenler, sahip çıkanlar, arka olanlar.

mütesâhil (a.s.c. mütesâhilîn) tesâhül eden, yumuşak muamelede bulunan.

mütesâhilâne (a.f.zf.) tesâhül edene, yumuşak muamelede bulunana yakışır surette, böyle muamele ederek.

mütesâhilîn (a.s. mütesâhil'in c.) tesâhül edenler, yumuşak muamelede bulunanlar.

mütesâib (a.s.) tesâübeden, esneyen.

mütesa'ib (a.s.) güç olan, güçleşen.

mütesâid (a.s. suûd'dan) suûdeden, yukarı çıkan, yükselen, ağan. (bkz: mütesa'id).

mütesa'id (a.s.). (bkz: mütesâid). yukarı çıkan, yükselen.

mütesâil (a.s.) tese'ül eden, dilenen, dilenci.

mütesâkıl (a.s.) 1. tesâkul eden, üşenip ağırlaşan. 2. savaşa girmeye teşvîk edilmiş iken oyalanıp kalan.

mütesâkıt (a.s.) birbiri ardınca dökülüp düşen.

Katarât-ı mütesâkıta birbiri arkasından dökülen damlalar.

mütesakkıb (a.s.) tesakkubeden, deliklenen, delinen.

müteşakkıf (a.s.) 1. tesakkuf eden, bir Hıristiyan papazlığı takınan; papaz olan. 2. tavanlanan, tavan olan.

mütesâlib, mütesâlibe (a.s. salb'den) çapraz, haçvâri, fr. crucial.

mütesâlif (a.s.) birbiriyle bacanak olan.

mütesâlih (a.s. sulh'den) tesâlüh eden, sulh yapan.

mütesâlih (a.s.) tesâlüh eden, sağır gibi görünen, sağırlık gösteren.

mütesâlihîn (a.s. mütesâlih'in c.) tesâlüh edenler, sağır gibi görünenler, sağırlık gösterenler.

mütesâlik (a.s.) 1. tırmanıcı, tırmanan. 2. uçucu, uçan. (bkz: tâir, tayyar).

mütesallik (a.s.) bot. etrafındaki şeylere dolanarak yukan doğru çıkan, tırmanan.

mütesallika (a.i.) zool. ayakları çengelli kuşlar [papağan, dudu... gibi].

mütesallit (a.s.c. mütesallitîn) tasallut eden, musallat olan, sırnaşan, peşini bırakmayan.

mütesallitâne (a.f.zf.) tasallut edercesine, musallat olarak.

mütesallitîn (a.s. mütesallit'in c.) tasallut edenler, musallat olanlar, sırnaşanlar, peşini bırakmayanlar.

mütesâmih (a.s.) müsamaha eden, göz yuman, hoş gören.

mütesânid (a.s.) dayanan, *dayanışık.

mütesâri' (a.s.) çabucak.

mütesâriü'l-fesâd çabucak bozulan şeyler. [et, balık, taze sebze ve meyvalar gibi].

mütesâvî (a.s. seviyy'den) birbirine müsâvî (*eşit), eş olan.

mütesâvi'l-ehdâb zool. terliksi hayvanı, fr. paramecie.

mütesâvi'l-ercâl zool. eşbacaklılar, fr. isopodes.

mütesâvi'l-harâre coğr. izoterm.

mütesâvî'l-irtifâ' coğr. izohips.

mütesâvi'l-matar mühnanîleri coğr. eşyağış eğrileri, f r. isoyetes. (courbes-).

mütesâvi'l-unık münhanîleri coğr. eşderinlik eğrileri, fr. isobathes.

mütesâvi's-sühûne fiz. *eşsıcak.

mütesâvi'ş-şekl *eşbiçimli, fr. isomorphe.

mütesâvi't-tazyîk coğr. izobar, *eşbası.

mütesâvi't-tereffu' münhanîleri coğr. *eşyükselti eğrileri, fr. isobases (courbes).

mütesâvi-terkîb kim. izomerili.

mütesâvi'z-zemân zelzele münhanîleri coğr. eşdeprem eğrileri, fr. homoseistes (courbes-).

mütesâviyen (a.zf.) birbirine eşdeğerde.

mütesâyif (a.s.) tesâyüf eden birbirine kılınçla vuran.

mütesebbib (a.s.) tesebbübeden, sebebolan, bir şeyin olmasına yol açan.

mütesebbit (a.s.) sebat eden, sebat gösteren, dayanan.

müteseccid (a.s.) secde eden, secdeye kapanan.

müteseffih (a.s.) teseffüh eden, sefih, zevk ve eğlenceye düşkün.

müteseffil (a.s.c. müteseffilîn) teseffül eden, sefil, aşağı, bayağı olan, bayağılaşan.

müteseffilâne (a.f.zf.) sefil, aşağı, bayağı olana yaraşır yolda, bayağılaşırcasma.

müteseffilîn (a.s. müteseffil'in c.) teseffül edenler, sefil, aşağı, bayağı olanlar, bayağılaşanlar.

mütesehhir (a.s.c. mütesehhirîn) gece uyayamayıp sabahlayan.

Âşık-ı mütesehhir uyuyamayan âşık.

mütesehhirâne (a.f.zf.) gece uyuyamayarak, sabahlayarak.

mütesehhirîn (a.s. mütesehhir'in c.) gece uyumayıp sabahlayanlar.

mütese'il (a.s. su'al'den) tesâül eden, dilenen, dilenci.

mütese'ilâne (a.f.zf.) dilenircesine, dilenerek.

mütese'ilîn (a.s. mütese'il'in c.) tesâül edenler, dilenenler, dilenciler.

mütesekkin (a.s.) 1. sükûnet bulan, yatışan. 2. teskîn edici, yatıştıncı. (bkz: müsekkin).

müteşekkir (a.s.) teşekkür eden, sarhoş olan.

müteselli (a.s. sülvân'dan) tesellî bulan, avunan, acıyı, kederi unutur gibi olan.

miifpşpiiih (a.s.) tesellübeden, kocasının ölümü dolayısıyla siyah giyip yas tutan.

mütesellin, müteselliha (a.s.c. mütesellihîn) silâh kuşanan, silâhlanan.

Cüyûş-i müteselliha silâhlı askerler.

mütesellihîn (a.s. mütesellih'in c.) silâh kuşananlar, silahlananlar.

mütesellika (a.i.) zool. tırmananlar, tırmanıcı kuşlar, fr. grimpeurs.

mütesellim (a.s. selm'den) 1. tesellüm eden, teslîm edileni alan. 2. i. vergi tahsildarı. 3. i. [eskiden mülkî teşkilâtta] kaymakam.

müteselliyâne (a.f.zf.) mütesellî bulmuşçasına, avunurcasma, avunarak.

müteselliyye (a.s. sülvân'dan) tesellî"nin müen.]. (bkz. müteselli).

müteselsil, müteselsile (a.s. silsile'den) teselsül eden, zincir gibi birbirine bağlı olan, zincirleme, zincirleme giden.

Cibâl-i müteselsile sıradağlar.

müteselsilen (a.zf.) sıra ile, birbiri peşi sıra.

mütesemmî (a.s.) müsemmâ olan, bir ad ile adlanan.

mütesemmim (a.s. semm'den) tesemmüm eden, zehirlenen.

mütesemmime (a.s. semm'den) ["mütesemmim"in müen.]. (bkz: mütesemmim).

mütesemmin (a.s.) tesemmün eden, semen kazanan, semiren.

mütesennih (a.s.) tesennüh eden, küflenen, küflü.

müteserrî (a.s.) teserrî eden, odalık edinen.

müteserri'i (a.s. sür'at'den) teserrü' eden, sür'at gösteren, koşan.

mütesettir (a.s. setr'den) tesettür eden, örtünen, gizlenen.

mütesevvî (a.s. sivâ'dan) tesevvî eden, düzlenen, düz olan.

mütesevvib (a.s. sevâb'dan) 1. sevap kazanan. 2. farzdan sonra nafile namaz kılan.

mütesevvik (a.s.) misvak kullanan.

müteseyyib (a.s.) teseyyübeden, dul kalan kadın, (bkz: seyyibe).

müteseyyib (a.s. teseyyüb'den. c. müteseyyibîn) teseyyübeden, kayıtsız davranan, aldırış etmeyen.

müteseyyibâne (a.f.zf.) teseyyübeden, kayıtsız davranana, aldmş etmeyene yaraşır yolda, kayıtsız davranarak, aldırış etmeyerek.

müteseyyibîn (a.s. müteseyyib'in c.) teseyyübedenler, kayıtsız davrananlar, al-dınş etmeyenler.

müteseyyid (a.s. seyyid'den) sey-yidlik taslayan, seyyid olmadığı halde kendini şey y id gibi gösteren.

mütessâ' (a.i.) ed. her kıt'ası dokuz mısradan meydana gelen manzume.

müteşâbih (a.s. şebeh ve şibh'den. c. müteşâbihât) 1. teşâbüh eden, birbirine benzeyen. 2. Kur'ân-ı Kerîm'in mecazî mânâya elverişli âyeti, (bkz: muhkem).

müteşâbihâ (a.i. müteşâbih'in c.) 1. birbirine benzeyenler. 2. Kur'ân-ı Kerîm'in mecazî mânâya elverişli âyetleri, (bkz: muhkemât).

müteşâbihe (a.s. şebeh ve şibh'den) ["müteşâbih" in müen.]. (bkz: müteşâbih).

müteşâbihen (a.zf.) birbirine benzeyerek. müteşâbihen

mevzu' geo. homolog.

müteşâcir (a.s. şecer'den. c. müte-şâcirîn) teşâcür eden, ağaçla, sopa ile birbirine vuran.

müteşâcirâne (a.f.zf.) ağaçla sopa ile birbirine vururcasına.

müteşâcirîn (a.s. müteşâcir'in c.) teşâcür edenler, ağaçla, sopa ile birbirine vuranlar.

müteşaddık (a.s.) 1. avurt çatlatarak konuşan. 2. ıstılahlı konuşan.

müteşahhıs (a.s. şahs'dan) 1. teşahhus eden, şahıslanan, gözle görünür hâle gelen. 2. şahsını tanıyan. 3. şahsı farkedilmiş olan.

müteşa'ıb (a.s. şa'b'dan) 1. teşâ'ubeden, şûbelenen, dallanan, kollara aynlan. 2. çatallı, dallı budaklı. 3.biy. dallı, fr. ramifie.

müteşa'ir (a.s. şaar'dan) saçlı, kıllı, kılı çok olan.

müteşâir (a.s. şi'r'den c. müteşâirîn) şairlik taslayan, tavuk pazarı şâiri.

müteşâirâne (a.f.zf.) şairlik taslayana yaraşır yolda, tavuk pazarı şâirlerine yaraşırcasına.

müteşâirîn (a.s. müteşâir'in c.) şairlik taslayanlar, tavuk pazan şâirleri.

müteşâiriyyet (a.i.) şairlik taslama, tavuk pazan şairliği.

müteşâkî (a.s.) hallerinden şikâyet edenlerden herbiri [birbirine-].

müteşâkil (a.s. şekl'den) 1. bir şekilde olan, şekli birbirine benzeyenlerden herbiri. 2. ed. aruz bahirlerinden, fâilâtün mefâîlün mefâîlün vezni.

müteşârik (a.s. şirk ve şirket'den) müşarekette bulunan, birbiriyle ortak olan.

müteşa'şı' (a.s. şa'şaa'dan) 1. teşa'şu' eden, şa'şaalanan, panldayan. 2. gösterişli.

müteşatim (a.s.) teşâtüm eden, sövüşen, birbirine söven.

müteşâtime (a.s.) ["müteşatim" in müen.]. (bkz: müteşatim).

müteşebbihîn (a.s. müteşebbih'in c.) teşebbüh edenler, benzeyenler, andıranlar.

müteşebbik (a.s.) teşebbük eden, şebeke şeklinde bulunan, ağ gibi birbirine geçen.

müteşebbis (a.s. şebes'den. c. müteşebbisin) teşebbüs eden, bir işe girişen.

müteşebbisâne (a.f.zf.) teşebbüs ederek, bir işe girişerek.

müteşebbise (a.s. şebes'den) ["müteşebbis" in müen.]. (bkz: müteşebbis).

müteşebbisin (a.s. müteşebbis'in c.) teşebbüste bulunanlar, bir işe girişenler.

müteşecci' (a.s. c. müteşecciîn) şeci', yiğit, yürekli gibi görünen, (bkz. mütecessir).

müteşecciâne (A.f.zf.) yiğit, yürekli olana yaraşır yolda.

müteşecciîn (a.s.c. müteşecci'in c.) şeci', yiğit, yürekli gibi görünenler.

müteşeccir (a.s.) ağaçlanan kaba ot.

müteşeddid a.s. şiddet'den) 1. şiddetlenen, hızlanan. 2. katılaşmış, sertleşmiş olan. 3. işini sert ve hiddetli tutan.

müteşeddide (a.s. şiddet'den) ["müteşeddid" in müen.]. (bkz: müteşeddid).

müteşeddik (a.s.c. müteşeddikîn) teşedduk eden, söz ebeliği eden.

müteşeddikâne (a.f.zf.) müte-şeddikcesine, söz ebeliği edercesine.

müteşeddikîn (a.s. müteşeddikin c.) teşedduk edenler, söz ebeliği edenler.

müteşeffî (a.s. şifâ'dan) 1. şifâ bulan, iyileşen. 2. öcünü alarak yüreği rahat eden.

müteşehhî (a.s.) iştahlanan, iştahlı.

müteşehhib (a.i.) fiz., kim. akkor.

müteşehhid (a.s. şehâdet'den) namazın ka'delerinde "ettehiyyâtü" duasını okuyan.

müteşe'im (a.s. şeamet'den) teşe'-üm eden, uğursuz sayan, üzerine uğursuzluk geliyor gibi sanan.

müteşekkî (a.s. şekvâ'dan) şikâyette bulunan, şikâyetçi, sızlanan, (bkz: müşteki).

müteşekkik (a.s.) şek ve şüphede kalan, şüpheden kurtulamayan.

müteşekkil (a.s. şekl'den) 1. teşekkül etmiş, şekillenmiş, şekillenen. 2. meydana gelmiş, kurulmuş, olmuş, olma.

müteşekkir (a.s. şükr'den) teşekkür eden, iyilik bilen, iyiliğe karşı nâzik davranan.

müteşekkirâne (a.f.zf.) teşekkürle, iyilikbilirlikle, iyiliğe karşı nâzik davranışla.

müteşekkire (a.s. şükr'den) ["müteşekkir" in müen.]. (bkz: müteşekkir).

müteselsil (a.s.) teselsül eden, şarıl şarıl akıp çağlayan.

müteşemmil (a.s.) teşemmül eden, ihrama bürünen.

müteşemmim (a.s. şemm'den) teşemmüm eden, koklayan, (bkz: müterevvih).

müteşemmir (a.s. şemer'den) teşemmür eden, işe hazırlanan, kollarını sıvayan.

müteşemmis (a.s. şems'den) teşemmüs eden, güneşe çıkan, güneşlenen.

müteşennic (a.s. şene'den) 1. teşennüc eden, buruşan. 2. azan [yara]. 3. hek. büzülen, daralan, kasılan, spazm yapan [adale, sinir].

müteşennif (a.s.) teşennüf eden, küpe takınan.

müteşerri' (a.s. şer'den) 1. teşerru' eden, şeriat işleriyle uğraşan. 2. şeriat ve fıkıh işlerinde geniş bilgisi olan.

müteşerriâne (a.f.zf.) şeriat işleriyle uğraşana ve bu yolda geniş bilgisi olana yakışır yolda.

müteşerrif (A.s.) teşerrüf eden, şereflenen, şeref duyan.

müteşettî (a.s.) teşettî eden, bir yerde kışlayan, kışı geçiren.

müteşettit, müteşettite (a.s. şetat'dan); teşettüt eden, dağılan, karışan, perişan olan.

Ârâ-yi müteşettite dağılan reyler.

müteşevvik (a.s. şevk'den. c. müte-şevvikîn) teşevvuk eden, çok istekli, (bkz: hâhiş-kâr).

müteşevvikâne (a.f.zf.) teşevvuk edene, çok istekli olana yaraşır yolda.

müteşevvikîn (a.s. müteşevvik'in c.) teşevvuk edenler, çok istekliler.

müteşevviş (a.s. teşevvüş'den) teşevvüş eden, karmakarışık, anlaşılmaz, içinden çıkılmaz.

Umûr-ı müteşevvişe karmakarışık işler.

müteşeytın (a.s.) şeytanlık eden, şeytanca hareketlerde bulunan.

müteşeyyi' (a.s. ve i.) şîâ'dan c. müteşeyyiîn) teşeyyü' eden, Şîî mezhebine girmiş olan, Şu, Şiîlik taslayan.

müteşeyyid (a.s.) teşeyyüdeden, yükselten, sağlamlaştıran.

müteşeyyide (a.s.) ["müteşeyyid" in müen.]. (bkz: müteşeyyid).

müteşeyyih (a.s.) teşeyyüh eden, şeyh gibi görünen, şeyh tavrı takınan, sahte şeyh veya ihtiyar.

müteşeyyiîn (a.s.i. müteşeyyi'in c.) teşeyyü' edenler, Şîî mezhebine girmiş olanlar, Şiîler; Şîîlik taslayanlar.

mütetabbı' (a.i. tab'dan) tatabbu eden, tabîatlenen.

mütetabbib (a.s. ve i.), (bkz. mutatabbib).

mütetâbi', mütetâbia (a.s. teba'dan) tetâbu' eden, birbiri ardınca gelen, peyderpey olan. (bkz: mütetâlî, mütevâlî).

izâfât-i mütetâbis arka arkaya sıralanan izafetler, (bkz. tetâbu-i izâfat).

mütetâbian (a.zf.) birbiri ardınca.

mütetâbi'ü'l-vürûd (a.b.s.) ardı arkası kesilmeyen.

mütetahhir (a.s. taharet, tuhr ve tııhur'-den) tetahhur eden, temizlenen [maddî, manevî].

mütetâlî (a.s.) birbiri ardınca giden. (bkz. mütetâbi').

mütetâvil (a.s. tûl'den) uzayan; birbiri ardınca uzanan.

mütetayyib (a.s. tayb, tayyib'den) tetayyüb eden, güzel kokulu şey sürünen.

mütetayyir (a.s. tayr'dan. c. mütetayyirin) tetayyur eden, uğursuz sayan; üzerine uğursuzluk geliyormuş gibi bir hisse kapılan.

mütetayyirâne (a.zf. tayr'dan) üzerine uğursuzluk geliyormuş gibi bir hisse kapılarak.

mütetayyirîn (a.s. tayr'den) tetayyur edenler, uğursuz sayanlar; üzerine uğursuzluk geliyormuş gibi bir hisse kapılanlar.

mütetebbi' (a.s. tib'den) tetebbu' eden, dikkatle araştıran.

mütetevvec (a.s. tâc'dan) taç giydirilmiş.

mütetevvic (a.s. tâc'dan) 1. taç giymiş, taçlı. 2. bot taçyapraklı.

mütevâcid (a.s.) sahte, yapma olarak vecde gelen.

mütevâcih (a.s.) yüzleşen, yüz yüze gelen.

mütevâcihen (a.zf.) yüz yüze gelerek; karşılaşarak, karşı karşıya.

mütevâdd (a.s.) birbirine sevgi gösteren.

mütevâdi' (a.s.) tevâdu' eden, düşmanlığı bırakarak barışan.

mütevâfık (a.s. vefk'den) 1. tevâfuk eden, birbirine uygun; uyan, uygun olan. 2. mat. yöndeş.

mütevâfıka (a.s. vefk'den) ["mütevâfık"in müen.]. (bkz: mütevâfık).

mütevâfık tetâbuk jeol. uyumlu *katlaşma. f r. stratification concordante.

mütevâfık zaviyeler geo. yöndeş açılar, fr. angles correspondants.

mütevâfir, mütevâfire (a.s. vüfûr'dan) tevâfür eden, çoğalan, bollanan.

Mâ-i-mütevâfire çoğalan, bollanan su.

mütevaggıl (a.s. vügul'den. c. mütevaggılîn) tevaggul eden, çok meşgul olan, fazla uğraşan; bir şeyin ilerisine, derinliğine varan.

mütevaggılîn (a.s. mütevaggıl'ın c.) tevaggul edenler, çok meşgul olanlar, fazla uğraşanlar; bir şeyin ilerisine, derinliğine varanlar.

mütevahhid (a.s. vahdet'den). (bkz. müteferrid).

mütevahhiş (a.s. vahş'den) tevahhuş eden, korkan, ürken, ürkek, yadırgayan.

mütevahhişâne (a.f.zf.) tevahhuş ederek, korkarak, Urken, yadırgayarak.

mütevâid (A.s. va'd 'den. c. mütevâidîn) vaidleşen, sözleşen, birbirine söz veren.

mütevâidîn (a.s. mütevâid'in c.) vaidleşenler, sözleşenler, birbirine söz verenler.

ınütevâkil (a.s.) birbirini vekil eden.

mütevakkı' (a.s. vak'dan) tevakku' eden, medet eyleyen, bekleyen, uman.

mütevakkı-âne (a.f.zf.) ; müte-vakki olana, ümîd edene yakışacak surette.

mütevakkıd (a.s.) tevakkudeden, tutuşup yanan.

Ateş-i mütevakkıd tutuşan, yanan ateş.

mütevakkıf (a.s. vukuf dan) 1. tevakkuf eden, duran, bekleyen, eğlenen. 2. bir şeye bağlı olan, ancak onunla olabilen, (bkz: vabeste).

mütevakkır (a.s. vakar'dan. c. mütevakkırîn) vakarlanan, onurlanan.

mütevakkırîn (a.s. mütevakkır'ın c.) vakarlananlar, onurlananlar.

mütevakkî (a.s. vikaye'den) tevakki eden, kendini gözeten, sakınan, çekinen.

mütevâlî (a.s. vely'den) tevâlî eden, birbiri ardınca giden; art arda gelen, üstüste, bir düziye olan.

mütevâlid (a.s. vâlide'den) birbirinden doğup üreyen. (bkz: mütenâsil).

mütevâliye (a.i.) 1. mat. sıra. 2. ["mütevâlî" nin müen.]. (bkz: mütevâlî).

mütevâliyen (a.zf.) art arda, üst üste, bir düziye, aralık vermeden.

mütevârî (a.s. verâ'dan) tevâri eden, gizlenen; gizli, saklı.

mütevârid, mütevâride (a. s. vürûd'dan) tevârüdeden, gelen.

Mekâtîb-i mütevâride gelen mektuplar.

mütevâris (a.s. verâset'den) 1. tevarüs eden, birinden birine miras kalan. 2. babadan oğula geçen, [maddî, manevî].

mütevâsık (a.s.) tevâsuk, birbirine güvenmek suretiyle anlaşan.

mütevâsıl, mütevâsıla (a.s. vasl'dan) birbirine vâsıl olan, gelen; birbirine bitişmiş.

Hutüt-ı mütevâsıla birbirine bitişmiş çizgiler.

mütevâsîn (a.s.) birbirine teveccüh eden, yönelen, birbirine tavsiye eden.

mütevâsib (a.s.) birbirinin üzerine sıçrayan.

nıütevassıl (a.s.) 1. vâsıl olan, kavuşan. 2. münâsebet ve yakınlık kuran.

mütevaşşih (a.s.) süslenen, takıp takıştıran.

mütevâtî (a.i.) 1. birbirine benzeyen. 2. fels. tekanlamlı, fr. univoque.

mütevâtir (a.s. vetr'den) tevatür eden, ağızdan ağıza dolaşan, halk arasında söylenilen.

mütevâtire (a.s. vetr'den) ["mütevâtir" in müen.]. (bkz: mütevâtir).

mütevâtiren (a.zf.) tevatür edilerek, ağızdan ağıza dolaşarak, halk arasında söylenerek.

mütevattın (a.s. vatan'dan) tavattun etmiş, bir yeri vatan edinmiş, yurt tutmuş, yurtlanmış.

mütevazı' (a.s. vaz'dan. c. müte-vâzıîn) 1. tevazu eden, alçakgönüllü, kibirsiz. 2. gösterişsiz.

mütevâzıâne (a.f.zf.) 1. tevazu, alçakgönüllülükle, kibirsizlikle. 2. gösterişsiz olarak.

mütevâzıîn (a.s. mütevâzı'ın c.) tevazu edenler, alçakgönüllüler, kibirsizler.

mütevâzî (a.s. vezy'den) 1. birbirine muvâzî (paralel) olan. 2. geo. paralel, fr. parallele. 3. ed. vezin ve kafiye bakımından birbirine uygun seci'ler. Meselâ sen1 darülfünunun2 bütün fünûnuyla3 mütefennin4 oluncaya kadar, ben1 darülcünûnun2 bütün cünûnuyla3 mütecennin4 olacağım... gibi.

mütevâzi'l-adlâ' geo. paralelkenar, fr. parallelogramme.

mütevâzi'l-mustatilât geo. dikdörtgenler prizması, fr. parallelipipede rectangle.

mütevâzi's-sütûh geo. paralelyüz, fr. parallelepipede.

mütevâzin (a.s. vezn'den) tevazün eden, tartılan bir olan, ikisinin ağırlığı birbirine denk, uygun olan; denk .

mütevâzine (a.s. vezn'den) ["mütevâzin" in müen.]. (bkz: mütevâzin).

mütevâziyen (a.zf.) muvâzî, paralel olarak, birbiriyle birleşmeden.

mütevâziyet (a.i.) mat. paralellik.

mütevazzıh (a.s. vuzûh'dan) tevazzuh eden, açıklanan, açıklık peyda eden.

mütevazzıha (a.s. vuzûh'dan) ["mütevazzıh"in müen.]. (bkz. mütevazzıh).

mütevazzî (a.s.) tevazzu' eden, abdest alan.

mütevecci' (a.s.) 1. veca'lanan, ağrı duyan. 2. sıkıntılı, dertli.

mütevecciâne (a.f.zf.) ağn duyarak; sıkıntı ile.

müteveccid (a.s) vecde gelen, kendinden geçecek derecede dalgınlık gösteren; tas. kendinden geçerek Allah sevgisine dalan.

müteveccih (a.s. vech'den. c. müteveccihin) 1. teveccüh eden, bir cihete, bir tarafa dönen, yönelen. 2. birine karşı sevgisi ve iyi düşünceleri olan. 3. bir tarafa gitmeye kalkan.

müteveccihâne (a.f.zf.) teveccüh ederek, bir yana dönerek, yönelerek.

müteveccihen (a.zf.) 1. teveccüh ederek, yönelerek. 2. gitmek üzere [bir yere doğru]. 3. niyetlenerek.

müteveccihin (a.s. müteveccih'in c.) teveccüh edenler, bir yana dönenler, yönelenler.

müteveddid (A.s.) dostluk, muhabbet gösteren, kendini sevdiren.

müteveddide (a.s.) ["müteveddid"in müen.]. (bkz. müteveddid).

müteveffa (a.s. vefât'dan) vefat etmiş olan, ölen, ölmüş, ölü.

müteveffât (a.s. vefât'dan) vefat etmiş, ölmüş [kadın, kız].

müteveffık (a.s.) muvaffak olan.

mütevehhim (a.s. vehm'den. c. mütevehhimîn) tevehhüm eden, vehimlenen, kuruntulu.

mütevehhimâne (a.f.zf.) vehimlenircesine.

mütevehhimîn (a.s. vehm'den. mütevehhim'in c.) tevehhüm edenler, vehimlenenler, kuruntulular.

mütevekkil (a.s. vekl'den) tevekkül eden, işini Allah'a veya oluruna bırakan, kadere boyun eğen.

mütevekkilâne (a.f.zf.) tevekkül ile, kadere boyun eğerek, işi oluruna bırakarak.

mütevekkilen (a.zf) mütevekkil olarak, kadere boyun eğmiş, işi oluruna bırakmış olarak.

mütevekkilen al'Allah (a.b.zf.) Allah'a tevekkül ederek, Allah'a sığınarak.

mütevelli (a.s. ve i. vely'den) 1. birinin yerine geçen. 2. bir vakfın idaresi, kendisine verilmiş olan kimse.

mütevellid (a.s. vilâdet'den) 1. tevellüdeden, doğan, dünyâya gelen. 2. meydana gelmiş, doğmuş. 3. ilerigelmiş.

mütevellidü'l-hayy zool. doğurganlar, fr. vivipares.

mütevellidât (a.i. mütevellide'nin c.) kız çocuklar.

mütevellide (a.s. vilâdet'den) ["mütevellid"in müen.]. (bkz: mütevellid).

mütevellin (a.s.) tevellüh eden, hayran olan, olmuş; şaşan, şaşmış, aklı başından giderek sersem ve hayran olan.

mütevellihâne (a.f.zf.) sersem ve hayranlıkla.

mütevelvil (a.s.) tevelvül eden, velvele, gürültü, patırdı, şamata eden.

müteverrık (a.s.) teverruk eden, yapraklanan, yapraklı.

Şecer-i müteverrık yapraklanmış, yapraklı ağaç.

müteverri' (a.s. verâ'dan) teverrü' eden, dînin emrettiği şeylere sımsıkı bağlı kalan, (bkz. perhîz-kâr).


Yüklə 18,14 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   119   120   121   122   123   124   125   126   ...   189




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin