Bakirköy ruh ve siNİr hastaliklari hastanesi



Yüklə 7,73 Mb.
səhifə191/899
tarix09.01.2022
ölçüsü7,73 Mb.
#96304
1   ...   187   188   189   190   191   192   193   194   ...   899
BEKTAŞÎLİK

Anadolu'da 13. yy boyunca Kalenderîlik ve Haydarîlik gibi heterodoks akımların sosyokültürel gelenekleri içinde şekillenen ve 16. yy başlarında Hacı Bektaş-ı Velî'nin düşünce sistemine bağlı kalarak Balım Sultan tarafından "âdâb" ve "erkân"! düzenlenip kurumlaştırılan Batınî nitelikli tarikat.

Bektaşîlik 13-16. yy'lar arasında uzun bir oluşum süreci geçirmiş ve İstanbul' un gündelik hayatında ancak II. Bayezid döneminde (1481-1512) klasik tarikat tanımına uygun bir mistik kurum olarak yer almıştır. Tarikatın İstanbul hayatındaki kültürel ve siyasi rolünü belirleyen

bu oluşum sürecim daha sonra birbirini bütünleyen iki farklı dönem izler. Bunlardan ilki, 16. yy başlarından 1826'ya kadar devam eden ve tarikatın gerek idari yapılanma gerekse gündelik hayat üzerindeki etkisinin devlet kontrolü altında şekillendiği dönemdir. Daha sonra bunu 1826'dan 1925'e kadar süren ve merkezi yönetim mekanizması dışında oluşarak tam anlamıyla İstanbul Bektaşîliğini ortaya çıkaran yeni örgütlenme dönemi izler. 1925'ten günümüze uzanan zaman kesiti ise, tarikat açısından hem geleneksel mirasın korunması hem de toplumsal modernleşmeyle uyumlu değerler sisteminin belirlenmesine yönelik çift yönlü bir faaliyetin sürdürüldüğü dönem olarak dikkati çekmektedir.

Bektaşîliğin İstanbul'un gündelik hayatına girişi, birbirini izleyen iki ayrı a-şamada gerçekleşmiştir. Birinci aşama İstanbul'un fethiyle başlayıp II. Melı-med'in (hd 1451-1481) vefatına kadar süren 1453-1481 dönemini kapsar. Bu dönemde Bektaşîlik bir tarikattan çok, temeli seyyah dervişlik kurumuna dayalı Batınî bir zümre^olarak faaliyet göstermiştir. İkinci aşama ise, 1481-1512 a-rasını kapsar ve söz konusu Batınî zümrenin Bektaşîlik çatısı altında tam bir tarikat kimliği kazanarak şehir hayatına damgasını vurmasıyla sonuçlanır.

İstanbul'un fethinden önce Bektaşîliğin kendi içinde geçirdiği sosyokültürel değişim, bir bakıma fetih sonrası İstanbul hayatında oynayacağı etkin rolün ipuçlarını barındırmaktadır. Bu değişim, aslen bir Vefaî şeyhi olan Baba İlyas-ı Horasanî önderliğiyle 13. yy ortalarında meydana gelen ayaklanmanın ardından

Vefaî, Kalenderi ve Haydarî tarikatları a-rasında başlamış, 14. yy'dan itibaren Bektaşîliğin ilk nüvesini barındıran "Abda-lan-ı Rum" zümresi içinde devam etmiştir. Abdal Musa tarafından Hacı Bektaş-ı Velî'nin manevi kişiliğine bağlanan bu zümre mensupları, daha çok yarı göçebe Türkmen boyları üzerinde etkili olarak fütuhat geleneği içinde kolonizatör derviş tipini temsil etmişlerdir. Daha Bizans döneminde bu dervişlerin İstanbul çevresinde faaliyet gösterdikleri bilinmektedir. 1329'da Orhan Gazi'nin Bizans İmparatoru III. Andronikos ile İstanbul yakınlarında yaptığı Pelekanon Savaşı'nda bulunan ve sonradan menkıbeleri Bektaşî mitolojisine geçecek olan Sancakdar Baba, Mansur Baba, Semerci Baba, Mâh Baba, Gözcü Baba, Yörük Baba, Gül Baba, Eren Baba, Garipçe Baba, Buhur Baba, Kartal Baba ve Balcı Baba gibi "Ab-dalan-ı Rum" mensubu kolonizatör dervişlerin adları, günümüze kadar gelmiştir. İstanbul'un Anadolu yakasındaki Göztepe, Erenköy ve Kartal semtlerinin, adlarım bu dervişlerden aldıklarına dair köklü inanç ise, halk arasında yaygındır. Pelekanon Savaşı'ndan sonra, İmparator Andronikos'a ait Göztepe civarındaki av köşkünün bir Ahi zaviyesine dönüştürüldüğünü ve ardından burada İstanbul'un en büyük Bektaşî merkezlerinden Şahkulu Sultan Tekkesi'nin kurulduğunu da ayrıca belirtmek gerekir.

1453'e kadar faaliyetleri İstanbul'un yakın çevresinde odaklanan "Rum abdalları", fetihten sonra şehir hayatına doğrudan değil, devletin temel kurumlarından Yeniçeri Ocağı'nın mensubu olarak katılmışlardır. Erken dönem Bek-




Yüklə 7,73 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   187   188   189   190   191   192   193   194   ...   899




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin