Âb (f i. su. (bkz: mâ')



Yüklə 17,16 Mb.
səhifə37/189
tarix21.10.2017
ölçüsü17,16 Mb.
#8652
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   189

esef-hân (a.f.b.s.) esef eden, acıyan.

esef-nâk (a.f.b.s.) acıklı, hüzünlü.

eşele (a.i.c. eslâl, üsel) bot. (bkz: esi).

esen (a.s.) daha (en, pek, çok) yaşlı.

esenn-i şüyûh yaşlıların en yaşlısı.

eser (a.i.) serçe kuşu. (bkz: usfûr).

eser (a.i.c. asar) 1. nişan, iz, alâmet. 2. te'lif. 3. basılmış kitap. 4. hadîs-i şerif. 5. târih, vakayi kitabı. 6. bir kimsenin meydana getirdiği şey. l. te'sir.

eser-i cedîd [eskiden] mevcut kâğıtlardan birinin adı. [Kâğıdın başında Arap harfi ve soğuk damga ile eser-i eedid yazılı olduğu için bu adı almıştır].

eser-i hayât hayat, canlılık alâmeti.

eser-i hayr hayırlı iş.

eser-i hayret şaşkınlık belirtisi.

eser-i îcâd icat mahsûlü.

eser-i mesaî çalışarak meydana getirilen eser.

eser-i san'at san'at eseri, f r. objet d'art.

eser-i telâş telaş belirtisi.

esere, eserî (a.i.) 1. anlatılan "ilm ü kelâm" m sonu, netîcesi. 2. s. en güzel eşyayı kendine ayıran [kimse].

esfâ (a.s.) en saf, en temiz.

esfâr (a.i. sefer'in c.) 1. yolculuklar, yola gidişler. 2. düşmana karşı gidişler.

esfâr-ı bahriyye deniz seferleri.

esfâr-ı baîde uzak seferler, yolculuklar.

esfâr-ı bihâr deniz seferleri, (bkz: esfâr-ı bahriyye).

esfâr-ı haşire içdenizlerde yapılan seferler.

esfâr (a.i. sifr'in c.) büyük kitaplar, ciltler.

esfât (a.i. sefet'in c.) sepetler.

esfel (a.s.) 1. en sefil, pek aşağı, çok bayağı. 2. aşağı [taraf].

esfel-i sâfilîn cehennem. 3. kıç, makat.

esfeliyyet (a.i.) aşağılık.

eshâ' (a.s.c.) rengârenk, türlü türlü, (bkz: gûnâ-gûn). [müfretsiz cemidir].

eshâ' (a.s. sahî'den) daha (en, pek, çok) sahi, cömert, eli açık [kimse].

eshâb (a.s. sâhib ve sahb'ın c.) 1. sahipler, mâlik ve mutasarrıf olanlar, (bkz: sâhib). 2. Peygamberimizi görmek ve sohbetine ermek şerefini kazanmış kimseler.

eshâb-ı aba (bkz: âl-i aba).

eshâb-ı akar gelir sahipleri.

eshâb-ı amal aç gözlü, hırslı kimseler.

eshâb-ı a'râf Cennetle Cehennem arasında kalıp her ikisine de giremeyen ruhlar.

eshâb-ı Bedr Bedir gazâsı'nda Peygamberimizin maiyyetinde bulunan îman sahibi kimseler, [bunların bâzı kaynaklara göre 305, bâzı kaynaklara göre de 313 olduğu bildiriliyor].

eshâb-ı câh rütbe sahipleri.

cahîm Cehennemlikler.

cennet Cennete gidebilecek olanlar.

devlet 1) servet sahipleri, zengineshâb-eshâb-eshâbler. 2) i eri gelenler.

eshâbeshâb-eshâbdirâyet dirayetli, becerikli kimseler.

emlâk mal, mülk sahibi olan kimseler.

ferâiz huk. terekeden kendilerine şer'an muayyen sehim takdîr olunan verese.

eshâb- güzîn Hz. Muhammed'in yakınları.

eshâb- hayr hayır sahipleri.

eshâb- idare idare adamları.

eshâb- intikal bir mirastan pay alma hakkını kazanmış olanlar.

eshâb- inziva inzivaya çekilenler.

eshâb- i'tibâr itibar gören kimseler.

eshâb- kalem me'murlar.

Eshâb-ı Kehf Kur'an'da kendilerinden bahsedilen ve bir mağarada uzun müddet uyumuş bulunan kişiler. [Yemlîha, Mekselînâ, Mislînâ, Mernûş, Debernûş, Şâzenûş, Kefeştatayyuş; Kıtmîr (köpekleri)].

eshâb-ı kehânet ü şerâfet kâhinler ve şerefli, îtibarh kimseler.

eshâb-ı kibar Hz. Muhammed'in seçkin, değerli dostları, arkadaşları.

eshâb-ı kiram Hz. Muhammed'in sahabeleri.

eshâb-ı kubur ölüler.

eshâb-ı matlûb alacaklılar.

eshâb-ı mesâlih resmî dâirelerde işlerini tâkibeden kimseler.

eshâb-ı menâsib yüksek rütbeli me'murlar.

eshâb-ı muâhaze tenkitçiler, her şeyi tenkit fikri ile düşünenler.

eshâb-ı mütâlâa okuyucular.

eshâb-ı Nâr Cehennemdekiler, zebaniler.

eshâb-ı rivayet rivâyetçiler. (bkz: râvî, ruvât).

eshâb-ı salîb Haçlı seferlerine katılanlar, Hıristiyan askerler.

eshâb-ı sebt "cumartesiciler, cumartesiye bağlı olanlar"; Yahudi kavmi, (bkz: Sebtiy-yûn).

eshâb-ı servet servet sahipleri, zenginler.

eshâb-ı Suffa Medine'de Mescid-i Nebevî civarında "Suffa" denilen misafirhanede Peygamberimiz tarafından yedirilip içirilen fakir Müslümanlar.

eshâb-ı süyûf "kılıç adamları"askerler.

eshâb-ı tahrîc içtihada muktedir olmayıp mezhep usûl ve kaidelerini ve şâir fıkıh hükümlerini ve bunların delil ve mehazlarını kavramış olduklarından sâhib-i mezhepten veya mezhepte müçtehid olan zâtın eshâbından nakledilmiş olup da bir çok cihetlere ihtimâl olan bir muhtemel sözü tafsile ve iki cihete ihtimâli bulunan müphem bir hükmü tavzîha ve mevcut olmayan mes'elelerin hükümlerini mezhep usûl ve kaidelerinden istinbat ve tahrîce muktedir olan kimseler.

eshâb-ı tedbîr tedbirli kişiler, idareciler.

eshâb-ı temyiz tahrîc ve tercih kudretini hâiz olmayıp yalnız zâhir-i mezhep ve zâhir-i rivayet ile rivâyet-i nâdireyi tefrika ve mezhepte mevcut kuvvetli rey ve mütâlâa ile zayıf mütâlâayı ayırmağa muktedir olan kimseler.

eshâb-ı tercih huk. mezhepte mevcut sözlerden ve rivayetlerden birini diğerine tercih iktidarları bulunan kimseler, [bunlar muhtelif sözler arasından "esas" veya "sahih" olan veyahut hassa veya kıyâsa uygun olan budur gibi tâbirlerle değişik sözlerden birini diğerine tercih ederler].

eshâb-ı tevârîh tarihçiler, târih yazarları.

eshâb-ı timâr tımar ve zeamet sahipleri.

eshâb-ı yemîn mübarek, kutsal kişiler.

eshâb-ı zeamet tar. büyük tımar sahipleri.

eshâb-ür-re'y bir emre veya bir maddeye bağlanmaksızın, kendi görüşüne ve ölçüsüne göre hükmedenler.

eshâb-ür-rakîm Kur'ân-ı Kerîm'in 18 inci sûresinin 9 uncu âyetinde bahsedilen ve bir tefsire göre, isimleri ve nesepleri yazılan levha sahipleri, [bir tefsire göre de "rakîm", kehfin bulunduğu dağın, vadinin veya Eshâb-ı Kehfin köpeğinin yânî, kıtmîr adıyla meşhur olan köpeğin adıdır].

esham (o.i. sehm'in c.) 1. oklar. 2. hisseler, paylar, nasipler. 3. borç alınan paraya karşılık senetler.

eshâm-ı umûmiyye Tanzimat sıralarında devletin, halka borç karşılığı olarak, verdiği senetler.

esham ve tahvilât hisse senetleri ve tahvilleri, fr. actions.

eshâr (a.i. seher'in c.) sabahlar, sabah vakitleri.

Nesîm-i eshâr sabahlan esen rüzgâr.

eshâr-ı bahar bahar sabahlan.

eshed (a.s.) becerikli, açıkgöz [adam].

eshel (a.s. sehl'den) daha (en, pek) kolay.

eshel-i tarîk en kestirme, en çıkar yol.

eshel-i umur işlerin en kolayı.

eshıyâ (a.s. sahî'nin c.) cömertler, eli açık olanlar.

eshiye (a.i. sihâ'nın c.) 1. ince deriler. 2. beyin zarlan.

esîf (a.s.) esefli, kederli, gamlı.

esihhâ (a.s. sahîh'in c.) vücûdu sıhhatte bulunanlar, özürsüz olanlar.

esîl (a.s.) 1. uzun, dolgun ve parlak [yüz]. 2 doğru şey.

esîl (a.s.) şerefli ve otoriter [adam].

es'ile (a.i. suâl'in c.) sorulan şeyler.

esîm (a.s.) günahkâr, yalancı, kabahatli, suçlu [kimse].

esîne (a.i.) 1. kirişin bir katı. 2. yalın kat tasma.

esinne (a.i. sinân'ın c.) 1. kılıçlar. 2. süngüler. 3. bileği taşlan.

esîr (a.i.) kâinatı dolduran ve bütün cisimlere nüfûzeden, fizikçilere ışık, hararet ve e-lektrik gibi şeylere nakil vâsıtası hizmeti gördüğü farzolunan, tartısız, elâstikî ve akıcı hafif bir cisim, [kelime Rumcadan Arapçaya geçmiştir].

esîr (a.s.c. üserâ) 1. savaşta düşman eline düşen kimse, "tutsak. 2. kul, köle. 3. düşkün, vurgun.

esîr-i aşk aşkın esiri, aşka tutulmuş.

esîr-i fırâş yatalak.

esîr-i harb harp esiri.

esîr-i hizmet hizmet esiri.

esîr-i sâfiyyet saflık esiri.

esîr-i turra-i canan sevgilinin perçeminin esîri

esîre (a.i.). (bkz: esâre, esre).

esîrî (a.i.) esirlik, kulluk, kölelik; tutsaklık; tutkunluk.

esîrî (a.s.) esirle ilgili, uçacak gibi hafif.

esirre (a.i. serîr'in c.) tahtlar, oturacak yerler.

esîr-ül-Hind (a.b.i.) "Hint esîri"sözü dinlenmeyen, şarlatan [kimse].

esîs (a.i.) 1. asıl. 2. armağan olarak verilen şey.

eskal ("ka" uzun okunur, a.i. sıkal'ın c.) ağır yükler, ağır şeyler.

eşkal (a.s. sakil'den) 1. daha (en, pek) sakil, en ağır. 2. en çirkin. 3. kaba, can sıkıcı.

eskam ("ka" uzun okunur. a.i. sakam'm c.) hastalıklar, illetler, dertler, (bkz: emraz).

eskam-ı demeviyye fizy. kan bozuklukları.

eskef (a.i.c. esâkif) eskici, kunduracı, köşker.

eskefe (a.i.) eşik, kapının basamağı. (bkz. atebe, südde).

esi (a.i. esele'nin c.) bot. karaılgın ağacı. (bkz. eşele).

eslâf (a.i. selefin c.) bir me'murluk veya hizmette birinden önce bulunmuş olanlar, yerlerine geçilen kimseler, geçmişler.

eslah (a.s. sâlih'den) daha (en, pek) sâlih, iyi.

eslaha-k'Allah Allah seni ıslâh etsin.

eslâl (a.i. esl'in c.) bot. karaılgın ağaçları.

eslâs (a.s. süls'ün c.) üçtebirler, üçtebir parçalar.

esleb (a.i.) 1. insanın yüzünde veya vücudunda bulunan ben. (bkz. hâl). 2. çerçöp, süprüntü, moloz.

eslem (a.s. sâlim'den) en selâmetli, en emin, en doğru, en sağlam.

eslem-i turuk yolların en selâmetlisi, en emîni; en doğru yol.

eslenc (f.i.) bot. ulama yonca, yerde sürünerek açılan yonca.

esliha (a.i. silâh'ın c.), (bkz. silâh).

atîka eski silâhlar.

câriha cerh edici, yaralayıcı silâheslihalar. [kılıç, hançer, kama ve şâire gibi].

esliha-i cedîde yeni silâhlar.

esliha-i hafife hafif silâhlar [tabanca, tüfek

esliha-i nâriyye ateşli silâhlar.

esliha-i sakile ağır silâhlar, [top gibi].

esmâ-i seb'a (yedi ad) [hayy, alîm, mürîf, kadîr, semî', basîr, mütekellim] yerine kullanılan deyim.

Esmâ-yi Hüsnâ, Esmâ-yi Şerife (Allah'ın en güzel, en şerefli isimleri) [99 tanedir ve şunlardır Adi, Afüvv, Âhir, Aliyy, Alîm, Azîm, Azîz, Bâis, Bakî, Bârî, Basîr, Basit, Bâtın, Bedî', Berr, Cami', Cebbar, Celîl, Dârr, Ehad, Evvel, Fettâh, Gaffar, Gafur, Ganiyy, Habîr, Hâdî, Hâfid, Hafız, Hakem, Hakîm, Hakk, Halik, Halîm, Hamîd, Hasîb, Hayy, Kabız ("ka" uzun okunur), Kadir ("ka" uzun okunur), Kahhâr, Kaviyy, Kayyûm, Kebîr, Kerîm, Kuddüs, Lâtif, Mâcid, Mâlikü'1-Mülk, Mâni', Mecîd, Melik, Metîn, Muahhir, Mucîb, Mugnîy, Muhsî, Muhyî, Muîd, Muizz, Mukad-dim, Mukıyt, Muksit, Muktedir, Musavvir, Mübdî', Müheymin, Mü'min, Mümît, Müteâlî, Müntekim, Mütekebbir, Muzill, Nâfi', Nur, Râfi', Rahîm, Rahman, Rakîb, Ra'ûf, Reşîd, Rezzak, Sabûr, Samed, Selâm, Semî', Şehîd, Şekûr, Tevvâb, Vâcid, Vehhâb, Vâhid, Vâlî, Vâris, Vâsi', Vedûd, Vekîl, Veliyy, Zahir, Zü--1-Celâli ve-1-İkrâm.].

esma' (a.i. sem'in c.) kulaklar, kulak

esmah -J (a.s.) en semahatli; çok eli açık,

esmâk dlu,l (a.i. semek'in c.) balıklar.

esmâk-i azmiyye zool. kemikli balıklar.

esmâk-i merh-ül-misbah-ı kısmî zool. yumuşak yüzgeçliler, fr. malacoplervgiens .

esman (a.i. semen'in c.) bedel(ler), kıymet(Ier), değer(ler). [bizde, müfret gibi kullanılır].

esmâr (f.i.) bot. mersin ağacı.

esmâr-ı gûnâ-gûn çeşitli meyvalar.

esmâr (a.i. simer'in c.) gece masalları, kıssalar, hikâyeler.

esmâr (a.i. semer'in c.) meyvalar.

esmâr-ı bünye-hîz vücûdu canlandıran meyvalar.

esmâr-ı eşcâr ağaçların meyvalan.

esmâr-ı gayr-i münferice bot. açılmaz yemiş.

esmâr-ı gûnâ-gûn türlü türlü, çeşitli meyvalar, yemişler.

esmâr-ı münferice bot. açılır yemiş.

esmed (a.i.) kaba tutya, sürmetaşı, antimon.

esmer (a.s.) buğday renkli, karayağız.

esmer-ül-levn karayağız.

esna' (a.i. siny'in c.) [bizde kullanılmaz] ara, aralık, vakit, sıra.(bkz: hengâm, hîn).

esnâ-yi harb aşk. savaş sırası, savaş zamanı.

esnâ-yi ikamet bir yerde oturulduğu an.

esnâ-yi müzâkere bir konunun tartışıldığı an.

esnâ-yi râh yolda giderken, yürürken.

esnâ-yi tesâdüm aşk. müsademe sırası, çarpışma zamanı.

esna (a.s.) "efdal" gibi "bülent, yüksek" [şey].

esnaf (a.i. sınfın c.) 1. nevîler, çeşitler, cinsler, zümreler, kategoriler. 2. bir sanatla veya dükkâncılıkla geçinen [kimse]. 3. uygunsuz, namussuz kadın, (bkz: âlüfte, aşüfte, fahişe, zâniye).

esnâh (a.i. sinh'in c.) asıllar, kökler.

esnâh-ı rieviyye anat. akciğer petekleri.

esnam (a.i. sanem'in c.) putlar, Hıristiyanların taptıktan heykeller, suretler, (bkz: ensâb2).

esnâm-perestân puta tapanlar.

esnan (a.i. sinn'in c.) 1. dişler.

esnân-ı hilm anat. akıl dişi, yirmi yaş dişi.

esnân-ı katıa kesici dişler. 2. yaşlar.

esnân-ı askeriyye kurra seneleri. 3. çürümüş ağaç kökleri.

esnân-ı nâbiyye anat. küçük azıdişleri.

esniye (a.i. senâ'nın c.) medihler, sitayişler, bir adamın, bir şeyin iyiliğini ve güzelliğini söylemeler.

esniye-i seniyye pâdişâhı medhetmeler, övmeler.

esr (a.i.) esirlik, kulluk, tutsaklık.

Kayd--ı esr esirliğe düşme.

esra' (a.s. seri'den) daha (en, pek, çok) serî, çabuk.

esrar (a.i. sırr'ın c.) 1. gizlenilen ve bilinmeyen şeyler, aklın eremiyeceği işler.

esrâr-ı derûn başkalanndan gizli tutulan, saklanan sırlar.

esrâr-ı Elest Elest gününün, yaratılış gününün sırlan, (bkz: Elest).

esrâr-ı hafiyye gizli sırlar.

esrâr-ı hüsn ü ân güzelliğin sırlan. 2. Hint kenevirinden çıkarılan, uyuşturucu ve sarhoş edici te'sirleri olan bir zehir, [kelime, müfret olarak kullanılır].

esrâr-âlûd (a.f.b.s.) esrarlı.

esrâr-engîz (a.f.b.s.) sırlı, gizli.

esrâr-keş (a.f.b.s.) esrar çeken, esrar kullanan, esrar tiryakisi.

Esrâr-nâme (a.f.b.s.) Şeyh Ferî-düddin Attâr'ın tasavvufa dâir ünlü eseri.

esre (a.i.) eski zamanlardan rivayet ve hikâye edilegelen bilgi ve haberlerin neticesi, (bkz: esîre, esâre).

esrem (a.s.) dişi kınk, dişleri dökük kimse.

Esrib (a.h.i.) Medîne-i Münevvere'nin bir başka adı. (bkz: Yesrib).

es-sabru miftâh-ül-ferec sabır, genişliğe kavuşmanın anahtarıdır.

e-s-salâ (a.cü.) halkı namaza davet için kullanılan bir söz mânâsına gelmekle beraber "kendine güvenen meydana çıksın!" mânâsında kullanılır.

e-s-selâm (a.cü.) selâmlar, hayırdualar olsun, [sulh ve selâmet].

esta' (a.s. satı'dan) uzun boyunlu [insan ve hayvan].

esta be (a.i.) üstübü denilen keten tarantısı.

estağfiruilah (a.b.zf.) "Allah1-dan mağfiret (afiv) dilerim, rica ederim; hiç bir zaman, mahcûbediyorsunuz, hâşâ, bir şey değil" mânâlarına kullanılır.

estân, estâne uyunacak ve istirahat edilecek yer.

estâr (a.i. sitr'in c.) örtüler, perdeler, (bkz: sütûr).

estâr (a.i. satr'ın c.) yazı sıralan, dizileri, (bkz: sütûr).

estâr-ı kitâb kitap satırları, ["sütûr" daha çok kullanılır].

estarek (f.i.) kara günlük ağacının zamkı.

esteh (f.i.) l çekirdek, (bkz: heste). 2. kemik.

ester (f.i.) katır, (bkz: bagl).

ester esterven kısır kadın.

esûf (a.s.) pek çabuk eseflenen, kederlenen, yüreği yufka, (bkz: esvef).

esûnı (a.s.) pek yalancı ve günahkâr [adam].

esvâ (a.i. sâ'ın c.) 1. çukur yerler. 2. ölçekler. 3. şarap kadehleri.

koyun yünleri. alışveriş yerle1. kaleler, hi

esvâb (a.i. sevb'in c.) giyimler, giyecek şeyler.

esvâf (a.i. sûfun c.) [halk "sof" der].

esvâk (a.i. sûk'un c.) ri, çarşılar, pazarlar.

esvâr (a.i. sûr'un c.) şarlar. 2. ziyafetler.

esvât (a.i. savt'ın c.) sesler, sadâlar.

esvât-ı hayvanât hayvan[lann] sesleri.

esved (a.s. sevâd'dan) siyah, kara.

esvedeyn (a.i.c.) "iki siyah"yılanla akrep.

esved-ül-kalb (a.b.i.). (bkz. sü-veydâ-ül-kalb).

esvef (a.s.). (bkz. esûf).

esvide (a.i. sevâd'ın c.) 1. siyahlıklar, karalıklar; karaltılar. 2. çok mal[lar].

esyâf (a.i. seyfin c.) kılıçlar, (bkz: süyûf)- [bizde "süyûf daha çok kullanılır].

esyâh (a.i. seyh'in c.) 1. akar sular. 2. çizgili elbiseler, (bkz: süyûh).

eşyan (a.s.) hüzünlü, kederli, üzüntülü [adam].

Eş'ab (a.h.i.) Araplar arasında meşhur bir tamahkânn adı.

eşâib (a.s. üşâbe'nin c.) kanşıklıklar; cins bozukluklan.

eşâim (a.s. eş'em'in c.) en uğursuzlar, en şomlar.

eşâire (a.s. eş'arî'nin c.) dinde meşhur, imam Ebü-1-Hasen-il-Eş'arî'ye bağlı olanlar, sünnet ehlinin bir kısmına dâhil olanlar, (bkz: Mâtürîdiyye).

eşâm (f.i.) ölmeyecek kadar az yiyecek ve içecek şey. (bkz: âşâm, kut-i lâ-yemût).

eş'âr (a.i. si'r'in c.) 1. vezinli ve kafiyeli sözler, (bkz: nazm). 2. (şa'r'ın c.) kıllar.

eş'âr-ı guddeviyye bot. bez tüyler.

eş'âr-ı mümisse bot. emici kıllar.

eş'ar (a.s. şâir'den) en, daha güzel şiir söyleyen.

eş'ar-ı nâs halkın en iyi şiir söyleyeni.

eş'ar-ı zentân zamanın en iyi şiir söyleyeni.

eş'arî (a.s.c. eşâire). (bkz: eşâire).

eşbâh (a.i. şebâh'ın c.) 1. şahıslar, cisimler, vücutlar, gövdeler. 2. büyük kapılar. 3. uzaktan görünen şeyler, hayaller, karaltılar.

eşbâh (a.s. şibh ve şebîh'in c.) 1. nazîrler, misiller, benzeyenler, eşler, (bkz: en-dâd). 2. İbn-i Nüceym ile Ibn-i Vekîl'in "Furû"a, Süyûtî'nin "nahv" e ait meşhur eserleri, [kısaltılmış adıel-eşbâh ve-zâir].

eşbâl (a.i. şibl'in c.) arslan yavruları.

eşbeh (a.s. şebîhden) 1. en müşabih, pek benzeyen. 2. en iyi, en güzel, ["cümle-i eş'ânnda bu matla-ı meşhurdan eşbehi yoktur."- (Lâtifi)].

eşbû (f.i.) kömürlük, kömür konulacak yer.

eşca (a.s. şecî'den) daha (en, pek) şecâatli, en cesur ve yiğit.

eşcân (a.i. şecen'in c.) gamlar, tasalar, elemler, kederler, sıkıntılar.

eşcâr (a.i. şecer'in c.) ağaçlar.

eşcâr-ı bâg bahçenin ağaçlan.

eşcâr-ı müsmire meyva ağaçlan.

eşdak (a.s.) doğru söz söyleyen.

eşedd (a.s. şedîd'den) daha, (en, pek) şiddetli, çetin ve sert.

eşedd-i ihtiyâç en zorlu ihtiyaç.

eşedd-i mücâzât en şiddetli ceza.

eşekk (a.s.) çok şek sahibi, fazla tered-düdeden.

eşell (a.s.) çolak [kimse].

eş'em (a.s.c. eşâim) daha (en, pek) uğursuz, şom.

eş'emü min Besûs Besûs'tan daha uğursuz. [Arap atasözü], (bkz: besûs).

eşen (f.s.) 1. ters giyilmiş elbise. 2. kavun ve karpuzun hamı, kelek.

eşerr (a.s. şerîr'den) daha (en, pek, çok) şerir, şerli.

eşerr-i nâs insanlann en şerlisi.

eşfâ (a.s.) en şifalı [şey].

eşfâ-yi edviye ilâçlann en şifalısı.

eşfak (a.s. şefîk'den) 1. daha, (en, pek) şefkatli, çok merhametli. 2. i. erkek adı.

eşfâk (a.i. şafakat mânâsına gelen "şafak" in c.) şefkatler, merhametler, acımalar, [müfredi, bu mânâda kullanılmaz].

eşfâk-ı şâmile herkese yapılan merhametler.

eşfâr (a.i. şüfr'ün c.) göz kapağının kenarları, kirpik yerleri.

Ta'tîl-i eşgal (işleri bırakma) grev.

eşgal-i mühimme ehemmiyetli işler.

eşgal (a. s. meşgul'den) daha (en, pek) meşgul, çok işi olan.

eşhâ (a.s. şehî'den) en çok, pek fazla sevilip beğenilen, istekle yenilen [şey].

eşhâd (a.i. şâhid'in c. c.), (bkz. şevâhid, şühûd).

eşhâr (f.i.) l . kalye taşı denilen radyom hamızı. 2. nisadır.

eşhas (a.i. şahs'ın c.) adamlar, kişiler, kimseler.

eşhâs-ı ma'rûfe bilinen, tanınmış kimseler.

eşhâs-ı muzırre zararlı kimseler.

eşheb (a.s.) 1. beyaz, kır at. 2. soğuk [gün]. 3. güç iş. 4. i. arslan. (bkz. esed, gazanfer, şîr, dırgam).

eşhedü (a. n. şehâdet'den) "şahitlik, tanıklık ediyorum" mânâsına.

eşhedü en la ilahe ill-allah Allah'tan başka Tann olmadığına tanıklık ederim.

eşhel (a.s.) koyun gözlü, ela gözlü [adam]; kırmızı ile kanşık koyu mavi, ela [müen. "şehlâ" dır].

eşher (a.s. şehîr'den) en şöhretli, pek meşhur, çok iyi tanınmış.

eşher-i şuarâ-yi zemân zamanın en tanınmış şâiri.

eşhür (a.i. şehr'in c.) aylar.

eşhür-ül-hacc (a.b.i.) "hac aylan" islâm'dan evvel "Kabe" nin tavaf edildiği aylardır [Şevval, Zilka'de ile Zilhicce'den de alınan 10 günle, cem'an 70 gündür].

eşhür-ül-hurum (a.b.i.) islâm'dan evvel, harbin ve ölümün haram kabul edildiği arabî aylanndan "Zilka'de, Zilhicce, Muharrem ve Receb" aylan, [bu aylarda "Kabe" civânnda av dahî avlanamazdı].

eşhürün ma'lûmât (a.b.i.). (bkz. eşhür-ül-hacc).

eşi'a (a.i. şuâ'ın c.) aydınlıklar, ışıklar. (bkz. pertev, ziya').

eşi'a-yi âlem-tâb-ı âftâb Güneşin âlemi ışıltan aydınlıklan.

eşi'a-yi hûrşîd Güneşin ışıklan.

eşi'a-yi muhiyye bot. öz nşınlar, fr. rayons medullaires.

eşi'a-pâş (a.f.b.s.) nur, ışık dağıtan, aydınlık veren.

eşiddâ' (a.s. şedîd'in c.) şiddetli davranan yiğitler.

eşiddâ-yi mücâhidin cehdeden, savaşan yiğitler.

eşîha (f.i.) at kişnemesi, (bkz: sahîl).

esir (a.s.) pek sevinçli.

eşirrâ, eşrar (a.s. şerir'in c.) azılılar, fesat karıştıranlar, kötülük edenler, edepsizler, haşarılar.

eşk (f.i.) gözyaşı, (bkz: dem', sirişk).

eşk-i mescûm dökülmüş gözyaşı.

eşk-i sürür sevinç gözyaşı.

eşk-i şâdî sevinçten dökülen gözyaşı, sevinçle ağlayış.

eşk-i şîrîn sevinçten dökülen gözyaşı, sevinçle ağlayış.

eşk-i şekkerîn sevinç gözyaşı.

eşk-i tahassür tahassürden, hasretten, aynlıktan dolayı akan gözyaşı

eşk-i tarab sevinç ile ağlayış, sevinç ile dökülen gözyaşı.

eşk-i teessür teessürden akan gözyaşı.

eşk-i telli keder, kaygı, tasadan doğan gözyaşı.

eşka ("ka" uzun okunur, a.s.) daha (en, pek) şakî, haydut.

eşkah (a.s.) 1. al renkli [at]. 2. kızıl donlu [hayvan]. 3. kırmızı yüzlü [adam], (bkz. eşkar).

eşkâl (a.i. şekl'in c.) biçimler, suretler, tarzlar.

eşkâl-i hayât hayâtın şekilleri.

eşkâl-i hendesiyye geometri şekilleri.

eşkâl-i müteşâbihe mat. benzer şekiller.

eşkâl-ı nazm ed. mısra'dan kasideye vann-caya kadar manzumelerin mısra' sayısı ve kafiye sırası ile bulunduğu suretler; nazım şekilleri.

Eşkâl-i Zemân (zamanın şekilleri) Ahmet Râsim'in 66 kadar musahabe, deneme, makale ve fıkrasını içine alan bir eseri.

eşk-âlûd (f.b.s.) gözü yaşlı.

eşkar (a.s.) 1. al renkli [at]. 2. kızıl donlu [hayvan]. 3. kırmızı yüzlü [adam], (bkz: eşkah).

eşk-bâr (f.b.s.) gözyaşı yağdıran, çok ağlayan, (bkz. eşk-rîz).

eşk-bârî (f.b.i.) ağlayıcılık. (bkz: eşk-rîzî).

eşk-efşân, (f.b.s.) yaş döken, çok ağlayan, ağlayıcı.

eşk-efşânî, -feşânî (f.b.i.) ağlayıcılık.

eşkel (a.s.) gözlerinin akı kırmızılı olan [adam].

eşkel-ül-ayneyn iki gözünün akı kızıl olan.

Eşkeş (f.h.i.) Şehnâme'de adı geçen Turanlı bir cenkçi.

eşkıya (a.s. şakî'nin c.) dağ hırsızlan, haydutlar.

eşk-rîz (f.b.s.) gözyaşı döken, ağlayan, (bkz: eşk-bâr).

eşk-rîzî (f.b.i.) gözyaşı dökü-cülük, ağlayış, (bkz: eşk-bârî).

eşkû, eşkûb (f.i.) 1. tavan. 2. tabaka, kat.

eşk-ver (f.b.s.) gözyaşı döken, ağlayıcı.

eşkyûd (f.s.) müfret ve basit karşılığı olan mürekkep.

eşmat (a.s.) saçına, sakalına kır düşmüş olan.

eşmel (a.s. şâmil'den) daha (en, pek) şâmil, çok şümullü olan, kaplayan.

esna (f.s.) 1. çok kıymetli mücevher. 2. yüzgeç, yüzücü.

esna (a.s. şenî'den) daha (en, pek, çok) şeni', fena, kötü ve çirkin.

esne (a.i.) ağaç yosunu.

eşneb (a.s.) inci gibi, beyaz dişli [adam].

eşraf (a.s. şerifin c.) şeref ve îtibar sahibi kimseler, ileri gelenler.

eşrâf-ı belde memleketin ileri gelenleri.

eşrâk (a.s. şerîk'in c.) ortaklar, arkadaşlar, [şerîk'in cem'i olan "şürekâ" bizde çok kullanılır].

esrar (a.s. şerîr'in c.) şerirler, azılılar, fesat karıştıranlar, kötülük edenler, edepsizler, (bkz: eşirrâ).

eşrât (a.i. şarat'ın c.) alâmetler, nişanlar [Türkçe'de müfredi kullanılmaz].

eşrât-ı saat kıyamet alâmetleri.

eşref il (a.s. şerîfden) 1. daha (en, pek) şerefli, onurlu.

eşref-i mahluka (mahlûkların en şereflisi) insan.

eşref-i saat uğurlu ve mesut saat. 2. i. erkek adı.

Eşref (a.h.i.) Kırkağac'ın Gelenbe köyünde doğmuştur. Babasının adı Hafız Mustafa'dır. Medresede okumuş ve bir ara Avrupa'ya kaçarak Paris ve İsviçre'de bulunmuştur. 1908 den sonra istanbul'a dönmüştür. Hicivle-riyle tanınmış olan bu şâirin pervasız bir karakteri vardır. Eserleri Hasbihal, Iranda Yangın Var, istimdat, Deccâl, Külliyât-ı Eş'âr. [şiirleri toplanarak sonradan neşredilmiştir], (d. 1846, ö. 1911).


Yüklə 17,16 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   189




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin