Bakirköy ruh ve siNİr hastaliklari hastanesi



Yüklə 7,48 Mb.
səhifə63/134
tarix27.12.2018
ölçüsü7,48 Mb.
#87102
1   ...   59   60   61   62   63   64   65   66   ...   134

BOĞAZ İÇİ

HATIRALARI

Boğaziçinde, bağdaş kurmuş gibi rahat ve alçak dağlar, çömelmiş gibi tepeler, aralarında halleşen kadınlar kadar sakin görünür. Su kenarındaki bayırlar, ağaçlar ve renkler kalbimizin muhabbetli hisleri kadar yumuşak ve tatlı duyulur. Bu mavi, rüzgârlı sular, beyaz ve geçici bulutlar, bu birleşik güzellikler bize mutlaka annelerimizin şefkatlerini, çocukluk günlerimizin his ve hayal dolu saatlerini, dünyanın bize iyi olduğu zamanları hatırlatır.

Fakat bu çocuksu günlerin yanında mutlaka için için hırslı ve aşk için hazır bir vücude benziyen günler de gelir. Bu günler, tabiat, yanınızda bir sevgili gibi, mutlaka sizinle meşgul olur, yani sizi kendisiyle meşgul olmağa mecbur eder. Gözleriniz ona hayran kalır, kollarınız onu kucaklamış, ağzınız ona söylüyor gibi, her an onun mevcut olduğunu, değiştiğini, size tesir ettiğini, her zaman başkalığını ve güzelliğini görür, duyarsınız.

Bir sandalla, sabah, akşam ve hattâ gece bu sularda dolaşmağa doyamazsı-nız. Bir yaz günü denize bir konup bir kalkan martılar yüksekten avlarına bakarak haykırışırlar. Seslerin çiğ çiğ dökülüşü, güneş ışığıyle âdeta madenî gibi parlayışı, size güya eski bir mevsimin sesi ve seslenişi gibi gelir. Bu ses sanki geçen zamanın bir kılıfını yırtmış gibi, onun içindeki lezzetli, nazlı sırlar ve daha gelecek günlerin tatları, bir sepetten boşalan çiçekler ve meyvalar tarzında dökülüyor zannedersiniz. Kendinizi ta eskiden yaşamış olduğunuz bir günün içinde sanırsınız. O kadar her şeyde değişmemiş ve tadılmış bir hal vardır. İşte ben de, sihirli bir kapıdan eski bir âleme geçmiş gibi, kendimi birdenbire eski zamanımın içinde ve hâtıraları arasında buldum.

Şimdi geçmiş Boğaziçi zamanlarımın huzur, haz ve hayal âleminden en çok lezzetle hatırladığım anlar, eve dönmek için bindiğim akşam vapurlarının köprüden kalkmağa hazırlandıkları, kalktıkları saniyelerdir. Galatasarayın haftalık, bayramlık veya senelik tatillerinde bu akşamlar ters, tozlu, üzüntülü bir âlemi geride bırakmış ve bu anda, bir mavilik, serinlik, temizlik, şefkat ve güzellik âlemine girmiş olurdum. Hava, ziya ve sular öyle munis ve öyle güzeldi ki bu şirket vapurunun, daimî hizmeti için gündelik kalkışı en hisli, lezzetli bir seyahate atılışa, en şerefli bir zafere doğru gidişe benzerdi. Boğazın hazzma doğru yüzmeğe kalktığı sırada vapurun vücudunda âdeta bir lezzetin ürperişleri duyulur, o, yarışa iştirak edecek bir at gibi, hisli, sanki kişner, sesler telâş, memurlar acele eder ve bütün vapur ahalisinde bir neş'e sezilirdi. Bir düdük hazla ve hızla öter, son gelenler koşuşur, kalacak olanlarla bir müddet ayakta konuşanlar vapura atlar, içerideki satıcılar dışarıya sıçrar, vapur kalkmadan tahta parmaklıklı bir kapı kapanır ve her defa koşarak gelip vapurun daha kalkmamış fakat bu kapının kapanmış olduğunu gören bir adam hiddetlenerek gidenlerin rahatlarına baka baka memurlara karşı bağırır, çağırırdı. Nihayet vapur mavi sularda pembeyaz köpükler bırakarak ve (onu uzaktan, Galatasarayın mütalâahanesi yahut bahçesinden duyduğum zamanlar bana bir feıyat kadar tesirli ve aşklı bir davet kadar daüssı-lalı gelen) neşeli, âdeta gururlu bir haykırışla kalkar, Boğaziçine yollanırdı.

Ey Boğaziçi vapurlarının o kalkışları, eminim ki bu saniyeleriniz kalbimin mahfazasına girmiş en kıymetli zamanlardan olmuştur. Elli sene evvel yorulmuş ve adiliklerden bıkmış çocuğun hülyalarına müsait bir muhite dönerken ruhuna sizin bıraktığınız beyaz izleri bugün de o geçmiş günlerde olduğu kadar tamam olarak ve artık yeni hiçbir şeye duyamıyacağım bir heyecan ile duyuyordum. Ve bu eski zevkimi iyi bilmekle beraber şimdi içimden o zamanki kendime seslenerek diyorum ki: Ey gafil ey halin neş'elerini kendine az bulan ve gönlünün hülyaları içinde yüzen çocuk! Bilmiyorsun ki bütün dünya ve her şeyden kıymetli bildiğin hayatın sana artık hiçbir zaman senin için bu unsurların birleşmesinden çıkan mucizenin sunduğu lezzeti veremiyecektir ve artık hiçbir şey bu saniyelerin tadına ve hattâ günlerin gölgesine değmiyecektir. Sen tattığın bu ânın ne büyük bir ahenk mahsulü olduğunu bilmiyor ve bu saadetin bir rüzgâr gibi geçici olduğunu duymuyorsun! Halbuki sonraki ömründe bir daha saadeti böyle vadolunmuş sanacak değil ve bir daha bu havayı, rüzgârları, bu sesleri böyle emin dostlar gibi duyacak değilsin! Zira bu zamanlarına dönmen için şimdi gönlünde yaşayan ölülerin -hiç bu mümkün müdür?- dirilmesi ve geçmiş hayatı kurması lâzım gelirdi!..

Abdülhak Şinasi Hisar, Boğaziçi Yatılan, ist., 1968, s. 57-60

lan da iyileştirilmiş ve geliştirilmiştir. Etiler, Levent gibi planlı alanlar dışında, yüksek eğimli alanlarda gecekondu yerleşimi, koruluk alanların ifraz yoluyla yerleşmeye açılması, yerel mevzi planlarla açılan konut yerleşmeleri, Boğaziçi'nde üç farklı yerleşme alanının ortaya



BOĞAZİÇİ

274


275

BOĞAZİÇİ

gelişme, 1926'da ilk kez kamuya ait dört otobüsün sefere konmasıyla farklı bir a-şamaya geçmiştir. İstanbul merkezi ve Beyoğlu arasında seferlere başlatılan o-tobüslerin sayıları ve sefer hatları gittikçe artırılmış, yaygınlaştırılmıştır. Mecidiye-köy-İstinye sırt yolu, İstinye-Hacıosman Bayırı arası, İstinye-Tarabya ve Büyükde-re Koyu bağlantıları asfaltlanmıştır. Gü-müşsuyu-Dolmabalıçe arasında 500 m' lik yeni bir yol açılarak, Taksim sahile

ve diğer işlevlere ait binalar plansızdır.. Yollar dardır. Arazi genellikle dik eğimlidir. Su, kanalizasyon, elektrik, telefon hatları yetersiz, konutlar dar ve niteliksizdir. Buna karşın nüfus yoğunluğu yüksektir. Doku. iç içe ve gelişigüzeldir. Yerleşmelerde kentsel düzen yoktur. Hisseli tapu yoluyla arazi edinilip, üzerinde gecekondu yapılan alanlar vardır. Altyapı noksanlığı ve yoğun nüfusa rağmen mekândaki doku düzenlidir. Kaçak olmayan, mülkiyeti! ve ruhsatlı konut alanlarının çoğunluğu da, yapılanma nitelikleri ve sosyoekonomik açıdan, gecekondu niteliğinde bir görünüm sunarlar.

Yeni İmar Yasası'nın verdiği olanakla kurulan, lüks, villa tipi konut yerleşmeleri, koru, orman, açık ve yeşil alanlar üzerine yapılmıştır. Bu yapılanma Boğaziçi'nin tepelerinde ve yamaçlarında bir kuşak oluşturur.



Ulaşım: Geçmiş dönemlerde Boğaziçi'nde tek deniz ulaşım aracı olan ve fermanlarla saptanan kurallara göre faaliyette bulunan kayıklar, buharlı gemilerin ortaya çıkmasıyla önemini kaybetmiştir. İlk buharlı gemi 1828'de sefere konmuş ve II. Mahmud'un emrine tahsis edilmiştir. Yabancı firmaların kendi araçlarıyla Boğaziçi'nde ulaşımı sağlaması için izin verilmiştir. Düzenli olmayan vapur seferleri 1849'dan itibaren günde bir sefer o-larak yapılmaya başlanmıştır. Akşam Galata Köprüsü'nden kalkarak Kandilli, İs-tinye, Boyacıköy ve Kanlıca'ya uğrayan vapur, İstinye'de geceleyip, sabah aynı yerlere uğrayarak Galata Köprüsü'ne gelirdi. 1851'den itibaren günlük sefer sayıları artırılmıştır. Tanzimat Fermanı'nın, mülkün korunmasını garanti etmesi, Boğaziçi'ne ilgiyi artırmıştır. Nüfus artışı beraberinde ulaşım gereksinimini de getirmiştir. 1850'de Şirket-i Hayriye kurularak İngiltere'ye altı adet gemi ısmarlanmıştır. Cumhuriyet döneminde ise Denizcilik Bankası, Şirket-i Hayriye'nin yerini almış, Boğaziçi'nde ulaşımı sağlamaya başlamıştır.

Bugün Denizcilik Bankası tarafından Boğaziçi'nde sağlanan su üstü trafiği, kısa ve uzun mesafe su üstü trafiği olarak, hareket bölgeleri içinde yöresel trafik şeklindedir. Ancak Boğaziçi aynı zamanda uluslararası bir su geçişidir. Dolayısıyla uluslararası deniz trafiği de söz konusudur. Zaman içinde bu iki farklı deniz trafiği ciddi ve tehlikeli durumlar da yaratmıştır. Kısa mesafeli deniz ulaşımı Boğaz köprüleri inşa edilmeden önce, iki yaka arasında çalışan arabalı vapur seferleri yoluyla olmuştur. Arabalı vapurlar, söz konusu dönemde iki yaka arasındaki ilişkileri kuran ve yaşamı birleştiren en önemli araçlardan biriydi. Bu seferler Kabataş-Üsküdar arasında otomobiller için, Sirkeci-Harem arasında ise kamyon ve otobüsler için ve yine Paşa-bahçe-İstinye arasında otomobiller ve kamyonlar için düzenlenirdi. Bugün, Kabataş-Üsküdar araba vapuru seferleri kalkmıştır. Yeni düzende yolcu vapur seferleri konmuştur. Şehir Hatları dışın-

KONUT SANAYİ DEPOLAMA

% TİCARET

(§> EĞİTİM

• SPOR ALANLARI

Boğaziçi'nde araziden yararlanma, 1965. Çiğdem Aysu

da deniz dolmuş motorları, Kabataş-Üsküdar, Beşiktaş-Üsküdar arasında yoğun biçimde hizmet vermektedir. Deniz dolmuş motorları, vapur hatlarında da çalışmaktadır. Boğaziçi'nde denizyolu ile yük taşımacılığına ait kum, gaz ve taşocakla-rına ait yük iskeleleri nâzım planlar ve Boğaziçi Yasası ile yasaklanmıştır. Boğaziçi'nin her iki yakasındaki yerleşmelere hizmet veren Rumeli yakasında 12, Anadolu yakasında da 12 faal durumda Şe-

FİDANLIKLAR

MEZARLIKLAR

KAMU


O KORULAR

ü> ORMAN YASAL SINIRI

• AÇIK YEŞİL ALANLAR

hir Hatları yolcu iskelesi vardır. Boğaziçi'nde kara ulaşım sistemi, deniz ulaşım sisteminden bağımsız bir ulaşım ağı o-luşturur. Bugün Boğaziçi'nde kara ulaşımı, toplu kentsel taşıma yoluyla ve özel araç kullanımıyla gerçekleşmektedir. Kent bütününde olduğu gibi Boğaziçi'nde de toplu kentsel ulaşım, belediye tarafından ve de özel halk otobüsü ve dolmuşlarla sağlanmaktadır.

Boğaziçi alanında ulaşım sistemindeki

W M £3 unmnmıL. Ii|^ ^

m r]

TİCARET yi KORULAR ü FİDANLIKLAR

© EĞİTİM @ ORMAN YASAL SINIRI © MEZARLIKLAR

SPOR ALANLARI © AÇIK YEŞİL ALANLAR KAMU

Boğaziçi'nde araziden yararlanma, 1989. Çiğdem Aysu

bağlanmış, kent içi ve Boğaziçi yerleşmeleri bütünleştirilmeye başlanmıştır. Doğu yakasında ise ilk otobüs hattı açılması ve seferlerin başlatılması 1956-1959 arasındadır. Yolcu taşıt aracının ilk önce batı yakasında faaliyete geçmesi, Boğaz'ın batı kesiminde karayolu hizmetinin daha önce gelişmesi nedeniyledir. Boğaziçi'nde dolmuş-taksi sistemi de 1938'lerde batı yakasında başlamıştır. İETT Levent, İstanbul ve Şişli ile bağlantılı üç ayrı şe-

beke ile batı yakasına hizmet verirken, doğu yakasında sadece Anadolu yakası işletmesi hizmet vermiştir. Minibüs seferleri ise ilk kez tramvay kaldırıldıktan sonra 1961 ve 1963'te batı yakasında başlamıştır. Doğu yakasında çok sonra devreye girmiştir. Tramvayların 196l'de batıda, 1966'da doğuda kaldırılmasından sonra troleybüsler, 196l'de batı yakasında, 1967'de doğu yakasında servise girmişlerdir. 1980 li yıllarda da halk otobüsleri, karayolu ulaşımında hizmet vermeye başlamışlardır. Geçmişte Karaköy-Be-bek arasında var olan elektrikli tramvay, uzun süre Boğaziçi'nde hizmet vermiştir. Doğu yakasında ise, Üsküdar-Kısıklı-Ka-dıköy arasında yer alan tramvay hattı Üs-küdar-Kadıköy merkezi ile bütünleşmiştir. Daha sonraları Boğaziçi bütününde karayolu ulaşım sistemi yavaş bir şekilde yerleşmelere hizmet etmeye ve bütünleşmeye devam etmiştir. Son zamanlarda ise, ulaşımı iyileştirme amacıyla denizden de yol kazanılmaya gidilmiş ve Ar-navutköy ve Büyükdere sahillerinde bu sahillerin görünümünü tümüyle değiştiren "kazıklı yol'lar yapılmıştır.

Boğaz köprüleri ve çevre yolları, Boğaziçi alanında ulaşım sistemini etkilemiştir. Çevre yolları istimlakleri de yerleşmelerin coğrafi görünümünü değiştirmiştir. Daha da önemlisi, Boğaz köprülerinin, Boğaziçi denizyolunun önemini azaltmış olmasıdır. Boğaz köprüleri ve çevre yolu bağlantıları, Ortaköy Vadisi, doğuda Ümraniye çevresi, Kadıköy, Bostancı yerleşmelerinin yoğunlaşması sonucunu getirmiştir. Prof. Piccinato'nun "Boğaziçi Köprüsü ve çevre yollarının Boğaziçi'nde gelişmeyi önleyici baraj rolü oynayacağı" düşüncesi gerçekleşmemiştir. Bazı engeller nedeniyle gerçekleştirilememiş olan doğu yakasında "korniş yolu" yapımı için Karayolları öneriler hazırlamış ve öneri yol, Beykoz Çevre Düzeni Planı içinde de yer almıştır. I. ve II. Boğaziçi köprülerinin ve çevre yollarının varlığı ve bunların Beşiktaş-Çayır-başı arasındaki sırt yoluna (Büyükdere Caddesi) bağlanması, sırt yolunun da Levent-Etiler yolu ile Arnavutköy'e, Bebek ve İstinye Yokuşu ile İstinye'ye, Ta-rabya Yokuşu ile de Tarabya yerleşmesine bağlanması, özellikle Rumeli yakasındaki yerleşmeleri desteklemiştir. Anadolu yakasında orman yasal sınırı, askeri alan, Elmalı Barajı havzasının varlığı, Küçüksu ötesinde trafikte kullanılabilir nitelikte bir sırt yoluna olanak vermemiştir. Dolayısıyla, yerleşmenin yoğunlaşmasını engellemiştir. Fakat Küçüksu Vadisi'nden ve Çengelköy yerleşmelerinden iç kısma, karaya doğru uzanan yollar, Nato Yolu'na ve Ümraniye yerleşmesine bağlanarak az da olsa yerleşmelerin yayılmasını desteklemiştir. Bugün II. Boğaz Köprüsü'nün (Fatih Sultan Mehmet Köprüsü) Anadolu yakasındaki çevre yolu, Kanlıca gerisindeki Kavacık yerleşmesinden geçip Elmalı Baraj Gölü yakınlarından güneye doğru uzanır. Ümraniye'nin doğusundan Kozyatağı'na ula-



BOĞAZİÇİ

276


277

BOĞAZİÇİ

Rumelifeneri Boğaziçi'nin en önemli balıkçılık merkezlerinden biri olma niteliğini günümüzde de sürdürmektedir.

şan bu yol, Ankara Asfaltı'na bağlanır. Kara ulaşımı sistemine son yıllarda yeni yollar katılmıştır. Boğaziçi ile ilgili olarak, 3194 sayılı İmar Yasası'na eklenen istisna hükümlerinden 47. maddeye dayanarak öngörünüm bölgesinde; 48. maddeye dayanarak da gerigörünüm şehirsel ve kırsal etkilenme bölgelerindeki uygulamalarla açılan ve açılmakta olan yeni yollar, yerleşme yoğunluğunun artmasına neden olmuştur.

Boğaziçi'nde İdari Bolünüm ve Belediyeler: Boğaziçi bütününü oluşturan Boğaziçi alanında her iki yakada, idari yapıyı, Avrupa yakasında Beşiktaş ve Sarıyer, Anadolu yakasında Üsküdar ve Beykoz ilçeleri oluşturur (bak. Beşiktaş ilçesi; Beykoz İlçesi; Sarıyer İlçesi; Üsküdar İlçesi). Boğaziçi bütününü oluşturan bu dört ilçeden, Anadolu yakasında sadece Beykoz, Avrupa yakasında Sarıyer belediyelerinin mücavir alanları bulunur. 1992'ye kadar Ümraniye, Üsküdar Belediyesi'nin mücavir alan sınırları içinde kalırken, 7 Haziran 1992'de çıkan yasa ile Ümraniye ayrı bir ilçe olmuştur.

Avrupa yakasında Beşiktaş ve Sarıyer ilçeleri belediye alanları ve mücavir alan toplam 5.420 hektar, Anadolu yakasında Üsküdar ve Beykoz Belediye alanları ve mücavir alan toplamı 23.000 hektar olmak üzere, her iki yakadaki ilçelere ait toplam alan büyüklüğü 28.420 hektardır. Dört ilçede sit alanları toplamı ise 15.409 hektardır.



Kentsel Kullanım: Boğaz'ın her iki yakasında kendine özgü biçimde ortaya çıkan kentsel kullanışın incelenmesi, Boğaziçi'nde mevcut arazi kullanımını ortaya koyar. Yerleşmelerin büyük kısmı,

konut alanlarıdır. Boğaz'ın iki yakasındaki yerleşmelerde giderek çeşitlenen bir arazi kullanımı gözlenir.

Batı yakasında Beşiktaş İlçesi'nde, 1950'den sonra yoğun bir kentleşme ortaya çıkmıştır. Barbaros Bulvarı ve Ihlamur Vadisi'nde yapılaşma yoğunlaşmış ve yükselmiştir. Barbaros Bulvan'nda yönetim ve ticaret işlevleri gelişmiştir. Kentsel etkilenme bölgesinde gelişme çok hızlı ve yüksek katlı olarak belirmiştir.

Kuruçeşme'de kum depoları, Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nce kamulaştırılarak gezinti alanı, park, çocuk parkı ve daha sonra rekreasyon alanına dönüştürülmüştür. Arnavutköy'ün üst kısımlarında gecekondular ve İmar Yasası'nın 47. madde uygulaması ile gerçekleşen lüks villalar yer alır. Kıyı boyunca ve köy yerleşmelerinde konut dışı eğlence, dinlence amaçlı gazinolar, lokantalar, günübirlik alışveriş birimleri ve eğitim tesisleri vardır.

Bebek, yüksek gelir grubunun yerleşme yeridir. Hisarüstü sırtları ve Baltali-manı Vadisi ve yamaçları ise gecekondu yerleşme alanlarıdır. Bebek'te bu kısım, İmar Yasası'nın 47. maddesi uygulamaları ile yerleşmeye açılmıştır. Kıyı kesiminde, rekreasyonel kullanımlar, gazino, lokanta, otel tesisleri yer alır. Kıyıda Balta-limanı Kemik Hastalıkları Hastanesi'ne kadar olan kesimde, yalılar ve ticari, rek-reatif kullanımlar ve geride Boğaziçi Üniversitesi Kampusu, Rumelihisarı Kalesi ve köy yerleşmeleri yer alır. Baltalimanı Vadisi'nde eğitim tesisi olarak Behçet Kemal Çağlar Lisesi, Kanlıkavak dere yatağı üzerinde mesire yeri, yamaçlarda gecekondular bulunur. Baltalimanı Koyu' nün çevresinde üniversite ve kamu ku-

Boğaziçi'nin

imara açılması

özellikle

Boğaz

sırtlarında



yeni yerleşme

alanlarının

ortaya

çıkmasına



neden

olmuştur.



Bünyad Dinç,

1993

nakışlarına ait günlük dinlence ve eğlenceye dönük kullanımlar yer alır.

Emirgân, eski yerleşmede ve köy içlerine doğru geleneksel ve alt katmanların oturduğu, koruya doğru ve sahilde daha çok yüksek gelir grubuna cevap veren bir yerleşmedir. Günübirlik rekre-atif kullanıma açıktır. Örneğin Emirgân Korusu halka açık bir koru ve park alanıdır. İç kısımda körler okulu yer alır. Eski köy yerleşmesinin güney yamaçlarında ise kooperatif yerleşmeleri vardır.

İstinye Koyu'ndaki İstinye Tersanesi yakın bir zamanda kaldırılmıştır. Koy yeni işlevler beklemektedir. İstinye, Boğaziçi'nde arazi kullanışı bakımından hızlı değişim gösterir. Köy çevresinde sportif kullanım alanları, günlük alışveriş birimleri, kıyıda İstinye Devlet Hastanesi, SSK Dispanseri, özel muayanehaneler, balıkçılar, pastaneler, ticaret birimleri ve kuzey yamaçta İmam Hatip Okulu vardır. İstinye de Boğaziçi'nde ilk gecekondu alanlarından biridir. Vadi içi yamaçlarda ve Büyükdere Caddesi'ne yakın tepelerde gecekondular görülür. Ayazağa-İstin-ye kavşağı çevresinde arazi kullanımı çeşitlenir. Seralar, gecekondular, sportif tesisler, konut kooperatifleri, korunun bitişiğinde villalar, kongre sarayı, İTÜ Kampusu alanı ve tesisleri yer alır. Son yıllarda İstinye-Ayazağa kavşağında yolun ü-zerinde büyük holdingler, banka merkezleri, eğitim tesisleri, özel dinlenme tesisleri, sanayi tesisleri ve oto sanayi sitesi ve kamu tesisleri kurulmuştur. Daha ötede askeri alan ve orman alanı, Maslak Kasırları, ordu evi, sanatoryum ve Boğaziçi İmar Müdürlüğü binaları vardır, îs-tinye-Ayazağa kavşağından Tarabya kav-

şağına kadar uzanan Atatürk Ormanı alanı, ancak bir kısmı ile bu özelliği taşır. Yeniköy'de köy yerleşmesinde kullanım, genelde konut ağırlıklıdır. Ancak merkezde oto satış yerleri, rekreatif amaçlı lokanta, gazino, otel, motel, ticarethaneler de yer alır. Alman Sefarethanesi, İran ve Avusturya elçiliklerine ait binalar, ö-zel ve askeri gazino ve lokantalar ile Ka-lender'de Cumhurbaşkanlığı Konutu ve orduevi de Yeniköy'dedir. Üst kısımlarda bahçeli kooperatif evleri ve geride gecekondular ve konutlar bulunur.

Bu alanda mevzi imar planı ile yerleşmeye açılan Sümer Mahallesi çevresindeki araziler 3194 sayılı İmar Yasası'nın 47. maddesi ile konuta açılmıştır. Tarabya Koyu ve çevresinde turizm tesisleri, pastane, gazino, lokanta, tavernalar, otel, süpermarket, lüks oto satış galerileri, dere içinde de konutlar yer alır. Kıyıda İtalyan sefaret binası, Fransız Sefareti'nin yazlık konutu ve korusu vardır. Eski köy yerleşmesi, eski kooperatif evleri, gecekondular, eğitim tesisi bitişiğinde konutlaşmaya açılan Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı'nca kooperatiflere tahsisli konut alam devamında lüks ve çok katlı bloklar bütünü, yanında Tenis-Eskrim ve Dağcılık Kulübü'ne (TED) tahsis edilen alan bulunur. Tarabya-Çayırbaşı sahil yolu, Tarabya Yokuşu-Büyükdere Caddesi ve caddenin Çayırbaşı'na bağlantısı arasında kalan Boğaziçi alanı, değişime uğrayan ve yeni değişim taleplerine hedef olan bir alandır. Bu alanda sahilden, Ta-rabya-Büyükdere kavşağına kadar yoğun bir gecekondu yerleşmesi vardır. Evvelce bostan ve çiçek tarlası olan vadi tabanında gecekondular, yamaçlarda ise blok apartmanlar kurulmuştur ve kuzeyde yerleşme yoğun şekilde devam eder.

Kireçburnu Köyü ve Kefeliköy de küçük birer yerleşmedir. Kefeliköy'de küçük ticari kullanım ve özellikle Kireçburnu sahillerinde rekreatif amaçlı kullanımda lokanta, gazino, sera, yüzme havuzu, plaj tesisleri, balıkçı, pasta fırını vb birimler yer alır. Kozdere ya da Değir-mendere yatağındaki çayırlıkta bulunan fidanlığın kullanım alanı ile orman tahdit çizgisinin arasında, kullanım dışı ve öngörünüm dışında kalan alandaki gecekondular, orman alanı içine taşmıştır. İstanbul bütününe hizmet veren rekreatif orman alanı olarak Belgrad Ormanı vardır. Bilezikçi Çiftliği, İÜ Orman Fakültesi etüt alanıdır.

Çayırbaşı'nda çayırlık alanın bir kısmı askeri amaçlı kullanılır. Çayırbaşı'ndan Büyükdere'ye doğru işlevsel kullanım, yol ve deniz arasında konut, ticaret, resmi dairelerdir. Özel gemi tezgâhlarının yerine yapılan "kazıklı yoF'un üst kesiminde, kiremit-tuğla fabrikası öngörünüm bölgesi olup yapılanmaya açılmıştır. Eski Büyükdere Köyü yerleşmesi, sahil yolundan yamaçlara doğru yayılır. Yüksek tepelerde gecekondular yer alır. Büyükdere'nin tepesinde lüks villalardan oluşan Alarko Sitesi vardır. Rus Sefareti korusu çevresinde Kocataş Suyu



Ara Güler

ve şişeleme tesisleri görülür. 1987'de sırtlarda ve tepede, Kocataş ismi ile yeni bir mahalle doğmuştur.

Sarıyer, Boğaz'ın kuzeyinde, batı yakasında eski ve büyük bir yerleşmedir. Kuzeyde Yenimahalle, Rumelikavağı bulunur. Garipçe ve Rumelifeneri yerleşmeleri askeri amaçla kullanılır. Rumelikavağı gazinoları, balıkçı lokantaları, Telli Baba Ziyaretgâhı ile orman sının içindedir. Geride tepelerde konutlar gözlenir. Rumelikavağı yerleşmesinin kuzeyinde, kıyıda Altınkum Plajı'ndan itibaren Karadeniz sahillerini de kapsayan geniş askeri alan başlar. Rumelikavağı'n-dan kıyı boyunca yaklaşık 5 km mesafede Garipçe Köyü ve Karadeniz çıkışında kurulmuş olan Rumelifeneri Köyü, yasaklı bölge içinde yer alır.

Doğu yakasında Boğaz'ın kuzey u-cunda Anadolu Feneri ve çevresinde köy yerleşmesi ve birkaç kilometre güneyinde kıyıda Poyrazköy vardır. Her iki köy de askeri yasaklı alan içindedir. Bu köylerde balıkçılık önemli faaliyettir.

Boğaziçi'nin Anadolu sahilinde Beykoz, doğu yakasında en geniş alanı kaplayan büyük bir yerleşmedir. Beykoz Koyu'nün Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası ve Mobil Oil'in depo ve teneke fabrika tesisleri vardır. Hünkâr İskelesi gerisindeki korulukta yer alan Beykoz Kasrı ise Çocuk Göğüs Hastalıkları Hastanesi olarak kullanılır. Tarihi Beykoz Çayırı yerleşmenin kuzey kesimindedir. Beykoz Çayırı'nın doğu ve batısında konut alanları vardır. Kuzeye devam eden yerleşme alanlarında Ortaçeşme ve Tokat Deresi vadi kesimlerinde ve Ortaçeşme' den Tokat'a giden yol üzerinde gecekondular ve oto tamir ve bakım atölyeleri, alışveriş birimleri, pres ve cam işleme atölyeleri ve sebze bahçeleri yer alır.

Beykoz'dan Paşabahçe'ye doğru ya-

maç ve tepelerde gecekondular yer alır. Paşabahçe'de 1935'te kurulan Şişe ve Cam Fabrikası, Çubuklu'da 1924-1925'te kurulan ve 1934'te Tekel'e geçen Paşa-bahçe İspirto ve İçki Fabrikası vardır. Burada yaklaşık 1.000 işçi çalışmaktadır. Ortadoğu'nun en büyük ispirto fabrika-sıdır. Çubuklu Çayırı kuzeyinde, yüksek tepede SSK Hastanesi yer alır. Çayırın doğusunda sera, heykel atölyeleri bulunur, çiçekçilik yapılır ve bostan olarak kullanılır. Çayırın güney kesimindeki büyük gecekondu alanı Göksu Deresi' ne kadar uzanır. Çubuklu'da İtfaiye ve Denizcilik İşleri Seyir Hidrografi Dairesi ve Dalgıç Okulu vardır. Askeri amaçlı eğitim tesisleri, Hıdiv Abbas Paşa Koru-su'na bitişiktir.

Kanlıca yerleşmesinin gerisinde gecekondular yer alır. Anadoluhisarı yerleşmesi dik bir yamaç boyunca geriye doğru gelir. Kanlıca'ya doğru yer alan yerleşmeler ise daha planlı ve düzenlidir. Anadoluhisarı'nm güneyinde Boğaz'a kavuşan Göksu Deresi, bu yakanın en uzun dere yatağıdır. Anadoluhisarı'nda günlük alışveriş ve rekreatif kullanışlar yanında Küçüksu Çayırı'nın bir kısmı fidanlık olarak işletilir. Göksu dere yatağının ilerisinde kontrplak kaplama fabrikası ve kendir halat fabrikası ve çömlek imalat yerleri; Göksu Deresi'nden 4-5 km içeride I. ve II. Elmalı bentleri vardır. Anadoluhisarı'nda Göksu Deresi ve Çayırlığı ile Küçüksu Deresi yatağının arasında kalan alanlar konut alanlarıdır. Küçüksu Pla-jı'nın arkasındaki Küçüksu dere yatağı kışın "yat park ve deposu" olarak kullanılır; yatların onarım ve bakımları yapılır. Küçüksu Kasrı da buradadır.

Kandilli ve Vaniköy'de yerleşmeler fazla yaygın değildir. 1980'den sonra tepelerde lüks villalardan oluşan siteler kurulmuştur. 1911'de kurulmuş olan Kan-

•.T"


Yüklə 7,48 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   59   60   61   62   63   64   65   66   ...   134




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin