Bibliyografya: 9 Bibliyografya: 11



Yüklə 1,15 Mb.
səhifə27/39
tarix17.11.2018
ölçüsü1,15 Mb.
#83020
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   39

CÜRMÛZİ

Mutahhar b..Muhammed b. Ahmed el-Muntasır eş-Şerîf el-Hasenî (ö. 1077/1667) Yemenli tarihçi.

1003'te {1595) San'a'nın Cürmûz kö­yünde doğdu. Kaynaklarda hayatı hak­kında fazla bilgi yoktur. Zamanının sa­yılı Zeydî âlimlerinden olup 27 Zilhicce 1077'de391 âmil olarak görev yaptığı Uteme'de vefat etti.

Eserleri:



1- İkdü'l-cevahiri'!-behiyye fî ma'rifeti'l-memleketi'l-Yemeniy-ye ve'd-devleti'1-Fâtımiyyeti'l-Hüsey-niyye. Hz. Peygamber devrinden 1007 (1598) yılına kadar Yemen'de valilik ya­pan devlet adamları ve burada hüküm süren hanedanlardan bahseden eserin yazma nüshası Riyad'da Hamed el-Câ-sir'in özel kütüphanesinde bulunmakta­dır.

2- ed-Dürretü'1-mudıyye fi's-sîre-ti'l-Kâsımiyye. 1064 (1653-54) yılında tamamlanan ve Zeydî imam Mansûr-Bil-lâh'ın hayatını ihtiva eden eser, en-Nüb-zetü'l-müşîre ilâ cümelin nün cuyû-ni's-sîre fî ahbâri Mevlânö el-Manşûi-Billâh el-Kösım b. Muhammed adıyla meşhur olup yazma nüshası San'a Camii Kütüphanesi'nde ve British Museum'dadır.392

3- el-Cevftere’ü-münîre fî târihi devleti'!-Mü eyyed-Billâh ez-Zeydî. Yazma nüshası Berlin Kütüphanesi'nde bulunan393 eser el-Cevheretü'İ-muçbyye fî tânhi'i-hi-lâfeti'1-Mü'eyyediyye ve el-Cevhere-tü'1-münîre fî cümelin min 'uyûni's-sîre adlarıyla da bilinmektedir. Müellif kitabında daha çok kendi müşahedele­rine dayanarak Zeydî imam Müeyyed-Billâh'ın (ö. 1054/1644) Yemen Beyler­beyi Haydar Paşa ve halefi Nasuh Paşa ile mücadelesinden, Yemen'deki Osman­lı hâkimiyetinden bahsetmekte ve yaşa­dığı devrin meşhur bilginlerinin biyogra­fileri hakkında bilgi vermektedir. Eserin II. cildi Milano Ambrosiana Kütüphane-si'nde bulunmaktadır.394

4- Tuhfetü'l-esmâc ve'1-ebşâr bimâ fi's-sîreti'1-Mütevekkiliyye nün ğarâ3ibi'î-ahbâr. Zeydî İmam Mütevek­kil-Alellah"ın hayatı ve faaliyetlerine da­ir olan ve Sîretü'1-İmâm Mütevekkil-'Alellâh İsmâ'îl b. el-Kasım b. Man-şûi adıyla da bilinen eserin yazma nüs­haları Yemen'de Mükellâ'da halk kütüp­hanesinde, Vatikan Kütüphanesi'nde395 ve San'a Camii Kütüphanesi" nde bu­lunmaktadır.

Bibliyografya:

Nehrevâlî, Ğazauatü'l-Cerâkise ve'l-Etrâk fî cenûbi'l-Cezîre: el Berk uI - Ye mâni fi'I -fethi'I-'Oşmânî396, Riyad 1387/ 1967, s. 60 vd.; Muhibbi, Hulâşatul-eşer, IV, 406; Ahmed Râşid, Târih-i Yemen ve Sana, İstanbul 1291, I, 186 vd.; Brockelmann, GAL, II, 402; Suppl., II, 551; C. Zeydan, Târih, s. 336; Abdullah Muhammed el-Habeşî. Merâ-ci'u târihi'l-Yemen, Dımaşk 1972, s. 91, 121, 141-142,"225; a.mlf., el-Fikrü'l-lslâmî fi'l-Ye-men, s. 489-490; Eymen Fuâd Seyyid, Meşâdi-ru târihi'l-Yemen /İ7-eaşri7-/s/âmf, Kahire 1974, s. 237-238; Emîre Ali eİ-Meddâh, el-cOşmâniy-yûn ue'l-imâm el-Kâsım b. Muhammed b. cAlî fCl-Yemen, 1006-1029/'1598-1620, Cidde 1402/ 1982, s. 13, 41-49, 52, 54, 56, 61-68, 70, 74-78 vd.; Ziriklî. el-A'lâm (Fethullah), VII, 254; Abdullah b. Hâmid, "el-Mutahhar b. Muham­med el-Cürmûzî: Mü'ellefâtühû cani'd-dev-leti'l-Kâsımiyye", el-Mû'errihu'l-Arabt, VIII, Bağdad 1978, s. 58-70; J. H. Mordtmann, "Ha­san Paşa", İA, V/1, s. 330.



CÜRÜM

Hukuken yasaklanan ve yapılması halinde failin had, kısas veya ta'zirle cezalandırılmasını gerektiren fiil.397



CÜSTÂNİLER398




CÜŞEYŞ ED-DEYLEMÎ


Yemen'de peygamberlik iddiasında bulunan Esved el-Ansî'yi öldürenlerden biri.

Muhadramûn'dan olup adı bazı kay­naklarda Cİşnes ve Huşeyş olarak da geç­mektedir. Ataları VI. yüzyılda, İran'ın ku­zeyinde dağlık bir bölge olan Deylem'-den gelip Yemen çevresine yerleşmişler­dir. Peygamberlik iddia edenlerden Es­ved el-Ansî'nin Yemen bölgesinde birçok karışıklık çıkarması, Hz. Peygamber'in Ye­men valisi Şehr b. Bâzân'ı öldürerek ka­rısını alması ve kısa bir süre çevrede hâ­kimiyet kurması üzerine Resûl-İ Ekrem bölgenin ileri gelenlerine ve bu arada Deylemliler'in reislerinden olan Veber b. Yuhannes ile Cüşeyş'e bir mektup gön­derdi. Onlardan Esved el-AnsFyi ortadan kaldırmalarını istedi. Bunun üzerine Cü-şeyş ile FTrûz ed-Deylemî ve diğer yöne­ticiler bir araya gelerek Esved'i nasıl öl­düreceklerini planladılar. Eski vali Şehr1 in eşi Âzâd'ın yardımıyla bir gece Esved el-Ansryi konağında Öldürdüler. Bu hadise Hz. Peygamber'in vefatından bir gün veya bir gece önce meydana gelmiş 111/632, olayla ilgili haber Hz. Peygamber'in vefa­tından sonra Hz. Ebû Bekir'e ulaşmıştı.

Hz. Peygamber'in vefatı üzerine böl­gede ikinci bir ridde olayı başgösterdi. Bu defa Esved'in öldürülmesinde rolü olan Kays b. Abdüyegûs el-Mekşüh ayak­landı ve önceleri birlikte hareket ettiği Dâzeveyh, FTrûz ed-Deylemî ve Cüşeyş ed-Deylemryi kendisi İçin tehlikeli gö­rerek Öldürmeyi planladı. Bir komplo ile Dâzeveyh'i öldürttü; ancak diğerleri du­rumu öğrenerek kurtuldular.

Bibliyografya:

Taberî, Tûrth (Ebul-Fazl), III, 187, 231-236, 323-324; İbntn-Esîr. Ûsdü'l-ğhbe, I, 337; V, 438; a.mlf.. el-Kâmil, II, 338-341; Zehebî, el-Müştebeh, s. 265; İbn Hacer, el-İşSbe, I, 260-261; J. VVelhausen, İslâmın En Eski Tarihine Giriş (trc. Fikret Işıltan), İstanbul 1960, s. 3, 29, 31; Bahriye Uçok, İslâmdan Dönenler ve Ya­lancı Peygamberler (Hicrî 7.-11. yıllar), Anka­ra 1967, s. 38, 41-43, 45, 47; M. Hamîdullah. el-Veşâ'iku's-siyâsiyye, Beyrut 1403/1983, s. 334-336, 342-343; a.mlf., islâm Peygambe­ri (Tuğ), I, 544-545; Abdurrahman Abdülvâhid eş-Şücâ', el-Yemen fî şadri't-lslâm, Dımaşk 1408/1987,s.263,271.



CÜVEYNÎ, ATÂ MELİK

Ebü'l- Muzaffer Alâüddîn Atâ' Melik b. Bahâiddîn Muhammed el-Cüveynî (ö. 681/1283) İlhanlılar devrinde yetişen devlet adamı ve tarihçi.

623 (1226) yılında Cüveyn'in Âzâdvâr kasabasında doğdu. Çok eski ve meşhur bir aileye mensup olduğunu söyleyen Cüveynî, şeceresini Abbasî vezirlerinden Fazl b. Rebî'e kadar çıkarır. Bunun doğrulu­ğu kesin olmamakla birlikte aile fertle­rinden bazılarının Büyük Selçuklular ve özellikle Hârizmşahlar'la İlhanlılar (İran Moğolları) devrinde Önemli resmî görev­lerde bulundukları bilinmektedir. Büyük dedesi Bahâeddin Muhammed b. Ali kül­türlü bir kimse ve mühim bir idarî mev­ki sahibi, dedesi Şemseddin Muhammed Hârizmşahlar Devleti'nde maliye nâzın fmüstevfı-i dîvân) idi. Babası Bahâeddin Muhammed önce Hârizmşahlar'in, 630 (1232-33) yılından itibaren de Moğollar'ın hizmetine girmiştir. Uzun süre İran. Ho­rasan ve Mâzenderan'da Moğol umumi valilerinin hizmetinde bulunmuş, önce bu bölgelerin sâhib-dîvânlığına getiril­miş, 1235'te de büyük kağan Ögedey Han tarafından bütün İran'ın sâhib-dî­vânlığına tayin edilmiştir. Birkaç defa İran'daki Moğol umumi valilerine vekâlet etmiş ve 1253'te ölmüştür. Devrinin seçkin ve münevver şahsiyetlerinden bi­ri olan Bahâeddin Muhammed'in Arap­ça ve Farsça şiirler yazdığı bilinmekte­dir.

Kültürlü bir aile çevresinde ve çok ge­niş imkânlar içinde yetişen Cüveynî, ço­cukluk ve gençlik yıllarında mükemmel bir tahsil ve terbiye gördükten sonra on yedi on sekiz yaşlarında iken Moğollar'ın İran, Horasan, Irak ve Azerbaycan umu­mi valisi Argun'un özel kâtipleri arasına girdi. Argun 1243-1256 yıllan arasında Moğollar'ın başşehri Karakurum'a yap­tığı birçok resmî ziyarette bu çok genç ve kabiliyetli kâtibini de beraberinde götürmüştü. 1256 yılında Hülâgû İran'a gelince onun hizmetine girerek daha ilk günden itibaren itimat ve teveccühünü kazandı. Hülâgû'nun İran'daki Bâtınî fır­kasını yok etmek ve İsmâilîler'i ortadan kaldırmak için yaptığı bütün seferlere ve askerî faaliyetlere katıldı. İsmâiiîler'in müstahkem kalesi olan Alamut'un zap­tında bulundu, buranın meşhur kütüp-hanesiyle rasathanesinin yok olmasını önledi, ancak daha sonra Bâtınî akîdesiyle ilgili bütün eserleri yaktırdı.

Hülâgû'nun 1257 yılında Bağdat üze­rine yürüdüğü ve bir yıl sonra da bu ilim ve irfan merkezini yerle bir ettiği zaman Cüveynî de beraberinde idi. 1259'da ken­disine bütün Irâk-ı Arab ve Hûzistan eya­letlerinin idaresi verildi. Hülâgû'nun ölü­müne kadar bu görevde kalan Cüveynî, onun oğlu Abaka Han zamanında da (1265-1282) bütün Irâk-ı Arab'ı müsta­kil denecek bir şekilde idare etti.

1259 yılından Ölüm tarihi olan 1283'e kadar yirmi dört sene devam eden bu görevi sırasında birkaç defa rakip ve düşmanlarının iftira ve tezvirlerine mâ­ruz kalan Cüveynî, kardeşi Şemseddin'in Abaka'nın veziri olmasından da fayda­lanarak bu tehlikeleri kolaylıkla atlattı. Ancak Temmuz 1281'de Bağdat'tan Teb­riz'e Abaka'nın yanına geldiğinde, o sı­rada Abaka üzerinde büyük nüfuzu olan ve Cüveynî kardeşlere düşmanlığıyla ta­nınan Mecdülmülk-i Yezdî tarafından devlet malını gasbetmekle itham edi­lerek aleyhinde birçok isnatta bulunul­du. Neticede bütün serveti elinden alı­nan Cüveynî hapsedildi. Fakat bazı şeh­zadelerin aracılığı ile serbest bırakıldı. Bir müddet sonra da düşmanları onun Mısır Memlükleri ile iş birliği içinde ol­duğunu iddia ettiler. Bu iddiayı tahkik için bir heyetle birlikte Abaka'nın huzu­runa çıkmak üzere Tebriz'e hareket etti. Yolda Abaka'nm öldüğünü ve yerine Ahmed Teküderin geçtiğini öğrenince yeni hükümdarın fermanı ile Aladağ'da toplanacak büyük kurultayda hazır bu­lunmak üzere yola çıktı. Cülus şenlikle­rinden sonra yeni hükümdar Ahmed Teküder Cüveynî ve oğluna iltifatlarda bu­lundu ve onu yeniden eski görevine iade ederek bütün servetini geri verdi. Böy­lece Cüveynî ailesinin itibarı tekrar ye­rine gelmiş oldu. Bu aileyi mahvetmek için çalışan Mecdülmülk ise parçalanarak öldürüldü. Eski servet, nüfuz ve itibarı­nı elde eden Cüveynî, Horasan'dan Bağ­dat'a gelen Emîr Argun'un Abaka zama­nından hissesine düşen borçlarını tahsil maksadıyla adamlarını yakalatması üze­rine endişeye kapıldı ve hastalanarak 4 Zilhicce 681'de399 Mugan'da öldü. Naaşı Tebriz'e getirilerek Çeren-dâb Mezarlığı'na defnedildi.

İlhanlılar devrinin seçkin devlet ada­mı ve iyi bir münşî olan Cüveynî şair ve âlimleri himaye ederdi. Zekeriyyâ el-Kaz-vînî eAcâ3ibü'I-mahIûköt Cemâled-din Meysem b. Ali Şerhu Nehci'1-belö-ğa'yı İbn Bîbîde el-Evâmirü'l-cAlâ3'iy-ye fi'l-umûri'l alâ'iyye adlı eserini ona ithaf etmiş, Şeyh Sa'dî-İ Şîrâzî ile Hümâm Tebrîzî de onu öven kasideler yazmışlardır.

Cüveynî Irak'ı idare ettiği yıllarda bu görevinde büyük başarı gösterdi. Köy-Kilerin üzerinden ağır vergileri kaldırdı. Sulama işlerini tanzim ederek Enbâr'-dan Küfe ve Necefe kadar uzanan bir kanal yaptırdı. Kurduğu vakıflar ve ha­yır müesseseleriyle halkın sevgisini ka­zandı ; bunlar arasında Necef 'te yaptır­dığı ribât meşhurdur. Moğollar'ın tah­ribat onun gayretleriyle kısa sürede gi­derilmiş, böylece nüfus artmış, refah se­viyesi yükselmiş ve devlet gelirleri çoğal­mıştır.

Cüveynî'nin. saray entrikalarının çok yoğun olduğu bir dönemde kardeşi $em-seddin ile beraber mevki ve nüfuzunu muhafaza edebilmesi çok keskin bir ze­kâya sahip olduğunu açıkça göstermek­tedir. Cüveynî merkezi Bağdat olmak üzere bütün Irak'ta melik unvanıyla âde­ta bir hükümdar gibi hareket ediyordu. Kaynaklar onun hidiv-i a'zam, dârâ-yı âlem, zıllullah. uluğ, kutluğ ve inanç gi­bi unvanlar kullandığını belirtmektedir. Ahmed Teküder zamanında hükümdar­lar gibi çetr taşıma imtiyazına sahipti.

Cüveynfnin Mansür ve Muzafferüddin adında iki oğlu ve bir de kızı olmuştur. Manstir 1289'da Muzafferüddin ise 1291'-de idam edilmiş, kızı ise İlhanlı Hüküm­darı Gazan Han'ın İslâmiyet'i kabulünde büyük rol oynayan meşhur sûff Sadred-din Hammûye ile 1272'de evlenmiştir.



Eserleri:



1- Târîh-i Ghângüşâ. Münsî ve tarihçi olarak şöhretini zamanımıza kadar devam ettiren asıl büyük eseri­dir. Cüveynî 650 {1252) veya 651 (1253) yılında yazmaya başladığı bu büyük ta­rihini 658'de {1260) tamamlamıştır. Eser 1912-1937 yıllan arasında İranlı âlim Mir­za Muhammed Kazvînî tarafından uzun ve mükemmel bir mukaddime, önemli haşiyeler ve fihristler İlâvesiyle üç cilt halinde Leiden'de neşredilmiştir. Eser yalnız üslûp bakımından değil, ihtiva et­tiği zengin tarihî ve içtimaî bilgiler itiba­riyle de Moğol tarihinin birinci derece­deki kaynaklarından biridir. Eser Böyle tarafından İngilizce'ye400, Mürsel öztürk tarafından da Türkçe'ye tercü­me edilmiştir401.

2- Tesliyetü'î-ihvan. Hak­sız ithamlara mâruz kalarak iki defa hap­sedilen Cüveynî, 1283'te serbest bırakıl­dıktan sonra yazdığı bu risalede Abaka Han zamanında rakip ve düşmanlarının ithamları sonucu başına gelen felâket­leri anlatır ve yaptığı bütün işlerde hak­lı olduğunu ispata çalışır. Tesliyetü'l-ihvân, Abbas Mâhyâr tarafından bir mukaddime ve notlarla birlikte yayımlan­mıştır.402 Cüveynî'nin bu konuda yazdığı ikinci bir risalesi da­ha vardır. Ahmed Teküder'in İlhanlı tah­tına çıkışından Mecdülmülk-i Yezdrnin katline kadar meydana gelen olayları anlattığı bu eseri ölümünden altı ay ön­ce yazmıştır. Risale Mirza Muhammed Kazvînî tarafından Târîh-i Cihângüşâ'-nın baş kısmında özet olarak neşredil­miştir.

Ayrıca yazdığı resmî mektuplar ve fer­manların bir bölümü, Petersburg'da Insti-tut des langues Orientales Kütüphane-si'nde, diğer bazı müelliflerin aynı nite­likteki eserlerini içine alan bir münşe­at mecmuasında (178a-193a) yeralmaktadır.403



Bibliyografya:

Cüveynî. Târîh-i Cihângüşâ404, Leiden-London 1912-16, I-III, ayrıca bk. naşirin mukaddimesi, s. 1-126; a.e.: The Histonj ofthe World-Conqueror405, Manchester 1958,1, mütercimin gi­rişi, s. XV-XXXV; Müeyyidüddevle Müntecibüd­din Bedf Atabek el-Cüveynî, Kitâbü 'AtebeÜ't-ketebe406, Tahran 1329 hş., naşirin önsözü, s. T-Y; V. Rosen. Les Manuscrits persans de l'lnstitut des Langues Orientales, Petersburg 1885, s. 158; Brovme. LHP, III, 10, 12, 17, 20-24; Storey. Persian Li­teratüre, I/l, s. 260-266; Tebrfeî. Reyhânetü'l-edeb. I, 444; Spuler, Iran Moğollan, s. 11. 16, 18, 32, 36, 87-88, 91, 373, 380, 420; Sarton, Introduction, 11/2, s. 1123-1124; J. Rypka. "Po-ets and Prose Writers of the Late Saljuq and Mongol Periods", CHlr., V, 622-623; a.mlf, HIL, s. 250, 314, 443; Reuben Levy, An Intro-duction to Persian Literatüre, New York-Lon-don 1969, s. 55-58; Barthold. Türkistan, s. 42-43; a.mlf. — J. A. Böyle, "Djırvvaynr, El2 (İng), II, 606-607; Safa, Edebiyyât, 111, 1209-1213; Hadi Hasan, "Ata-Malik Juvaini", IC, XXXIII/4 (1959), s. 280-282; M. Fuad köprülü, "Cüvey­nî", İA, III, 249-255; DMF, II, 1743.




Yüklə 1,15 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   39




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin