Boz Gavurma (Kavurma): Bu yemek ciğer, böbrek, yürek ve normal etle yapılır. İlkin çok yağlı bir ete bir kelle soğan katılır. Biber, sarı kök ve baharat ile kurutulmuş limon eklenir, su ilâve edilir. Bu hazırlık ilâve edilen suyun tamamı buharlaşıncaya kadar pişirilir ve kendi yağı ile kızarmaya bırakılır.
Türki Kebab: Sadece Kaşkay Türklerinde görülen bir yemek türüdür. Hazırlanmasında et, ciğer, yürek, böbrek, birlikte şiş edilir. (şişe geçirilir, takılır) etlerin cince (parça)ları büyük tutulur. Bu hazırlık kömürde biraz pişirildikten sonra bağırsağın çevresindeki ince ve yağlı perde (çadır pi) bu malzemenin etrafına çekilir ve ince bağırsakla bağlanır. Nihayet kömür ateşinde yavaş yavaş pişirilir.
Bir Türki kebap daha vardır. Bu da şu şekilde hazırlanır. Kaşkayların şişi çatallıdır. Bu şişlere döş (göğüs) eti ve kaburga altı etler geçirilir. İlkin ciğer sonra döş veya kaburga etleri şeşi geçirilir. Çadır pi bunların üzerine çekilir ve bağırsakla bağlanırlar.
Yoğurttan hazırlanmış ayranın üzerine, ovşum, col, çiçek, puna ve nena (nane) kurutulup toz hâline getirilerek dökülür. Kaşkay Türkmenleri içecek olarak sadece ayran kullanırlar.
Kaşkay Türkmen yemekleri arasında kızartılmış sebzeler de vardır. Tola, Luppo ve Muça bunlar ıspanak gibi otlardır. Pişirilirken yağda kızartılırlar. Ayrıca kızartılmış soğan bunların üzerine ek olunur (eklenilir).
Kaşkay yemek sofrasında yemeğin hitamında tatlı ikramı, servisi yoktur, yaşam tarzı unu hamuru, şekeri ve benzerlerini yük etmeğe müsait değildir. Kaşkay Türkmenleri göçer oldukları için bağ, bahçe, bostan, meyve, ziraatı yapılan sebze yoktur.
Sofra ve sini Kars, Erzurum, Trabzon yöresinde de yemek yenen yerin adıdır. Sofra, çok kere ya bir bezdir ya da bizim üzerine konan 20-25 cm yüksekliğinde yuvarlak bir yer masasıdır. Sofraya oturanlar sofra bezini peçete niyetine dizlerine alırlar. Sofra kaldırılınca sofra bezi ekmek kırıntılarının yere dökülmemesini sağlar. Ekmek kırıntılarının dökülmemesi bereketin gitmesine engel olur. Sofra bezi olur olmaz yere ve bilhassa gece dışarıya silkelenmez. Misafirin sofraya alınma şekli ve etrafında oturulma biçimi kuzeydoğu Anadolu’da da böyledir; keza 1950’li yıllara kadar aynı bölgede sulu yemekler dâhil aynı kaptan yenilirdi ve kaşık çatal yaygın değildi.
Bu tür beslenme geleneği göçebe kültürün bir özelliğidir. Bu kültürde, sandalyeler, masalar, büfeler, dolaplar yoktur. Her şey yaşam tarzına uygulanmış kolay taşınabilir duruma getirilmiştir. Bir sofra bezi birçok fonksiyonu yüklenmiştir.
Kaşkay Türklerinde “yer sofrası” kurulur. Sofra, genel anlamda yemek yenilen yerdir. Yer sofrası düz bir yere serilen sofra bezi üzerinde yemeğin yenilmesidir. Misafir var ise, erkekler bir tarafta kadınlar bir tarafta yani karşılıklı oturulur. Misafir yok ise, Kaşkay sofrasında ev halkı sofraya karışık otururlar. Gelmiş misafirlerin hepsi erkek ise ev sahibi kadınlar sofraya oturmazlar. Misafir içerisinde bayan misafir de var ise, sofranın üst başında karşılıklı kadın erkek otururlar. Ev halkı kendi aralarında yemek yiyecek ise, sofranın üst başına erkek, baba oturur. Kadın ve erkek sofraya aynı anda otururlar. İlkin erkeğin daha sonra kadınların oturması gibi bir uygulama biçimi yoktur. Misafir yemeğin üzerine gelmiş ise, (yemek yenilmekte iken misafir gelmiş ise) ev sahipleri ilkin misafirin karnını doyurmaya gayret eder.
Kaşkaylarda birkaç kişi aynı tabaktan, tastan yemek yer. Kaşkay sofrasında kaşık ve çatal pek yoktur. Yemekler daha ziyade kurudur. Pilâv elde yenilir. Kaşkay Türkmen ailesinde erkeğin sözü geçer. Ailenin en yaşlı erkeği en fazla sözü geçen ferdidir. Kaşkay sosyal hayatında erkek 20 yaşından sonra evlenir. Kızların ise evlenme yaşı ortalama 15’tir. Evvelce Kaşkaylarda miras söz konusu olamazdı. Erkekler için, baba hayatta iken, davardan tarlaya kadar oğlunun payını ayırırdı.
Kaşkay kadınları güneş çıkmadan kalkar çobanların yemeğini hazırlar; çobanlar güneş doğmadan davarları çıkarmak zorundadır. Güneşten evvel ocakta ekmek pişirilmiş olmalıdır. Yapılacak ekmek bir günlük olarak hazırlanır. Miktarını ailenin büyüğü tayin eder. Anneden sonra evin / çadırın kızları kalkarlar onlardan sonra da gelinler kalkarlar. Gelinlerin çadırlarının yerleri yakında olsa da ayrı ayrıdır. Yakın akraba çadırlarının fertleri aynı yerde yemek yerler. Ekmekleri ona göre hazırlanır.
Kaşkay töresine göre ailenin büyük erkek evlâdı ilkin evlenir. Bu kardeş ailede baba ile birlikte kalır. Daha sonra ikinci büyük erkek kardeş evlenince büyük kardeş eşiyle birlikte aileden ayrılır. Kendi çadırını kurar. Aile ile ikinci kardeş kalır. Bu kardeşin ayrılması üçüncü erkek kardeşin evlenip onun baba ile kalması gerekir. Bu böyle devam eder. En küçük erkek kardeş ailenin daima yanında kalır. Bu töre eski Türk töresi olup Kültekin döneminde Gök Türklerden beri uygulanageldiği bilinmektedir.
Kaşkaylarda oğlu olmayan aileye kor/ kör ocak denir. Kör ocak anlayışı Dede Korkut Destanı’ndan beri bilinen bir zihniyettir. Oğlu olmayan eve damat iç güvey olarak gitmez. Farslarda iç güvey töresi vardır ve buna “ev başı” denir. Ev başı töresi Türklerde yoktur.
Kaşkay Türkmenlerinde aileden ayrılan her oğula baba 3-5 davar verir. Ayrılan oğul, kendi ihtiyacı olan yağ, peynir türünden ihtiyacını kendi çadırında muhafaza eder. Çadırlar bir arada oldukları için kardeşler ve baba ocağı arasında ayrı gayrı pek yoktur. Misafir babanın evine, çadırına gelir. Baba evi yok ise büyük ağabeyinin evinde kalır. Baba ölünce kardeşlerden büyüğü itibar kazanır. Dul anne büyük erkek kardeşin yanında kalır. Evliliklerle çadırlar ayrılmış olsa da, mal pek bölünmüş sayılmaz. Bir düğün davetiyesi baba evine gelince “sen ve oğulların” diye davet yapılır. Aileden düğün evine hediye alınırken de bütün aile adına götürülür. Böyle hâllerde hediye olarak yaşam tarzının doğal sonucu olarak kuzu veya koyun gibi hayvanlardan seçilir.
Kaşkay Türkmenlerinde kadın; dokumaları yapar. Bozkır kültüründe dokumacılık çok önemlidir. Yaşamın temel esaslarından birini teşkil eder. Kullanılan eşyaların çok büyük bir bölümü dokuma ürünüdür. Kışın daha ziyade ufak şeyler örülür. Zira kışın dokuma çadırın içinde olur ve dokuma tezgâhları çadıra sığmazlar, büyük parçalar yazın çadırların dışında sıcak havada dokunur.
Kaşkay kadını sabahleyin kahvaltıyı hazırlar. Yoğurt gece mayalanır. Sabahleyin süt sağılır. Ayran, keşk (kaynamış ayran, dağ bitkileri top hâline getirilip güneşte kurtulur. Yenileceği zaman dövülür, su dökülür ekmek doğranılarak yenilir.) Keşk, benzerliklerine rağmen kurut değildir.
Kaşkay Türkmenlerinde ayrıca yıllık yemekler vardır. Keşk, yağ, peynir, kışlık kavurma yapılmaz. Her zaman yiyecekler taze hazırlanır. Bu da göçebe medeniyetin getirdiği bir farklılıktır. Kışlık; erişte, bulgur, gendime vs. gibi yiyecek hazırlığı yoktur. Kabuklu pirinç ağartılır. Pirinç kabuklu kalınca bozulmaz. Kaşkay Türkmenlerinde pilâv daha ziyade sade yenir. Gündüz aile fertlerinden koca ve oğullar dışarıda oldukları için yokturlar. Özel pilâvlar özel günler için yapılır.
Yoğurdu, keşki ve kurutu ismi ile birlikte kımızda olduğu gibi dünya beslenme kültüre atlı göçebe medeniyetin sahipleri olan Türkler hediye etmiştir. Kaşkay sosyal yaşamında erkekler kışlık yiyeceğin hazırlanmasında hiç görev almazlar. Çeşmelerden çadırlara su taşımak; çadırın, eşyaların, insanların üst baş temizliği kadınlara aittir. Erkek halı, kilim ve benzeri örgülerle ilgilenmez. Malın davarın bakımı, ahır dışarıda ise erkek tarafından yapılır. Çadır ve çadırın çevresinde ise işlere kadın bakar. Hayvanlar doğada ise çocuk refakat eder, erkek nazır durumdadır. İşlere nezaret eder. Erkekler aralarında dövüşürler, yani kavga aileler arasında olur ise, kadınların da eşlerinin yanında kavgaya katıldıkları olur. Çoğunlukla kadın kavgaya katılmaz. Kadının sesi yerli yersiz ve fazla çıkmamalıdır. Erkek kadının gözünde Tanrının bir nimetidir, “erbah”tır, “ağa”dır.
Kaşkay Türkmenleri reçel yapmazlar. Kışa reçel hazırlığı geleneği yoktur. Balıkçılık yapılmaz, doğal olarak balık salamurası türden uygulamalar da görülmez. Balıkçılık olmamakla beraber Kaşkay 13 yaşından itibaren avcıdır. Silâh kullanmaya erken başlanır. Kızların çoğu silâh atarlar ancak ava çıkmazlar. Avcılık olunca av yemekleri de vardır. Düğün yarışmalarına kızlar katılmazlar.
Kaşkaylarda yapağının hayvandan kesimini erkek yapar, halının satışa hazırlanması için gereken bütün safhalarda kadın vardır. Halının satışını erkek gerçekleştirir. Kaşkayi kadının parası pulu olmaz; para kocaya aittir. Kaşkayi kadın kocasından sopa yiyince babasının evine gidemez, kadının babası veya kardeşleri ona sahip çıkamazlar.
Kaşkaylarda yasalar töredir. Kaşkayi yaşamının içinden çıkmış ataların hayatından gelmektedir. Geçmişin deneyimini içerir. İran geneli için değil, Kaşkayi toplumu için geçerlidir. Töreyi yönetici uygular. Yönetici toplumun büyüklüğüne göre farklı isim alır. Yönetici adeletsiz, haksız, tarafgir uygulamalar yapar ise, elin halkı beye karşı direnir. Beyin yönetimde hatası olsa daha üst seviyedeki toplum lideri Han ona karşı durur, direnir ise el içinde savaş çıkar.
Dostları ilə paylaş: |