Başkanvekili : Serruh kaleli Başkanvekili : Alparslan altan üyeler



Yüklə 219,99 Kb.
səhifə4/4
tarix02.08.2018
ölçüsü219,99 Kb.
#66276
1   2   3   4

V.       HÜKÜM

Açıklanan nedenlerle;



A. Başvurucunun,

Savunma hakkının ve mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği yönündeki iddialarının “kişi yönünden yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,  

Anayasa’nın 24. maddesinin ihlal edildiği yönündeki iddiasının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

Anayasa’nın 10. maddesinin ihlal edildiği yönündeki iddiasının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

OY BİRLİĞİYLE,

B.      Anayasa’nın 24. maddesinde güvence altına alınan din ve vicdan hürriyetinin İHLAL EDİLDİĞİNE, Zehra Ayla PERKTAŞ’ın karşıoyu,

Anayasa’nın 10. maddesinde güvence altına alınan ayrımcılık yasağının İHLAL EDİLDİĞİNE, Osman Alifeyyaz PAKSÜT ile Zehra Ayla PERKTAŞ’ın karşıoyları

ve OYÇOKLUĞUYLA,

C.      İhlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için dosyanın ilgili Mahkemesine gönderilmesine,

D. Başvurucunun manevi tazminata ilişkin talebinin REDDİNE,

E.      Başvurucu tarafından yapılan 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,

F.       Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,

25/6/2014 tarihinde karar verildi.

  


Başkan

Haşim KILIÇ



Başkanvekili

Serruh KALELİ



Başkanvekili

Alparslan ALTAN





Üye

Serdar ÖZGÜLDÜR



Üye

Osman Alifeyyaz PAKSÜT



Üye

Zehra Ayla PERKTAŞ




Üye

Recep KÖMÜRCÜ



Üye

Burhan ÜSTÜN



Üye

Engin YILDIRIM




Üye

Nuri NECİPOĞLU



Üye

Hicabi DURSUN



Üye

Celal Mümtaz AKINCI




Üye

Erdal TERCAN



Üye

Muammer TOPAL



Üye

Zühtü ARSLAN




Üye

M. Emin KUZ



Üye

Hasan Tahsin GÖKCAN




KARŞIOY GEREKÇESİ

1. Bireysel başvuruların incelenmesinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince (AİHM) kabul edilen ve Anayasa Mahkemesinin de 23.9.2012 tarihinden bu yana AİHM ölçütleri doğrultusunda istikrar kazanan içtihatlarında benimsenen sistem, temel hak ve özgürlüklerden birinin ihlal edildiği saptandığında, ihlale ve ihlalin giderimine ilişkin hüküm tesis etmek ve ayrıca ayrımcılık yasağının (eşitlik ilkesinin) ihlaline ilişkin bir inceleme yapmamak şeklindedir.

2. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 14. maddesinde yer alan Ayrımcılık Yasağı ve bunun Anayasamızdaki karşılığı olan 10. maddenin Kanun Önünde Eşitlik ilkesi, her somut olayda başvurucu yönünden ayrı bir temel hak incelemesine konu olamaz. Aksi halde her ihlal kararında, başvurucunun aynı zamanda toplumda aynı temel hak veya özgürlükten yararlanan diğer bireylere göre farklı bir muameleye tabi tutulduğuna ve dolayısıyla ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine de hükmetmek gerekir ki, böyle bir uygulama esasen AİHS ve Anayasanın ayrımcılık yasağına ilişkin maddelerinin soyut ve ilkesel niteliğiyle bağdaşmaz.

3. Olayda başvurucuya yapılan engellemede, meslek kuralları ile AİHM ve Anayasa Mahkemesi içtihatları gerekçe gösterilmiştir. Oysa aynı dönemde Danıştay kararı üzerine, başörtülü kimi avukatların duruşmalara girebildikleri bilinmektedir. Dolayısıyla, başvurucunun maruz kaldığı temel hak ihlali, mevzuatın ve farklı yargı kararlarının mahkemece yorumlanmasındaki takdir hakkının kullanımından kaynaklanmıştır.

4. Anayasa Mahkemesince başvurucunun iddiaları, kanuni dayanak, demokratik bir toplumda zorunluluk ve ölçülülük noktasından değerlendirilerek, Anayasa’nın 24. maddesindeki temel hakkın ihlal edildiğine karar verilmiştir. Kararın bu bölümüne tamamen katılmaktayım. Öte yandan, bu ihlal tespiti, başvuruya ilişkin özel durum için geçerli olup, diğer bütün kıyafetler gibi, dini kıyafet veya sembollere her hal ve şart altında ve her ortamda mutlak bir serbesti tanınması gerektiği anlamına gelmez. Anayasa Mahkemesinin E: 2008/16, K: 2008/116 sayılı kararında ve karar gerekçesinde yollamada bulunulan AİHM kararlarında ayrıntılarıyla açıklanan, kamu düzeninin ve başkalarının inançlarının korunmasını teminen dine ilişkin ritüel ve simgelerin yeri ve şekli konusunda, kanunla ve demokratik bir toplumda gerekli ve ölçülü olmak kaydıyla, bazı sınırlamalar öngörülebileceği şeklindeki değerlendirmeler geçerliliğini korumaktadır.

5. Bu nedenle başvurucunun din ve vicdan özgürlüğüne yönelik ihlalin giderimi ile doğrudan ilgisi bulunmayan “ayrımcılık yasağı” açısından, karar gerekçesinde yapılan değerlendirmelere katılmıyorum.


Üye


Osman Alifeyyaz PAKSÜT

KARŞIOY GEREKÇESİ

1. Başvurucu, Ankara Barosuna kayıtlı avukat olarak çalıştığını, bir duruşmaya başörtülü olarak katılması nedeniyle hakimin duruşmanın yapılmayacağını belirterek müvekkiline kendisini bir başka avukatla temsil ettirmesi için süre vermesi ve duruşmayı ertelemesinin din ve vicdan özgürlüğü, savunma hakkı ve mahkemeye erişim hakkı, çalışma hakkı ve ayırımcılık yasağına aykırılık oluşturduğu iddiası ile başvurmuştur.

2. Başvurucunun kamusal nitelikte bir görevi yürütmekte olduğu gözetildiğinde, Anayasa Mahkemesinin 7.3.1989 günlü E.1989-1 K.1989-12 sayılı, 9.4.1991 günlü E.1990-36 K.1991-8 sayılı, 5.6.2008 günlü E.2008-16 K.2008-116 sayılı kararlarında belirtildiği üzere kamu düzeni bakımından Anayasa’nın 24. maddesinde belirtilen din ve vicdan hürriyeti ve 10. maddesinde belirtilen kanun önünde eşitlik ilkesine göre bir hak ihlali bulunmadığı düşüncesiyle aksi yöndeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.

Üye


Zehra Ayla PERKTAŞ


Yüklə 219,99 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin