Sâlahaddin Giz
ler ve alanlar, açık alanlardır (mezarlar, bostanlar, seralar vb).
Boğaziçi'nde eğitim tesisleri 19. yy'ın ortalarından itibaren kurulmaya başlamıştır. Kampus niteliğindeki Robert Kolej Reisülküttab Mustafa Efendi Koru-su'na yapılmıştır. 1872'de Kuleli Askeri Lisesi, daha sonra Kandilli Kız Lisesi Boğaziçi'ne yerleşmiştir.
19. yy'dan başlayarak Boğaziçi'ne gelen eğitim tesislerinin bugünkü dağılış düzeni, araziden yararlanmada işgal ettikleri pay, eğitim kurumlarının Boğaziçi'nde kuruldukları yılların özelliklerine ve bu kurumların niteliklerine (ilk, orta, lise, yüksekokul, üniversite gibi), Boğa-ziçi'ndeki nüfus artışına ve yerleşmelerin yoğunlaşmasına, istanbul'daki şehirleşmeye ve kurumların birbirleriyle olan ilişkilerine bağlı olarak ortaya çıkmıştır.
Eğitim tesisleri Boğaziçi'nde her tarafa yayılmakla birlikte üniversite ve özel okullar daha ziyade batı yakasında ve büyük alanlar halindedir. Maslak'ta iTÜ Ayazağa Kampusu, Bebek'te Boğaziçi Üniversitesi ve Amerikan Kız Koleji, İs-tinye sırtlarında Fevziye Mektepleri (Işık Lisesi), Tarabya'da İstanbul Eğitim ve Kültür Lisesi, Özel Dost Eğitim Tesisleri batı yakasında ve Boğaziçi yasal alanında kalmaktadır. Yıldız Üniversitesi, Orman Fakültesi tesisleri Boğaziçi alanı dışında yer almakla birlikte sosyal etki ve ulaşım yoluyla Boğaziçi alanını kullanmakta ve etkilemektedir. Anadolu yakasında ise Kuleli Askeri Lisesi ve bir süre önce yanan Kandilli Kız Lisesi, Dalgıç Okulu, Balıkçılık ve Su Ürünleri Meslek Lisesi hepsi Boğaziçi yasal alanı içinde yer alır, hepsi de sahillerde ya da hemen yakın yamaçlarda bulunmaktadır, ilkokul ve ortaokullar ise nüfus artıp gereksinmeler arttıkça, gereken yerlerde inşa edilmişlerdir.
Eğitim tesisleri son yıllarda Boğaziçi alanında yoğunlaşmaya başlamıştır. Ta-
rabya'daki, istanbul Eğitim ve Kültür Vakfı, Ayazağa'daki Kabataş Lisesi tesisleri, Büyükdere'deki Orman Fakültesi Öğrenci Yurdu ve spor tesisleri bunlardan birkaçıdır.
Boğaziçi alanında çeşitli işyerleri, arazi kullanım haritasına, ulaşım sistemi ve yolların dağılımına koşutluk gösteren bir dağılış içindedir. Boğaziçi alanındaki işyerleri de niteliklerine göre ikiye ayrılır: Birincisi, yerel kullanışlara cevap veren ticari işyerleri, ikincisi, merkezi iş a-lanındakilerle benzer karakterlere sahip işyeri türleridir.
Askeri alanlar, kullanış amaçlarına göre, savunma amaçlı ve diğer kullanımlara kapalı olan alanlar; sosyal amaçlı kullanımların yer aldığı alanlar; sosyal tesisler, konutlar, lojmanlar (Kalender Orduevi, Levent'in kuzeyinde Harp Akademileri vb); hizmet amaçlı kullanımların yer aldığı alanlar; askeri iskeleler, a-raç bakım ve onarım alanları; askeri eğitim amaçlı alanlar olarak sınıflanabilir.
Boğaziçi'nde, yukarıda belirtilenlerin dışında diğer bazı açık alan kullanışları yaygındır. Bunlar arasında yeşil ve açık alan görünümünde olmakla birlikte, başka amaçlı kullanılamayan mezarlıklar (Müslüman ve azınlık mezarlıkları), bulundukları yerleşmelerin genellikle gerisindeki yamaçlarda veya tepelerde yer alırlar. Bazı mezarlıklarda artık gömü yapılmamaktadır. Yuşa Tepesi, Nakkaş Tepesi, Nafi Baba Tepesi gibi bazı mezarlıklar, ziyaret yerleri halindedir.
Boğaziçi'nde henüz boş ya da sahipli alanlarda, özellikle Anadolu yakasında mandralar, çiftlikler yer alır ve ürünlerinden yakın çevre halkı yararlanır.
Boğaziçi'nde vadi tabanlarında yer alan bostanlarda, çayırlarda mülk sahipleri ya da kiracılar, sebze ve çiçek üreterek geçimlerini sağlar. Son zamanlarda giderek azalan özel bazı çiçek ve sebze türlerinin yetiştirildiği seralar da görülür.
Boğaziçi için Üretilmiş İmar ve Düzenleme Planları: Boğaziçi'nde mekân düzenlemeye ilişkin çalışmalar 15. yy'da istanbul ile ilgili yabancı seyyahların yaptığı ölçeksiz haritalarla başlar. 1773-1779'da Kauffer haritaları ile 1837 tarihli Moltke ve 19. yy başında Goltz Paşa'nın planı gerçek ölçülere yakındır. Genellikle bu çalışmalarda İstanbul ve Boğaziçi'nin yerleşme sınırları belirtilmiştir.
Boğaziçi'nde ilk yasal mevzuat, 1848" de uygulamaya konulmuştur. 1851'de Bekir Paşa 1/2.500 ölçekli "Zirai Osmani" haritasını hazırlamıştır. 1882'de C. Stolpe harita ve plan yapmıştır. Bu planların ortak hedefi kentin yollarının genişletilmesi, meydanlar açılması ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi olmuştur.
Boğaziçi yerleşmesi 15. yy'dan 20. yy'ın ilk yarısı ortalarına kadar kıyı boyunca yalılar, saraylar, köşkler, kasırlardan oluşur. Vadilerde ve koylardaki yerleşme ise padişah fermanları ve ilk yasal mevzuata uyularak inşa edilmiş binaları içeren köy yerleşmeleridir. Cumhuriyet döneminde Atatürk'ün Ankara'da başlattığı imar faaliyetlerine, 1933'te İstanbul da dahil edilmiştir. Kentin planının yapılması için üç yabancı şehircilik uzmanı Agache (Fransız), Elgöztz (Alman), Lam-bert (Fransız) davet edilmiştir. Kentin halihazır haritası sağlanarak birer aylık inceleme süresi verilmiş ve rapor istenmiştir. Bu raporlar değerlendirilmemiştir. Alman şehirci Wagner'in 1936'da sunduğu rapor da kabul görmemiştir. Daha sonra 1936'da Fransız şehircilik uzmanı Henri Prost sözleşmeli olarak plan çalışmalarına başlamıştır.
Prost ve ekibi, kenti üç ayrı bölgede, eski İstanbul, Beyoğlu, Üsküdar ve Kadıköy olarak ele almıştır. Prost Boğaziçi alanını, batıda Beyoğlu'nun, doğuda Üsküdar'ın devamı olarak görmüştür. Sadece yol bağlantıları hakkında görüş ileri sürmüş, korniş yolu önermiştir. Prost'
Dostları ilə paylaş: |