İzinsiz olarak insanların evlerinin içine göz atmak (röntgencilik yapmak):
Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
﴿ يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ لَا تَدۡخُلُواْ بُيُوتًا غَيۡرَ بُيُوتِكُمۡ حَتَّىٰ تَسۡتَأۡنِسُواْ وَتُسَلِّمُواْ عَلَىٰٓ أَهۡلِهَاۚ ذَٰلِكُمۡ خَيۡرٞ لَّكُمۡ لَعَلَّكُمۡ تَذَكَّرُونَ ٢٧ ﴾ [سورة النور الآية: ٢٧]
"Ey îmân edenler! Kendi evleriniz dışındaki evlere, sahiplerinden izin isteyip onlara selâm vermeden girmeyin. Böyle yapmanız sizin için daha uygundur. Olur ki düşünür, hikmetini anlarsınız."2
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, izin istemekteki sebebin; ev sahiplerinin görülmesi mahrem olan şeylerine bakma endişesi olduğunu şöyle haber vermiştir:
(( إِنَّمَا جُعِلَ الِاسْتِئْذَانُ مِنْ أَجْلِ الْبَصَرِ.)) [رواه البخاري]
"İzin isteme, (harama) bakılmaması için meşrû kılınmıştır."1
Günümüzde binaların yakınlığı,apartmanların birbirine bitişik, kapı ve pencerelerin karşılıklı olması sebebiyle komşuların birbirlerini gözleme ihtimali daha da artmıştır. Hatta birçok kimse, bakışlarını sakınmaz olmuştur. Yüksekte oturanlardan bazıları pencere ve teraslardan, kendilerinden aşağıda oturan komşularının evlerine bilerek bakar olmuştur. Bu davranış bir ihânettir, komşuların kutsal değerlerini çiğnemektir ve harama götüren bir yoldur.Bunun yüzünden birçok belâ ve fitne meydana gelmiştir.Bu olayın ne kadar tehlikeli ve başkalarını gizlice gözetleyenin gözünün çıkarılmasının dînen câiz olduğuna delil olarak Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in şu sözü yeterlidir:
(( مَنِ اطَّلَعَ فِي بَيْتِ قَوْمٍ بِغَيْرِ إِذْنِهِمْ فَقَدْ حَلَّ لَهُمْ أَنْ يَفْقَئُوا عَيْنَهُ.))
[رواه مسلم]
"Kim, bir kavmin evine bakmak için, onların izni olmadan başını uzatıp bakarsa, onun gözünü çıkarmaları, onlara helâldir."2
Başka bir rivâyette ise, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
(( مَنِ اطَّلَعَ فِي بَيْتِ قَوْمٍ بِغَيْرِ إِذْنِهِمْ، فَفَقَئُوا عَيْنَهُ، فَلاَ دِيَةَ لَهُ وَلاَ قِصَاصَ.)) [رواه أحمد وصححه الألباني]
"Kim, bir kavmin evine bakmak için, onların izni olmadan başını uzatıp bakarsa, onlar da onun gözünü çıkarırlarsa, ona ne diyet, ne de kısas gerekir."2
İki kişinin, üçüncü kişiden ayrı olarak aralarında gizlice konuşmaları:
Bu davranış, meclislerin bir âfeti ve müslümanların arasını açmak, birbirlerine karşı kalplerini kinle doldurmak için şeytanın attığı adımlardan birisidir.
Nitekim Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konunun hükmünü ve sebebini şöyle açıklamıştır:
(( إِذَا كُنْتُمْ ثَلاَثَةً، فَلاَ يَتَنَاجَى رَجُلاَنِ دُونَ الْآخَرِ حَتَّى تَخْتَلِطُوا بِالنَّاسِ أَجْلَ أَنْ يُحْزِنَهُ.)) [رواه البخاري]
"Üç kişi olduğunuz zaman, diğer insanlarla birlikte oluncaya kadar, iki kişi diğerinden ayrı olarak kendi aralarında (gizlice) konuşmasın. Çünkü bu davranış, o üçüncü kişiyi üzer."3
Üç kişinin dördüncü kişiden ayrı olarak, kendi aralarında gizlice konuşmaları da bu hükme girer.
Aynı şekilde iki kişinin, üçüncü kişiden ayrı olarak, kendi aralarında üçüncü kişinin anlamadığı bir dilde konuşmaları da böyledir.
Şüphesiz iki kişinin üçüncüden ayrı olarak aralarında gizlice konuşmaları,üçüncü kişi için bir çeşit aşağılama içerir veya iki kişinin, üçüncü kişide, kendisi aleyhinde kötülük istedikleri izlenimini uyandırır.
Elbiselerin paçalarını, aşık kemiklerinden aşağıda olacak şekilde uzun tutmak:
Elbisenin paçasını aşık kemiklerinden aşağıda olacak şekilde uzun tutmak, insanların basit ve önemsiz olduğunu sandıkları, halbuki Allah Teâlâ katında pek büyük günah olan şeylerdendir. Kimisinin elbisesi yere değer, kimisinin ise arkasından sürünür.
Ebu Zer el-Ğıfârî'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:
(( ثَلاَثَةٌ لاَ يُكَلِّمُهُمْ اللهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ، وَلاَ يَنْظُرُ إِلَيْهِمْ، وَلاَ يُزَكِّيهِمْ، وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ: الْـمُسْبِلُ [وَ فيِ رِوَايَةٍ: إِزَارَهُ] وَالْـمَنَّانُ [وَ فيِ رِوَايَةٍ: الَّذِي لاَ يُعْطِي شَيْئًا إِلاَّ مَنَّهُ] وَالْـمُنَفِّقُ سِلْعَتَهُ بِالْـحَلِفِ الْكَاذِبِ.)) [رواه مسلم]
"Üç sınıf insan vardır ki, Allah kıyâmet günü onlarla (hoşlarına gidecek bir sözle) konuşmayacak, onlara (rahmet nazarıyla) bakmayacak, onları (günahlarından) temize çıkarmayacak ve onlar için acıklı bir azap olacaktır. (Bunlar:) Elbisesinin paçası, (başka bir rivâyette: İzârının alt kısmı) aşık kemiklerinden aşağı sarkan, iyiliği başa kakan (başka bir rivâyette:Başa kakmadan bir şey vermeyen) ve satarken malının üzerine yalan yere yemîn ederek satandır."1
"Ben, elbisemin alt kısmını veya paçasını kibir için uzatmıyorum" diyerek kendisini temize çıkaran kimsenin, bu gerekçesi kabul edilemez. Elbisesinin alt kısmını veya paçasını uzun tutan kimse hakkında tehdit geneldir. Bir kimse, elbisesinin alt kısmını veya paçasını ister kibir kastıyla uzun tutsun, isterse kibir kastı olmadan uzun tutsun, hüküm aynıdır.
Nitekim Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in şu sözü buna delâlet etmektedir:
(( مَا تَحْتَ الْكَعْبَيْنِ مِنَ الْإِزَارِ فَفِي النَّارِ.)) [رواه أحمد وصححه الألباني]
"İzarı (elbisenin alt kısmı)nın paçası, aşık kemiklerinden aşağı sarkan kimse ateştedir."1
Bir kimse, elbisesinin paçasını kibirden dolayı aşık kemiklerinden aşağıda olacak şekilde uzun tutarsa, azabı daha şiddetli ve daha büyük olur.
Nitekim Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:
(( مَنْ جَرَّ ثَوْبَهُ خُيَلَاءَ لَمْ يَنْظُرِ اللهُ إِلَيْهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ.)) [رواه البخاري]
"Kim, kendini beğenmiş bir şekilde elbisesini giyerek yerden sürükler ve çalım satarak yürürse, Allah, kıyâmet günü ona (rahmet nazarıyla) bakmayacaktır."2
Bunun sebebi; bu kimse, hem kendini beğenmek, hem de elbisesini yerden sürükleyerek yürümek sûretiyle iki haramı birden işlemiştir.
Elbiseyi haddinden fazla uzatmak,izarda olduğu gibi, gömlek ve imame (sarık) gibi bütün elbiseler için geçerlidir.
Nitekim İbn-i Ömer'den -Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:
(( اَلْإِسْبَالُ فِي الْإِزَارِ وَالْقَمِيصِ وَالْعِمَامَةِ، مَنْ جَرَّ مِنْهَا شَيْئًا خُيَلَاءَ، لَمْ يَنْظُرِ اللهُ إِلَيْهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ.)) [رواه أبو داود وصححه الألباني]
"Elbiseyi haddinden fazla uzatmak, izâr, gömlek ve sarıkta olur.Kim, kendini beğenmiş bir şekilde bunlardan birisini giyip çalım satarak yürürse, Allah kıyâmet günü ona (rahmet nazarıyla) bakmayacaktır."3
Rüzgâr estiğinde görünmesi câiz olmayan yerlerin görünmesini önlemek için kadının, ayaklarını örtmesi için, elbisesini bir veya iki karış uzun tutabilir. Fakat elbisesinin paçasını belirlenen uzunluktan fazla yapması, câiz değildir.
Nitekim bazı düğün törenlerinde gelinlerin giydikleri gelinliklerin metrelerce uzun olur, hatta gelinin arkasından bazıları onun elbisesini taşırlar.
Dostları ilə paylaş: |