-a karşın
|
…as
|
Big as company, it could not open to the market
Şirket büyük olmasına karşın piyasaya açılamadı.
|
-a karşın/
-a kadar/-nın kadar
|
As much as
|
As much as the prices are too high, this product was well liked in the market.
|
Fiyatların bu kadar pahalı olmasına karşın, bu ürün piyasada çok iyi tutuldu.
|
-Aksi halde -olmazsa
|
Otherwise
|
Please remit our credit-balance the amount of ... DM within this week, otherwise you will force us to open a lawsuit against you.
|
Lütfen ... DM lık alacak bakiyemizi bu hafta içinde yatırın aksi halde bizi, size karşı dava açmak zorunda bırakacaksınız.
|
- Ama / fakat
|
But
|
Yestarday, you said to us that you have sent our goods at last week.But we have never received them yet.
|
Dün, bize mallarımızı geçen hafta gönderdiğinizi söylemiştiniz fakat henüz onları alamadık.
|
-Aynı
şekil de de
|
On the contrary
|
Perhaps, you can provide a good co-ordination on the contrary you cannot.
|
Bu tür bir yöneticilik sistemiyle şirketinizde koordinasyonu belki sağlayabilirsiniz aynı şekilde sağlayamayabilirsiniz de.
|
On the contrary
|
We can produce the goods your desired type and quality on the contrary we can not produce with in a short time.
|
Istediğiniz tipte ve kalitede bir malı üretebiliriz aynı şekilde kısa süre içerisinde üretemeyebiliriz de.
|
On the other hand
|
We can produce the goods your desired type and quality on the other hand we cannot produce with in a short time.
|
Istediğiniz tipte ve kalitede bir malı üretebiliriz diğer taraftan kısa süre içerisinde üretemeyebiliriz de.
|
-Aynı zamanda
|
Also
|
Pls send us the shipment documents also bill of lading too.
|
Lütfen bize sevkıyat evraklarını gönderiniz aynı zamanda konşimentoyu da.
|
aynı zamanda….-da
|
Not only…but also
|
We are not only an importer firm but also exporter of some items too.
|
Biz sadece ithalat yapan bir firma değil aynı zamanda bazı mamullerin ihracatçısıyız da...
|
Ayrıca
|
Further
|
We did not receive your bank remittance details further you did not order to your bank about payment.
|
Banka havalenizle ilgili detaylar elimize geçmedi ayrıca bankanıza da ödeme konusunda her hangi bir talimatta bulunmamışsınız.
|
Bunun dışında/ ayrıca
|
Further
|
You believe us that we offer these prices only for you further we do not gain a lot of money for this business.
|
Bize inanın ki bu fiyatları sadece size teklif ediyoruz ayrıca bu işten çok fazla para da kazanmıyoruz.
|
Bu sebeple
|
So
|
We couldn't manufacture your orders on agreed time because we couldn’t import necessary raw material, so we apologize you for this delay.
|
Siparişlerinizi öngörülen sürede üretemedik çünkü gerekli olan ham maddeyi ithal edememiştik bu sebeple bu gecikmeden dolayı sizden özür diliyoruz.
|
Bu durumda
|
On that account
|
You could not meet our requirements for a few months on that account we intent to cancel all our contracts with you.
|
Bir kaç aydır ihtiyaçlarımıza cevap veremiyorsunuz bu durumda sizinle olan tüm anlaşmalarımızı iptal etmeyi düşünüyoruz.
|
Bu nedenle
|
Accordingly
|
According to our understand you will not fulfill your obligations on payment accordingly we must find an another solution.
|
Anladığımız kadarıyla ödeme konusunda üzerinize düşen yükümlülükleri yerine getirmeyeceksiniz bu nedenle başka çare aramamız gerekiyor.
|
Hence
|
We do not have an enough raw material hence we have given a decision to stop our production temporarily.
|
Elimizde yeterinde ham madde yok o nedenle üretimimizi geçici olarak durdurmaya karar verdik.
|
Bu nedenle
Bu sebeple
|
So
|
We could not receive our credit balance, so we have not sent your shipment documents by DHL.
|
Alacak bakiyemizi alamadık. Bu nedenle sevkıyat evraklarınızı DHL ile göndermedik.
|
Bu nedenle
Bu yüzden
|
Therefore
|
We do not have an enough raw material; therefore we have given a decision to stop our production temporarily.
|
Elimizde yeterinde ham madde yok o nedenle/bu yüzden üretimimizi geçici olarak durdurmaya karar verdik.
|
Bundan dolayı
|
Consequently
|
Still, discharge has not been completed consequently we strongly protest both chartered and their agent.
|
Tahliye hala tamamlanmadı bundan dolayı hem kiracıyı hem de acentesini şiddetle protesto ediyoruz.
|
Bunun için
|
So then
|
Pls do not release bills of lading to anyone without our written-instruction in order not to arise any negative situation, so then pls wait our instruction.
|
Her hangi bir olumsuz durumun ortaya çıkmaması için lütfen konşimentoları bizim yazılı talimatımız olmadan her hangi birisine vermeyiniz.
|
bunun için lütfen bizden talimat bekleyiniz.
|
Bununla beraber
Her nasılsa
|
However
|
We have received the great deal of our shipment however we've determined that some items are lost.
|
Sevkıyatımızın büyük bir bölümünü almakla beraber bazı kalemlerin kayıp olduğunu tespit ettik.
|
Çünkü / -dığı için
|
As
|
We've much surprised to your claim regarding to you could not receive your money as we have already ordered to our bank.
|
Bankadan paranızı alamadığınıza dair iddianıza gerçekten çok şaşırdık, çünkü biz bankamıza halihazırda talimat vermiştik.
|
Because
|
Please manufacture for us…because we urgently need it.
|
- dığı için / çünkü
|
For
|
Lütfen bizim için…üretin çünkü acilen ona ihtiyacımız var.
|
We've much surprised to your claim regarding to you could not receive your money for we have already ordered to our bank.
|
Bankadan paranızı alamadığınıza dair iddianıza gerçekten çok şaşırdık, çünkü biz bankamıza halihazırda ödeme talimatı vermiştik.
|
For
|
We always advise your company to the all companies and firms which we have closely relations for your best service.
|
Bize en iyi hizmeti vermiş olduğunuz için sizi yakın ilişkilerimiz olan tüm şirketlere ve firmalara daima tavsiye ediyoruz.
|
For
|
We cannot clear our goods from custom for the documents have not arrived to our hands.
|
Malları gümrükten çekemiyoruz çünkü evraklar elimize geçmedi.
|
In that
|
It is spoken quality of our goods in everywhere in that we are a different company.
|
Her yerde mallarımızın kalitesi konuşuluyor çünkü biz farklı bir firmayız.
|
Çünkü / -dığı için
|
Now that
|
Unfortunately, we will not be able to place an order to you now that you haven't got ISO 9002 Certificate.
|
Maalesef ISO 9002 Belgeniz olmadığı için size sipariş vermeyeceğiz.
|
Seeing that
|
We cannot compensate your damages seeing that your goods were not insured seeing that we have warned to you several times before.
|
Mallarınız sigorta ettirilmediği için zararınızı karşılayamıyoruz çünkü sizi daha önce bu konuda birkaç kere uyarmıştık.
|
Since
|
We cannot compensate your damages seeing that your goods were not insured since we have warned to you several times before.
|
Mallarınız sigorta ettirilmediği için zararınızı karşılayamıyoruz çünkü sizi daha önce bu konuda birkaç kere uyarmıştık.
|
- demek istemek
- kastetmek
|
mean
|
What we want to mean when the earliest shipment date for our current order?
|
Demek istediğimiz şu anki siparişimiz için en erken teslimat süresi ne zaman?
|
-.... den az
olmayacak kadar
|
No less than
|
Your company no less than transport company is responsible.
|
Sizin şirketiniz nakliye şirketinden az olmayacak kadar sorumludur.
|
- den beri
|
Ever since
|
Ever since last year we have built up a considerable market.
|
Geçen yıldan beri önemli ölçüde bir piyasa oluşturduk.
|
- den beri/den bu yana
|
since
|
We have been working in the field of tekstile since 199…
|
199.. den beri tekstil üzerine faaliyet göstermekteyiz.
|
- den dolayı
|
As / due to
|
As to be mostly chosen in our market. Please manufacture for us ...units squire shape wrist watches.
|
Bizim piyasamızda çok fazla tercih edildiğindan dolayı lütfen bizim için…..adet kare biçiminde kol saatleri üretiniz.
|
|
Before
|
Please remit our blance to our account before vessel’s sailing.
|
Lütfen geminin hareketinden önce kalan bakiyemizi hesabımıza yatırınız.
|
By the time
|
By the time next month, please complete all our shipments.
|
Lütfen gelecek aydan önce tüm sevkıyatlarımızı tamamlayınız.
|
By the time that
|
By the time that next month, please complete all our shipments.
|
Lütfen gelecek aydan önce tüm sevkıyatlarımızı tamamlayınız.
|
den sonra
|
After
|
After Monday, all your goods will be dispatched to your address as agreed.
|
Pazartesinden sonra tüm mallarınız kararlaştırıldığı gibi adresinize teslim edilecek.
|
- diğer adıyla
|
Or
|
Foreign trade or exporting is steadily increasing in our country.
|
Dış ticaret diğer adıyla ihracat ülkemizde devamlı olarak artmaktadır.
|
- diğer bir deyişle
|
That is to say
|
Foreign trade that is to say exporting is steadily increasing in our country.
|
Dış ticaret diğer bir detişle ihracat ülkemizde devamlı olarak artmaktadır.
|
- diğer taraftan
|
On the other hand
|
We could collect one of your check the amount of 2500 USD on the other hand other was not paid by your bank. Why?
|
2500 $ tutarındaki bir çekinizi tahsil edebildik diğer taraftan ötekisi banka tarafından ödenmedi. Neden acaba?
|
Dığı sürece
|
So long as
|
So long as the vessel wait at the port, time will count.
|
Gemi limanda kaldığı sürece, zaman sayımı devam edecektir.
|
As long as
|
As long as the vessel waits at the port, time will count.
|
Gemi limanda kaldığı sürece, zaman sayımı devam edecektir.
|
dığı yerde / tığı yerde
|
Where
|
We try to built up a market where the market conditions are profitable
|
Piyasa koşullarının elverişli olduğu yerde pazar oluşturmaya çalışıyoruz.
|
dığı zaman
|
When
|
When the shipment complete we will pay your balance the amount of ....... $.
|
Sevkıyat tamamlandığı zaman size kalan .... $’ı ödeyeceğiz.
|
dığında / ınca
dığı zaman
|
As
|
As you arrive to load port please contact with us.
|
Yükleme limanına vardığınızda lütfen bizimle bağlantı kurunuz.
|
|