Bilindiği üzere, kdv kanunu 1/1/1985 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kdv mevzuatında yaklaşık 30 yıllık uygulama süresince ihtiyaçlar çerçevesinde


- Külçe metal teslimleri, - Külçe metal teslimleri



Yüklə 446 b.
səhifə6/21
tarix25.10.2017
ölçüsü446 b.
#12710
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   21

- Külçe metal teslimleri,

  • - Külçe metal teslimleri,

  • - Bakır, çinko, alüminyum ve kurşun ürünlerinin teslimi,

  • - Metal, plastik, lastik, kauçuk, kâğıt, cam hurda ve atıklarının teslimi,

  • - Metal, plastik, lastik, kauçuk, kâğıt ve cam hurda ve atıklarından elde edilen hammadde teslimi,

  • - Pamuk, tiftik, yün ve yapağı ile ham post ve deri teslimi,

  • - Ağaç ve orman ürünleri teslimi,

  • ile ilgili mahsuben iade talepleri miktarına bakılmaksızın vergi inceleme raporu, YMM raporu ve teminat aranmadan yerine getirilmesi uygun görülmüştür.

  • Öte yandan, ikametgahı, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayanlar tarafından Türkiye’de yapılan mal teslimlerinin tam tevkifat kapsamına alınması, bunlar yönünden indirilemeyen bir KDV sorunu ortaya çıkarmaktadır.



Yabancı kişi ve kuruluşlar  Türkiye’de KDV mükellefiyetleri bulunmaması ve teslim ve hizmetlerine ait KDV’nin alıcılar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi nedeniyle, Bu teslim ve hizmetler nedeniyle Türkiye’de yüklendikleri KDV’leri indirememektedirler. Türkiye’de mükellefiyeti bulunmayan yabancı firmaların yüklendikleri vergileri indirememeleri, yabancı kişi ve firmalar aleyhine haksız rekabete neden olmaktadır.

  • Yabancı kişi ve kuruluşlar  Türkiye’de KDV mükellefiyetleri bulunmaması ve teslim ve hizmetlerine ait KDV’nin alıcılar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi nedeniyle, Bu teslim ve hizmetler nedeniyle Türkiye’de yüklendikleri KDV’leri indirememektedirler. Türkiye’de mükellefiyeti bulunmayan yabancı firmaların yüklendikleri vergileri indirememeleri, yabancı kişi ve firmalar aleyhine haksız rekabete neden olmaktadır.

  • Maliye Bakanlığı,

  • “Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde mal teslimi veya hizmet ifasında bulunan ve KDV mükellefiyeti bulunmayan yabancı kişi ve kuruluşların, bu işlemleri nede­niyle yüklenip indiremedikleri KDV’nin, teslim veya hizmetin tamamlan­masından sonra yapılacak bir vergi incelemesi sonucuna göre iade edilmesi”

  • gerektiği görüşündedir. (MB.’nin, 10.05.1993 tarih ve 30001, 31.12.2006 tarih ve B.07.1.GİB.0.55/5511-2421/5078 sayılı Özelgeleri)



KDV’nin alıcılar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edildiği durumlarda, yabancı kişi ve firmalar mükellef olmamaları nedeniyle bu işlemlere ilişkin olarak Türkiye’de yüklendikleri KDV’yi indirim konusu yapamama durumu ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu kişi ve firmaların yüklendikleri vergiler, KDV mükellefiyeti bulunmaması nedeniyle indirim konusu yapılamadığı gibi, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olunmaması nedeniyle de gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınamamaktadır.

  • KDV’nin alıcılar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edildiği durumlarda, yabancı kişi ve firmalar mükellef olmamaları nedeniyle bu işlemlere ilişkin olarak Türkiye’de yüklendikleri KDV’yi indirim konusu yapamama durumu ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu kişi ve firmaların yüklendikleri vergiler, KDV mükellefiyeti bulunmaması nedeniyle indirim konusu yapılamadığı gibi, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olunmaması nedeniyle de gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınamamaktadır.

  • Öte yandan, yabancı kişi ve kuruluşların teslim ve hizmetleri KDV’ye tabi olduğundan, bu kişi ve kuruluşların vergiye tabi işlemleri nedeniyle yüklendikleri vergiler açısından da Türkiye’deki bir nihai tüketici olarak değerlendirilmemesi gerekir. 

  • 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 29/4. maddesinde, “Maliye Bakanlığı’nın vergi indirimi uygulamasında doğabilecek aksaklıkları, vergi mükerrerliğine ve vergi muafiyetine meydan vermeyecek şekilde, bu Kanun’un ana ilkelerine uygun olarak gidermeye ve indirimle ilgili usul ve esasları düzenlemeye yetkili olduğu” hükme bağlanmıştır.



Maliye Bakanlığı’nın Kanun’un 29/4. maddesinin verdiği yetki çerçevesinde, indirim olanağı bulunmayan söz konusu vergilerin yaptırılacak bir inceleme sonucuna göre yabancı kişi ve firmalara iade edilebileceği şeklindeki görüşü son derece doğru ve yerindedir. İadelerde gecikme yaşanmaması bakımından, iadenin Maliye Bakanlığı vergi inceleme elemanları dışında Yeminli Mali Müşavir Raporu sonucuna göre yapılmasına da imkan sağlanması uygun olacaktır.

  • Maliye Bakanlığı’nın Kanun’un 29/4. maddesinin verdiği yetki çerçevesinde, indirim olanağı bulunmayan söz konusu vergilerin yaptırılacak bir inceleme sonucuna göre yabancı kişi ve firmalara iade edilebileceği şeklindeki görüşü son derece doğru ve yerindedir. İadelerde gecikme yaşanmaması bakımından, iadenin Maliye Bakanlığı vergi inceleme elemanları dışında Yeminli Mali Müşavir Raporu sonucuna göre yapılmasına da imkan sağlanması uygun olacaktır.

  • Ayrıca, Tebliğde bu konuda bir açıklamanın yer alması da, daha uygun olurdu.

  •  

  •  



DİĞER DEĞİŞİKLİK, birden fazla vergilendirme dönemine yayılarak verilen hizmetlerde, vergiyi doğuran olay ve verginin beyan edileceği dönemlerin açıklığa kavuşturulmasına ilişkindir.

  • DİĞER DEĞİŞİKLİK, birden fazla vergilendirme dönemine yayılarak verilen hizmetlerde, vergiyi doğuran olay ve verginin beyan edileceği dönemlerin açıklığa kavuşturulmasına ilişkindir.

  • Uygulamada sıkça karşılaşılan durumlardan birisi de, birden fazla vergilendirme (ay’a) dönemine yayılarak verilen hizmetlerde vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarih ve KDV’nin ne zaman beyan edileceğine ilişkindir. Özellikle bedelin peşin alındığı durumlarda veya taksit yapılması halinde KDV‘nin beyanı yönünden ne şekilde işlem yapılacağı, azami bir taksit süresi olup olamayacağı konularında ihtilaflar mevcuttur.


  • Yüklə 446 b.

    Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   21




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin