BELEDİYE KONSERVATUVARI 142
143 BELEDİYE KONSERVATUVARI
II
Konservatuvarm "Nefesli Sazlar Bölümü" öğrencilerinden oluşan Şehir Cazbandı, 1930'lu yıllarda bölüm müdürü M. Hulusi Öktem'le (sol başta) birlikte.
19301u yıllar:
Joseph Marx
(önde ortada
ak saçlı olan)
konservatuvarm
Batı Müziği
(nefesli sazlar)
Bölümü'ndeki
öğretmen ve
öğrencilerle
birlikte.
Gönül Paçacı
koleksiyonu
Türk musikisinin tespit ve aktarımına yönelik yayınlarıyla musiki hayatında özel bir yeri olan Tasnif ve Tespit Heyeti, Rauf Yekta Bey'in başkanlığında Zekâizade Hafız Ahmet Efendi (Irsoy) ve muallim İsmail Hakkı Bey'den oluşan bir kurulla göreve başlamıştır. Bu heyetin kuruluşu ve işlevi, dönemin yetkili ve alanlarında uzman musiki adamlarının çalışmalarıyla Türk musikisinin "yazılı" döneme geçişteki en verimli süreci başlatmıştır. Dini ve dindışı beste şekillerindeki klasik Türk musikisi eserlerinin aslına en yakın kaynaklardan tespit edilerek ve farklı kaynaklardan gelenler birbirleriyle karşılaştırılarak notaya alınması ve gelecek kuşaklara aktarılması, bu musikinin en büyük merkezi olan İstanbul'un yerel yönetimine bağlı bir kurumda gerçekleştirilmiş olması açısından üzerinde önemle durulması gereken tarihi bir olgudur.
Eğitimin kesintiye uğradığı yıllarda konservatuvarm geçirdiği her yapısal değişimde korunmuş olan Tasnif ve Tespit Heyeti'nin yayınları ulusal ve uluslararası musiki bibliyografyasında önemli bir yer tutar. "Darü'l-Elhân Külliyatı" olarak bilinen 180 adet yaprak notalar, Mevlevi Ayinleri, Bektaşî Nefesleri, Mevlut Tevşih-leri, ilahiler, Zekâi Dede Külliyatı bu yayınlardan bazılarıdır. Tasnif ve Tespit Heyeti'nin çalışmaları tahsisat yokluğu, heyete sonradan kimsenin atanmaması ve kurumda Türk musikisine olan eğilimin zaafa uğraması gibi nedenlerle gitgide a-zalarak 1960'ların başında son bulmuştur.
İstanbul Konservatuvarı 1927'den itibaren teorik ve uygulamalı olarak çeşitli derecelerde Batı müziği eğitimi verilen bir kurum olmuştur. Konservatuvar mü-
dürlüğünü Yusuf Ziya Bey (Demircioğ-lu) devralmış, yeni bir yönetmelik ve gitgide genişleyen öğretim kadrosuyla coşkulu konserler verilerek kurumun bu alandaki başarıları oldukça artmıştır. Şehir meclisi kararı ile fikirlerinden yararlanmak ve konservatuvara Avrupai bir disiplin getirmek amacıyla İstanbul'a davet edilen, Viyana Müzik Akademisi profesörlerinden Joseph Marx çeşitli ö-neriler içeren raporlar hazırlamıştır.
Konservatuvarda başlıca şu dersler verilmiştir: Solfej ve musiki nazariyatı, armoni, kontrpuan, füg, kompozisyon, enstrümantasyon-orkestrasyon, koro, şan, genel musiki tarihi ve enstrüman dersleri (piyano, arp; nefesli, yaylı ve vurmalı sazlar gibi). Şehzadebaşı'ndaki ahşap konakta sürdürülen derslerle birlikte, bir dizi oda müziği konseri de verilmeye başlanmıştır. Cemal Reşit (Rey), Muhittin Sadık (Sadak) ve Ekrem Be-sim'den (Tektaş) oluşan bir üçlü ile başlayan bu konserler büyük ilgi görmüştür. Daha sonra bu gruba Ali Sezin, Seyfettin Asal, Sezai Asal ve Mesud Cemil'in de katılımıyla verilen oda konserleri; Ali Sezin, Orhan Borar, İzzet Nezih ve Mesud Cemil'den oluşan dörtlüyle verilen konserler; Seyfettin Asal ve Cemal Reşit Rey yönetiminde konservatuvar öğretmen ve öğrencilerinden kurulu orkestranın verdiği konserler, İstanbul halkına sunulan ve çoksesli müzik kültürü aşılayan önemli etkinliklerdir.
Öte yandan, 1927'de Darülaceze'de oluşturulan ve 1930-1931'den itibaren belediye meclisi kararı ile "Nefesli Sazlar Bölümü" olarak konservatuvara bağlanan yatılı kısım, 60 kişilik bir öğrenci kadrosu ile yoğun bir çalışma temposu
göstermiş ve zamanla Şehir Bandosu' nün elemanları buradan yetişmeye başlamıştır. Gülhane, Beşiktaş, Fatih, Üsküdar parkları ile Taksim ve Beyazıt Meydanı gibi açık yerlerde düzenli konserler vermeye başlayan bandonun şefliğine Hulusi Öktem'den sonra klarnetist Cemil Bey getirilmiştir. Ayrıca klarnetist Saffet Bey'in ve Joseph Manc'ın önerisiyle Viyana'dan getirilen altı saz sanatçısının eğitim verdiği bu bölümden 1937' den itibaren çok önemli müzikçiler yetişmiştir. Yetişen sanatçılar aynı zamanda İstanbul Şehir Orkestrası ve Devlet Senfoni Orkestrası'nın çekirdek kadrolarını da oluşturmuşlardır. 1927'den itibaren değişen konservatuvar yönetmeliklerinde Şehir Bandosu'nun, konservatuvardan yetişen sanatçılardan oluşturulması, hattâ yatılı okuyanların mecburi görevlerini bandoda yerine getirmeleri ile ilgili hükümler vardır. 1955'ten itibaren de Şehir Bandosu, konservatuvara bağlı kadrolu sanat kuruluşları arasında "Şehir Armoni Orkestrası" adıyla yer almış ve şehrin çeşitli yerlerinde düzenli olarak, geçit resmi, milli spor karşılaşmaları, açılış töreni gibi nedenlerle konserler vermiştir. Şehir Armoni Orkestrası 1955-1972 arasında Mustafa Asım Güzey ve 1972'den sonra Önder Bali'nin yönetiminde çalışmıştır.
Beşiktaş'ta yatılı ve Tepebaşı'nda gündüzlü olarak devam eden Batı müziği eğitimi, Ferdi Ştatzer, Ömer Refik Bey, Adnan Saygun, Licco Amar, Laşinsky, Matmazel Rozental ve Madam Ren (Ge-lenbevi) gibi müzikçilerin katılmasıyla gitgide daha verimli olmuştur.
Başlangıçta, toplam 200 öğrenci alınabilen okulun 60 kişilik öğrenci orkes-
trası ve 80 kişilik korosu, Galatasaray Lisesi Salonu'nda ve Union Française'de konserler vermiştir. Joseph Mars'ın önerileri doğrultusunda, okulun sınıfları "başlangıç" ve "yüksek" devreler olarak ayrılmış, buradan yetişen ve kurumun bünyesinde oluşturulmuş çeşitli oda toplulukları, senfonik orkestra, yaylı sazlar orkestrası, armoni topluluğu gibi sanat topluluklarında çalışan pek çok müzikçi, Türk çoksesli müzik hayatında yadsına-mayacak başarılar kazanmışlardır. Cemal Reşit Rey ile Demirhan Altuğ'un yönettiği konservatuvar orkestrası, Şehir Or-kestrası'na dönüşmüş ve Taksim Belediye Gazinosu ile Şan Sineması'nda verdiği düzenli konserlerle, çeşitli solistlerin de katıldığı önemli müzik faaliyetlerini gerçekleştirmiştir. Bu orkestra, daha sonra Devlet Senfoni Orkestrası ve Opera Orkestrası'nın ana kadrolarını oluşturmuştur. Muhittin Sadak'ın kurduğu ve Şehir Tiyatrosu'nda "eşliksiz" ya da orkestra eşlikli düzenli konserler veren koro ise, Şehir Operası ve Devlet Operası için kaynak oluşturmuştur.
Konservatuvarm Batı Müziği Bölümü kapsamlı ve verimli faaliyetlerini, öğretim kadrosunda yer almış olan Ferdi Ştat-zer, Rana Erksan, Verda Ün, Feyha Ta-lay, Ergican Saydam, ihsan Balkır, Erdoğan Saydam, Orhan Borar, Özen Vezi-roğlu gibi müzikçilerle sürdürmüş ve bu bölümden çeşitli dönemlerde yetişen Ne-cil Kâzım Akses, İlhan Usmanbaş, Ayhan Turan, Haluk Tarcan, Güher-Süher Peki-nel, Leyla Gencer, Gülseren Sadak, Ersin Onay, Ayşegül Sarıca, Hülya Tarcan, Oya Sünder, Seher Tanrıyar ve daha pek çok ünlü sanatçı kurumun başarısını ulusal ve uluslararası alana yansıtmıştır.
1930'ların başlarında istanbul Şehir Meclisi'nde konservatuvarda bir de tiyatro sınıfı açılması fikri tartışılmış, Joseph Mars'ın tavsiyesi ve Muhittin Üstündağ' m onayı ile bu dersler müfredata konmuştur. Yeni dersler ahenk jimnastikleri, sahne dersleri (tiyatro) ve şan olarak belirlenmiş ve Azade Selim Hanım ile Er-tuğrul Muhsin Bey hoca olarak getirilmiştir. Ekim 1933'ten itibaren konservatuvar bu dersler için öğrenci kabul etmeye başlamıştır. Başlangıçta öğrenim süresi üç yıl olan bu bölüm zamanla değişen yönetmeliklerle geliştirilmiş ve bu bölümden birçok öğrenci mezun edilmiştir. Yine okulda bir bale bölümü ve Cem Ertekin'in yönetiminde çalışan çağdaş bale topluluğu da yer almıştır.
Konservatuvara 1943'te Saadettin Arel' in şehir meclisi karan ile ve geniş yetkilerle, beş yıllık bir sözleşme ile müdür olarak atanması, okulda her türlü faaliyeti düzenli ve verimli kılmıştır. Eğitim programına Türk musikisinin eklenmesi de bu döneme rastlar. Ancak, daha önceki dönemlerde de Türk musikisi alanında plak, kitap ve nota yayımları devam ettirilmiştir. Örneğin, Dr. Suphi Ez-gi'nin yazdığı 5 ciltlik Nazarî ve Amelî Türk Musikisi adlı kitap, Ord. Prof. Salih Murat Uzdilek'in İlim ve Musiki adlı kitabı, 21 fasikül halinde yayımlanan Türk Musikisi Klasikleri ve plaklara kayıt edilen klasik eserler bunlardan bazılarıdır.
Türk musikisi eğitim bölümü Saadettin ArePin teorik görüşlerine göre öğrenci yetiştirmeye başlamış ve bu sistem, bu bölümde aynı yolu izleyen öğretim kadrosuyla yaygınlaştırılarak ülke çapında kabul görmüştür. Bu bölümden uzun yıllar içinde birçok ünlü mu-
sikici mezun olmuş; Türkiye radyolarının, İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu'nun ve açılan öbür konservatu-varlarm kadrolarının temelini bu bölümden yetişenler oluşturmuştur.
Kuruluş fikri ve faaliyetleri Darülbe-dayi dönemine dayanan ve verdiği konserlerle Türk musikisinin halka ulaşmasında özel bir önemi olan Türk Musikisi İcra Heyeti 1940'ta Tepebaşı'ndaki binada yeniden kurulmuştur. Ali Rıza Şen-gel'in klasik tarzda yönettiği ve "Tarihi Türk Musikisi Konserleri" adıyla devam eden bu konserlerden sonra icra heyeti 1944'te kadrolu bir yapıya kavuşmuştur. Saadettin Arel'in icra heyetinin eski ve yeni elemanları arasında gerçekleştirmek istediği düzenleme kabul görmemiş, bu uygulamalara ayak uyduramayan eski sanatçılarla çıkan uyumsuzluk sonucunda Arel, sözleşmesinin yenilenmesini istemeyerek 1948' de konservatuvardan ayrılmış, yerine Şerif Muhittin Targan atanmıştır.
Heyette kısa bir süre Ercümend Ber-ker, misafir olarak Mesud Cemil ve Refik Fersan şeflik etmişler, bu dönemlerde icra heyeti bünyesine değerli musikiciler katılmıştır. 1950'li yıllar icra heyetinde büyük bir başarıyla musiki icra eden seçkin sanatçıların katılımıyla geniş bir repertuvarın halka sunulduğu yıllardır.
İcra heyetine 1953'te şef olarak atanan Nevzad Atlığ, koroyu bir yıl kadar yönettikten sonra istifa etmiştir. Boşalan şefliği kısa bir süre için Nuri Halil Poyraz üstlenmiş, ardından da çeşitli dönemlerde konservatuvarda görev almış olan Münir Nurettin Selçuk şef olarak atanmıştır. Onun yönettiği icra heyeti konserlerinden, özellikle İstanbul halkı-
Dostları ilə paylaş: |