CASTELLAN, ANTOINE-LAURENT
(l Şubat 1772, Montpellier - 2 Ocak 1838, Paris) Fransız ressam ve yazar.
1795'te dönemin kaptan-ı deryası Küçük Hüseyin Paşa'nın isteği üzerine Haliç Tersanesi'nde gemi onarım havuzları kurmak için oluşturulan heyette teknik ressam olarak görev aldı.
Heyet 28 Mart 1797'de İstanbul'a vardı ve Beyoğlu'nda konakladı. Burası, Cas-tellan için İstanbul'un bir varoşundan çok, Fransa'nın ya da İtalya'nın bir kentini andırmaktaydı. Batılılar tarafından işletilmekte olan dükkânlar, kahvehaneler, oteller ve hattâ bir Fransız restoranı vardı. Frenkler kendi giysileriyle dolaştıklarından ve Türklere fazla rastlanmadığından, elçiliklerin ve diğer binaların bir kısmı neoklasik stilde yapılmış olduğundan burada bir Batı havası seziliyordu.
Castellan ve arkadaşları Beyoğlu Cad-desi'ne bakan üst katı sofalı ve iki odalı bir eve yerleşirler. Caddenin ötesinde sol tarafa doğru Galatasaray Kışlası vardır, sağa doğru ise Fransız Sarayı Sarayburnu manzarasının bir kısımım kapatır. Evde mobilya yoktur, yerde ve sedirlerde yaşanır, pencereler renkli camlarla örtülmüştür ve perdeleri yoktur. Birkaç gün sonra eski kenti gezmek için Tophane'den Sirkeci'ye geçilir ve bu fırsatla Castellan kayıkları yakından inceler. İstanbul tarafında alışılmış yerler, Topkapı Sarayı'nın dışı, Ayasofya, Atmeydam, Yerebatan Sarnıcı gezilir.
8 Nisan'da Kaptan-ı Derya Küçük Hüseyin Paşa Kasımpaşa sırtlarmdaki köşkünde ziyaret edilerek ona getirilmiş cilan havuz projelerinin maketleri gösterilir, ancak paşa fazla ilgilenmez. Bunun nedeni, Fransız heyeti gelinceye kadar, Osmanlıların havuz işini İsveç mühendislerine vermeleridir. Böylece İstanbul' da yapılacak pek bir şey kalmamıştır. Castellan o dönemde kente gelen her
Antoine-Laurent Castellan'm Fransız Sarayı'ndan görülen Sarayburnu ve Fransız Elçiliğ
binasını betimleyen çiziminden gravür.
Lettres sur la Grece, VHellespont et Constantinople faisant süite aux lettres sur la Moree, 1811
Gözlem Yaytncıhk Arşivi
yabancının gördüğü, Kâğıthane'yi, Taksim ötesindeki büyük mezarlığı, Boğaziçi' ni gezdikten sonra 6 Haziran'da İstanbul' dan ayrılır.
Castellan, gezi izlenimlerinin ilk bölümünü Lettres sur la Moree başlığıyla 1808'de yayımlamıştır, istanbul izlenimlerini içeren ikinci bölüm ise Lettres sur la Grece, l'Hellespont et Constantinople faisant süite aux lettres sur la Moree adıyla 1811'de basılmıştır. Kitapta yazarın çizmiş olduğu İstanbul'a ait 7 küçük gravür vardır. Bunlardan ilki Fransız Sarayı'ndan görülen Sarayburnu'dur ve ön planda o dönemin Fransız Elçiliği binası görünür. Topkapı Sarayı sahil köşklerinden İncili Köşk ve Yerebatan Sarnıcı'nı gösteren gravürlerden başkaları fazla bir belgesel değer taşımaz. İzlenimlerin iki bölümü birden yeniden 1820'de basılmıştır. Yazarın ayrıca, 1812'de Paris'te basılan Moeurs, usages et costumes deş Ottomans et abrege de leur bistoire adlı bir yapıtı vardır. Burada Osmanlı kıyafetlerini gösteren 72 deseni yer alır.
Bibi. P. Pinon, "Un episode de la reception deş progres techniques â Constantinople: L'echec de la mission Ferregeau, ingenieur deş Ponts et Chaussees (1796-1799)", De la Revolution française a la Turquie d'Atatürk, la modemisation politique et sociale. Leş lettres, leş sciences et leş arls, İstanbul-Paris, 1990, s. 71-83.
STEFANOS YERASİMOS
Dizzy Gillespie
İstanbul
Festivali'nde
Açıkhava
Tiyatrosu'nda
verdiği
konserde,
1988.
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı Arşivi
CAZ
19. yy sonlarında Amerika Birleşik Devlet-leri'nde biçimlenmeye başlayan caz müziği "Çılgın Yirmiler" olarak da anımsanan 1920'lerin ortalarında, önce Avrupa başkentlerinde, hemen ardından da İstanbul'da duyulmaya başladı.
yamsıra baskıların asıl hedefi olan Yahudi caz müzisyenlerinin dağıldığı kentler arasında İstanbul da vardı. Bu ilk yakınlaşmalar sonucu öncelikle İstanbul' da yaşayan Hıristiyan ve Musevi azınlık arasında caz müziğine ilgi duyanlara rastlanmaya, İstanbul'da ilk caz müzisyenleri yetişmeye başladı.
Swing dönemine girildiğinde, Hindistan'da bulunduğu yıllarda caz müziğine ilgi duyan alto saksofoncu İbrahim Özgür, Ateş Böcekleri adlı üçlüsünü; Almanya'da şeflik eğitimi gören tromboncu Guido Kornfilt ise aralarında yine trombon çalan ünlü Alto ile kardeşi Dikran Haçaduryan'ın ve davulcu Şadan Çayli-gil'in de bulunduğu büyük orkestrasını kurmuştu.
Arto ve Dikran Haçaduryan sonraki yıllarda çok ünlenecek olan klarnetçi ve alto saksofoncu Hrant Lüsigyan'ın da a-ralarında bulunduğu Swing Amatör adlı topluluklarıyla ilk konserlerini 1941'de Beyoğlu'ndaki Saray Sineması'nda verdiler.
O yıllarda henüz Galatasaray Postane-si'nin en üst katından yayın faaliyetini sürdüren İstanbul Radyosu'nda da caz programları başlamıştı. İbrahim Özgür, Fazıl Abrak İstanbul Radyosu'nun ilk canlı caz programlarını gerçekleştiriyorlardı. Artık Taksim Gazinosu'nun altındaki gece kulübünde, Tokatlıyan Oteli başta olmak üzere Beyoğlu'nda birçok yerde caz çalan topluluklar vardı.
Caz aynı yıllarda Kadıköy yakasını da etkisine almıştı. Klarnetçi Hulki Saner, klarnetçi Mehmet Akter, armonikacı Necdet Alpün, gitarcı Fazıl Abrak, klarnetçi Haris Akıncı gibi ünlü müzisyenler yetişiyor, Hulki Saner ve Fazıl Abrak'm toplulukları Kadıköy Halkevi'nde geniş ilgi gören konserler veriyordu.
Beriki yıllarda İstanbul Radyosu'nda hazırlayacağı programları ile de tanınacak olan davulcu Erdem Buri, caz kuramcısı, besteci ve elektronik müzikçi olarak ünlenecek olan armonikacı İlhan Mi-maroğlu, adı caz müziğiyle özdeşleşe-cek olan genç Erol Pekcan da Modalı idiler.
Davulcu Erol Pekcan (1933-1994), Tür-
Dostları ilə paylaş: |