Bakirköy ruh ve siNİr hastaliklari hastanesi



Yüklə 7,73 Mb.
səhifə581/899
tarix09.01.2022
ölçüsü7,73 Mb.
#96304
1   ...   577   578   579   580   581   582   583   584   ...   899
CASA d'ITAIIA

386

387

CAZ

Bilinen ilk İstanbullu caz müzisyeni Leon Avigdor'dur. Klasik müzik eğitimi gören Avigdor keman çalıyordu. 1920' lerin başlarında üç arkadaşıyla birlikte bir yaylı sazlar dörtlüsü kurmuştu. Bir Paris seyahatinde cazla tanıştı, çok etkilendi. Dönüşte alto saksofona başladı. Kolya Yakovlef adlı bir Beyaz Rus piyanist, bir davulcu ve bir banjocu ile İstanbul'un bilinen ilk caz dörtlüsünü kurdu. Union Française'de, Amerikan Elçiliği'n-de verilen partilerde çaldı. Avigdor'un 1930'ların başlarında İstanbul'da yaşayan İngilizlerin kurduğu Rowdie's adlı topluluğa katıldığı biliniyor.

O yıllarda gelişiminin henüz başlangıcında olan caz müziği sadece eğlendirici bir müzik türü sayılıyordu. 1930'ların sonlarına doğru ise Almanya'da güçlenmeye başlayan ırkçı baskılar yüzünden bu ülkedeki çalışma olanaklarını yitiren ABD kökenli siyah müzisyenlerin

Sarayda bir cariye. Levni'nin bir minyatürü,

18. yy.

Necdet Sakaoğlu koleksiyonu

nnma olanağı bulan ve bazen sayıları yüzlerle ifade edilen cariyeler de efendilerinin ölümünden sonra kentin her düzeyden ailelerine katılma olanağı bulmaktaydılar. Bu nedenlerle yüzyıllar boyunca istanbul toplumu, cariye olgusundan çok yönlü etkilendi. Bu olgu, istanbul'a özgü kültürü ve folkloru evrensel boyutlarda etkilerken güzellik kavramı, şive, giyim kuşam, görgü kuralları ve yemek içmek kültürü bakımından da kent yaşamına zenginlikler katmıştır.

17. yy'dan itibaren cariye istifraşına (yatağa almak) olan tutkunun artması sonucu İstanbul'daki cariye pazarları da hareketlendi. Ancak, kente savaş ganimeti ve tutsak cariye gelmemesi nedeniyle bu büyük pazar, Kafkasya'dan, Mısır ve Afrika'dan, esir tüccarlarının getirdiği "sürü" denen cariye gruplarıyla besleniyordu. Fakat fiyatlar da giderek arttı ve 17. yy'm sonlarına doğru istanbul'da en pahalı meta cariye oldu. Bu ise bir tür hile-i şer'iye yöntemiyle kentte fuhuşun yaygınlaşması sonucunu doğurdu. Başta yeniçeriler, bir pey akçesi verdikten sonra, esircinin "sermaye" olarak çalıştırdığı sözde cariyeyi bir geceliğine odalarına ve bekâr hanlarına götürüp ertesi gün iade etmekteydiler.

Osmanlı padişahlarının nikâhlı yerine, "gözde", "haseki", "ikbal" denen cariyeleri tercih etmeleri yanında, harem dairesinin hizmetleri de çok sayıda ve

seçme cariyeyi gerektiriyordu. Fakat, padişahların tutumuna göre haremdeki cariye sayısı, bazen birkaç yüzü bulabiliyordu. Bunların büyük bir,bölümü "ho-rendegân" denen hizmet sınıfında yer almaktaydı.

Saraya cariye temini, hediye yoluyla ve el altından alımlarla sağlanmaktaydı. Bunların bakire ve güzel olmaları koşuldu. Haremin cariyeler dairesindeki koğuşlarda acemilik, şakirdlik dönemlerini tamamlayan yeni kızlar, yetenekleri el verirse kalfa ve usta düzeyine yükselmekteydiler. Bunlar padişahın özel hizmetine bakarlar, kendilerini beğendirirlerse yatağına girip ikbal ve haseki olurlardı. Padişahın cariyelerle ilişkisi, birtakım kurallara bağlanmıştı. Yeni bir cariye edinmeleri de zordu.

Annesi, cariye asıllı Hürrem Sultan o-lan II. Selim'den (hd 1566-1574) başlayarak VI. Mehmed'e (Vahideddin) (hd 1918-1922) değin padişahların anneleri gibi istanbullu pek çok ünlü kişinin annesi de birer cariye idi. 1847'de köle-cariye alım satımının yasaklanmasından sonra ülke dışından kaçak cariye edinimi zorlaştığından Osmanlı sarayına daha çok Marmara Bölgesi'ndeki Çerkez, Abaza ve Gürcü ailelerden parayla kız alınmaktaydı. 1909'da V. Mehmed'in (Reşad) bir iradesiyle cariyelik tümden yasaklanmakla birlikte saraya önceki yöntemlerle cariye temini 1922'ye değin sürdü. Bibi. Evliya, Seyahatname, I, 563-564; Ç. Uluçay, Harem, Yi, Ankara, 1985, s. 10-37; İ. H. Konyalı, "Cariyeler ve Esir Pazarı", Tarih Dünyası, S. 2, s. 72-74; A. Mayakon, "Osmanlılarda Esir ve Cariye Ticareti", Resimli Tarih Mecmuası, yeni seri, S. 80, s. 611-613; Pakalın, Tarih Deyimleri, I, 259-261; Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi Kılavuzu, 1. Fas., İst., 1938, S. 91-92; L. Saz, Haremin içyüzü, ist, 1974, s. 45 vd: A. L. Croutier, Harem, İst., 1990.

NECDET SAKAOĞLU




Yüklə 7,73 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   577   578   579   580   581   582   583   584   ...   899




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin