Başbakan diyor ki


ARD’YE VERİLEN MÜLAKAT, ERZİNCAN



Yüklə 0,75 Mb.
səhifə7/16
tarix16.05.2018
ölçüsü0,75 Mb.
#50628
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   16

14.02.2018

ARD’YE VERİLEN MÜLAKAT, ERZİNCAN

PINAR ATALAY: Deniz Yücel tam bir yıldır tutuklu. Peki, ne zaman serbest kalacak?

BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM: Onun kararını ben vermiyorum, mahkemeler o kararı veriyor. Ümit ederim kısa sürede serbest kalmış olur. Kısa sürede bir gelişme olacağı kanaatindeyim.

PINAR ATALAY: Neden bunun yakında olacağı kanaatindesiniz?

BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM: En azından mahkemeye çıkacak. Her duruşma serbest kalması için bir şans.

PINAR ATALAY: Bütün bunlar birbiriyle uyumlu mu? Bir yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan “Ben bu koltukta oturduğum sürece Deniz Yücel iade edilmeyecek.” dedi. Diğer yandan sizin, örneğin Steudtner davasını hızlandırma imkânınız oldu. Bütün bunlar nasıl oluyor?

BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM: Türkiye bir hukuk devletidir. Hukuk devletlerinde davalarla ilgili kararları mahkemeler verir. Ne hissettiğimizi ne düşündüğümüzü dile getirebiliriz ama kendimizi mahkemelerin yerine koyamayız.

PINAR ATALAY: İddianame olmaksızın geçen bir yıl, sizce bu gerçekten bir hukuk devleti mi?

BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM: Ne demek istiyorsunuz?

PINAR ATALAY: İddianame olmaksızın geçen bir yıl, ne ile suçlandığına dair bir iddianame hâlâ yok.

BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM: Siz bana mahkemelere neden talimat vermediğimi mi soruyorsunuz?

PINAR ATALAY: Hayır, ben sadece bunun sizce bir hukuk devleti olup olmadığını soruyorum.

BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM: Sayın Merkel Almanya’da bir mahkemeye, “Bu sanığı mahkemeye çıkarın, mahkeme onu serbest bıraksın.” diyebiliyor mu?

PINAR ATALAY: Deniz Yücel Almanya’da hapiste olmazdı.

BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM: Ben onu bilemem. Kanımca buna onlar da karar veremez. Onun hakkında iddianın esaslarını ne siz biliyorsunuz ne de ben. Bu yüzden kendinizi hâkim veya savcı yerine koyarsanız, hukuk devleti ilkelerini ihlal etmiş olursunuz.

PINAR ATALAY: Sayın Başbakan, siz üç hafta önce Türkiye-Suriye sınırında YPG'ye karşı askerî harekât başlattınız. Ülkeniz yani NATO üyesi Türkiye, bu harekâtla o bölgede YPG'yi desteklediği için ABD’yi bunun sonuçları konusunda uyardı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, en son beyanında Osmanlı tokadıyla tehdit etti. Bununla tam olarak neyi kastediyor?

BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM: Afrin'de başlattığımız harekât tümüyle teröristlere karşı. O nedenle teröristlere Osmanlı tokadı atmak en uygun anlatım. Bunu daha sert de ifade edebiliriz. Çünkü onlar, sivilleri, yaşlıları ve çocukları ayırt etmeksizin öldürüyor. Suçsuz insanları öldürenlere, insanların ellerinden çocuklarını alanlara ve onlara silah verenlere, hatta malını mülkünü alanlara karşı ne yapmalı?

PINAR ATALAY: Ama ben bunu sanki teröristler değil ABD tehdit ediliyor şeklinde anladım.

BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM: Biz ABD'yi tehdit etmeyiz. Biz şunu söylüyoruz. ABD, NATO üyesi, Türkiye de Almanya da NATO üyesi. ABD, Suriye'de terör örgütleriyle birlikte DEAŞ’a karşı mücadele etmeye karar verdi. Biz şunu söylüyoruz: NATO üyesi olan ve NATO'nun sınırlarını koruyan Türkiye'ye karşı eylemlerde bulunan terör örgütleriyle çalışmayın; bu büyük bir devlete yakışmaz.

PINAR ATALAY: Afrin Harekâtı’na karşı çıkan kimi Türkler gözaltına alındı...

BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM: Kim?

PINAR ATALAY: Örneğin, Afrin Harekâtı’na ilişkin yayınladıkları bildiri yüzünden gözaltına alınan Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) yöneticileri.

BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM: Bu kişilerin ifadesine başvuruldu ve serbest bırakıldılar.

14.02.2018

BELARUS ZİYARETİ ÖNCESİ BASINA YAPILAN AÇIKLAMA, ANKARA

Biraz sonra Belarus’a resmî ziyarette bulunmak üzere yurttan ayrılacağız. Belarus ziyareti sonrasında 16-17 tarihleri Perşembe, Cuma Almanya’ya geçeceğiz. Almanya’da Şansölye Sayın Merkel’le bir çalışma ziyareti gerçekleştireceğiz. Daha sonra da Münih’te 54 yıldır yapılmakta olan Millî Güvenlik Konferansı’na katılacağız.

Ziyaretimiz kapsamında Belarus’ta Başbakan, Cumhurbaşkanı, her iki meclis başkanlarıyla baş başa ve heyetler arası ziyaretler gerçekleştireceğiz, aynı zamanda da iş forumu toplantısı yapacağız.

Yine Belarus ziyareti kapsamında birçok değişik konularda anlaşma da imzalamış olacağız, ikili anlaşma.

Belarus, bağımsızlığını kazandıktan sonra ilk tanıyan ülke Türkiye’dir. Belarus’la ülkemiz arasındaki ilişkiler her yönüyle büyük bir ilerleme kaydetmektedir. Daha önce Sayın Cumhurbaşkanımızın ziyaretiyle bu ilişkilerdeki büyüme ciddi anlamda ivme kazanmıştır.

Başbakan düzeyinde Belarus’ta gerçekleştireceğimiz Türkiye’den ilk ziyaret olması da ayrıca önemli. Ziyaret esnasında siyasi diyaloğu artırmak, ekonomik iş birliğinin ve karşılıklı yatırımın daha da geliştirilmesi için alınabilecek yeni tedbirler ve kararları gözden geçirmek olacaktır.

Belarus programının arkasından Almanya ziyaretinde 15 Şubat günü Sayın Şansölye Angela Merkel’le bir görüşme gerçekleştireceğiz. Türkiye-Almanya arasındaki ilişkiler köklüdür, güçlü temellere sahiptir ve iki ülke arasında var olan bütün alanları enine boyuna görüşme fırsatımız olacak. Özellikle Almanya’da ağırlıklı olarak yaşayan 3,5 milyona varan Türk toplumu Almanya-Türkiye ilişkileri için çok önemli bir görev ifa etmektedir. Âdeta iki ülke arasında bir köprü oluşturmaktadır.

Diğer yandan Almanya, Avrupa Birliği’nin en büyük üyesidir ve bu bakımdan da Türkiye, Avrupa Birliği ilişkilerinin bundan sonraki döneminde de şüphesiz Almanya’nın rolü devam edecektir.

Türkiye, Almanya ile ikili anlamda da en büyük ticareti gerçekleştiren ülkedir. Geçen yıl itibarıyla ticaretimiz yaklaşık yüzde 3 civarında artarak 36,5 milyar dolar seviyesine yükselmiştir.

Bununla birlikte Almanya’yla gerek diğer bazı Avrupa ülkeleriyle aramızda geçtiğimiz yıl yaşanan bazı olumsuzluklar da malumdur. Özellikle gerek Almanya’da seçimlerin olması, gerek Türkiye’de referandum yapılması, bu kampanyalar esnasında gerilimler tırmanmıştır. Ancak bu sürecin geride kaldığını düşünüyor ve Almanya’yla ilişkilerimizi, köklü temellere dayanan dostluk temelinde, dostluk çerçevesinde ilerletmeyi öngörüyoruz, umut ediyoruz. Özellikle son zamanlarda Almanya’nın bölücü terör örgütüne karşı daha kararlı tutumu, bu bakımdan ümit vericidir, müspet bir gelişmedir.

Diğer yandan Avrupa’da baş gösteren İslam düşmanlığı ve aşırı milliyetçilik akımlarına karşı da gerekli tedbirlerin alınması konusu da yine görüşeceğimiz hususlar arasında yer alıyor.

Ayrıca, bölgesel ilişkilerimiz dışında ikili ilişkilerimiz ve bölgesel ilişkilerimizi, örneğin Suriye’de devam eden Zeytin Dalı Operasyonu da dâhil ve bölgede terörle mücadele de dâhil birçok konuyu kapsamlı bir şekilde ele alacağız. Bu temaslarımızın sonunda da Münih’e geçip Münih Güvenlik Konferansı'na katılacağız. Bu konferansa 54 yıldır üst düzeyde devlet başkanları, hükûmet başkanları iştirak ediyor. Küresel güvenliğin ele alındığı, bölgesel güvenlik tehditlerinin değerlendirildiği önemli bir platform. Bu çerçevede birçok ülkenin hükûmet başkanlarıyla, devlet başkanlarıyla görüşme fırsatımız olacak. Bir de konferansta Suriye, Suriye’de yaşanan göç meselesi ve terörle mücadele meselesi, Türkiye’nin Suriye alanından kaynaklanan güvenlik sorunları konusunda da bir konuşma gerçekleştireceğiz. Ve böylece temaslarımızı tamamlayıp Cuma günü yurda dönmüş olacağız.

Bu ziyaret esnasında Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekci, Gençlik ve Spor Bakanımız Osman Aşkın Bak, Orman ve Su İşleri Bakanımız Sayın Veysel Eroğlu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanımız Sayın Ahmet Arslan, Genel Başkan Yardımcısı Sayın Çiğdem Karaaslan, Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Ali Erbaş ve Düzce Milletvekilimiz Fevai Arslan, Belarus Dostluk Grubu Başkanı olarak bizimle beraber olacak. Ayrıca, müsteşarlarımız var, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı başta olmak üzere birçok arkadaşımız ilgili anlaşma imzalayacak. Bakanlıklarla ilgili üst düzey yöneticilerimiz de bizlerle bu seyahate iştirak edecektir.

Teşekkür ediyorum.

Sorularınız varsa onları alalım, buyurun.

SORU: Sayın Başbakan, Afrin Harekâtı devam ediyor. Cumartesi günü maalesef en çok şehidi verdiğimiz gün oldu ve o gün bir Atak helikopteri de kırıma uğradı. Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde bir inceleme heyeti oluşturulmuştu, bir sonuç var mı, helikopter düştü mü, düşürüldü mü? Bununla ilgili bir veri var mıdır elinizde?

Teşekkür ederim.

BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM: Helikopterin düşürüldüğüne yönelik herhangi bir delil, belirti yok. Fakat bütün ihtimalleri göz ardı etmeden bir kaza kırım heyeti oluşturduk. Silahlı Kuvvetler bünyesinde bu çalışma hâlihazırda devam ediyor, henüz tamamlanmış değil.

Buyurun.

SORU: Sayın Başbakan, art arda yaşanan bazı gerilimlerin ardından dün Yunanistan Başbakanı Sayın Çipras’la bir görüşmeniz oldu, telefon görüşmeniz. O görüşmede nasıl detaylar yer aldı? Görüşmenin ardından yapılan bilgilendirmede efendim, özellikle Yunanistan’dan bazı tedbirlerin alınmasının istendiği vurgulandığı ifade edildi. Ve gerekli görüldüğü takdirde askeri yetkililerin de görüşebileceği şeklinde bazı ifadeler oldu. Ne gibi şeyler konuştunuz, Çipras’ın size yanıtı ne oldu efendim ve askeri yetkililerin görüşmesi konusunda bir takvim belirlendi mi?

Teşekkürler.

BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM: Ege Denizi, Yunanistan’la aramızda bir dostluk denizi olmalıdır, baştan beri bunu söylüyoruz. Dolayısıyla Ege’de iki ülkenin paylaşacakları, ayrışacakları konulardan daha fazla. Her yönde Ege Denizi’nin gerek Türkiye’nin, gerek Yunanistan’ın refahı için daha verimli bir şekilde kullanılmasının gerekli olduğunu düşünüyoruz. Ege’de zaman zaman baş gösteren gerilimler, sorunlar yeni değil, bunlar konjonktürel gelişmelerdir. Ancak değerli mevkidaşıma ben şunu söyledim: Her türlü sorunu diyalogla konuşarak, görüşerek çözebiliriz. Gerginliklerden uzak kalınmasının iki ülke ilişkileri açısından daha hayırlı olacağını açık sözlülükle kendisine ifade ettik. Birtakım sahada karşılıklı ithamlar var, ihlallerin gerek havada, gerek denizde karasularında yapıldığına yönelik bir gerginlik veya çatışma riski tek taraflı olmaz, yani bir ihlal varsa karşı tarafta da ihlal olur. Dolayısıyla bu ihlallerin olmaması için sadece Türkiye’nin dikkatli olması gerekmiyor, aynı zamanda Yunanistan’daki, sahadaki aktörlerin de daha dikkatli olmaları ve hukuka uygun olarak hareket etmeleri, ihtilaf alanlarından uzak durmaları gerekir. Son günlerde Kardak kayalıklarıyla başlayan bu gerilimde bazı ihlaller olmuş ve buna karşılık verilmiştir. Bundan sonrası daha sakin, karşılıklı anlayış içerisinde ve sürekli iletişim hattının açık olmasıyla siyasi ve diplomatik alanda, çözülmesi yönünde bir mutabakata vardık. İki ülkenin genelkurmay başkanlarının görüşmesi, zaten önceden kararlaştırılan bir konuydu. Ancak son günlerde sahada yaşanan gerilimden dolayı Yunanistan Başbakanı bu görüşmenin NATO marjında Brüksel’de yapılmasının daha doğru olacağı yönünde bir teklifte bulundu ve biz de bunu kabul ettik. Dolayısıyla önümüzdeki aylarda, zannediyorum Mayıs ayında bir NATO genelkurmay başkanları toplantısı olacak. Bu çerçevede iki ülke genelkurmay başkanları da bir araya gelip sahadaki bu yaşanan sorunların daha da tırmanmaması için gerekli tedbirleri karşılıklı görüşmüş olacaktır. Görüşmek, konuşmak her zaman daha faydalıdır. Eğer konuşmazsanız, görüşmezseniz yanlış kanallardan yanlış bilgiler devreye girer ve bunun sonucu da her iki taraf için de arzu edilmeyen bir noktaya gelebilir.

Diğer yandan, Kıbrıs adası civarında petrol, hidrokarbon araştırmaları teşebbüsünün doğru bir iş olmadığını, adadaki çözümün nihayetlendirilmeden bu gibi girişimlerin ve özellikle ihtilaflı alanlarda sürdürülmesinin fevkalade olumsuz sonuçlara sebep olacağını da Sayın Çipras’a ifade ettim.

Teşekkür ediyorum.

Buyurun.

SORU: Sayın Başbakan, ittifak komisyonu bildiğimiz kadarıyla ilk adım çalışmasını tamamladı yerel seçimlere yönelik olarak. Bugün komisyon üyelerinin liderlere bir sunum yapacağını biliyoruz. Acaba içeriğinde neler olacak, yerel seçimlere yönelik olarak ne gibi düzenlemelerin yapılması öngörülüyor?

BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM: Yapılan çalışmalar öncelikle yerel seçimler değil Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili ve Milletvekili seçimiyle ilgili. Bu konuda her iki partinin görevlendirilen heyeti çalışmalarını tamamladı. Bunlara parti liderleri tarafından son şekli verilecek ve böylece mutabakat metni kamuoyuyla paylaşılmış olacak.

İki veçhesi var mutabakat metninin. Bir tanesi, tabii yasal değişiklikler var, bu da malum seçime 1 yıl kalmadan önce yapılması gereken değişiklik. Esasen Anayasa'da Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili hususlar bir değişiklikle karara bağlanmış değil mi Bekir Bey? Asıl yapılması gereken, yerel seçimlere yönelik hükümler olması lazım. Mesela yerel seçimlerde seçme-seçilme yaşının 18’e düşürülmesine yönelik bir düzenleme yapmak gerekiyor, aksi halde seçebilir, ama aday olamaz. Bunlara benzer bazı yerel seçimleri ilgilendiren düzenlemeler var. Doğrudan ittifakın konusu olmamakla beraber seçimden 1 yıl önce çıkarılması gereken hususlar var.

İttifakın diğer bir bölümü de partiler arasında yapılacak bir protokoldür. Yani yasal düzenleme dışında belki ittifak yapan partiler arasında da kendileri bir mutabakat metni kararlaştırmaları gerekebilir. Ve bu iki husus da önümüzdeki günlerde, haftalarda kesin karara bağlanmış olacak. Esas itibariyle mutabakat konusunda bir ihtilaf söz konusu değildir. Cumhurbaşkanlığı’nda zaten Milliyetçi Hareket Partisi, AK Parti adayına destek olacağını, Sayın Cumhurbaşkanımızın adaylığına destek vereceklerine yönelik açıklamasını da kamuoyuyla paylaşmıştır. Bundan sonraki yapılacak çalışmalar hem yasalarla uyum, hem de bu çerçevede iki partinin nasıl yol yürüyeceğine yönelik belirlemeler olacak.

Teşekkür ederim.



14.02.2018

BELARUS BAŞBAKANI ANDREY KOBYAKOV İLE ORTAK BASIN TOPLANTISI, BELARUS CUMHURİYETİ

S ayın Başbakan, değerli basın mensupları; ülkemizden ilk Başbakan ziyaretini gerçekleştirmiş olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. İnanıyorum ki bu ziyaret, iki ülke arasında var olan iyi ilişkilerin daha da gelişmesine vesile olacaktır. Bugün Sayın Başbakan Kobyakov ve heyetiyle çok verimli ve güzel bir toplantı gerçekleştirdik.

Türkiye-Belarus arasında ticari, ekonomik, yatırım faaliyetlerini bütün boyutlarıyla ele aldık, değerlendirdik. Sayın Başbakan’ın da ifade ettiği gibi, eğitim, bilim, inovasyon, beşeri kalkınma, spor, kültür, karşılıklı yatırımların geliştirilmesi ve ticaretin iki ülkenin potansiyeline uygun olarak artırılması, görüşmemizin ana konularını oluşturdu.

Sayın Cumhurbaşkanımızın 2016 Kasım’ında güzel ülkenize gerçekleştirdiği ziyaret sonrası, zaten Belarus-Türkiye arasındaki ilişkilerde ciddi bir hareketlenme yaşadı. Biz de bu ziyaretimizde her iki ülke Cumhurbaşkanlarının ortaya koyduğu hedeflerin gerçekleştirilmesi için daha fazla neler yapılabilir, bunları etraflıca konuştuk, değerlendirdik ve önemli kararlar aldık. Türkiye’yle Belarus arasında çok iyi düzeyde devam eden ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel konularda ve milletlerarası konularda da birbirimizle gayet iyi bir şekilde anlaşıyoruz ve ortak düşüncelere sahibiz. Belarus’un dış politikada ve ekonomide Sayın Cumhurbaşkanı Lukaşenko’nun önderliğinde gerçekleştirdiği açılımları yakından takip ediyoruz ve dünyanın bölgesel sorunlarla uğraştığı bir dönemde barış, istikrar, refahı korumaya yönelik özenli politikalarınızı takdirle izliyoruz.

İkili ticaret hacmimiz 2017’de yüzde 30’un üzerinde bir artış gösterdi. Ancak sizin de ifade ettiğiniz gibi 1 milyar dolara yakın gerçekleşen bu ticaret hacmi ülkelerimizin gerçek potansiyelini yansıtmaktan uzaktır. Dolayısıyla, bunu artıracak tedbirleri karşılıklı atacağımız adımlarla pekâlâ başarabiliriz. Bunu yaparken ticaret dengesini gözetmeyi ve kazan kazan esasına göre gerçekleştirmeyi de önemsiyoruz. Belarus firmaları ve Türk firmaları Belarus’ta doğrudan yatırım yapma konusunda önemli bir tecrübe kazandılar, bu tecrübelerinin gelecek yıllarda da devam etmesini önemsiyoruz. İki ülke arasında potansiyelin daha fazla geliştirilmesi için lojistik ve kombine taşımacılık imkânlarının da artırılmasına ihtiyaç var. Gerek otomotiv yan sanayisi, tarım, hayvancılık, bilişim ve lojistik sektörleri başta olmak üzere daha birçok alanda beraber yapacağımız işler mevcuttur.

Yarın Türkiye-Belarus İş Forumu’na birlikte katılacağız. İş adamlarımızı, yatırımcılarımızı dinleyeceğiz onların karşılıklı olarak daha fazla birlikte çalışmaları için ne gibi ihtiyaçları varsa bunları birinci ağızdan dinlemiş olacağız ve gereken tedbirleri almak için adımlar atacağız.

Bir yandan ekonomik, ticari ve yatırım faaliyetleri devam ederken, diğer yandan da tabii kültürel faaliyetleri de ihmal etmiyoruz. Bu bağlamda size ziyarete gelmeden önce Belarus Tatar cemaati ziyaretinde bulunduk, müftüyle görüştük, çok güzel tamamlanmış bir cami ve külliyeyi görme fırsatımız oldu. Bu tesisin tamamlanmasında da payımız olduğundan dolayı çok mutlu olduk.

Evet, bu bağlamda yine bugün buz hokeyi konusunda her iki ülkenin takımları bir dostluk karşılaşması yapacak, bunun da bu kültürel ve spor faaliyetleri bakımından önemli sembolik bir faaliyet olduğunu ifade etmek isterim.

Belarus Millî Kütüphanesi’nde İstanbul konulu bir fotoğraf sergisi de yarın açılmış olacak. Bu açılış vesilesiyle Millî Kütüphane’ye 1500 kitaplık bir hediyemiz de oldu. Belarus’un bağımsızlığının 25. yılında iki ülke arasındaki karşılıklı kültürel faaliyetlerden sonra bu türden faaliyetleri devam ettirmenin iki ülke dostluğuna büyük katkı sağlayacağına inanıyorum. Tabii bu faaliyetler vesilesiyle gerek turizm, gerek kültürel faaliyetler iki ülke halklarının birbirini daha iyi tanımasına vesile olacak. Var olan dostluğumuz daha da gelişerek sağlamlaşacaktır. İlişkilerimizde geldiğimiz noktayı zirve değil, bir basamak olarak değerlendiriyoruz. Belarus’un Türkiye’de ortak yatırımlar yapmak suretiyle Afrika ve Orta Doğu coğrafyasına açılma politikasına tam destek veriyoruz. Özellikle serbest bölgelerinizde rekabetçi alanlarda Türk firmalarının yatırım yapmasını da destekliyoruz.

Sözlerimi burada tamamlarken güzel ülkenize geldiğimiz ilk andan itibaren şahsıma ve heyetime göstermiş olduğunuz yakın ilgi ve misafirseverlikten dolayı çok teşekkür ediyorum. Ziyaretimizin iki ülke arasındaki ilişkilere katkı sağlayacağına inanıyor ve bu vesileyle size ve Belarus halkına teşekkür ediyorum.



15.02.2018

BELARUS-TÜRKİYE İŞ FORUMU, BELARUS CUMHURİYETİ

Sayın Cumhurbaşkanımız, biz, başka ülkelere ziyarete gittiğimizde veya başka ülkelerden üst düzey ziyaretler gerçekleştirildiğinde fırsat buldukça iş âlemini de buluşturuyoruz, bir araya getiriyoruz. Sizlerin birbiriyle tanışmasını ve daha fazla nasıl iş birliği yapılabilir, bu fırsatları araştırmanıza imkân sağlıyoruz. Güzel bir gelenek, 4’üncüsü gerçekleştiriliyor. Az önce Sayın Başbakan ifade etti, kendisi İstanbul’da böyle bir buluşmayı gerçekleştirdi, daha sonra yine iş forumu düzenlendi, Cumhurbaşkanımız 2016’da ziyaret etti ve nihayet biz de buradayız.

Dün Sayın Başbakan ve beraberindeki bakanlarıyla çok verimli, güzel bir toplantı gerçekleştirdik. Aslında Cumhurbaşkanımızın Sayın Lukaşenko’yla kararlaştırdığı 2016’daki o tarihi ziyarette ortaya konan hedeflerin gözden geçirilmesini yaptık ve bundan sonra neler yapılması gerektiği konusunda da önemli görüş alışverişinde bulunduk.

Belarus ve Türkiye aynı coğrafyada yer alıyor, geçmiş tarihimiz, tecrübelerimiz de benzer. Dolayısıyla Karadeniz’i ortak mirasımız olarak görürsek, bu bölgede iki ülke olarak ciddi bir potansiyelin olduğunu ifade edebiliriz.

Belarus, bölgede istikrar ve güvenin hâkim olduğu bir ülke, gittikçe büyümeye, daha da fazla imkânlar elde etmeyi arzu ediyor. Türkiye, Doğu’yla Batı’nın buluştuğu, 3,5 saat uçuşla 56 ülkeye ulaşılabilen, 1.6 milyar nüfusun yaşadığı, 30 trilyon dolarlık bir pazarın olduğu bölgede yer alıyor. O yüzden Belarus-Türkiye potansiyeli birleştiğinde hem bölgeye, hem iki ülkenin refahına, kalkınmasına, hem de üçüncü ülkelere, özellikle Türkiye’nin hitap ettiği Orta Doğu ve Afrika bölgelerine yönelik iş birliği müşterek yatırımlar gerçekleştirilebilir.

Belarus’un avantajlı olduğu alanlar var, Türkiye’nin avantajlı olduğu alanlar var. Bu ikisi birleştirildiğinde ortaya ciddi bir sinerji doğacak ve bundan da her iki ülke istifade edecek.

1 milyar dolara yaklaşan bir ticaretimiz var. Belki iyi denebilir ama potansiyel bununla sınırlı değil. Bunun birkaç katı, orta ve uzun vadede 10 milyar dolara ulaşmak işten bile değil; bunu sizler yapacaksınız. Biz devletten devlete ticaret yapacak değiliz. Bizim görevimiz, sizin işinizi kolaylaştırmak, önünüzdeki engelleri kaldırmak, sorunlarınız varsa bu sorunları çözmek, biz bunu yapacağız, siz de sonuç alacaksınız. Zaten bu yönde çalışmalar da yürüyor.

Belirli alanlarda şimdiden daha iş birlikleri başlamış, özellikle mesela karla mücadele ekipmanlarının imalatı, ortak yapımı konusunda Erzurum’da firmalar var, birlikte bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Aynı şekilde Belarus’un ziraat makinelerinde ve büyük iş makinelerinde ciddi bir birikimi olduğunu biliyoruz. Bunlar Türkiye’deki karşıtlarıyla, muhataplarıyla pek âlâ geliştirilebilir, üçüncü ülke pazarlarına hitap edecek şekilde daha da ilerletilebilir.

Diğer yandan, Belarus’un özellikle ihdas ettiği serbest bölgeler marifetiyle otomotiv alanında bir atılım içinde olduğunu görüyoruz. Türkiye otomotivde bugün ihracatının en büyük kalemini oluşturuyor ve özellikle otomotiv yan sanayisinde fevkalade büyük bir birimi var, büyük bir tecrübesi var. Bunu Belarus’ta değerlendirebilir, buradaki otomotiv yan sanayisini destekleyecek yatırımları Türkiye gerçekleştirebilir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün.

IT teknolojilerinde muazzam fırsatlar var. Bilim, teknoloji ve yenilikçilik konusunda ciddi kapasite var. Türkiye’nin bu konularda, özellikle yükseköğretimde iş birliğinin daha da ileriye taşınması mümkündür.

Bunları yapmanın yolu nedir? Altyapıyı, lojistiği daha da iyi hale getirmek. Mesela hava trafiğini daha da artırmak lazım. İki ülke arasında her gün mutlaka sefer olmalı, sadece bir şehirden başka şehre değil, farklı şehirler arasında da seferler olmalı. Hatta bir taneyle yetinmemeli, daha fazla sefer olmalı ki gidişler gelişler artsın, insanlar birbirlerini daha çok tanısın, daha fazla iş fırsatları oluşsun. Bunun için biz Belarus-Türkiye ilişkilerinde kazan kazan esasına göre işlerimizi geliştirmeyi hedefliyoruz. Tek taraflı bir kazancın geleceği olmaz, tek tarafın mutlu olduğu bir ticaretten de hayır gelmez. O yüzden hem demir yolu üçüncü ülkelerle, mesela vaktiyle başlanan bir Viking projesi var; Litvanya-Belarus-Ukrayna-Türkiye, bu projeyi bir türlü istediğimiz noktaya getirmedik. Tabii Ukrayna’da bir süreden beri var olan bazı iç meselelerden dolayı istediğimiz hızla gelişmiyor ama bunların da üzerinde durmamız lazım. Kuruldu mu? Kuruldu, ağır aksak da olsa yapılıyor. Dün Sayın Başbakan güzel bir şey söyledi, yıllar önce kullanılan su yolu var, bu su yolu pekâlâ geliştirilebilir, Ukrayna-Türkiye ve Belarus’la beraber ve böylece taşıma maliyetleri daha da aşağı çekilebilir. Zaman kayıpları ortadan kaldırılabilir, ticaretin büyümesinin önündeki engeller de çok daha düşük seviyelere geriletilebilir.

Ticaret esastır, ekonomik büyüme esastır, ulaşım hiçbir zaman ticaret olmamalıdır. Ulaşım, lojistik, ticaret için karşılıklı ekonomilerin büyütülmesi için bir araçtan ibarettir. Ulaşımı kamyonlardan, oradan buradan alınacak 3-5 kuruşu ticaret gibi görürsek, ülkelerimize çok büyük kötülük yapmış oluruz. Onun için mutlaka ve mutlaka engelleri kaldırmamız lazım.

Biz Belarus’tan en son 15 Temmuz darbe girişiminde çok büyük dostluk gördük. Anında bu darbeye karşı net duruş gösterdi ve Türkiye’nin yanında yer aldı. Bunun için müteşekkiriz. Ayrıca, bu terör örgütünün ülkedeki faaliyetlerine hiç tereddüt etmeden son verdiler. Gerçek dostluk budur, biz bu dostluğun ne kadar kıymetli olduğunu gördük ve bunu takdir ediyoruz, takdir etmeye de devam edeceğiz.

İstiyoruz ki, bu dostluğumuzu ticari faaliyetlerimizi, ekonomik faaliyetlerimizi, kültürel faaliyetlerimizi de geliştirerek, turizmle ilgili karşılıklı geliştirme sağlayarak devam ettirelim. Her şey müsait, coğrafi konum çok müsait, 5 tane ülkeye hitap ediyor. Türkiye az önce söyledim 3 kıtaya hitap ediyor. Ve bugün Türkiye etrafında yaşanan iç savaşa rağmen, karışıklığa rağmen, terörle amansız bir mücadele vermesine rağmen, dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi. 3’üncü çeyrekte yüzde 11’in üzerinde büyüdük, yıl ortalaması itibarıyla bile OECD’nin ve G-20’nin önünde büyümeyi gerçekleştirdik. Bu istikrardan geliyor, güvenden geliyor, güçlü ekonomiden geliyor, dinamik bir özel sektör ağırlıklı ekonomiden geliyor. Türkiye’nin özelleştirmede fevkalade güzel tecrübeleri var. PPP, BOT modelle ilgili büyük altyapı projelerini gerçekleştirmede çok ciddi atılımları var, bütün bu projelerimizi paylaşabiliriz.

Her iki ülkenin de kendine özgü fırsatları var. Örneğin Belarus’ta kimya, tekstil, selüloz gibi sektörler çok cazip, bunlarla ilgili Türkiye’de yapılacak işler olabilir. Bütün bu fırsatları hangi alanda boşluk olduğunu, hangi alanda ihtiyaç olduğunu belirleyecek olan sizlersiniz. Bizim yapmamız gereken de sizleri bir araya getirmek, birbirinizi daha iyi tanımınızı sağlamak ve fırsatları değerlendirmenize vesile olmaktır. Dolayısıyla, mesela iletişim alanında ülkemizin gözbebeği Turkcell firmamızın burada da bir şirketi var Life diye, o da gelişmek için, faaliyetini yaygınlaştırmak için ciddi bir gayret içerisinde ve daha da fazla yatırım gayreti gösterecekler, bu konuları hep konuştuk. İnşallah her bakımdan ilişkilerimiz çok daha ileri düzeye gidecek.

Ben bir kez daha Sayın Başbakan başta olmak üzere şahsıma ve heyetimize göstermiş olduğunuz yakın alaka ve misafirseverlikten dolayı çok teşekkür ediyorum.

Dün 6 tane anlaşma imzaladık, bunlar fevkalade önemli anlaşmalar. Yatırımların korunması, çifte verginin önlenmesi ve standardizasyonun ortak noktaya getirilmesi, kombine taşımacılık ve bilimsel teknik iş birliğinin geliştirilmesi ve daha birçokları.

Dün yetiştiremedik, bugün bir şey yapıyoruz, belki büyük bir iş değil, ama bu da bir kültür ve eğitim hizmeti. Sağ olsun Belarus Devleti 5 bin metrekare kapalı alana sahip, tamamlanmaya yakın bir eğitim tesisini, bir okulu Türkiye-Belarus ortak anaokulu şeklinde işletilmesi konusunda büyük bir bize bir anlamda lütuf, güzel bir iş birliği için imkân sundu. Maarif Vakfımız buraya öğretmen tayin edecek, işletecek. Eksik kalan kısımları var binanın, bunu da Turkcell firmamız bilabedel üstlendi. 500 bin dolar kadar bir harcama yapacak, kendilerine teşekkür ediyoruz ve bunun anlaşmasını burada imzalayacağız. Böylece Belarus-Türkiye arasında daha genç yaşta yavrularımız ortak kültürümüzü öğrenme fırsatı bulacaklar ve birbirlerini daha iyi tanıyacaklar. Bu da ilişkilerimizin geleceği için çok anlamlı bir adım olacak. Ben bunun için Sayın Başbakan’a ve emeği geçen bütün herkese huzurlarınızda teşekkür ediyor, bütün katılımcıları sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Allah yâr ve yardımcınız olsun, işinizi, gücünüzü rast getirsin.


Yüklə 0,75 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   16




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin