BEKRÎ MUSTAFA
IV. Murad dönemi (1623-1640) İstanbul'unda içkiciliği, kabadayılığı ve hazırcevaplığı ile tanınmış, fıkraları ile yaygın ün kazanmış ayyaş tipi. Gece gündüz içki içtiği için "Bekrî" lakabını almıştır.
Hayatı üstüne kesinlik taşıyan bilgi yoktur. Ancak kimi kaynaklarda İstanbullu yorgancı esnafından Ahmed Ağa' nın oğlu olduğu, bir süre medreseye devam ettiği, genç yaşta anne ve babası öldükten sonra içkiye düştüğü, bir rastlantı sonucu IV. Murad'ın yakınları arasına girerek ona musahiplik ettiği, hattâ onu içkiye alıştırdığı gibi birçoğu yakıştırma söylentiler yer almaktadır.
İstanbul halkı, içki düşkünlüğü ile ve IV. Murad'ın içki yasağına karşı çıkışıyla ilgili fıkralarını benimsemiş, ayyaşlar da onu kendilerine "önder" bilip bugün yıkılmış olan Eminönü Balık Pazarı'ndaki meyhaneler arasında yer alan ve 13187 1902 tarihini ve "Bekrî Mustafa Baba" ibaresini taşıyan mezar taşının bulunduğu yere uzun süre saygı göstermişlerdir. Bekrî Mustafa adına Edirnekapı Mezarlı-ğı'nda da bir taş vardır. 1235/1820 tarihlidir ve Bekrî Mustafa'yı Yeniçeri Ocağı mensubu olarak tanıtır. Bu taş da öbür mezar taşı gibi Bekrî Mustafa'nın kimliği hakkındaki bilgilere katkıda bulunmamaktadır.
Geleneğin ve fıkralarla kimi tarihsel kaynakların bir araya getirdiği IV. Murad ile Bekrî Mustafa hakkında anlatılanlar çok yaygınlık kazanmıştır ve yüzyıllarca Osmanlı kültürüyle alışveriş içinde bulunan Sırp, Bulgar, Yunan, Ermeni ve Romen kültüründe de iz bırakmıştır.
Bekrî Mustafa fıkralarında coğrafya İstanbul dışına çıkmaz. Bu açıdan ele alındığında fıkralara serpilmiş bir biçimde de olsa eski İstanbul hayatının birçok yönünü yakalamak mümkündür. Meyhaneler, batakhaneler, ayyaşların ve kabadayıların birbirleriyle olan münasebetleri; içki yasağı sırasında kimsenin karşı çıkamadığı acımasızca uygulanan baskı; İstanbul'un hamam, meyhane, cami, sokak, ev, deniz üstündeki kayık, esir pa-
zarı, düğün evi gibi değişik ortamlarında yaşanan gündelik hayat Bekrî Mustafa fıkralarının zeminini oluşturur.
Balıkpazan'nda meyhaneler arasındaki kabri yalnızca buralarda içki içen ayyaşlar tarafından ziyaret edilmez, zaman zaman Baba Cafer'i(~») ziyarete gelen kadınlar tarafından da yoklanırdı. Bekrî Mustafa'nın yüzyıllar boyunca unutulmadan fıkralarında yaşayan adı ve tipi, İstanbul kültürünün değişik cephelerini oluşturan Karagöz(->), ortaoyunu(->), meddah hikâyeleri (bak. meddahlık) gibi halkın beğenisini kazanmış birikimlerde de yaşamaya devam etmiştir. Karagöz'de Bekrî Mustafa'nın bir tip olarak görülmesinin izleri 17. yy'a kadar iner. Evliya Çelebi, Seyahatname'de döneminin ünlü bir Karagöz oynatıcısından söz ederken onun çok güzel "Bekrî Mustafa ile Kör Agop" taklidi yaptığını yazar. "Kâr-ı kadim" Karagöz oyunlarından Meybane'de ve "nev-icad" oyunlardan Aşçıhk'te Bekrî Mustafa doğrudan doğruya bir tip olarak perdeye çıkar. Orta-oyununda Bekrî Mustafa rolünü oynamak anlamına gelen "Bekrî Mustafa'ya çıkmak" deyimi vardır. IV. Murad dönemi olaylarını konu edinen Hançerli Hanım Hikâyesi'nâe(->) de Bekrî Mustafa'yı ikinci derecede kahramanlardan biri olarak görürüz. Bu hikâyede yer alması, onun yaşadığı varsayılan çağda .da büyük ün kazandığını gösterir.
Bekrî Mustafa fıkralarının büyük ölçüde içkiyle, içkicilikle, ayyaşların dünyasıyla, meyhane âlemleriyle ilgili olduğu için hayata ve dinsel kurallara daha yumuşak bir gözle bakan Bektaşî fıkralarıyla, zaman zaman da deli ve sarhoş fıkralarıyla karışsa bile dikkatle incelendiğinde bunlardan ayrı özellikler taşıdığı görülür. Bekrî Mustafa, yasaklara karşı çıkarken eleştirilerini dini kurum ve kurallara değil, siyasi güçlere yöneltmiştir.
Bekrî Mustafa fıkraları ilk kez Him-metzade imzasıyla halk kitapları derleyip yayımlayan bir yazar tarafından ki-taplaştırılmış; Osman Cemal Kaygılı' nın(->) Bekri Mustafa (1944) adlı romanına da konu olmuştur.
Bibi. Evliya, Seyahatname, I, 654; Mehmed Tevfik, Hazine-i Letâif, İst., 1302; Himmetzâ-de, Bekri Mustafa, İst., 1337; S. E. Siyavuşgil, Karagöz, İst., 1941; S. M. Yurdatap, Bekri Mustafa'nın Latifeleri, İst., 1942; O. C. Kaygılı, Bekri Mustafa, İst., 1944; F. Ayanoğlu, "Bekri Mustafa Nerede Gömülüdür?", Tarih Dünyası, S. 23 (15 Nisan 1951); F. R. Tuncor, "Bekri Mustafa Ağa", Önasya, S. 44 (Nisan 1969); C. Kudret, Karagöz, I-III, Ankara, 1968-1969; D. Yıldırım, Türk Edebiyatında Bektaşi Tipine Bağlı Fıkralar, Ankara, 1976; Nutku, Meddahlık; M. S. Koz, En Güzel Bekri Mustafa ve incili Çavuş Fıkraları, İst., 1983; E. Tokmakçıoğ-lu, Bütün Yönleriyle Bekri Mustafa, İst., 1983; 1A, II, 460; TDEA, I, 381-382.
M. SABRİ KOZ
Dostları ilə paylaş: |