Ahmednagar ve Devletâbâd'da hüküm süren Nizamşâhîler hanedanından (1491-1633) iki hükümdarın adı.18
EL-BURHAN FÎ ULÛMİ'L-KUR'ÂN
Zerkeşî'nin (Ö. 794/1392) Kur'an ilimlerine dair eseri.
Mukaddimesinde, kendisinden önceki âlimlerin hadis metodolojisinde olduğu gibi Kur'an ilimlerinin bütün konularını ihtiva edecek tarzda bir eser yazmadıklarından söz ederek bu alandaki ihtiyaca cevap vermek gayesiyle bu kitabı telif ettiğini belirten Zerkeşî. eserini "nev"' adını verdiği kırk yedi bölüme ayırmış, bunlardan her birinin, derinliğine incelenmesi halinde bir ömrün yetmeyeceği kadar geniş ve önemli olduğunu söylemiştir. Esbâbü'n-nüzul, el-vücûh ve'n-nezâir, fevâsılü'1-âyât, müteşâbihât, müb-hemât, fevâtihu's-süver, havâtimü's-sü-ver, garîbü'l-Kur'ân, ahkâmü'l-Kur'ân, mütevâtirve şâz kıraatler, resmü'l-mus-haf, âdâbü tilâveti11-Kur'an, emsâlü'l-Kur'ân, nâsih ve mensuh, i'câzü'l-Kur'ân vb. Kur'an ilimlerinin Önemli konuları kitapta müstakil birer bölüm halinde işlenmiştir. Kur'an'in üslûp özellikleriyle Kur'an'daki harf ve edatlara ayrılan bölümler, eserin en geniş bölümlerini meydana getirir.
Genellikle her nev'in giriş kısmında daha önce aynı konuda telif edilmiş önemli eserler hakkında bilgi verilir. Sık sık "fasıl", "fâide" (veya fevâid), "tenbih", "mesele" gibi ara başlıklara rastlanır. Ancak bunların çoğunda konu adı bulunmadığı için naşir köşeli parantez içinde verdiği başlıklarla bu eksikliği gidermeye çalışmıştır.
Konuları işleyişindeki nisbî dağınıklık, bu sahada yazılmış ilk eserlerden biri olmasından kaynaklanmaktadır. Süyû-tî'nin, hocası Muhammed el-Kâfiyeci'-den (ö. 879/1474) naklettiğine göre Ka-fiyeci et-Teysîr adıyla bu ilim dalında ilk müstakil eseri kendisinin yazdığını söylerken, Kâtib Çelebi ve Taşköprizâde'nin de belirttiği üzere, Zerkeşfnin bu eserinden habersiz olduğunu ortaya koymuştur. Süyûtî, Kur'an ilimleri sahasında el-Burhân îî Cuiûmi7-Kur3dn'dan daha meşhur olan et-İtkân fî "ulûmi'l-Kur^ân adlı eserini telif ederken bu eserden geniş Ölçüda faydalanmıştır.
el-Burhân fî cuîûmi'l-Kur’ân Muhammed Ebü'1-Fazl İbrahim'in tahkikiyle dört cilt halinde neşredilmiştir.19
Bibliyografya:
Zerkeşî. el-Burhân, I, 1-9; Kâfıyeci. et-Teysîr fî kaoâ'idi 'İlmi't-tefsîr20, Ankara 1974, s. 2; a.e., naşir ve mütercimin girişi, s. 9, 46; Süyûtî, ei-İtkân, I, 4-5; Taşköprizâde, Miftâhu'ssa'&de, li, 127; Keşfü'z-zunûn, 1, 240-241, 520; Brockelmann, GAL SuppL, II, 108; Ma'a'I-Mektebe, s. 396-397.
EL-BURHÂN FÎ USÛÜ'1-FIKH
İmâmü'l-Haremeyn el-Cüveynî'nin (ö. 478/1085) usûl-i fıkha dair eseri.
Ehl-i sünnet âlimleri tarafından kelâm-cıların metoduyla yazılmış fıkıh usulü kitapları içinde Şafiî'nin er-Risâle'sinden sonra günümüze kadar gelebilen en eski eser olup bir mukaddime ile yedi bölümden (kitab) ibarettir. Mukaddimede usûl-i fıkhın tarifinden sonra hüsün-ku-buh, teklif ve ilim konuları ele alınmıştır. Birinci bölümde önce beyân konusunda bilgi verilmekte, ardından emir, nehiy, şer'î hükümler, âm, hâs, nas, zahir, mücmel, mutlak ve mukayyed kavramları ele alınmaktadır. Yine bu bölümde mütevâ-tir ve vâhid haber, cerh ve ta'dîl, mürsel ve müsned hadis ve hadis rivayeti konularına yer verilmiştir. İkinci bölüm ic-mâa, üçüncü bölüm kıyasa ayrılmıştır. Dördüncü bölüm istidlal, beşinci bölüm tercih hakkındadır. Tercih bölümünde birbiriyle çatışır gibi görünen delillerden hangisinin tercih edileceği meselesi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca nesih konusu da bu bölümde ele alınmıştır. Cü-veynî başlangıçta el-Burhân'a ietihad ve fetva bölümlerini de eklemeyi düşündüğü halde21 sonradan bu konuları müstakil eserler halinde kaleme almayı tercih etmiştir. Ancak el-Burhân'ın Topkapı Sarayı Müzesi Kütüp-hanesi'ndeki nüshasına22 bu iki bölüm sonradan zeyil olarak ilâve edilmiştir. Eserin tenkitli neşrini yapan Abdülazîm ed-Dîb, bu nüshayı esas alarak ietihad ve fetvaya dair kitapları el-Burhân'm zeyli olarak neşret-miştir (II, 1315-1366). Eser zeyille birlikte yedi bölümden oluşmaktadır.
Cüveynî eserinde Ebû Hanîfe, Şafiî, Dâ-vûd ez-Zâhirî, Ebü'l-Hasan el-Eş'arî, Say-rafî, Bâkıllânî, Ebû Bekir ed-Dekkâk, İbn Fûrek, Ebü İshak el-İsferâyînî gibi birçok imamın görüşlerini kaydederek onlardan faydalanır, gerekli yerlerde onlara itiraz eder ve sonunda kendi kanaatini belirtir. Cüveynî amel yönünden Şafiî, itikad yönünden Eş'ari olmasına rağmen özellikle el-Burhân'üa birçok meselede imamlarına muhalefette bulunmuş, bazı konularda ise hiçbir imama tâbi olmadan kendi içtihadına göre hareket etmiştir. Meselâ İslâm'dan önceki şeriatlara uyma mecburiyetinin bulunmadığı (1, 503-504), namazı terkedenin öldürülmesinin gerekmediği (I, 1222), Kur'an'ın hadisle neshinin mümkün olduğu 11, 1307) gibi görüşleriyle Sâfirye karşı çıkmıştır. İlmin hakikati ve tarifi (1, 115), kudretin fiile mukareneti (I, 276-277; bk. istitAat) ve umum ifade eden lafzın hususi bir si-gasının bulunup bulunmadığı gibi konulan da (I, 320) Eş'arfnin görüşleriyle karşılaştırarak tartışmış ve ona muhalefet etmiştir. Öte yandan Cüveynî, kelâm ve usul âlimi Bâkıllânî'ye özei bir değer vermiş olmakla birlikte zaman zaman onun görüşlerine de karşı çıkmıştır. Emir si-gası ve bu siganın gerektirdikleri, gas-pedilen bir arazide kılınan namaz, müşterek lafzın ve istisnanın hükümleri, tevatürde muteber olan sayı, mürsel olan haberle amel etmenin hükmü, icmâın tahakkuku için muteber olan zaman, neshin hakikati ve mahiyeti, taklidin hakikati gibi konular bunlardandır.
el-Burhân, fıkıh usulü ve İslâm düşüncesinin en önemli bilgi kaynakiarından-dır. Ayrıca eser, kitapları ve dolayısıyla düşünceleri günümüze kadar ulaşmayan birçok usulcü ve ilim adamının görüşle-
rini bugüne ulaştırmasıyla dikkati çekmektedir. İbnü'l-Cübbâî'nin el-Ebvûb, Eş'arfnin Ecvibetü'1-mesâ Sili'l-Başriy-ye, Bâkıllânî'nin, et-Takrîb ve'1-irşâd, el'Uşûlü'l-kebîr, el-Uşûlü'ş-şağir, el-Mııkni uşûîi'1-iıkh, Mesâ'ilü'1-uşûl ve Kâdî Abdülcebbâr'ın Şerhu'I-cUmed adlı eserleri günümüze kadar ulaşmadığı halde müelliflerinin belirli fikirleri el-Burhân vasıtasıyla bugüne intikal etmiştir.
Tâceddin es-Sübkî, ihtiva ettiği birçok müşkül meseleden dolayı "luğzü'1-üm-me" (ümmetin bilmecesi, muamması) adını verdiği ve önceki fakihler taklit edilmeden farklı bir üslûpla yazılmış olduğunu belirttiği el-Burhân'm, SâfiHer'in iftihar edecekleri eserlerden biri olmasına rağmen onu şerhetmeye istekli olmamalarını ve pek az yerde ondan söz etmelerini garip karşılar. Gerçekten de Cüveynfnin talebesi Gazzâlî'nin el-Müs-taşfâ'sı elden ele dolaşırken eî-Burhân pek rağbet görmemiştir. Üzerinde yapılan birkaç şerh de özellikle bazı görüşlerinin tenkidi için yazılmış olup Mâlikî fakihleri tarafından kaleme alınmıştır. Sübkî'nin belirttiğine göre esere fazla rağbet gösterilmemesinin ve tenkide uğramasının asıl sebebi, Cüveynî'nin Eş'a-rfve Şafiî'ye muhalefet etmesi, istislâh ve mesâlihu'l-mürsele gibi konularda İmam Mâlik'i tenkit etmesi ve bu sırada kullandığı üslûp olmalıdır. Ebû Ha-nîfe'ye karşı ağır ifadeler kullanmış olması da bu sebepler arasında sayılabilir. Abdülazîm ed-Dîb ise Sübkî'nin bu kanaatine katılmamakta, gerek Eş'arF-ye gerekse İmam Mâlik'e cevap verilen noktalan gözden geçirdiğini, bunların hiçbirinde Sübkfnin kullanıldığını belirttiği üslûba rastlamadığını söylemektedir. el-Burhân "in daha az tanınan bir eser olarak kalmasını da müellifin diğer eserlerinin daha çok tutulmasına, bilhassa o asrın bir özelliği olarak kelâm kitaplarının revaç bulması sebebiyle müellifin kelâmla ilgili kitaplarının daha çok rağbet görmesine bağlamaktadır. el-Burhân'm anlaşılmasındaki güçlükler ve Gazzâlî'nin eî-Müstaşfâ adlı eserinin daha çok dikkat çekmiş olması da birer sebep olarak zikredilebilir. Bütün bunlara rağmen İbn Haldun eî-Burhân'ı, el-Müstaşfâ ve Ebü'l-Hüseyin el-Basrî'nin el-Muctemed adlı kitabı ile birlikte ke-lâmcıların metoduna göre yazılmış en önemli usûl-i fıkıh eserleri arasında zikreder.
el-Burhân üzerine yazılan şerhler şöyle sıralanabilir:
1- Muhammed b. Ali el-Mâzerî (ö. 536/1141), îiâhu'I-mahsûl min Burhâni'1-uşûl. Tamamlanmamış olan bu şerhin bir nüshası Medine'de Hi-zânetü Ribâti Seyyidinâ Osman Kütüp-hanesi'nde mevcuttur.
2- Ebü'l-Hasan Ali b. İsmail es-Sanhâcî el-Ebyârî (ö. 616/ 1219), et-Tahklk ve'1-beyân ti şerhi'i-Burhân. el-Burhân'ın neşrinde bu şerhin İstanbul Murad Molla Kütüphane-si'ndeki nüshasından23 istifade edilmiş olup ikinci cildinin bir nüshası da Beyazıt Devlet Kütüphanesi'ndedir24. Bunlardan başka şerhin bir nüshası Rabat el-Hizâ-netü'l-Melekiyye'de25, diğer bir nüshası ise Hollanda Brill Kütüphane-si'nde bulunmaktadır.26
3- Ebû Yahya Zekeriyyâ b. Yahya eş-Şe-rîf el-Hüseynî, Kifâyetü tâlibi'l-beyân Şerhu'l-Burhan. Bu eserde daha önceki iki şerh birleştirilmiş olup üçüncü ve son bölümleri bir cilt halinde Fas Kara-viyyin Kütüphanesi'nde kayıtlıdır27. 641 (1243-44) yılında Mağrib hattıyla istinsah edilen eser 158 varaktan ibarettir. Yalnız ikinci bölümüne ait Endülüs hattıyla yazılmış bir nüsha Râşidiye'de el-Hizânetü'l-Hamziyye Kütüphanesi'nde28 mevcut olup başında bablarına göre düzenlenmiş bir de fihrist bulunmaktadır.
4- Şafiî âlimlerden Ebü'1-Feth Takiyyüddin Muzaffer b. Abdullah b. Ali el-Mısrînin (ö. 612/1215) el-Burhân üzerine yaptığı haşiye Mektebetü'l-Metha-fi'1-lrâki'de mevcuttur.29
eî-Burhân Abdülazîm ed-Dîb tarafından tahkik edilerek iki cilt halinde yayımlanmıştır (Devha 1399).
Bibliyografya:
Cüveynî, el-Bıtrhân30, Devha 1399, naşirin mukaddimesi, I, 41-77; Sübkî. Tabakât, V, 192-193; İbn Haldun, Mukaddime, Beyrut, ts.,- s. 459; Taşköprizâde, Mif-tâhlt's-sâ'ade, II, 110; Keşfü'z-zunûn, I, 242; Brockelmann, GAL SuppL, I, 673; a.mlf., "Cüveynî", İA, III, 249; a.mlf. - L. Gardet, "al-Dju-wayni", El2 (İng,), II, 605-606; Fevkıyye Hüseyin Mahmûd, et-Cüueynî İmâmii'i-Haremeyn, Kahire 1384/1964, s. 60-63; İzmirli İsmail Hakkı, "tmâmü'l-Haremeyn Ebü'l-Meâlî b. el-Cüveynî", DİFM, sy. 9 (19281, s. 1-33; M. Ha-mldullah, "cUşûIal-fıqh'm Tarihî" (trc. Fuat Sezgin), /7EDJ1/1 (1957), s. 1-18; Fuâd Abdül-mün'im Ahmed, "Ba'de tahkiki'l-Burhan fî uşûli'1-fıkh", ei-Meürid, IX/4, Bağdad 1981, s. 802-803.
Dostları ilə paylaş: |